Özhaseki: "(Kayseri'deki Fetö/pdy Operasyonu) Bu Gruba Bir Metrekare Arsa Vermiş Değilim"

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki'nin açıklamaları AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özhaseki:

"Belediyede çalışan taşeron işçilere yönelik düzenlememize göre, belediyeler eğer insan çalıştırıyorsa, bunları kendi şirketlerinde çalıştırmalı, başka bir şirkete havale etmemeliler. Kendi şirketleri de imtiyazlı bir şirket olmalı"

" ( Kayseri'deki FETÖ/PDY operasyonu) Altını çizerek söylüyorum, bu grubun ne müridiyim, ne şakirdiyim, ne müntesibiyim, bunu herkes bilir. Bu gruba bir metrekare arsa vermiş değilim. Ancak bir arsa getirmişler de 'Buraya okul, yurt yapacağız' dedilerse, herkese yaptığım gibi yardımcı olup, hayırlı işin önünü açmışımdır"

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki, "Bizim belediyede çalışan taşeron işçilere yönelik düzenlememize göre, belediyeler eğer insan çalıştırıyorsa, bunları kendi şirketlerinde çalıştırmalı, başka bir şirkete havale etmemeliler. Kendi şirketleri de imtiyazlı bir şirket olmalı." dedi.

Özhaseki, AK Parti İl Başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Diyarbakır'ın Sur ilçesine ziyaret düzenlediklerini, burada halkın yoğun ilgisiyle karşılaştıklarını söyledi.

Belediyelerdeki taşeron işçilerinin kadroya alınması konusuna değinen Özhaseki, buna yönelik farklı bir düzenleme yapılacağını belirtti.

Ankara Büyükşehir ve Fatih belediyelerinden örnekler veren Özhaseki, şöyle konuştu:

"Ankara Büyükşehir Belediyesinin elemanları 11 bin kişi gibi ama 19 bin kişi gibi de taşeronda çalışan var. 30 bin kişiyi kadrolu ettiğinizde Ankara Büyükşehir Belediyesi adeta çöküyor. İstanbul Fatih Belediyesinin yıllık personel gideri 80 milyon lira civarında. Taşeron işçileri olduğu gibi kadroya geçirdiğinizde ve kadrolu işçilerin özlük haklarını vererek devam ettirdiğinizde yıllık personel gideri 185 milyar lira oluyor. Fatih Belediyesi de çöküyor. Bu sadece AK Partili belediyelere has bir şey değil, bütün partilere has. Farklı partilerin büyükşehirlerinin ilçe belediyesi başkanlarıyla konuştuğumuzda hepsi bunu ifade etti. İki tarafı dengede tutabileceğimiz formül, Sayın Başbakanın hoşuna gitti. Eğer gerçekleşirse bu şekilde çıkacak. Ancak Meclis'te nasıl bir değişikliğe uğrar bilmiyoruz."

Özhaseki, "Bizim belediyede çalışan taşeron işçilere yönelik düzenlememize göre, belediyeler eğer insan çalıştırıyorsa, bunları kendi şirketlerinde çalıştırmalı, başka bir şirkete havale etmemeliler. Kendi şirketleri de imtiyazlı bir şirket olmalı. KDV'den biraz imtiyazlı olmalılar." ifadelerini kullandı.

Teröre bulaşan belediyeler

Belediye başkanlarının görevi kötüye kullanması ve teröre ilişen belediyelerle ilgili düzenlemeler yapıldığını ifade eden Özhaseki, teröre bulaşmış bir belediye başkanının bulunduğu yerde, demokrasiden söz edilemeyeceğini vurguladı.

Bu konuda sert bir teklifleri olduğunu anlatan Özhaseki, "Yapılması gereken, bir belediye başkanı teröre ilişmişse onun görevden alındığı gibi bir başkasının atanması, o hizmetin sürdürülmesidir. Meclis'e getirip bu konunun takipçisi olacağız." dedi.

Belediyelerle ilgili bu düzenlemeyi dün Sur'da esnafla da paylaştığını bildiren Özhaseki, "Esnaf diyor ki 'Ne olur gelin, bizim belediyeye el koyun. Bunlar burada hizmet yapmıyorlar, asla doğru bir iş yapmaya da niyetleri yok. Kayseri'ye gıpta ediyoruz.' Burada bir yangın var, bunun da sönmesi lazım. Bunu söylerken Diyarbakır Belediye Başkanı hanımefendi görevden alınsın diye demiyorum ama orada birileri de hendek kazıyorsa, PKK'lıların cenazesine gidiyorlarsa tabii ki bir şeyler yapılmalı. Hazırlığımızı tamamladık, önümüzdeki günlerde devreye girecek diye bekliyoruz." şeklinde konuştu.

Özhaseki, bazı belediye başkanlarının görevden alınmasına ilişkin de hırsızlık ve yolsuzluğa göz yummayacaklarını dile getirdi.

Uyum sağlayamayan, başka kusurları olan belediye başkanlarını uyardıklarını belirten Özhaseki, "Ancak taviz vermeyeceğimiz tek nokta var, akçeli iş varsa, paralı iş varsa tavizimiz yok. Başbakanımızın da kesin talimatı var. 'Bu bizim adamımız görmeyelim, üstünü örtelim' bizde asla böyle olmayacak. Geçenlerde yaptığımız işlemler de bunun ispatıdır. Şimdi takip ettiğimiz 10 kadar belediye var. Kötülük yaptıklarına inanırsak bir saniye bile durdurmayız, partiden ilişkilerini keseriz." değerlendirmesinde bulundu.

Kayseri'deki FETÖ/PDY operasyonu

Özhaseki, bir gazetecinin "CHP'li milletvekillerinin Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında tutuklanan Boydak Holding yöneticilerini ziyareti sonrasında yapılan açıklamalara" ilişkin sorusu üzerine, Boydak ailesinin, sıfırdan başlamış, büyük işleri kurmuş, istihdam ve ülke ekonomisine katkı sağlayan, hayırseverlikleriyle nam yapmış bir aile olduğunu söyledi.

Şahsi olarak arkadaşlığının uzun yıllar sürdüğünü söyleyen Özhaseki, şöyle konuştu:

"Belediye başkanlığı yaptığım sürece hayırlara kapılarım açık, şerlere kapalıydı. Talebe hizmeti, fakir fukara hizmeti, cemiyet, cemaat halinde bir araya gelmiş kim varsa belediyeye geldiğinde benden olumlu cevap almıştır. Bunların içine dini vakıflar, milli duyguları ön planda olan arkadaşlarımız ve Alevi dernekleri de dahildir. Geldiklerinde kapım açıktır. Büyük kısmına severek, isteyerek yardım ettim. Kastettiğiniz grup da geldiğinde aynı şekilde yardımcı oldum. Altını çizerek söylüyorum, bu grubun ne müridiyim, ne şakirdiyim, ne müntesibiyim, bunu herkes bilir. Bu gruba bir metrekare arsa vermiş değilim. Ancak bir arsa getirmişler de 'Buraya okul, yurt yapacağız' dedilerse, herkese yaptığım gibi yardımcı olup, hayırlı işin önünü açmışımdır. Yol ayrımı 17-25 Aralık'ta başladı. Bakışımın değiştiğini, o grubun ileri gelenlerini belediyeye davet ettiğimde yüzlerine söyledim. Hacı Bey'i iki kere belediyeye davet edip, kendisine de ifade ettiğimin şahitleri vardır, zaten kendi de inkar etmeyecektir."

"17-25 Aralık hükümeti devirme operasyonuydu"

Özhaseki, 17-25 Aralık'ta yaşananların hükümeti devirme operasyonu olduğunu vurguladı.

Yapının pek çok kişiyi gayriresmi dinlediğini, İslami bir cemaatin böyle şeyler yapmasının mümkün olmadığını ifade eden Özhaseki, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı niye dinlenir? Hangi İslami cemaat bunu yapar, bu vatanı seven hangi grup bunu yapar? İnsanların özel hayatlarına neden girilir ki? Bazıları neden çok meraklı bu meselelere. MİT tırı neden çevrilir? Türkiye, Bayırbucak Türkmenlerinin bulunduğu noktayı stratejik olarak ayakta tutmaya çalışıyor. Altımızda da bir koridor oluşmaması için her şeyi yapıyoruz. Düşmanların yanında olmak ne demek? Şu an Türkiye'nin yurt dışında aleyhine çalışan en önemli örgüt olarak yapıyı devam ettirmek niye ki? Bunu Hacı Bey'e de grubun temsilcilerine de defalarca söyledim. Allah akıl fikir, izan, insaf versin. 17-25 Aralık önemli bir tarihtir. Eğer 17-25 Aralık öncesinde kim ne yaptı diye sorarsanız ve herkesi bundan yargılamaya çalışırsanız, Türkiye'nin etrafını çevirip 78 milyonluk hapishane yapmanız lazım."

Bu gruba Allah rızası için yardım ettiğini dile getiren Özhaseki, "Bu arkadaşlara, 'Ne olur bu kararı verenleri uyarın, öz eleştiri yapın, cemaate yapacağınız en iyi fayda bu' demişimdir. Ancak bu ciheti tercih etmediler, ısrar etmenin neticesinde sıkıntılar ortaya çıkıyorsa ona da diyecek bir şey yok. Bu suçlamalar için de güya Abdullah Bey'in de Taner Yıldız Bey'in de benim de adım geçiyor. Ancak Hacı Bey, bunların ne kadarını söylemiştir ne kadarını onlar ilave etmiştir yakında ortaya çıkar. Çünkü onlar (CHP milletvekilleri) ilave etme konusunda mahirdirler. İçeriye düşmüş Memduh Bey ve Hacı Bey var. Bunların bir an önce kurtulması, suçsuzluklarını ispat edilmesi, işlerine, ailelerine dönmeleri..." ifadelerini kullandı.