Haberler

Orgeneral Kamil Başoğlu'nun Kaçırılmasına İlişkin Davada İlk Celse Tamamlandı

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz’daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan Orgeneral Kamil Başoğlu’nun kaçırılmasına ilişkin davanın ilk celsesi görüldü.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında Kara Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) olan Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin davanın ilk celsesi görüldü.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davaya tutuklu sanıklar ve müdafi avukatları katıldı. Savunma yapan tutuklu sanıklardan eski Kurmay Albay Muhsin Kutsi Barış, Orgeneral Kamil Başoğlu'nun kaçırılmasına ilişkin hakkında açılan dava ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin açılan ana davanın birleştirilmesini talep ederek sözlerine başladı. İddianamede Başoğlu'nun derdest edilmesine ilişkin operasyonun planlayıcısı ve emir vericisi olduğunun yer aldığını hatırlatan Barış, suçlamaları kabul etmediğini söyleyerek, FETÖ üyesi olmadığını öne sürdü. Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Albay Orhan Yıkılkan'ın 12 Temmuz'da kendisine Özel Kuvvetler Komutanlığınca alayda tatbikat yapılacağı yönünde bilgi verildiğini söyleyen Barış, tatbikatın hafta sonu yapılacağının kendisine bildirildiğini anlattı. Barış, darbe şüphelilerinden eski Albay Fırat Alakuş'un "Üst düzey komutanlara karşı terör saldırı olacağı yönünde istihbarat var" dediğini ve bu nedenle koruma tatbikatının Cuma (15 Temmuz) akşamı yapılmak istenildiğini söylediğini kaydetti. 18 Temmuz'da alayın kuruluş yıldönümü törenlerinin olduğunu, tatbikatın bu törenin ardından yapılmasının daha uygun olduğunu Alakuş'a söylediğini öne süren Barış, Alakuş'un tatbikatın 15 Temmuz'da yapılmasında ısrarcı olduğunu belirtti.

"Bu sözler benim için kırılma noktası oldu"

Barış, 15 Temmuz gecesi koruma tatbikatı olacağını sandığını, Başoğlu'nun derdest edilmesine ilişkin hiçbir ilgisinin olmamasına rağmen bununla suçlandığını savundu. Alakuş'un kendisini arayarak Özel Kuvvetler Komutanlığının yaptığı koruma tatbikatının gerçek hale geldiğini söylediğini aktaran Barış, "Albay Alakuş, TSK'nın yönetime el koyduğunu söyledi. Bu sözler benim için kırılma noktası oldu. Tatbikat fiili bir el koymaya dönüşmüştür. Sakatlanan irademle bazı birlikleri Genelkurmay Başkanlığına gönderdim. 15 Temmuz akşamı saat 21.00'den sonra yaşananlar çok ani gerçekleşti" ifadelerini kullandı.

Başoğlu'nun derdest edildiğinden bilgisinin olmadığını iddia eden Barış, derdest edilmesine ilişkin emir ve talimat vermediğini savundu.

Barış, evinde yapılan aramalarda ele geçirilen 3 adet 1 dolara ilişkin, "1 dolarlar bana ait değildir. Benim FETÖ ile uzaktan yakından ilgim yoktur. 1 dolarların başkaları tarafından konulduğunu düşünüyorum ve bunun araştırılmasını talep ediyorum" dedi.

"Çıkılmaz bir sokağa girmiştik, bu yüzden devam ettim"

Mahkeme Başkanı Oğuz Dik'in, "Darbe girişiminin olduğunu öğrendikten sonra neden halen faaliyetlere devam ettin?" sorusu üzerine Barış, "Çıkılmaz bir sokağa girmiştik, bu yüzden devam ettim" cevabını verdi.

"Sür oğlum, sana tarif edeceğim"

Sanıklardan er Tekin Gökbaş, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayında şoför olarak görev yaptığını, kendisine tatbikat olacağının söylenildiğini anlattı. Verilen emir üzerine bir ambulans ile bilmediği bir evin önüne gittiğini belirten Gökbaş, bir albay ile binbaşının tanımadığı bir kişinin koluna girdiğini, şahsı ambulansa bindirdiklerini söyledi. Gökbaş, "Araçtakilere 'Nizamiyeye mi gideceğiz?' diye sorduğumda bana 'Sür oğlum, ben sana tarif edeceğim' diye yanıt verdiler. Bunun üzerine aracı sürdüm. Uçakların uçtuğu bir yere gittik ve tanımadığım kişilere aldığımız kişiyi teslim ettik" diye konuştu.

Tatbikata gideceklerini sandığını öne süren Gökbaş, geri dönmeye başladıklarında halkın sokağa çıktığını gördüklerini ifade ederek, "Benden rütbeliler olayı anlamamışken ben nasıl anlayayım" dedi.

"Ambulans yoksa tatbikatı başlatamam"

Sanıklardan sözleşmeli Subay Eyüp Baloğlu, 15 Temmuz günü saat 21.05'de tatbikatın başlayacağını öğrendiğini söyleyerek, "Bu esnada Albay Uğur Karaca'yı aramam istendi. Uğur Karaca'yı aradığımda benden bütün askerleri toplamamı istedi. Uğur Karaca geldiğinde 'Ambulans nerede? Ambulans yoksa tatbikatı başlatamam' dedi. Bunun üzerine ambulans için telefon görüşmesi yaptık. Bir süre sonra albay ve beraberindekilerle ambulansa gittik ve bir evin önünde durduk. Gittiğimiz yerin Orgeneral Kamil Başoğlu'nun evi olduğunu gördüm. Albay Uğur Karaca 'Komutanım terör saldırısı olacak, sizi daha güvenli bir yere götüreceğiz' dedi" şeklinde konuştu.

"Bunun olağan dışı bir durum olduğunu anladım"

Karaca'nın emri ile ambulansın ön tarafına oturduğunu belirten Baloğlu, "Ben nereye gittiğimizi bilmiyordum. Ambulansın arkasına baktığımda komutanın ellerinin arkadan bantla bağlandığını gördüm. Darbe girişimi olduğunu anlamamıştım ama bunun olağan dışı bir durum olduğunu düşündüm. Komutan böyle götürülemez diye düşündüm ve ambulanstan indim" ifadelerini kullandı.

Darbe girişimi olduğunu sonradan öğrendiğini savunan Baloğlu, TRT'de darbe bildirisi okunduğunu gördüğünü, yaşananların kendisinde şok etkisi oluşturduğunu anlattı. Baloğlu, FETÖ ile bir bağlantısı olmadığını ve suçsuz olduğunu iddia etti. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Kutsi Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title