MHP'li Demirel: Türkiye, Kırım İçin Tüm Dış Politika Enstrümanlarını Kullanarak Somut Adımlar Atmalı
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, Ukrayna'daki Olaylara ilişkin, "Türkiye, Kırım'ın statüsünü değiştirecek ve bölgedeki soydaşlarımızın güvenliğini ve geleceğini olumsuz yönde etkileyecek hiçbir gelişmeye müsaade etmemeli, bu uğurda tüm dış politika enstrümanlarını kullanarak somut adımlar atmalıdır" dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, Ukrayna'daki Olaylara ilişkin, " Türkiye, Kırım'ın statüsünü değiştirecek ve bölgedeki soydaşlarımızın güvenliğini ve geleceğini olumsuz yönde etkileyecek hiçbir gelişmeye müsaade etmemeli, bu uğurda tüm dış politika enstrümanlarını kullanarak somut adımlar atmalıdır" dedi.
MHP'li Ruhsar Demirel Kırım'da yaşanan gelişmeler üzerine değerlendirme de bulundu. Demirel, Ukrayna'da 2013 Kasım ayından itibaren Cumhurbaşkanı V. Yanukoviç'in Avrupa Birliği'yle imzalanması planlanan işbirliği anlaşmasını askıya almasından sonra başlayan protestoların, zamanla hükümet karşıtı gösterilere dönüştüğünü ve ekonomik sorunların da etkisiyle Ukrayna halkının Doğu-Batı ekseninde, Rusya ve AB yanlıları olarak ikiye bölündüğünü vurguladı.
-"KIRIM TATARLARI ARASINDAKİ GERGİNLİK ARTMIŞTIR"-
Ukrayna'da yaşanan kaosun, Türkiye'yi de ilgilendirdiğinin altını çizen Demirel şunları kaydetti:
"Ukrayna olaylarının bizim için en önemli kısmı, Kırım Özerk Cumhuriyeti'ne olan etkisidir. Tarihi bir Türk yurdu ve halen önemli oranda Türk nüfusuna sahip olan Kırım maalesef tehlikeli gerginliklere sahne olmakta ve bir Rus işgali tehdidi altında bulunmaktadır. Rusya ve Ukrayna'daki Rusya yanlıları, Kiev'deki gelişmelerden sonra gözlerini Kırım'a çevirmiş ve Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılması senaryoları konuşulmaya başlanmıştır. Kırım Özerk Cumhuriyeti Parlamento Başkanının, "Kırım'ın Ukrayna'dan ayrılmasının gündeme gelebileceği" açıklamasının ardından Rusya'ya ilhakı destekleyen Ruslar ile Ukrayna'nın toprak bütünlüğünden yana tavır koyan Kırım Tatarları arasında gerginlik artmıştır."
-"KIRIM PARLAMENTOSU KIRIM'IN STATÜSÜYLE İLGİLİ REFERANDUM YAPILMASI KARARI ALDI"-
Demirel, Kırım'daki gerginlikle üniformalı ve silahlı kişiler tarafından dün parlamento ve başbakanlık binasının bugün de havaalanın işgal edildiğini vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
"Başkent Simferopol/Akmescit'teki bu eylemcilerin baskısıyla işgal altında toplanan Kırım Parlamentosu 25 Mayıs'ta Kırım'ın statüsüyle ilgili referandum yapılması kararı aldı. Tüm bu gelişmeler, önümüzdeki sürecin çok kritik olaylara gebe olduğunu göstermekte ve Türkiye'nin bu süreci çok iyi değerlendirip Kırım Tatar soydaşlarımızın haklarını korumak için kararlı tutum almasını gerektirmektedir. Rusya'nın Kırım'daki Rus kökenlilere Rusya pasaportu dağıtıyor olduğu haberlerinin yaygınlaşması ile Rus kanunlarının Rusya'ya ülke dışındaki vatandaşlarını korumak için askeri operasyon yetkisi verdiği gerçeğini ortak değerlendirdiğimizde bu adımların ardından ne gibi olayların gerçekleşe bileceğini öngörmek gerekmektedir. Referandumun ortaya çıkaracağı olası siyasi tablo, Kırım Tatar soydaşlarımızın kazanılmış haklarını tehlikeye sokmasının yanında, Rusya'nın ilhak çabalarıyla birleşirse, Kırımlı soydaşlarımızın Sovyetler Birliği döneminde yaşadıklarına benzer bir faciayla karşı karşıya kalmaları ihtimalini artırmaktadır. Tarihi bağlarımızın yanı sıra, sürgünlerden ve türlü kıyımlardan kaçarak Türkiye'ye gelen ve ortak vatanımızda yaşayan Kırım Tatar Türklerinin Kırım'la devam eden kan ve gönül bağları, Türkiye'yi bu noktada Kırım'a karşı daha sorumlu kılmaktadır. "
-"TÜM DIŞ POLİTİKA ENSTRÜMANLARINI KULLANARAK SOMUT ADIMLAR ATMALI"-
Dışişleri Bakanlığı'nın böyle hassas bir süreçte, Kırım Türklerine itidal çağrısında bulunmaktan daha fazlasını yapmaları gerektiğini belirten Demirel şöyle devam etti:
"Türkiye, Kırım'ın statüsünü değiştirecek ve bölgedeki soydaşlarımızın güvenliğini ve geleceğini olumsuz yönde etkileyecek hiçbir gelişmeye müsaade etmemeli, bu uğurda tüm dış politika enstrümanlarını kullanarak somut adımlar atmalıdır. Kendilerini "yeni-Osmanlıcı' olarak tanıtan, ancak Osmanlı coğrafyasını sadece Arap dünyasından ibaret gören, iktidar mensuplarına Kırım'ın tarihsel ve siyasal önemini vurgulamak adına, bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Osmanlı töresine göre, hanedanda sultan olacak erkek birey bulunmaması durumunda Osmanlı tahtına geçecek kişi Kırım Hanı idi. Çünkü hanedanlar değişse de değişmeyen Türk devlet geleneğinde, tahta ancak 'kut' almış bir Türk soylusu geçebilirdi.
Dileğimiz, Kırım'daki gerginliğin bir an önce sona ermesi, Kırım Türklerinin hakları ile geleceklerinin teminat altına alınmasıdır. Milliyetçi Hareket Partisi Kırım Tatar Türklerinin onurunun korunması, güvenliklerinin sağlanması ve bölge barışının temini konusunda Ukrayna'da yaşanan gelişmelerin sürekli takipçisi olacaktır. Herkes bilmelidir ki Kırım Türkleri yalnız değildir, kan ve gözyaşıyla yoğrulacak bir kadere terk edilmeyeceklerdir."