Haberler

MHP Genel Başkanı Bahçeli Açıklaması

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütleriyle bağ ve bağlantısı olanlara yönelik ülke genelinde yapılan takibat ve gözaltıların genişletilerek mutlaka sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terör örgütleriyle bağ ve bağlantısı olanlara yönelik ülke genelinde yapılan takibat ve gözaltıların genişletilerek mutlaka sürdürülmesi gerektiğini belirtti.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin bölücü, yıkıcı, ayırıcı, aynı zamanda silah ve şiddete sırtını yaslamış her türlü terör ve cinayet örgütünün hedefinde olduğunu, bu gerçeği akıl ve vicdan sağlığı yerinde olan hiç kimsenin ihmal ve inkar edemeyeceğini ifade etti.

Bölgesel kaosun şarapnel parçaları, etnik ve mezhebi nitelikli kıvılcımların Türkiye'yi beka düzeyinde risk ve tehditlere maruz bıraktığını savunan Bahçeli, "Bir yanda kafa kesen cani örgüt IŞİD, diğer yanda kafaya nişan alan kirli ve kiralık terör çetesi PKK, kanlı namlusunu aziz milletimize çevirmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Irak ve Suriye'de hüküm süren belirsizliklerin, devamlı derinleşen çatışma ve gerilim atmosferinin çok vahim yankı ve sonuçlarının birer birer ortaya çıktığını aktaran Bahçeli, "AKP Hükümeti'nin teröre karşı gevşek tutumu, terör örgütleriyle şaibeli, sancılı diyalog ve ilişkileri Türkiye'nin elini zayıflatmakla kalmamış, korumasız, sahipsiz ve güvencesiz bir ülke haline gelmesine hizmet etmiştir. Çözülme süreciyle saldırganlığını takviye eden, moral depolayan, silahlanmasını hızlandırmanın yanında militan açığını da kapatan PKK, yine kan dökmeye, yine can almaya hız vermiştir. Her gün gelen saldırı ve şehit haberleri milli öfke ve infiali alabildiğine tırmandırmıştır. Artık dayanacak, sabredecek, sineye çekecek hal ve takat kalmamıştır" ifadelerini kullandı.

Adıyaman, Ceylanpınar, Kilis ve Diyarbakır'daki acı kayıplara dün akşam saatlerinde yenilerinin eklendiğini anımsatan Bahçeli, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde şehit olan Mehmetçiklere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diledi.

"Tüm itirazlarına rağmen, AK Parti'nin PKK'yla inatla yürüttüğü karanlık müzakerelerin sonunda ters teptiğini ve Türkiye'nin terörün kucağına atıldığını" savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda biriken, bilenen ve beslenen terörist emeller milletimize ağır fatura çıkarmıştır. Süreç ihaneti milli birlik ve kardeşliğimizin temellerine mayın döşemiş, geleceğimize tuzak kurmuştur. Artık bu yakın ve yalın tablonun Başbakan Davutoğlu ve hükümeti tarafından kabul ve tasdiki kaçınılmaz hal almıştır. Başbakanın Çözüm Süreci'ni terk etmesi, bunu da milletimize ilanı bugünkü hassasiyet düzeyi yüksek dönemde milli ve tarihi bir görev olarak önündedir. Sayın Davutoğlu bundan kaçmamalı, sözde muhatap değiştirmekle, Çözüm Süreci'ni tarihi ve stratejik görmekle oyalanmamalıdır. AKP bir karar arifesinde olduğunu iyi bilmelidir. Ya çözüm demeyi sürdürerek çözülme kapanına Türkiye'yi iyice sıkıştıracak ya da geçmiş siyaset ve uygulamalarının bedelini ödeyip süreç rezilliğini bütünüyle rafa kaldıracaktır. Bunun başka yol, yordam ve yöntemi kalmamıştır."

"Zaaf ve kriz geçiren devlet otoritesinin yeniden belini doğrultması ancak PKK'yla kurulan ihanet temalı pazarlık köprülerinin yıkılmasıyla mümkün olacaktır" ifadesini kullanan Bahçeli, bölücü terör örgütünün silah bırakmaya yanaşmayacağı aşikarken, MHP bunu defaten söylemişken, 2013 yılının Mayıs'ından beri Türk milletini aldatmak, canilerden jest beklemenin tam bir iflas ve hezimet olduğunu öne sürdü.

Bahçeli, açıklamasında şu değerlendirmede bulundu:

"Terörün biteceğini süslü ve istismar yüklü sözlerle iddia ederek ülkeye bahar havasının geleceğini müjdeleyenlerin, bugün geçmişlerini inkar edercesine farklı mesaj verme teşebbüsü en hafif tabirle utanmazlık örneğidir. Açıktır ki PKK çözülme süreciyle mevzi kazanmış, kuvvet toplamış, daha fazlasını alacağı ümidiyle devletin fiilen boşalttığı alanlarda hakimiyet kurmuştur. Bölücü örgütün yol kesme, haraç alma, insan kaçırma, pusu kurma, katletme eylemleri sıradanlaşmıştır. AKP ise bu acıklı ve iç yaralayıcı gelişmeleri yalnızca izlemiş, yalnızca günü kurtarmanın telaşına kapılmıştır. Askeri kışlaya, polisi karakola çeken hükümet, süreç zarar görmesin mantığıyla Türkiye'nin milli ve dokunulmaz haklarından teker teker vazgeçmenin bahanelerini üretmiştir. Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde, iki polisimizi uyurken enselerinden vurarak şehit edecek kadar gözü dönen hainler, maalesef AKP'nin kucağında pışpışlanmış, sözde demokratikleşme adımlarından cesaret bulmuşlardır. Adıyaman'da bir askerimizi, Diyarbakır'da bir trafik polisimizi şehit edenler AKP'yle yıllarca al takke ver külah içinde olmuşlardır."

Bahçeli, 7 Haziran'dan bugüne, farklı mahiyette 281 terör eylemi gerçeklemişse bunun esas kaynağının teröristlere verilen tavizlerde gizli olduğunu kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

"Türk milleti tarihinde muhatap olmadığı bir yönetim sefaletini, güvenlik rezaletini ve ihanet serüvenini geçtiğimiz 13 yılda acıklı şekilde görmüş ve yaşamıştır. Son günlerde hedef gözetmeksizin yoğunlaşan terör eylemleri iktidarın acziyetinden, teslimiyetinden, bölücülüğe kol kanat germesinden ileri düzeyde istifade etmiştir. Terörle mücadele için sanki şehitlerin gelmesini bekleyen, bölücü komployu ağırdan alan geçici hükümetin sığınacak ve ileri sürecek bir mazereti kesinlikle kalmamıştır. İmralı canisinin alay edercesine yaptığı silah bırakma çağrıları, süreç ihanetinin ısrarla savunulması hiçbir işe yaramamış, bu yılın ilk yedi ayında 2 bin 100 terör eyleminin önünü kesememiştir."

-"Geçici hükümet, tüm imkan ve kabiliyetini eksiksiz kullanmalıdır"

Bahçeli, halen kim ya da kimler tarafından organize edildiği, hangi amaçların gözetildiği muamma olan Suruç katliamının, ülkeyi kan gölüne tahvil etmek için kurgulandığı, PKK'ya saldırı davetiyesi çıkardığının "ayan beyan" orta olduğunu belirtti.

Kobani'de sivil kalmamışken, HDP, ESP ve bazı bölücü sivil toplum kuruluşlarının teşviki ve üç beş oyuncakla Suruç'a ölüme gönderilen gençlerin, teröre kurban seçildiğinin neredeyse kesine yakın olduğunu savunan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Bölücülüğün iki ana aktörü PKK ve HDP tarafından planlandığı anlaşılan, AKP'nin de sessizliğe büründüğü ölüm tezgahının Suruç'ta kurulması şöyle dursun, Türkiye'yi uçurumun kenarına kadar savurması büyük badirelere neden olmuştur. Geldiğimiz şu zaman zarfında, Türkiye'yi her türlü terör örgütünden arındırmak, sokakları ve dağları mesken tutmuş hainleri tamamen etkisiz hale getirmek devletin asli vazifesidir. Bu maksatla geçici hükümet, işbaşında kaldığı müddetçe Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm imkan ve kabiliyetini eksiksiz kullanmalıdır. İç Güvenlik Yasası başta olmak üzere, terör ve bölücülükle mücadelede lazım gelen tüm yasal dayanak ve imkanlar yürürlüktedir."

-"Kandil siyasetçileri..."

"Şehirlerde güpegündüz uzun namlulu silahlarla gezen, etek giyip maske takacak kadar insanlıktan çıkan alçaklar, sınırlarımızdan içeri sızıp cinayet işleyen şerefsizler, bunların arkasında duran, himaye eden odaklar derhal ve acilen temizlenmelidir" ifadesini kullanan Bahçeli, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının da teröristlere övgüler düzen, şehitlerin kanına giren çürümüşleri kınamaktan dahi imtina eden ve terörle arasına mesafe koyamayan "Kandil siyasetçileri" hakkında hemen devreye girmesi gerektiğini kaydetti.

"Anayasaya ve Siyasi Partiler Kanununa muhalif ve aykırı davranışlar sergileyerek şiddet ve teröre siyasi mühimmat sağlayanlara atıl ve hareketsiz kalmak, PKK'ya dolaylı arka çıkmak anlamına gelecektir" değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, Türk devletinin gücününün, zalim ve karanlık mihrakların hakkından gelmek için seferber edilmesi gerektiğini vurguladı.

-"MHP ülkesinin yanında, milli çıkar ve haklarının tarafındadır"

"Gün, Kandil'e şanlı Türk bayrağını dikmenin, teröristlerin kökünü kazımanın günüdür. IŞİD ve PKK'nın yuvalandığı mücavir bölge ve alanlar tamamen imha edilmeden etrafımızdaki fitne kampanyası sona ermeyecek, huzursuzluk ve kayıplar bitmeyecektir" görüşünü savunan Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

"Terör örgütleriyle bağ ve bağlantısı olanlara yönelik ülke genelinde yapılan takibat ve gözaltılar genişletilerek mutlaka sürdürülmelidir. Türk milleti, hükümetten terörle mücadelede milli ve azimkar bir tutum talep etmektedir. Vatan evlatlarımızı şehit eden, topraklarımızda gözü olan, insanımızın arasına nifak saçmaya çalışan terörist unsurlar, hukuk kuralları çerçevesinde kalıcı şekilde cezalandırılmalı, bu bahis tamamıyla kapatılmalıdır. Bu şartlar altında AKP ile CHP arasında yürütülen koalisyon görüşmeleri daha fazla sürüncemeye bırakılmadan mutabakata bağlanmalı ve Türkiye'nin önü açılmalıdır. Ve de Başbakan Davutoğlu deklarasyonla vakit kaybetmek yerine operasyonları derinleştirmeli, nerede bir terörist ve işbirlikçisi varsa arayıp bularak Türkiye'nin büyüklüğünü kahrıyla beraber göstermelidir."

Bugüne kadar terörü kınamanın şiddeti durdurmadığını, ortak imza metinlerinin bölücülüğü caydırmadığını, ıslah ve terbiye etmediğini belirten Bahçeli, "Türk milleti deklarasyonlarla vakit kaybetmek yerine, dik duruş ve milli dirayetin ispat ve icrasını dilemektedir. MHP ülkesinin yanında, milli çıkar ve haklarının tarafındadır. Terörle mücadelede atılacak her olumlu ve makul adım, bizim tarafımızdan dün olduğu gibi bugün de memnuniyetle karşılanacaktır" ifadelerini kullandı.

-TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağrılması

Gelişmelerin bu denli çetrefilleşip çatallaştığı bir zaman diliminde, TBMM'yi olağanüstü toplantıya çağırmanın, bunun için siyasi kulis yapmanın, "faydasız ve beyhude bir girişim" olduğunu savunan Bahçeli, açıklamasına şöyle devam etti:

"Anamuhalefet partisi CHP'nin verdiği önergeyle HDP'nin ve PKK'nın değirmenine adeta su taşımasının anlaşılır ve izah edilebilir hiçbir yanı bulunmamaktadır. Bugüne kadar verilen Meclis araştırma önergelerinin herhangi bir sonucu da görülmemiştir. Buna rağmen MHP, CHP'nin Meclis araştırma önergesine, AKP'nin olumlu yaklaşımıyla önümüzdeki çarşamba günü olağanüstü toplanması gündemde olan TBMM'de yerini alacaktır. Partimizin değerli milletvekilleri görüşme ve gelişmeleri dikkatle takip edeceklerdir. Meclis çatısı altında, terörle yapılan mücadelenin her yönü hususunda, IŞİD ve PKK'ya yapılan operasyonların tüm içeriği hakkında Davutoğlu hükümeti tarafından dürüst, açık, eksiksiz bilgilendirme yapılmalıdır. Özellikle IŞİD'e yönelik mücadelenin medyaya servis edilen üç beş fotoğraf karesinden başka neleri kapsadığı geçici AKP Hükümeti'nce teferruatlı şekilde izah edilmelidir."

-"Türk milleti bu tuzağa düşmeyecek"

Türkiye'nin milli menfaatlerini savunmanın geçici hükümetin en temel sorumluluğu olarak görülmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, şunları aktardı:

"Kurgulanan siyasi senaryonun aktörleri zamana oynayıp kendi ikbal çetelelerini tutmaktansa Türkiye'nin birlik ve dirliğine hizmet edecek yürekliliği sergilemeleri en safiyane beklentimizdir. Büyük milletimizin sabrı ve direncini sınayanlar, bundan sonra olması muhtemel daha vahim gelişmeler karşısında göstereceği tepkileri test etmeyi düşünenler akıllarını başlarına almalıdırlar. Türk milletini etnik temelde ayrıştırmaya, çatışma ortamını alevlendirerek bölmeye ve parçalamaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Ne IŞİD ne PKK ne de AKP'nin birlikte çalışıp, telefonlarla gönlünü aldığı terör baronları Türkiye'yi yıkamayacaklar, çözülmesini sağlayamayacaklardır. Türk milleti bu tuzağa düşmeyecek, her şart altında birlik ve beraberliğine, bin yıllık kardeşliğine sahip çıkacak, bu şer ve ihanet cephesine fırsat vermeyecektir. IŞİD ve PKK'nın, bunların kanatları altında Türkiye'ye ihanet için seferber olan musibet taraftarlarının bütün tahrikleri ve tezgahları boşa çıkarılacaktır."

İçinde bulunulan ağır şartlar, hükümetin kararlı bir duruş sergilemesinin yanında, pazarlıkla terörün önlenemeyeceğini de netleştirdiğini belirten Bahçeli, Türkiye'nin egemenlik haklarına gölge düşürecek, milli varlığını lekeleyecek, tarihi yürüyüşünü sakatlayacak her düşmanca muamelenin üstesinden gelmeye muktedir olduğuna dikkati çekti.

Kısır çekişmelerle, sanal tartışmalarla vakit kaybedilmemesi ve Türk milletinin izzetinefsi, milli onuru ile tarihi haklarının sonuna kadar müdafaa edilmesi gerektiğini kaydeden Bahçeli, şunları ifade etti:

"Hiçbir güç Milliyetçi Hareket'i, Türk milliyetçilerini ve ülkücü camiayı kanlı bir kardeş kavgasının tarafı haline de getiremeyecektir. Bu nedenle Milliyetçi Hareket'in hiçbir mensubu sonu belirsiz, provokasyona açık ve milli duyguların sömürülmesine müsait ortamlarda bulunmayacaktır. Unutulmamalıdır ki MHP, bu vatanı candan aziz görmekte ve üzerine düşen sorumlulukları yapmayı tarihi bir misyon olarak kabullenmektedir. Türkiye çaresiz değildir, namertlere bırakılacak kadar önemsiz ve değersiz bir ülke olarak da görülemeyecektir. Hiçbir hain el ovuşturmamalı, hiçbir bölücü heveslenmemeli, hiçbir terör sevdalısı heyecana kapılmamalıdır; bizim vazgeçecek ne ülkemiz, bölünecek ne milletimiz, paylaşılacak ne de toprağımız vardır."

Kaynak: AA / Güncel

Ahmet Davutoğlu Devlet Bahçeli Adıyaman Ak Parti Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title