MHP, İktidarı Ekonomi Alanında Eleştirdi

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, "TBMM'de 62'nci Hükümet Programı okunduğunda tüm kamuoyu, ekonomide aslında 12 yıldır nelerin yapılmadığını bir bir görecektir. Üretmeden tüketen toplum haline dönüştürülen Türkiye, "Lale devri ekonomisi' ile 12 yılda artan borç sarmalı içinde sıcak para bağımlısı hale dönüştürülmüştür" dedi.

Tanrıkulu yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin ekonomi politikalarını eleştirdi. Cumhurbaşkanı seçilmesine rağmen Anayasaya aykırı bir şekilde Başbakanlık, milletvekilliği ve parti genel başkanlığı görevlerinde kalmakta ısrar eden Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki hükumet geride "ekonomik bir enkaz" bıraktığını ifade eden Tanrıkulu, "Tıpkı Endonezya'da 32 yıl boyunca yaşanan Suharto dönemini andıran gelişmelerin yaşandığı ülkemizde; imtiyazlı evlatlar ve yandaşlar zengin olurken, milletimiz ve ülkemiz yoksullaşmaya, gelişememeye mahkum edilmiştir" dedi. Gelinen noktada 2'nci çeyrekte; son açıklanan (Haziran) sanayi üretiminin bir önceki çeyreğe oranla artmadığını, tüketim ve yatırımlarda zayıflamanın devam ettiğini belirten Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"Sanayi üretimi verileri göstermektedir ki ekonomimizdeki büyümenin lokomotifi sayılan sanayi üretimi giderek artan bir şekilde hız kesmektedir. Bu bağlamda sanayideki büyümenin Mayıs ayında yüzde 1,7'ye düşerek sert gerilemesinin ardından, Haziran'da da yüzde 1,4'e inmiştir. Birinci çeyrekte ortalama yüzde 5,3 olan sanayideki büyüme, 2'nci çeyrekte yüzde 2,5'e düşmüştür. İlk çeyrekte sanayi üretimi yüzde 5,3 artarken, büyüme hızı yüzde 4,3 olarak gerçekleşmişti. Sanayi üretiminde ikinci çeyrekteki bu belirgin yavaşlamanın yaratacağı olumsuz etki, 2'nci çeyrekteki büyüme hızının ilk çeyrektekinin çok altında kalacağının göstergesi niteliğinde olmaktadır. Bu bakımdan 2'nci çeyrekte büyümenin yüzde 2,0-2,5 arasında gerçekleşmesi yine ülkemizin kaybedeceğini göstermektedir."

-"BİR YIL İÇİNDE ÖDENMESİ GEREKEN ANAPARA 73,7 MİLYAR DOLAR"-

Sanayi üretimi kan kaybederken özel sektörün borçlanmasının sağlıksız bir şekilde artmaya devam ettiğine dikkat çeken Tanrıkulu, "Bu bağlamda Haziran sonu itibariyle Merkez Bankası'nın açıkladığı özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu 166,5 milyar dolara, kısa vadeli kredi borcu ise 43,7 milyar dolara yükselirken toplamda ise 210 milyar doları aşan borç gerçekleşmiştir. Bir yıl içinde ödenmesi gereken anapara ödemesi ise 73,7 milyar dolardır" dedi.

Ekonomik bakımdan bu yıl da yeterli ve nitelikli büyümeyi sağlayamayanların, "cari açık düşüyor" gibi bir algı yaratmaya çalıştığını ifade ederken, 12 yıldır yüksek cari açık problemine, halen kalıcı bir yapısal çözüm getirilmediğini kaydetti. Haziran ayı cari açığının 4,1 milyar dolar olarak açıklansa da, 12 aylık cari açık toplamının, Mayıs ayına kıyasla ancak 0,7 milyar dolar düşerek 52,2 milyar dolar olabildiğini belirten Tanrıkulu şunları dedi:

"Kaynağı bilinmeyen para olarak Net Hata Noksan kaleminden 2013'ün ilk yarısında 4,3 milyar dolar çıkış yaşanırken, seçim yılı olan 2014'ün ilk yarısında 6,4 milyar dolar giriş yaşanmış ve cari açığa bir şekilde merhem olmuş durumdadır. Haziran sonu itibariyle Türkiye'nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net Uluslararası Yatırım Pozisyonu açığı (UYP) 2002 yılına (-85,4 milyar dolar) göre yüzde 495 artarak -423 milyar dolara yükselmiştir."

-"İŞSİZ SAYISI 5 MİLYONU AŞTI"-

Başarısız ekonomik rakamları perdelemeye, gizlemeye çalışanların işsizlik konusunda da aynı tutumlarını sergilemeye devam ettiklerini savunan Tanrıkulu, "TÜİK işsizlik hesaplamalarında yöntem değişikliğine giderek eski yönteme göre kağıt üstünde işsizliği 1 puan düşük açıklamaya devam etmekte, istihdam konusuyla ilgili haber bültenlerinin başlığına, göze güzel görünen rakamları yerleştirmektedirler. Ancak konuyla ilgili tablolar incelendiğinde; Mayıs 2014 döneminde umudu olmadığı için ya da diğer nedenlerle son 1 aydır iş arama kanallarını kullanmayan ve işe başlamaya hazır olduğu halde bu nedenle işsiz sayılmayanlar (umutsuzlar) da dahil edildiğinde işsizlik oranı yüzde 8,8 değil, yüzde 15,9, işsiz sayısı da 2 milyon 551 bin değil, 5 milyon 10 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. Bu işsizlik rakamı Türkiye'de birçok ilin toplam nüfusundan fazladır" açıklamasına bulundu.

Tanrıkulu, genç işsizliğin alarm vermeye devam ettiğini ve Mayıs 2013'ten bu yana 1 puan artarak yüzde 17,3'e çıktığını da vurguladı.

-"VATANDAŞIN CEBİNDEKİ BANKNOTLAR ERİYOR"-

Vatandaşın hayat pahalılığına mahkum edildiğini belirten Tanrıkulu, Türkiye İstatistik Kurumu'na göre gıda enflasyonun yıllık yüzde 12,56, Türk-İş'e göre de mutfak enflasyonun yıllık yüzde 16,35 olduğunu kaydetti. TÜİK'in gıda sepetinde yer alan temel gıda maddelerindeki son bir yıllık artışların yüzde 57-yüzde 92 gibi devasa boyutlara ulaştığını ifade eden Tanrıkulu şöyle devam etti:

"Yüksek enflasyon vatandaşın cebindeki banknotların değerini eritmeye devam etmekte; bu bağlamda 2006'da 100 TL'nin altındaki banknotların toplam banknotların içindeki oranı yüzde 71'den, 2013 sonu itibariyle yüzde 25'e düşmüştür. Haneler çaresiz, işsiz ve borç içinde yaşam mücadelesi vermektedir. Bu ağır geçim mücadelesi sonucunda Türkiye'de 2009 yılında 3 milyon 21 bin kişi psikolojik rahatsızlık geçirirken, 2013 yılı sonunda bu rakam 9 milyon 163 bine çıkmıştır. Ankara, İstanbul, Konya gibi büyükşehirlerde hasta artış sayısı daha fazladır."

-"LALE DEVRİ EKONOMİSİ"-

İktidarın önümüzdeki günlerde 12 yıldır inatla sürdürdüğü başarısız ve güven telkin etmeyen ekonomi politikalarını da itiraf etmek zorunda kalacağını belirten Tanrıkulu, "TBMM'de 62'nci Hükümet Programı okunduğunda tüm kamuoyu ekonomide aslında 12 yıldır nelerin yapılmadığını, programda yapılacağı vaad edilecek maddelerden bir bir görecektir. Üretmeden tüketen toplum haline dönüştürülen Türkiye, "Lale devri ekonomisi' ile 12 yılda artan borç sarmalı içinde sıcak para bağımlısı hale dönüştürülmüştür. Artık ekonomide serüven ve maceraya yer kalmamış, hele hele hamasi söylemlerle siyaset yapılacak zaman iyice tükenmiştir. Bundan önceki AKP hükümetlerinin ekonomimize verdiği zararı, 9 ay ömrü olacak 62'nci Hükumet de ortadan kaldıramayacaktır" dedi.

Türkiye İstatistik Kurumu Ahmet Kenan Tanrıkulu Recep Tayyip Erdoğan Politika Güncel Haberler