'güzel Günler Göreceğiz'in Yönetmeni Pulat, 'bu Filmi Nazım Hikmet'ten Ödünç Aldık'

Galanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan filmin yönetmeni Hasan Tolga Pulat, "Ucu açık bir son yapmak istedik. 365 günde bir günü anlattık. Yarın neler olabileceğini biz de bilmiyoruz. Güzel günler yarın için bir başlık, sonunda bir 'acaba' bırakmak. Biz filmi Nazım Hikmet'ten ödünç aldık. Buradan Nazım Hikmet'i tekrar anıyorum" dedi.

İstanbul'da bir gün içinde 5 farklı karakterin günlük hayatta kesişen yolları ve fark etmeden birbirlerinin hayatlarına müdahalesinin anlatıldığı filminde en umutsuz karakterleri seçmeye özen gösterdiğini anlatan Pulat, "Ki biz evinde rahatça oturan insanlar utanalım diye. Film yarına ait bir film. Yaşadığımız an yarına çıkmak için yaşadığımız dakikalardır. Yarına bir film yaptık aslında" diye konuştu.

'Güzel Günler Göreceğiz' filminin kendisinin ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi olduğunu belirten Hasan Tolga Pulat şunları söyledi:

"Korkuyorduk açıkçası. Zor bir senaryo, 60'ın üzerinde mekan ve çok sayıda oyuncu. İlk filme böyle bir senaryo ile başlamak benim için korku oldu. Bizim en büyük endişemiz tamamen karakter üzerinden giden bir senaryoda, karakterlerin hemen tipe dönüşebilir olması oldu. Çok değerli oyuncular bizimle çalıştı. Herkese çok teşekkür ediyorum." İNSANLAR KENDİ DERTLERİNİ BULSUN İSTEDİK

Basın toplantısına filmin oyuncuları Uğur Polat, Barış Atay, Nesrin Cavadzade, Feride Çetin, görüntü yönetmeni Önder Şengül ve senarist Emre Kavuk ile filmin müziklerini yapan Toygar Işıklı da katıldı. Senarist Kavuk, Türk sinemasında son dönemde keşişen hayatlar biçiminin artarak kullanılan bir biçim olduğunun hatırlatılması üzerine, "İnsanların bu filme gelip kendi dertlerini bulmasını istedik. Bunun için de karışık kurgu modelini tercih ettik" dedi.

Oyunculardan Azeri asıllı Nesrin Cavadzade, filmde canlandırdığı karaktere öfkeden yola çıkarak hazırlandığını söyledi. 11 yaşında Türkiye'ye geldiğini ve ailesiyle zor bir dönem geçirdiklerini anlatan Cavadzade, "O yıllarda Sovyetlerden gelenlere birtakım isimler takılıyordu. Canlandırdığım karakterle birebir özdeşlik kurduğum çok fazla duygu vardı. Bunlardan en temeli de öfkeydi. Filmdeki karakter de çok öfkeleniyor. Benzer duyguları ben de yaşadım" diye konuştu.

Filmde 'Polis İzzet'i canlandıran Uğur Polat ise, "Travmalarla yüklenmiş çok polis var. Özel bir hazırlık gerekmiyor. Öğrencilik yıllarımdan beri polislerle haşır neşirim, onları iyi tanıyorum" dedi. Barış Atay da, rolüne hazırlanırken lise yıllarındaki kısa süreli boks hayatının kendisine çok yardımcı olduğunu söyledi. Tanıdığı boksörlerin ortak özelliklerinin duygularını belli etmemek ve içinde fırtınalar koparken ketum tavır almak olduğunu belirten Atay, "Ali'yi, yaşadığı bütün sıkıntıları içine gömen bir karakter gibi algılamak istedim" diye konuştu. - Antalya

Magazin Haberler