TÜM KATEGORİLER
İbretlik Bir Dolandırılma Hikayesi
Kocasının dolandırıcılık kurbanı olduğunu ve suçu işleyen kişinin itirafına rağmen 15 yıla mahkûm edildiğini kaydeden Hacire Çelik, adaletin bir an önce tecelli etmesini istedi.
(Hüseyin ÖZKAN-İPEKYOL/ÖZEL HABER)
Ceylanpınar ilçesinin Murat köyünde yaşayan 9 çocuklu Çelik ailesinin başına akıllara durgunluk verecek nitelikte bir dolandırıcılık geldi. Bu dolandırıcılık hikayesinde; aşiret baskısı, entrika, akrabalık ihaneti, çarpık adalet, mağdurluk, sefalet, mahpusluk ne ararsan var… Hikayenin sonunda ise 6 trilyonluk vurgunu yapanın yanına kâr, aylık 800 liraya çalışan bir babaya da 15 yıllık mahkumiyet var.
9 çocuk annesi Hacire Çelik, Ceylanpınar ilçesi Murat köyünde ikamet ediyor. Göğüs kanseriyle mücadele eden Çelik, aynı zamanda kocasından gelecek haberi dört gözle bekliyor. Çelik, iddiaya göre görümcesinin kocası H.B.'nin, kocasının kimlik bilgilerini kullanarak dolandırıcılık işlerine karıştığını ve bu yüzden de kocasının 15 yıl hüküm yediğini söyledi. Kocasının kimlik bilgilerini kullanan H.B.'nin suçunu itiraf etmesine rağmen kocasının hala Adıyaman'da cezaevinde olduğunu belirten Çelik, davanın yeniden görüşülüp, kararın düzeltilmesini istiyor.
ÇELİK: KOCAM 800 TL'YE ÇALIŞIYOR
Çelik, "Bizim haberimiz olmadan H.B., kocamın kimlik fotokopisini kullanıyormuş. Kendisi görümcemin kocası oluyor. Kendisiyle başka bir akrabalık bağımız yoktur. Çocukları bizim eve gelip giderdi, kocamla araları yoktur zaten. Kimlik fotokopisini de bizim eve gelip giderken bu adamın çocuğu almış. Kimliği 50 lira karşılığında Gaziantep'te çıkarmış ve bunu kullanmış, biz bunu bilmiyorduk, kendisi itiraflarında olayın 2007 yılında olduğunu söyledi.
2007 yılından 2011 yılına kadar kocamın kimliğini kullanmış. Bizim bu konuda pek fazla bilgimiz yok, şahıs yakalanana kadar da haberimiz olmadı. Yakalandığı zaman dava açacağımızı söyledik, araya aşiretler girdi. Sadece dolandırıcılık yaptığını, kimlik fotokopisini kullanmadığını söylediler.
Bu adam aşiret baskısıyla bizimkileri bir şekilde sindirmeyi başardı. Biz de davacı olmadık, kocam 3 ay hapis yattıktan sonra beraat etti. Eşim aylık 800 lira maaşla tır şoförlüğü yapmaktadır." dedi.
Çelik, "Aradan bir yıl geçtikten sonra kocam için tutuklama kararı çıktığını öğrendik. Kocam kendi isteğiyle karakola gitti, 6 milyon (trilyon) liralık dolandırıcılık yapmış olduğunu öğrendi.
6 milyon lira parası olan adam 800 lira maaşla niye çalışsın? Velhasıl kocamı yakaladılar, dosya İzmir'de görüldüğü için orda bir avukat bulduk. Kocam içeride 10 ay yattıktan sonra tahliye oldu" dedi.
6 MİLYONLUK DOLANDIRICILIK YAPILMIŞ
Kocasının adına ev, araba ve çeşitli malzemelerin alındığını ve toplamda 6 milyon liralık bir dolandırıcılığın gerçekleştiğini iddia eden Çelik, şunları ifade etti: "Davaya bakan avukatımız, İzmir'de kalmamızın fazla bir gereği olmadığını, memleketimize gidebileceğimizi söyledi. Biz davacı olmak istediğimizi söyleyince yine aşiret araya girdi. Suçlunun bütün masrafı üstleneceğini, bize de 150 bin lira para vereceğini bu işten de böyle sıyrılması gerektiğini söylediler. Davacı olmamamız yönünde telkinlerde bulundular. Aradan belli bir zaman geçtikten sonra Yargıtay'dan onaylanmış halde 15 yıl hüküm geldi kocama. Bize bu konuda daha önce ne bir kâğıt ne de bilgi geldi. Kocam da bu sırada okul servis şoförlüğü yapıyordu. Bize kâğıt gelmiyor ancak dolandırıcılığı yapan kişiye geliyormuş. 2015 yılının 26 Şubat günü kocamı tekrar yakaladılar. Kocam halen cezaevinde yatmaktadır. Biz itirazlarımızı sunduk, birkaç ay önce Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki evrakı bulduk. Buraya getirttik, önceden kocamın ilk yargılamasında istetmiş olduğumuz halde bize bir türlü vermemişlerdi. Ben avukata bu dosyayı söyledim, avukat olayı karıştırmamamı, karıştırırsam kocamın bir daha dışarı çıkamayacağını söyledi. Biz de bunu üzerine korkumuzdan olayı fazla kurcalamadık. Koskoca avukat bizden daha iyi biliyor zannettik. Kocam hapse girdikten sonra sahte kimliği bulduk. Biz bunu mahkemeye sunduk, mahkeme yetersiz delil olduğunu söyledi. Aradan bir ay geçmeden dolandırıcılık yapan şahıs bizim avukata ulaşmış, "Bu adam suçsuzdur, bütün suçu ben işledim, 2007'den beri Mustafa Çelik'in bilgisi olmadan kimliğini kullanarak suç işliyorum. Eğer burada bir suç işlenmişse bu Mustafa Çelik'in değil H.B'nin suçudur" diye kendi imzasıyla İzmir'deki mahkemeye sunmuş. Aradan 2,5 ay geçmesine rağmen dosya Yargıtay'dan gelmedi. Orada tutuklanan başka bir şahıs dosyayı Yargıtay'a sunmuş. Onun görüşmesi yapılırken biz Yargıtay'a avukat yönlendirdik. Bize önce 'Ümit A.'nın dosyası gönderilecek sonra sizin davaya bakılacak' dendi. Bize ne zaman sıra gelecek dediğimizde 'daha 10 bin kişi var önünüzde' dediler. Kocam, zaten aylardır içeride, bir de elimizde itiraf varken niye bu dosya görülmüyor. Dosya 2011'den beridir sürüyor ve suçu işleyen adam elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor. Bütün bu işleri kendi yaptığını söylüyor ama zorla kendi kendisini içeri atmasının mümkün olmadığını söylüyor."
MÜGE ANLI'YA ÇIKMAK İSTİYOR
Şu ana kadar borçlanarak avukatlara 70 bin lira para verdiklerini ancak bir sonuç alamadıklarını kaydeden Çelik, filmlere konu olacak hikayesini Atv'de yayınlanan Müge Anlı'nın programına katılıp anlatmak istediğini de sözlerine ekledi.
