Haberler

GÜNGİAD'tan Müzakere Masasına Somut Öneri

Güncelleme:

GÜNGİAD Başkanı Hakan Akbal; "Diyarbakır ilinin bölgenin yönetim merkezi haline getirilebilir. Bunun için bir Kanun Hükmünde Kararname yeterlidir" dedi.

Güneydoğu Genç İşadamları Derneği ( GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal Çözüm süreci ile ilgili somut öneri ve çalışmaları ile ilgili olarak basın mensuplarıyla bir araya geldi. Daha önce de toplumsal konulara ilişkin yaptığı çalışmaları ve bu konulara ilişkin somut önerileri ile gündeme gelerek dikkatleri çeken Akbal, ikinci aşamasına geçilen müzakere süreci ile ilgili olarak da somut önerilerden oluşan bir paket çalışmasını kamuoyu ile paylaştı.


Basın toplantısına çözüm sürecine desteklerinin devam ettiği ve daha önce kamuoyunun gündemine taşıdığı 'Denetimli özerklik' önerilerini hatırlatarak başlayan Akbal; "1988 yılında AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartını, çekincelerine rağmen imzalayan Türkiye, merkezi esas almak yerine, demokratik temsiliyeti öne çıkartan yerinden yönetim uygulamalarına dayalı sistem arayışlarını son dönemlerde daha açık bir şekilde ifade etmektedir. 18 Aralık tarihinde Başbakan Sayın Davutoğlu ve bakanların katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında ekonomide yapısal dönüşüm programının ikinci bileşeni kamuoyuyla paylaşılmış, açıklanan 7 tedbirden birinin yerel yönetimlerin gelirlerinin artırılması ve güçlendirilmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı eksende İmralı ile yürütülen müzakere taslağı üzerinde uzlaşmaya varıldığı ve taslağın bileşenleri arasında "özerklik" konusunun da olduğu Sayın Sırrı Süreyya Önder tarafından paylaşılmıştır."dedi.


"ÇÖZÜM; İTHAL MODEL DEĞİL KENDİ MODELİMİZDEDİR"

İspanya, İtalya, Almanya, Avusturya, Kanada gibi dünyanın birçok ülkesinde uygulanan ve uygulandığı ülkelerin kendi içsel dinamikleri ekseninde geliştirilen sistemleri modifiye etmek yerine, kendi öncü modellerimiz üzerinden Türkiye'nin ve bölgemizin bünyesine uygun sistemlerin geliştirilebileceğine dikkat çeken GÜNGİAD Başkanı Akbal sözlerine şöyle devam etti:

"Yönetsel modeller ithal etmek yerine bu topraklarda yaklaşık 500 yıl önce başarıyla uygulanmış ve batının kendi sistemlerini inşa ederken ilham aldığı Osmanlı eyalet (vilayet) sistemini bugün yeniden canlandırabiliriz. Osmanlı'da 1500'lü yılların başında uygulanmaya başlayan eyalet sistemi ile imparatorluk ilk aşamada 6 eyalete, daha sonra 16 ve 32 eyalete ayrılarak bugün batıda uygulananlara ilham olan modern bir yerinden yönetim sistemi geliştirilmiştir. 1515 yılında Osmanlı'nın 5. Eyaleti olan Diyarbakır, kendisine bağlı 24 sancağı ile imparatorluğun en büyük eyaletlerden biriydi"


"ÇERÇEVE KANUNU, AHMET NEJDET SEZER ENGELLEDİ"


AB Yerel Yönetimler Özerklik Şartının imzalanmasının ardından, merkezi sistemden dönüşüm amacıyla 2002 yılında 4720 sayılı yasa ile ülkemiz nüfus, coğrafi özellikler, bölgesel kalkınma planları, temel istatistiki göstergeler ile illerin sosyo-ekonomik gelişmişlik sırası esas alınarak 26 bölgeye ayrıldığının altını çizen GÜNGİAD Başkanı Akbal; "Düzey 2 (Nuts2) de denilen bu bölgelerde, bölge kalkınmasının parametrelerinin oluşturulması, bölgesel kalkınma politikalarının geliştirilmesi ve uygulanması amacıyla da 2006 yılında 5449 sayılı kanunla, idari ve mali yetkilere sahip kalkınma ajanları kuruldu. Devletin kendi mekanizmaları içerisinde ve bu mekanizmaların gereksinimlerine bağlı olarak oluşturulmuş 26 bölgenin tümü zaman içerisinde özerk yönetsel birimlere dönüşebilme potansiyeli taşımaktadır. 2002 yılında istatistiki olarak bölge kavramına geçilmesi ile 2006 yılında ajansların oluşması arasında, devletin, merkez ve yerel arasında yetki paylaşımını sağlamayı amaçladığı en önemli girişimlerden biri de "Kamu Yönetimi Reformu" konusundaki yasal düzenlemelerdir. Yeni bölgelerin tespit edilmesi ardından belki de merkezden yerele transfer edilecek yetkileri belirleyecek bu çerçeve kanun ne yazık ki dönemin cumhurbaşkanı Sayın A. Necdet Sezer tarafından veto edilerek, bu çalışmalar engellenmişti"dedi.


'PİLOT ÖZERKLİK UYGULAMASI' İÇİN KALKINMA AJANSLARI


"GÜNGİAD adına bizim önerimiz; 26 istatistiki bölgeden Şanlıurfa ve Diyarbakır'ın yer aldığı TRC2 bölgesi ile Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt'in yer aldığı TRC3 bölgesinde özerklik gibi yerinden yönetim pilot uygulamasına geçilmesidir" diyen Akbal; bu girişimin, devletin uzun yıllar alan çalışması ve emeğiyle oluşmuş bu bölgeleri, aynı zamanda yerinden yönetim merkezlerine dönüştürecek ve toplumda önemli oranda yerleşik hale gelmiş bölünme kaygılarını da bu yolla giderilebilecek bir çalışma olacağının altını çizerek, "Bizler coğrafi, ekonomik, sosyal, kültürel ve dilsel açıdan önemli benzerlikler ihtiva eden TRC2 ve TRC3 bölgelerin yönetim merkezinin Diyarbakır olmasını, ulusal parlamento yanında yerel düzeyde de seçim esasına dayalı, temsile olanak veren meclislerin oluşmasının tartışılmasından yanayız. Osmanlı dönemindeki tecrübeden faydalanarak eyalet ve ona bağlı sancaklardan oluşan idari düzenleme TRC2 ve TRC3 bölgeleri için yeniden tecrübe edilebilir. TRC2 ve TRC3'ün bölgesel yönetim birimlerine dönüştürülmesi kanun hükmünde kararname ile sağlanabilir. Nitekim 1989 tarihli 388 nolu kanun hükmünde kararname ile GAP bölgesi yönetsel bir birim olarak tanımlanmıştı. Bu yönde bir düzenleme ile Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Batman, Şırnak ve Siirt illeri Osmanlı'da olduğu gibi Diyarbakır Vilayeti olarak tanımlanabilir, Diyarbakır vilayetinin yönetim merkezi de Diyarbakır ili olabilir.

İstatistikî birimler olarak 26 bölgenin belirlenmesinin ardından, her bir bölgede 2006 yılında başlamak üzere kalkınma ajansları kurulmuştur. Yasal olarak sadece ekonomi ve bölgesel kalkınma konuları değil, yönetsel konularda da yetkilere sahip olan ajanslar, özellikle yönetsel yetkileri konusunda çekingen bir tavır içerisindeler. 5449 sayılı kanunda değişiklik yapılarak, yönetsel yetkilerin geliştirilmesi ve daha açık bir şekilde ifade edilmesi gerekmektedir. Bu yöndeki düzenlemeler ile kalkınma ajanslarının bağımsız idari otoritelere dönüşmesi mümkün olacaktır" dedi.


"ÖNERDİĞİMİZ SİSTEM 500 YIL OSMANLI TARAFINDAN BAŞARIYLA UYGULANDI"


Hakan Akbal sözlerini; "Önerdiğimiz sistem Osmanlı İmparatorluğunun 500 yıllık uygulamasıyla tecrübe edilmiş bir sisteme dayanmaktadır. Osmanlı eyalet sistemi ile Düzey 2 bölgelerinin sentezlenmesiyle ülkemize özgü melez bir idari yapılanmaya ulaşabiliriz. Bölgesel yönetim birimleri için de kalkınma ajansları modifiye edilerek yerel meclislere dönüşebilir. Kalkınma ajansları bünyesinde oluşan ve ilgili illerin STK ve kamu kuruluşları temsilcilerinden oluşan yaklaşık 100 üyeli danışma kurulları seçimle belirlenerek bir tür yerel yasama organına dönüşebilirler. Seçimle iş başına gelen danışma kurulları (yasama organı) içerisinden, ajans yönetim kurularında olduğu gibi bölgesel yürütme organı oluşturulabilir. Bu düzenlemelerle Osmanlı'da olduğu gibi, TRC2 ve TRC3 bölgesi üzerinden eyalet-sancak ilişkisi geliştirilerek merkezini Diyarbakır ilinin oluşturduğu, Diyarbakır vilayeti modelini esas alan bir pilot özerklik uygulaması önerimizi kamuoyunun dikkatine sunarız" diyerek sonlandırdı.


Kaynak: Temsilci / Güncel

Sırrı Süreyya Önder Diyarbakır Türkiye İmralı Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title