Haberler

YESO-DER, STK Alanından Çekildi

Yeniden Sosyoloji Derneği, 500 sosyolog kadrosunun alım takvimindeki belirsizlik nedeniyle sivil toplum alanından çekilme kararı aldı.

1 yıl önce çıktığı sivil toplum alanında varlık göstermeye başlayan Yeniden Sosyoloji Derneği, yayınladığı bir basın bülteniyle sivil toplum alanından çekilme kararı aldıklarını açıkladı.

KADRO BELİRSİZLİĞİ İSYAN ETTİRDİ

500 sosyolog kadrosununu alım takvimindeki belirsizlikten dert yanan YESO-DER tarafından yayınlanan bültende "Sosyologların feryadını duymayan, bilmeyen, görmeyen neredeyse kalmamıştır. Ancak nedense bu konularda Adalet Bakanlığı ( 732 boş kadro ve Cezaevi Tüzüğü Değişikliği), Gençlik ve Spor Bakanlığı (180 boş kadro), Milli Eğitim Bakanlığı (Okul Sosyologu Projesi) ve Sağlık Bakanlığı (330 boş kadro) yetkilileri kelimenin tam anlamı ile 'sağır ve dilsizi' oynamaktadırlar." ifadelerine yer verildi.

İşte YESO-DER'in açıklaması;

Çağdaş demokrasilerde 'devlet ile birey' arasında aracı bir kurum niteliği taşıyan STK'lar, son derece önemli bir işleve sahiptir. Hele ki bu aracı kurum olma özelliği mesleki bir örgütlenme ihtiyacına binaen şekilleniyorsa burada aynı zamanda çok yönlü bir işlevsellik de var demektir. Zira modern toplumlarda, atomlaşmış birey ile aşırı büyümüş devlet arasındaki mesafeyi çok büyük ölçüde bu mesleki STK'lar daraltmaktadır.

Meslek ahlakının, hak ve hukukunun gelişmesi, meslek derneklerinin 'kamusal bir sorumluluk' çerçevesinde örgütlenmesi ile ancak mümkün olmaktadır. Bu itibar üzere on binlerce işsiz genç sosyologun sesi olmak adına 1 yıl önce çıktığımız bu meşakkatli yolda samimi bir heyecanla sivil toplum alanında varlık göstermeye başladık.

Mesleğin en temel sorun alanları olarak gördüğümüz:

-Abartılı sosyoloji bölümü kontenjanları,
-İstihdam alanlarının yetersizliği,
-Mülakatlı alımlar konularında YESO-DER heyeti olarak 3 kez Ankara ziyaretinde bulunduk.

1.Ziyaretimizde: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Ömer Bozoğlu ve Bakan Müşaviri Sayın Yusuf Genç ile bir araya geldik. Aile Bakanlığında sosyologların görev alanları ve gereklilikleri üzerine görüştük.

2.Ziyaretimizde: AK Parti Genel Başkan Yard. Sayın Salih Kapusuz ve Adalet Bakanlığı Personel Daire Başkanı ile görüştükten sonra TBMM'de CHP Genel Başkan Yard. Sayın Akif Hamzaçebi ile bir araya gelerek basın toplantısı gerçekleştirdik. Bu ziyaretimizin neticesinde ilk defa TBMM'de sosyologların sorunları üzerine 'Meclis Araştırma Önergesi' verildi.

3.Ziyaretimizde: AK Parti Genel Başkan Yard. Sayın Güldal Akşit, CHP Genel Başkan Yard. Sayın Engin Altay, MHP Genel Başkan Yard. Sayın Ruhsar Demirel, BDP Genel Başkan Yard. Sayın İdris Baluken ile görüştük. Bütün siyasi parti yetkililerine mevcut sorunlarımızı aktararak o dönem TBMM'de görüşülen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 'Torba Kanun' tasarısında ihdası yapılan 500 sosyolog kadro adedinin arttırılması için değişiklik önergesi talebimizi ilettik. 3 Muhalif partinin ender olarak bir araya geldiği konulardan biri olan 'sosyologlar' konusunda verilen önerge değişikliği maalesef kabul edilmedi. Bu ziyaretimizde aynı zamanda Adalet Bakanlığı Müsteşarı Sayın Kenan İpek ile de bir araya gelip denetimli serbestlik kadroları ve 'Cezaevi Sosyologu' projesini görüştükten sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakan Yard. Sayın Aşkın Asan ile de bir araya geldik.

Bu yüz yüze görüşmelerin yanı sıra birçok yetkili ile yoğun telefon görüşmelerimiz olmuş ve görüştüğümüz bu değerli kişilerin de camiamızın sorunlarının farkına varmaları ve çözümü için çaba sarf etmeleri sağlanmıştır. Bunların en başında da meslektaşlarına bugüne değin hep destek olan Çorum Milletvekili Sayın Cahit Bağcı gelmektedir. Birçok yerel ve ulusal basında da yer alan sorunlarımız, aynı zamanda (on binlerce sosyologun buluştuğu) yoğun bir şekilde sosyal medyaya da taşınmıştır.

"SAĞIR VE DİLSİZİ OYNUYORLAR"

Özetle sosyologların feryadını duymayan, bilmeyen, görmeyen neredeyse kalmamıştır. Ancak nedense bu konularda Adalet Bakanlığı ( 732 boş kadro ve Cezaevi Tüzüğü Değişikliği), Gençlik ve Spor Bakanlığı (180 boş kadro), Milli Eğitim Bakanlığı (Okul Sosyologu Projesi) ve Sağlık Bakanlığı (330 boş kadro) yetkilileri kelimenin tam anlamı ile 'sağır ve dilsizi' oynamaktadırlar.

Buna bir de yakın zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yoğun emekler sonrası ihdası yapılan 500 sosyolog kadrosunun alım takvimi konusundaki belirsizlik ve duyarsızlık eklenmiştir.

"UMUTSUZLUK VE ENDİŞEYE SEBEP OLUYOR"

2012'de KPSS'YE girip yüksek puan alan yüzlerce aday, Adalet Bakanlığının mülakatlı alımlarında çok düşük puanlıların atanması nedeniyle mağdur olmuş ve bu puanlarını henüz kullanamamıştır. Ayrıca bu yüksek puanlı adayların puanlarının geçerli olacağı son bir atama dönemi (Haziran) kalmıştır. Bu nedenle yüzlerce aday 500 sosyolog kadrosunun Mart ayında atamaya açılması yönündeki haklı taleplerini bakanlığa değişik biçimlerde iletmektedirler. Şayet Haziran'a kalırsa bu alımlar, adaylar (ne olur ne olmaz endişesi ile) tekrar KPSS dershanelerine gitmek zorunda kalacaklardır. Bu yüzdendir ki son 1 aydır Aile Bakanı Sayın Ayşenur İslam'a, adaylar sosyal medya aracılığı ile bu taleplerini yoğun bir şekilde iletiyorlar. Aile Bakanlığının da diğer bakanlıklar ('sağır ve dilsiz') kervanına katılması camiamızda ayrıca bir umutsuzluğa ve endişeye sebebiyet vermiştir.

GENÇ SOSYOLOGLAR ZORDA

Geleceklerine dair umutları tükenmiş, aile kurma hevesleri kursaklarında kalmış ve ertelenmiş, en verimli dönemlerini yıllarca KPSS illetine harcamış, onurları zedelenmiş, çalışıp üretemediğinden dolayı anne-babaya olan mahcubiyetleri artmış on binlerce genç sosyolog, devletin Anayasal sorumluluğunu (49.madde:"Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.") yerine getiremediğini düşünmektedir.

"GÜVENİMİZİ DERİNDEN SARSMIŞTIR"

Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın onuru her geçen gün biraz daha zedelenmektedir. Bu durumun düzeltilmesi adına yetkilerin sorumluluk almaması ve on binlerce insanın talebini görmezden ve duymazdan gelmesi YESO-DER olarak bizleri ziyadesiyle üzmüş olup sivil toplum mücadelesine olan güvenimizi de derinden sarsmıştır.

"BAŞKA SEÇENEK BIRAKILMADI"

Bu sebeplerle, 'kamusal bir sorumluluk' alarak kurduğumuz sivil toplum örgütünü genel kurul kararı ile feshedip bu şekilde 'Devlet ve Birey' arasındaki resmi iletişim kanallarından en önemlilerinden birini, bize başka seçenek bırakılmadığından, devre dışı bırakmış olacağız.

Kaynak: Haberler.Com / Güncel

Sağlık Bakanlığı Adalet Bakanlığı Yeso-Der Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title