TÜM KATEGORİLER
'ULU Şehrin Uluları' Yıldırım'da Anlatıldı
Osmanlı Devleti'nin ilk başkenti Bursa'nın manevi isimleri ve tarihteki önemi, Yıldırım Belediyesi'nin düzenlediği 'Ulu Şehrin Uluları Paneli'nde anlatıldı.
Kültür sanat aktivitelerine hız veren Yıldırım Belediyesi, yine önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Yıldırım Belediyesi Cazibe Kültür Merkezi'nde düzenlenen Ulu Şehrin Uluları konulu panelde, Bursa'nın Türk ve İslam tarihindeki önemli isimleri ile önemli mekanları konuşuldu. Gazeteci Yavuz Bahadıroğlu, araştırmacı yazar Mustafa Armağan ve Osmanlı tarihçisi Dursun Gürlek'in konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü ise gazeteci Cem Küçük yaptı. Osmanlı Devleti'nin ikinci kurucusu olarak kabul edilen Çelebi Mehmet ve dönemiyle ilgili bilgiler veren yazar Mustafa Armağan, Bursa'nın Osmanlı tarihinde apayrı bir yere sahip olduğunun belirtti. Yıldırım Bayezid ve Timur arasında 1402'deki Ankara Savaşı sonrası yaşanan Fetret Devri'ni hatırlatan Armağan, "Osmanlı Devleti, ikinci defa bu topraklarda hayat bularak cihan imparatorluğu oldu" diyerek Bursa'nın Osmanlı'nın hem kuruluş günlerine hem de yeniden dirilişi tanıklık ettiğini söyledi.
MANEVİYATIN BAŞKENTİ BURSA
Yıldırım'da inşa ettirilen Emir Sultan Cami ve Türbesi ile Yeşil Cami ve Külliyesi'nin, zamanının ötesi yapılar olduğunu kaydeden tarihçi Dursun Gürlek ise Bursa'nın maneviyat dolu bir şehir olduğunu söyledi. Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Gazeteci Yavuz Bahadıroğlu da Osmanlı medeniyetindeki Bursa'yı anlattı. Bursa'nın yapı taşlarından Şeyhülislam Molla Fenari, Üftade ve Somuncu Baba Hazretleri, Osman Gazi, Orhan Gazi ve Sultan Çelebi Mehmet gibi önemli isimlerden de bahseden Bahadıroğlu, evliyalar şehri Bursa'nın değerini vurguladı. Bu şehirde yaşamış yürek adamlarının anlaşılması gerektiğinin de altını çizen ünlü yazar, "Emir Sultan ilimler ilmini hem hatmetmiş bir derya. Yıldırım Beyazid gibi genç bir padişahı, mahkemeden kovması bugün yaşanması imkansız bir olay. Osmanlı Padişahını cemaatle namaz kılmadığı için bir de azarlamıştır ve şahitliğini kabul etmemiştir" diyerek Emir Sultan'ın siyasetin de üstünde olan bir alim olduğunu anlattı.
