Haberler

Pompei: Vezüv'ün Gölgesine İnat Ayakta

Dünyada belki de üzerine en çok efsane oluşturulan yerleşim yerlerinden biri, kimisine göre lanetli, kimisine göre ise mucize kent; İtalya'nın Pompei kenti.17 yıl arayla geçirdiği iki felaketin izleri her köşesine işlese de, Vezüv'ün, üzerine düşen tehditkar gölgesine inat 'hala ayaktayım' diyor.

Dünyada belki de üzerine en çok efsane oluşturulan yerleşim yerlerinden biri, kimisine göre lanetli, kimisine göre ise mucize kent; İtalya'nın Pompei kenti.

17 yıl arayla geçirdiği iki felaketin izleri her köşesine işlese de, Vezüv'ün, üzerine düşen tehditkar gölgesine inat 'hala ayaktayım' diyor. Pompei, 2000 yıllık ömrünün büyük bölümünü toprak altında, keşfedilmeyi bekleyerek geçirip, sonunda sabrının meyvelerini topluyor. 2000 yıllık sokaklar, her gün binlerce insanla dolup taşıyor. Halkı her gün değişiyor belki, ama Pompei hala yaşıyor. Pompei tarihte 'Roma'nın arka bahçesi' olarak en şaşalı dönemlerini yaşıyordu. Romalı aristokratlar, yazlık malikanelerini yaptırmak için birinci tercih olarak Pompei'yi görüyor, kentin her köşesinden zenginlik taşıyordu. M.S. 62'ye gelindiğinde, köleler ve efendilerinin oluşturduğu 10 bin nüfuslu şaşalı bir şehir olmuştu Pompei. Ancak aynı yıl yaşanan büyük deprem felaketi, tam anlamıyla taş üstünde taş bırakmadı. Pompei yerle bir oldu. Kent sakinlerinin büyük bölümünün para ve güce sahip olması sayesinde, kentin tamamına yakını 17 yılda ayağa kaldırıldı.

FELAKET HARİTADAN SİLDİ

Millattan sonra 79'da felaket habercisi yer sarsıntıları ve fırtına eşliğinde 24 Ağustos günü öğleden sonra Vezüv Yanardağı'ndaki şiddetli patlama, kent sakinleri için 'felaket' sözcüğünün anlamını sonsuza kadar değiştirdi. Vezüv'den kopan ateş topları kentin üzerine yağmakla kalmadı, püsküren lavlar ve kül bulutları kenti kaplayıp, 500 metre uzaklıktaki denize ulaştı. Kısa zamanda kent, binlerce sakiniyle birlikte 6-7 metre yüksekliğindeki bir tortunun altına gömüldü. Patlamalar sona erdiğinde Pompei haritadan silindi. Vezüv adeta, yıllarca süren şaşaya meydan okurcasına kenti 1700 yıllık bir sessizliğe mahkum etti.

TESADÜFEN BULUNDU

Pompei'nin varlığı, 1594-1600 yılları arasında bölgede çalışmalar yürüten mimar Domenico Fontana'nın bulduğu yazılı bir tablet sayesinde ortaya çıktı. Daha sonra anfitiyatroya ait olduğu tespit edilen parça, Pompei'nin 1700 yıllık sessizliğini bozan anahtar oldu. 1748 yılında ise Carlo di Borbone yönetiminde başlayan kazı çalışmalarıyla ilk bilimsel verilere ulaşıldı.

TAŞLAŞMIŞ İNSANLAR SAHNEDE

1860 yılında arkeolog Giuseppe Fiorelli tarafından yeni bir teknik geliştirdi. Kazılar sırasında bir boşluk tesbit eden Fiorelli, küçük bir delik açıp, boşluğa sıvı alçı döktürdü. Alçının kurumasının ardından boşluğun etrafındaki kaplamayı kırdı ve alçının bir insan bedeni şeklinde kalıp aldığını gördü. Böylece bu yöntem sayesinde Pompei'nin taşlaşmış insanları, köpekleri, domuzları, hatta atları, felaketle yüzleştikleri pozisyonlarıyla sahneye çıkmış oldu. Yaklaşık 2 bin insan kalıntısına ulaşıldı. Pompei'de hala devam eden kazı çalışmalarıyla, şimdiye kadar kentin yüzde 80'i gün yüzüne çıkarıldı.

SİYAH ODALAR ZENGİNLİĞİN SİMGESİ

Çalışmalar sırasında birbirinden güzel ve gösterişli villalar kelimenin tam anlamıyla ayağa kaldırıldı. Bahçe düzenlemeleriyle birlikte hayat bulan villaların en ilginç bölümü ise sahip oldukları irili ufaklı, duvarları tamamen siyaha boyalı odalar. O dönemde siyah renk çok zor bulunuyordu. Bu nedenle de pahalıydı ve zenginlik simgesi olarak algılanıyordu. Villarda bulunan siyaha boyalı odaların büyüklüğüne göre, ev sahibinin zenginlik derecesi görücüye çıkıyordu.

KAMASUTRA İZLERİ

Poppei'de bilim adamlarını şaşkınlığa düşüren bir başka buluş ise, kentin merkezi yerinde bulunan genelevin duvarlarını süsleyen resimler oldu. Duvarlarda, Sanskrit kültüründen gelen ve Hint cinsellik kültürünün en eski yazılı kaynağı olarak bilinen Kamasutra'yı andıran cinsel pozisyonların yeraldığı resimler vardı. Her ne kadar bu buluş dini çevrelerce 'yoldan çıkmışlığın göstergesi' olarak gösterilmeye çalışılsa da, bilimadamları tarafından tarihte cinselliğin bir kültür olarak algılanmasının Kamasutra'dan çok daha eskiye dayandığının kanıtı olarak kabul edildi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title