Muğla'da Şerzan Gerilimi

Muğla'da 3 ay önce meydana gelen olaylarda, üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un tabancayla vurularak öldürülmesinin ardından davanın Eskişehir'e alınması protesto edildi. Protesto gösterilerine katılan BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, ''Türkiye'de adalet ve hukuk yoksa iç barışımızda olmaz' dedi.

Muğla'da, geçen 11 Mayıs'ta, karşıt görüşteki öğrenciler arasında çıkan, üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'un hayatını kaybettiği ve İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevli bir polis memurunun tutuklandığı olaylarla ilgili dava, Valiliğin güvenlik gerekçesiyle yaptığı başvuru üzerine, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkamesi'nden Eskişehir Ağır Ceza Mahkamesi'ne alındı. Mahkeme bununla ilgili kararı dün (pazartesi) dosya üzerinden verdi. Ancak, yine de daha önce ilk duruşması bugün yapılacağı açıklanan davayla ilgili Muğla'da geniş güvenlik önlemleri alındı. Sabah erken saatlerde Aydın- Muğla Karayolu üzerindeki Bayır Beldesi'nde jandarma, kent girişlerinde de polis konuşlandı. Emniyette tüm izinler dava nedeniyle iptal edilirken, Muğla girişindeki Trafik Kontrol Noktası'na çevik kuvvet ve trafik ekipleri yönlendirildi. Gelen araçlar kontrol edilirken, çevik kuvvet ekipleri Muğla Adliyesi önünde kuş uçurtmadı. Sabah erken saatlerde ellerindeki döviz ve pankartlarla adliye önüne gelen Şerzan Kurt'un yakınları ve arkadaşları ise Türkçe ve Kürtçe olarak ''Şerzan yoldaş ölümsüzdür', ''Katil polis hesap verecek', ''Artık yeter' sloganları attı.

Şerzan Kurt'un avukatları davanın Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi'ne alınmasıne tepki gösterdi. Duruşmayla ilgili usulsüzlük olduğunu ileri süren avukatlar, Muğla 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulundu. Avukatların yaptığı başvuru reddedildi.

Aralarında, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık ve Prof. Dr. Baskın Oran'ın da bulunduğu, adliye önünde toplanan 200 kişilik grup daha sonra Şerzan Kurt'un vurulduğu, 1 kilometre uzaklıktaki Recai Güreli Caddesi'ne yürümek istedi. Kurt'un vurulduğu yere karanfil bırakmak isteyen gruba, İl Emniyet Müdürü Kadir Ay tarafından, slogan atmamaları ve kaldırımdan yürümeleri kaydıyla izin verildi. Çevik kuvvet polisleri ile özel harekat timleri de yürüyüş boyunca gruba eşlik etti.

Türkiye'de adaletin siyasallaştığı bir sürecin yaşandığını öne süren BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, ''Şerzan'ın ölümüne neden olan kurşunlar hepimizin bedeninde bir parça olarak kaldı. Vicdan sahibi olan herkes bu acıyı yüreğinde yaşıyor. Olaylara yeni tanıklık etmiyorum. Uzun yıllardır kardeşlik için mücadele veren halkımızın nasıl acılar çektiğini hepimiz biliyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde adalet Türkiye'deki gibi hukuksuzluk üzerine işlemiyor. Adaletin siyasallaştığı bir süreci yaşıyoruz. Davanın Eskişehir'e alınması katili savunmanın bir belgesidir. Halkımıza her zaman zalimlerin yanında olmayacağımızın sözünü verdik. Adalet ve hukuk yoksa iç barışımız da olmaz' dedi.

Basın mensuplarına açıklama yaparken göz yaşlarına hakim olamayan Şerzan Kurt'un annesi Necla Kurt ise ''İçim yanıyor, ciğerim parçalanıyor. 2 bin kilometreden adalet aramaya gelirken adaletsizlik ile karşı karşıya kaldık. Katil polisin gerekli cezayı alması gerekiyor' diye konuştu.

Baba Ömer Kurt da ''Evladım Muğla halkı ile bütünleşmişti. Şerzan'ın mezuniyetine gelmeyi hayal ederken cansız bedenini götürdüm. Yetkililerin oğlumun ismini Muğla'da bir caddeye vermesini istiyorum' dedi.

Grup, Şerzan Kurt'un vurulduğu yere karanfil bıraktıktan sonra olaysız dağıldı.

NE OLMUŞTU

Muğla'da geçen 11 Mayıs'ta meydana gelen ve Şerzan Kurt'un öldüğü, karşıt görüşlü öğrenciler arasındaki olaylarda 80'den fazla kişi gözaltına alınmış bunlardan 6'sı da tutuklanmıştı. Muğla Valiliği ve polis Kurt'u yaralayan ve hastanede ölmesine neden olan kurşunun polis tabancasından çıkmadığını açıklamış, ancak geçen 17 Mayıs'ta Güvenlik Şube'de görevli 43 yaşındaki polis memuru G.S. bu olayda silahı kullandığı gerekçesiyle tutuklanmıştı.

Haberler