Haberler

İyaz bin Ganem kimdir? İyaz bin Ganem Caddesi isim değişikliği tepkilere neden oldu!

Diyarbakır'da bulunan İyaz bin Ganem Caddesi, şehrin valisi ile belediye başkanını karşı karşıya getirdi. Belediye Başkanı, caddenin ismini değiştirmek istemektedir. Verilmek istenen ismin ise terör suçundan ceza almış bir doktor olması tepkilere neden oldu. Peki İyaz bin Ganem kimdir?

Diyarbakır'da bir caddeye adı verilmiş olan İyaz bin Ganem, Urfa'nın fethini gerçekleştirmiş bir sahabedir. Büyükşehir Belediye Başkanı, caddenin ismi değiştirmek istiyor. Bu yüzden vali ile karşı karşıya gelmiş, aynı zamanda halkın da tepkisini çekmiştir. Çünkü İyaz bin Ganem Caddesi yerine ismi verilecek kişinin terör suçundan hapis cezası almış olması. Bu olay ise İyaz bin Ganem ismini merak ettiriyor. Peki İyaz bin Ganem Caddesi kimdir? İşte Urfa Fatihi İyad Bin Ganem olarak anılan sahabenin hayatı...

İYAZ BİN GANEM KİMDİR?

İyaz bin Ganem'in Milâdî 582'de doğduğu ihtimal ediliyor. Müslüman olmadan önce adı Abdüganm idi. İsim ve künye benzerliği sebebiyle amcası İyâz b. Züheyr ve kendisinden hadis rivayet ettiği İyâz b. Amr el-Eş'arî ile karıştırılmaktadır. Hudeybiye Antlaşması'ndan (6/627) önce Müslüman olduğu ve bu antlaşmada bulunduğu belirtilmektedir. İkinci Habeşistan hicretine katıldı; Bedir, Uhud ve Hendek başta olmak üzere Hz. Peygamber'in bütün gazvelerine iştirak etti (İbn Hacer, III, 50).

İslâmiyet'i kabul etmeyen kadınlarla evliliği sürdürmeyi yasaklayan âyet indiğinde (el-Bakara 2/221) henüz Müslüman olmayan karısı Ümmü'l-Hakem bint Ebû Süfyân'a ödediği mehri geri alarak ondan ayrıldı. Muhtemelen irtidad olaylarının bastırılmasındaki başarısından dolayı Hz. Ebû Bekir tarafından kumandan olarak Irak'a gönderildi.

Hâlid b. Velîd ile Hîre'de buluşup Dûmetülcendel'i ikinci defa ele geçirdiler; bunun üzerine İyâz buraya vali tayin edildi. Amcasının oğlu olduğu söylenen Ebû Ubeyde b. Cerrâh onu Dımaşk'ın fethinde (14/635) süvari birliklerinin kumandanlığına getirdi.

Yermük Savaşı'ndaki (15/636) beş kumandandan biri olan İyâz, bu muharebede hezimete uğrayan Bizans ordusundan kaçanları Malatya'ya kadar takip etti ve şehir halkı cizye ödemeyi kabul edince anlaşma yaparak geri döndü. Bu sebeple Bizans topraklarına geçiş yolunu ilk defa onun açtığı kabul edilir. Kudüs'ün fethine de katılan İyâz (16/637), ertesi yıl Halep'in fethinde Ebû Ubeyde b. Cerrâh yönetimindeki kuvvetlerin öncü birliklerini sevk ile görevlendirildi ve Halepliler'le antlaşmayı o yaptı. Bir müddet sonra Halepliler antlaşmayı bozunca başka bir kumandanla birlikte tekrar onların üzerine gönderilip eski şartlarla antlaşmayı yeniledi. Antakya seferine öncü kuvvetlerin kumandanı olarak katıldı, oradan Menbic'e geçti ve buranın halkıyla da bir antlaşma imzaladı. Ardından Ra'bân (Araban) ve Dülûk (Dülük) halkıyla antlaşmalar yaptı.

Ebû Ubeyde vefatından önce İyâz'ı yerine vekil bıraktı. Hz. Ömer de onu Humus, Kınnesrîn ve el-Cezîre valiliğine getirerek bölgenin fethiyle görevlendirdi. İyâz, 18 yılının Şâban ayı ortalarında 5000 veya 8000 kişilik bir kuvvetle el-Cezîre'ye hareket etti; birkaç günlük bir kuşatmanın ardından Rakka'yı barış yoluyla teslim aldı. Yapılan antlaşmada savaşabilecek yaştaki erkeklerden yıllık 1 veya 4 dinar cizye alınması, yeni kilise inşa edilmemesi, alenî olarak dinî merasim yapılmaması, bu şartlara uyulması halinde can ve mal güvenliklerinin sağlanacağı, mevcut kiliselerine dokunulmayacağı gibi hükümler yer aldı. İyâz buradan Ruha'ya (Urfa) hareket etti.

Bir müddet direndikten sonra barış isteyen Ruhalılar'la da antlaşma yapıldı (18/639 veya 19/640). Ardından İyâz, kumandanlarından Safvân b. Muattal ile Habîb b. Mesleme'yi Sümeysât'a (Samsat) gönderdi; kendisi de Harran'a geçerek şehri barış yoluyla aldı. Daha sonra Aynülverde, Dârâ, Habur, Sümeysât, Serûc gibi yerleri fetheden İyâz b. Ganm Malatya ve Karkisiyâ'ya, ardından da Nusaybin (Nasîbîn) üzerine yürüdü. Kumandanlarından Umeyr b. Sa'd'ı Sincar, Eşter'i Âmid (Diyarbekir) ve Meyyâfârikin'in (Silvan) fethiyle görevlendirdi. Bu iki yerin fethine bizzat katıldığı ve Hâlid b. Velîd'in yardımıyla başarıya ulaşıldığı da zikredilmektedir. Nusaybin'i de Ruha şartlarıyla teslim alan İyâz, bu sırada Irak'ta bulunan Sa'd b. Ebû Vakkas'ın isteği üzerine ona bir yardımcı kuvvet gönderdi, kendisi de Mardin ve civarını alarak Musul'a yöneldi. Erzen, Derbe, Bitlis, Hılât (Ahlat) ve Besni'yi (Behisni) fethedip Rakka'ya döndü.

Hicri 17-20 (Miladi 638-641) yılları arasındaki seferlerle hemen hemen el-Cezîre bölgesinin tamamını İslâm topraklarına katan İyâz, Rakka'da iken Halife Ömer'den Şam'a dönmesini ve hasta olan Yezîd b. Ebû Süfyân'ın ölümü halinde idareyi ele almasını bildiren bir mektup aldı. Bunun üzerine Utbe b. Ferkad'ı yerine bırakıp yola çıktıysa da Humus'a ulaştığında vefat etti ve Hâlid b. Velîd'in kabri yanına defnedildi. Onun Medine'de öldüğünün söylenmesi amcasıyla karıştırılmasından kaynaklanmış olmalıdır.

İyâz'ın ailesinin Âmid'de kaldığı, bu şehirdeki Ebû Eyyûb ailesinin onun soyundan geldiği belirtilmektedir. İyâz b. Ganm'ın kendisinden devlet memuriyeti isteyen akrabalarını reddetmesi, ganimetlerden payına düşen her şeyi dağıttığı için geriye iki at ve bir deveden başka bir şey bırakmaması onun dürüst ve cömert bir kişiliğe sahip olduğunu göstermektedir. İyâz b. Ganm'ın rivayet ettiği bir hadis Ahmed b. Hanbel'in el-Müsned'inde yer almıştır.

Kaynak: Haberler.com / Güncel

Diyarbakır Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title