Haberler

Gül: "Süratle Yargı Reformu Yapılmalı"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erzincan Başsavcısı Cihaner'in Tutuklanmasının Ardından Yargıda Yaşanan Kriz ve Tartışmaların Üzüntü Verici Olduğunu İfade Ederek, "Bu Bir Fasit Dairedir, Kısır Bir Döngüdür.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Erzincan Başsavcısı Cihaner'in tutuklanmasının ardından yargıda yaşanan kriz ve tartışmaların üzüntü verici olduğunu ifade ederek, “Bu bir fasit dairedir, kısır bir döngüdür. Bundan Türkiye'nin süratli bir şekilde çıkması gerekir. Bunun için yapılması gereken şey de gayet açıktır; çok süratli bir yargı reformu yapmak gerekir. Yargı reformu yapılırken bu çıkmaz sokak ya da kısır döngü daha derinleştirici bir şekilde olmamalıdır” dedi.

Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke olduğunu  hatırlatan Gül, “Bu konuda AB'nin müktesebatı, kriterleri ve standartları  Türkiye tarafından süratli bir şekilde üstlenilmelidir. Bu konuda aslında bütün  partilerimizin ön yargısız bir işbirliği içine girmesi çok önemlidir” diye  konuştu.

CEMAAT SORUŞTURMASINDAN YARGI KRİZİNE

Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner, cemaatlere yönelik Kasım 2007'de bir soruşturma başlattı. Başsavcı Cihaner'in iddiasına göre Temmuz 2007'de Adalet Bakanı kendisini bu soruşturmaları sona erdirmesi için tehdit etti.

Mart 2009'a gelindiğinde ise Erzurum'daki özel yetkili savcı Osman Şanal, soruşturmanın kendi alanına girdiği gerekçesiyle Cihaner'den dosyayı istedi. Haziran 2009'da krize Adalet Bakanlığı el koydu. Cihaner hakkında 15 ayrı suçlamadan soruşturma başlatıldı. 26 yıl hapsi istenen Cihaner, savunmasında "Cemaatlere yönelik soruşturması nedeniyle üzerine gelindiğini" öne sürdü.

Ekim 2009'da Çatalarmut'ta bulunan el bombası ve mühimmatların ardından Ergenekon soruşturması Erzincan'a sıçradı. Aralık 2009'da MİT şube müdürü ve iki görevli gözaltına alındı. Ocak sonuna gelindiğinde ise dönemin Erzincan Alay Komutanı olan ve halen Eskişehir Alay Komutanı olan Albay Recep Gençoğlu tutuklandı.

Önceki gün ise cemaate yönelik soruşturmasını Ergenekon örgütünden aldığı emirle yaptığı öne sürülerek Başsavcı Cihaner gözaltına alındı. Olay bu noktadan sonra yargı krizine dönüştü. Dün yani 17 Şubat'ta önce Erzurum özel yetkili savcılar görevden alındı, ardından Yargıtay bu incelemeyi hukuka bulduğunu duyurdu. Hükümetin buna tepkisi gecikmedi ve HSYK'yı yetkisini aşarak yargı darbesi yapmakla suçladı. Aynı saatlerde Ağır ceza mahkemesi, savcının tutukluluğuna yapılan itirazı reddetti. Bugün ise HSYK, Adalet Müsteşarının da katıldığı toplantıda görevden alınan özel yetkili savcıların yerine üç yeni atama yaptı.

Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'ye resmi ziyarette bulunan Tanzanya  Cumhurbaşkanı Jakaya Mrisho Kikwete ile görüşmelerinin ardından Çankaya Köşkü'nde  düzenlenen ortak basın toplantısında gündeme ilişkin soruları da yanıtladı.

Bir gazetecinin “Son günlerde yargı alanında yaşanan tartışmalardan  rahatsız mısınız? Kaygılı mısınız? Bunu devlet krizi olarak yorumlayanlar da var,  siz bu krizin bitmesi için nasıl devreye gireceksiniz?” sorusu üzerine, olup  bitenlerin çok üzüntü verici olduğunu, olayları yakından takip eden bir çok  kişinin hissiyatının da bu yönde olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle  konuştu:

“Bu bir fasit dairedir aslında, kısır bir döngüdür. Bundan Türkiye'nin  süratli bir şekilde çıkması gerekir. Bunun için yapılması gereken şey de gayet  açıktır; çok süratli bir yargı reformu yapmak gerekir. Ama burada hemen  dikkatinizi çekerim, yargı reformu yapılırken bu çıkmaz sokak ya da kısır döngü  daha çok derinleştirici bir şekilde olmamalıdır. Daha çok politize olucu, daha  çok tartışıcı ve daha çok kutuplaşıcı bir şekilde asla olmamalıdır. Buna  kesinlikle fırsat verilmemelidir.

Ama o zaman bu nasıl yapılacaktır? Gayet açıktır. Türkiye AB ile tam  üyelik müzakereleri yapan bir ülkedir. Bu konuda AB'nin müktesebatı, kriterleri  ve standartları Türkiye tarafından süratli bir şekilde üstlenilmelidir. Bu konuda  aslında bütün partilerimizin ön yargısız bir işbirliği içine girmesi çok  önemlidir.

Bu yeni bir kutuplaşma, yeni bir mücadele alanı asla olmamalıdır. O zaman  ülkemize zarar verir. Çünkü adalet, yargı, hukuk konusu daima objektif kriterler  içerisinde ve en yüksek standartlarda yapılmalıdır ve bunun için de müzakere  eden, üyelik müzakereleri sürdüren bir ülke olarak AB standartlarını süratli bir  şekilde üstlenmemiz gerektiği kanaatindeyim.”

 

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title