Haberler

Depremde göçük altında kaldığı dört saat boyunca ölüme hazırlandı

BARIŞ ZENGİN - 12 Kasım 1999 Düzce depreminde yıkılan 5 katlı binanın enkazında kalan Musa Çarıkçıoğlu, 4 saat yaşam mücadelesi verdi.

BARIŞ ZENGİN - 12 Kasım 1999 Düzce depreminde yıkılan 5 katlı binanın enkazında kalan Musa Çarıkçıoğlu, 4 saat yaşam mücadelesi verdi.

Çarıkçıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin üzerinden 14 yıl geçmesine rağmen o günleri unutmasının mümkün olmadığını belirterek, göçükte geçirdiği 4 saatin değerini bugünlerde daha iyi anladığını söyledi.

Depreme 5 katlı binanın altındaki kahvehanede yakalandığını ifade eden Çarıkçıoğlu, ''Camiden çıktık, amcamın oğlu 'bir çay içelim' deyince istememe rağmen kahveye girdik. Çayımızı içerken kuzenime 'Ahmet Mete Işıkara deprem olacak' dedi, 'burada durmayalım' diyorum, o ise 'Ya Işıkara ne bilir'' diyor. Derken birden sallantı başladı'' şeklinde konuştu.

Sallantının başlamasıyla kapıların kapandığını anlatan Çarıkçıoğlu, camdan çıkmak istediğini ancak kafasına düşen cisimle yere yığıldığını dile getirdi.

Çarıkçıoğlu, düştükten sonra ayağına bir şey düştüğünü hissettiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"Kahvede bulunanlar mı' diye düşündüm. Elimle kontrol ettim ki ayağım kirişin altında kalmış. 4 saat boyunca o kirişin altında kaldım. Kirişin altındayken 'ayağımı kesin, beni alın' diyorum. Bir taraftan kahve yanıyor, 'yanarak öleceğim' diye düşünüyorum. Bir yandan sallanmaya devam ediyor, kimse yanaşamıyor. Arkamda bulunan 3 kişi öldü orada. Ben salavat getiriyorum. Kirişin altındayım, kahvehane sallanıyor. Betonarme olduğu için hareket ettirme şansımız da yok. Ölüme hazırız. Dört saat boyunca bayılmadım, mücadele ettim. Hareket edebilseydim bacağımı kesecektim. 5 santimetre daha olsa ayağımı kurtarıyordum.''

Enkazda 4 saatin ardından bir gencin balyozla kirişi kırdığını dile getiren Çarıkçıoğlu, "Yeğenime kollarımdan tutup beni çekmesini söyledim. Çıkarıldıktan sonra benim işim bitti. Göçük altında ne ayıldım, ne bayıldım ama dışarı çıkınca kendimden geçmişim. Ambulansa koydular, abimle İstanbul'a gidiyoruz, Adapazarı'nı geçtik, abime 'ben ölüyorum, beni götürme' dedim" ifadesini kullandı.

- "Şimdiki yaşantıyla o zamanın yaşantısı arasında çok fark var"

17 Ağustos depremindeki kayıpların ardından insanların evlerine girmeye cesaret edemediğini kaydeden Çarıkçıoğlu, dönemin kaymakamının binaların hasar almasına rağmen evlerde oturulacağını söyleyerek, çadırları kaldırttığını öne sürdü.

Çarıkoğlu, 12 Kasım depreminde Düzce'de en az iki bin insanın bu yüzden öldüğünü iddia ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

"O gün yaşananlar bugün yaşansaydı çok canlar hayatta olurdu. 'Allah devletimize zeval göstermesin. Şimdiki yaşantıyla o zamanın yaşantısı arasında çok fark var. Bugünleri yaşadım. Yine Allah'a şükrederim. Canımız sağ, dolaşıyoruz. O günler unutulamaz, 'unuttum' diyen yalan söylüyordur ama öyle insanlar var ki 'tekrar deprem olsa da bedava yaşantıyı sürdürsek' düşüncesi içindeler. Deprem zamanı gelen yardımları özleyenler de var. Allah kimseye o günleri yaşatmasın."

Kaynak: AA / Güncel

Düzce Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title