Haberler

Bodrum'da "Tarihte Türkler Ermeniler Gerçekler" Paneli

Muğla'nın Bodrum İlçesinde Asılsız Soykırım İddiaları Konusunda İnsanları Doğru Bilgilendirmek Amacıyla "Tarihte Türkler Ermeniler Gerçekler" Konulu Bir Panel Düzenlendi.

Muğla'nın Bodrum ilçesinde asılsız soykırım iddiaları konusunda insanları doğru bilgilendirmek amacıyla "Tarihte Türkler Ermeniler Gerçekler" konulu bir panel düzenlendi.

Bodrum ilçesinde 2005 yılında düzenlenen "Tarihte Türkler Ermeniler Gerçekler" panelinin 3.'sü gerçekleştirildi. Bodrum Kaymakamlığı tarafından, Bodrum Belediyesi, Konacık Belde Belediye Başkanlığı katkıları ile Marmara Koleji Halikarnasos Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen panele Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nuri Köstüklü, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Öğretim Üyeleri Prof. Dr Mehmet Akif Erdoğru ve Prof Dr. Ahmet Özgiray ile Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aygün Attar konuşmacı olarak katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan panele, Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, Yatağan Kaymakamı Şeyhmuz Günaydın, Konacık Belediye Başkanı Mehmet Tosun, Gündoğan Belediye Başkanı İbrahim Bilgi, Gümüşlük Belediye Başkanı Mehmet Ülküm, AK Parti Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır, eski bakanlardan Şinasi Altıner vatandaşlar ve öğrenciler katıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan, "Ülkemizin ve ulusumuzun asılsız soykırım iddiaları ile itham edildiği çok büyük ve çok yanlış önyargı karşısında 'Hayır bu ithamlar büyük bir yalandır' diyerek insanlarımızı doğru olarak bilgilendirmek, insanlarımızın yanlış bir suçluluk psikolojisine kapılarak moral ve maneviyatlarının kırılmasını engellemek, dış dünyada kendilerini tehdit eden tehlikenin büyüklüğü ve vahameti karşısında insanlarımızı uyarmak bu toplantıların düzenlenme amacıdır" dedi.

Ak Parti Muğla Milletvekili Mehmet Nil Hıdır ise 1988 yılında Azerbaycan'ın Nahçivan bölgesinde Karabağ'ın bulunduğunu belirterek, "Dostlarımızı ziyaret etmiştik. Orada yaşananları gözlerimle gördüm. Bugün bizi soykırımla suçlayanlar hala işgal ettikleri Karabağlar toprağında yüzlerce binlerce kadınımızı çocuğumuzu katletmişlerdi. Nedendir bilinmez insanoğlu kendi yaptıklarını karşısındakinde anlatır. Daha sonra Çeçenistan'ı, Bosna-Hersek'i yaşadık. Öncesinde Afganistan'ı yaşadık. Irak'taki katliamları halen yaşıyoruz. Yarım asırdır devam eden katliamı, bitmek bilmeyen kıyımın en açık ve net örnekleridir. Soykırım söylentileri ile dünyadaki pek çok ülkede gerek ekonomik gerek ulusal anlamda yıpratılmaya çalışıldık. Asala örgütünün öldürdüğü 39 tane diplomatımızı unutmadık" diye konuştu.

Prof Dr. Ahmet Özgiray'ın başkanlığındaki panelde Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof Dr. Nuri Köstüklü "Ermeni meselesi nasıl meydana geldi" başlığı altında açıklamalarda bulundu.

Ermeni meselesinin nasıl çıkarıldığını yurt dışında atlatmadan önce kendi çocuklarımızın bunu bilmek zorunda olduğunu söyleyen Prof Dr. Köstüklü; "Ermeni meselesini doğru anlayabilmek, kavrayabilmek için önce Şark meselesi kavramını iyi bilmemiz gerekiyor. Şark meselsini iki safhada ele alabiliriz. 1071'den 1683'e kadar olan devre ki; Türklerin batıya doğru ilerledikleri dönemdir. İkinci dönem ise; 1683'den günümüze kadar olan süreçtir. İlk dönemde batının Türklere karşı politikaları Türkleri Anadolu'ya sokmamak, Türkleri Anadolu'da durdurmak, Türklerin Balkanlar'a geçişini önlemek, İstanbul'un Türklerin eline geçişini önlemekti. Yani İstanbul'un fethi hadisesi yalnızca Osmanlı Türkleri ile Bizans arasında cereyan eden bir hadise olarak algılamanın doğru olmadığı kanaatindeyim" dedi.

Papa 2. Jaen Paul'un İstanbul'u ziyaretinde uçaktan iner inmez toprağı öptüğünü söyleyen Köstüklü "Toprak niçin öpülür? Bir vatana hasret duygusundan ötürü, iki kutsallıktan ötürü öpülür. Papa uçaktan iner inmez toprağı niçin öptü sorusunun cevabı çok açık idi. İstanbul'u bir vatan olarak, kutsal bir yer olarak telakki ediyor" şeklinde konuştu.

Şark meselesinin bir diğer hedefinin Osmanlı'nın Asya toprakları üzerindeki azınlıkları, isyana teşvik ederek Anadolu'da Osmanlı Türk hakimiyetine son vermek olduğunu ifade eden Prof Dr. Nuri Köstüklü "Burada Ermeniler vurgulanıyor. Ermeni meselesi Şark meselesinin bir parçasıdır. Bir başka ifade ile Anadolu'da Türk hakimiyetini kırmak isteyen şark meselesi takipçileri, emperyalistler, Ermenileri kendi emellerine alt etmek istemişlerdir. Ermeni meselesinin çıkarılmasında birinci faktör budur. İkinci faktör kilisenin, aristokratların kendi iç problemidir" dedi. Öte yandan, İngilizler ve Ruslar'ın Ermeniler üzerinde kendi menfaatleri doğrultusunda hesap yaptığını savunan Köstüklü şunları söyledi:

"Tanzimat'la birlikte Ermeni sivil toplumun lehine, aristokratların aleyhine gelişmeler oldu. Din adamlarının, Aristokların gelir kaynakları ve baskısı azaldı. Ermeni kilisesinin bir iç yansıması olarak Ermeni meselesi çıkarılmıştır." Panelde Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Öğretim Üyeleri Prof. Dr Mehmet Akif Erdoğru'da Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun romanlarını ele aldığı konuşmasında 'Sürgün' romanının Ermeni meselesine atıfta bulunan bir roman olduğunu söyledi.

Giresun Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aygün Attar ise konuşmasından önce barkovizyonla Azerbeycan'daki Hocalı Soykırımı anlatan görselli izlettirdi. Prof. Dr. Aygün Atar yaptığı konuşmada, "Kendi geçmişi ile eski tarih belgeleri üzerinde oynayabilen bir millet 1915 yaşanmamış olayları yaşanmış gibi dünya kamuoyuna sunmakta çok mahirdir. Çünkü bu milletin eski dönem yazıtlarından itibaren kendi tarihi bile usta bir şekilde tahrip ettiğine dair eserler var" dedi.

Öte yandan Prof. Dr. Atar, uçak yolculuğu sırasında havayolu şirketinin çıkarmış olduğu dergiyi de dikkatini çeken bir yazı olduğunu belirterek bunu dinleyicilerle paylaştı:

"Derginin 52. sayfasında yer alan 'Hıristiyanlığın izleri' yazılı küçük bir başlık altında Diyarbakır ile ilgili bilgi veren söz konusu yazıda şu cümleler yer alıyor: "Bizans dönemi boyunca Diyarbakır, Hıristiyanlığın merkezlerinden biriydi ve komşusu Mardin ile birlikte günümüze kadar yine Hıristiyan kültürü ve alimleri için çok önemli bir yer olarak kaldı. 20. yüzyılın başında çok sayıda Asurlu Hıristiyan (aynı zamanda Süryaniler yada Aramiler olarak da adlandırılıyorlar), Keldaniler ve Ermeni nüfusu yok oldu. Bölgede geçmişi hatırlatan bazı mimari eserler hala duruyor ve yöredeki yaklaşık 50 Hıristiyan aile, kalan kiliseleri yeniden canlandırmaya çalışıyor." Panele başkanlık eden Prof Dr. Ahmet Özgiray da "1896'dan 1924 yılına kadar Ermenilerin Gerçekleştirdiği Eylemler" başlığı altında konuşmasını yaptı. Panel sonunda Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan konuşmacılara hediye paketi içerisinde üzerinde Bodrum Kalesi ve amfora kabartması olan hediye verdi.

(OU-HE-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title