Haberler

Başkent'te Nevruz Kutlaması

Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Kolej Meydanı'nda düzenlenen nevruz kutlamaları, Nevruz ateşinin yakılmasıyla devam ediyor.

Emek ve Demokrasi Platformu tarafından Kolej Meydanı'nda düzenlenen nevruz kutlamaları, Nevruz ateşinin yakılmasıyla devam ediyor.

Ankara'da Nevruz kutlamaları olaysız geçiyor. Sabah saatlerinde başlayan kutlamalar öncesi bir vatandaş, Türk bayrağı açarak PKK lehine slogan atanları protesto etti. Güvenlik güçlerinin anında müdahale ettiği Türk bayraklı kadın, kutlamaların yapıldığı alandan uzaklaştırıldı.

YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ

Nevruz kutlamaları nedeniyle sabah erken saatlerde çok sayıda polis ekibi güvenlik önlemi aldı. Ankara Emniyet Müdürü Kadir Ay, kutlamaların yapıldığı alana gelerek, güvenlik önlemlerini yerinde inceledi. Emniyet, katılımcıların yürüyüş yapacağı cadde ve sokaklar ile kutlamanın yapılacağı meydanın çevresini 8 bin polis ve 8 TOMA ile korudu. Herhangi bir provakatif eyleme karşı istihbarat, terör, bomba imha uzmanı ekipleri, güvenlik, çevik kuvvet, asayiş ekipleri ile keskin nişancılar tetikteydi. İstihbarat, terör, güvenlik, çevik kuvvet, asayiş ve trafik ekipleri katılımcıların toplu halde kullandıkları cadde ve sokaklarda konuşlandırıldı. Güvenlik güçleri, çevrede bulunan otel ve hastanelerin çatı ve pencerelerinden kutlamaları takip etti.

NEVRUZ ATEŞİYLE KUTLAMALAR BAŞLADI

Başkent'te nevruzu kutlamak için alana toplanan grup nevruz ateşinin yakılmasıyla halaylar çekmeye ve ateşin üzerinden atlamaya başladı. Soğuk havaya rağmen meydanı dolduran yüzlerce vatandaş, söylenen şarkılar eşliğinde eğlendi. BDP Ankara İl Eşbaşkanı Ahmet Aday'ın nevruz dolayısıyla alandakilere Kürtçe seslendi. Daha sonra ise kürsüye BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık çıktı.

İMRALI'YA SELAM GÖNDEREREK SÖZLERİNE BAŞLADI

BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, sözlerine Kolej Meydanı'ndan İmralı'ya selam göndererek, sözlerine başladı. Bugün gelinen noktada, hükümetin doğru adreste müzakere sürdürmesinin olumlu bir adım olduğunu söyleyen Sakık, "Hükümeti bundan dolayı kutluyoruz. İlk kez bir nevruzda barışa bu kadar yakınız. Kürdü, Türkü, alevisi, sünnisi, çerkezi, lazı, pomağı, herkes barıştan yana büyük bir birlik oluşturdu. Artık bu kanın durması için kamuoyunda barış cephesi her gün güçlenerek büyüyor ve dönüp diyoruz ki 'bu yol doğru bir yoldur, bu görüşmeler doğru görüşmelerdir, artık kan, şiddet görmek istemiyoruz.' ve Türkiye halkına söylüyoruz; bu görüşmelerden bir galip ile bir mağlubun görüşmesi yok, bir zafer çağrısı asla yok, 90 yıllık bir haksızlığa karşı bir sulh masasında oturup, iç barışımızı inşa etme projesidir, görüşmesidir. Türkiye halkları bunu böyle bilmelidir. Çünkü bu barışı tetiklemek isteyenleri biliyoruz. Onlar kandan, şiddetten besleniyorlar. Eğer barış olursa, eğer müzakereler iyi sonuç verirse, Türkiye'de siyaset dünyasının birçok siyasi aktörleri, partileri yok olacaklar" ifadelerini kullandı.

"YOKSUL HALKIN ÜZERİNDEN ARTIK SAVAŞ ÇIĞIRTKANLIĞI YAPMAYIN"

Muhalefet partisinin açıklamalarına dikkat çeken Sakık, "Ekranlarda görüyorsunuz. Nasıl ağızlarından salyalar akarak, açıklamalar yapıyorlar. Çıldırıyorlar. Çünkü barış geldiği zaman kendileri olmayacak. Bu çıldıranlar, saldıranlar kendi çocuklarını gözleri gibi koruyup kolluyorlar. Çocukları savaşa gitmiyor, ölmüyor, yoksul Türk çocukları gidip ölüyor, yoksul Kürt çocukları gidip ölüyor. Ama onlar savaşı tetikleyerek, barışın önüne set çekerek siyasal iktidarlarını ve güçlerini sürdürmeye çalışıyorlar. Biz sizi artık tanıyoruz, sizin o çirkin, tehditkar seslerinizden korkmuyoruz. Size bu yoksul halkın üzerinden siyaset yapmayın diyoruz. Eğer gücünüz yetiyorsa, vicdanınız ve ahlakınız varsa savaşı tetikliyorsanız ilk önce Kürdistan'ın dağlarına kendi çocuklarınızı gönderin. Yüreğiniz yetiyorsa Kürdistan dağlarına siz gidin, savaşın. Yoksul halkın çocukları üzerinden artık savaş çığırtkanlıkları yapmayın" şeklinde konuştu.

"ÖCALAN ÖZGÜR OLACAK"

"Biz kaderimizi Türkiye halkıyla bütünleştirdik" diyen Sakık, şunları kaydetti: "Bu coğrafyada birlikte yaşamak istiyoruz ama diğer halklarla birlikte egemenliği de paylaşmak istiyoruz. Burada tek bir halk yaşamıyor, diğer halkların kimliğini, kültürünü güvence altına alacak yeni bir anayasa, yeni bir toplumsal sözleşmeye ihtiyaç var. İşte bu görüşmeler yeni toplumsal sözleşmenin ilk adımlarıdır. Başaracağız, kazanacağız ve sadece Kürtler özgür olmayacak. Sayın Öcalan'ın dediği gibi, 'hepimiz özgür olacağız'. Öcalan da özgür olacak, Türkler de özgür olacak, Kürtler de özgür olacak. İşte bu savaşın kaybedeni hepimiz oluruz ama kazananı da hepimiz oluruz. Savaş hiç kimseye bir şey kazandırmaz ama barışı gerçekten örersek, sağlayabilirsek, toplum olarak hepimiz kazanacağız. Son birkaç aydır, lokal çatışmaların dışında çatışmaların olmaması bizim açımızdan umut verici değil midir. Ama bazı siyasi aktörler dönüp 'niye çatışma olmadı' diye hergün sokakları tetikliyorlar. Hergün bu barış projesini sürdürenlere karşı acımasız bir şekilde saldırıyorlar. Barış projesinin hayata geçtiği ilk gün 3 kadın arkadaşımız Paris'te katledildi. Geçmişten bugüne kadar biz barış projelerinin ne kadar, görüşmelerin başladığı günlerde bu tür saldırıların olduğunu biliyoruz. Belki Paris'te olan saldırılar bugün de olabilir, yarın da olabilir ama hiçbir koşulda saldırılar da olsa tek tek bizi vursalar bile barış projesinden vazgeçmeyeceğiz. Barışa karşı tuzak kuranlar bu tür eylemleriyle sonuç almayacaklar. Açık ve net olarak, 'ey hükümet, barış projesini siz sürdürürken, şeffaf olacaksınız. Türkiye halkları, Kürtler sizin yol projenizi bilecekler. Siz gerçekten barış projesinde ne yapmak istiyorsanız, bu halk bilmelidir. Ama sizin geçmişte yaptığınız gibi Kürt sorununu çözmek yerine PKK'yı çözmeye çalışırsanız, hepimiz sizin karşınızda oluruz. Sorun PKK'yı çözmek değil, sorun Kürt sorununu çözmektir, sorun Kürtler arasına nifak sokmak değil, bu sorunu çözmektir."

"KARŞILIKLI JESTLER SÜRECİ DAHA GÜÇLÜ HALE GETİRİR"

"Karşılıklı jestler süreci daha güçlü hale getirir" diye konuşan Sakık, "PKK'nın elinde bulunan bir kaymakam adayının, polis ve askerlerin serbest kalması bizim açımızdan da çok önemlidir. Bu jestlerin devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Ama bu işler tek taraflı olmaz. Karşılıklı adımların, karşılıklı güvenin pekişmesi için hükümetin de derhal buna uygun adımlar atması lazım. Bir taraftan PKK'yı silahsızlandıracağını söyleyen Başbakan ama diğer taraftan BDP'nin binlerce kadrosu siyaset yaptığı için içeride. Bunların bir an önce serbest kalması lazım. İşte bu barış sürecini hızlı bir şekilde hayata geçirir. İkincisi hepimizin kanayan yarası var, o da Roboski... Böyle bir katliamın üstünü örtemezsiniz. Hele hele katilleri koruyamazsınız, kim suçluysa yargının karşısına çıkmalıdır, halka hesap vermelidir. Eğer siz Dersim'den dolayı özür diliyorsanız Sayın Başbakan, Roboski'den dolayı özür dilemelisiniz. Bizim sizden talebimiz budur.... Biz Kürtlerin yaraları çok, biz o Roboski yarasını dağlarız. Yeter ki çıkın buna uygun bir adım atın" ifadelerini kullandı.

"ARTIK SİLAHLARA VEDA EDELİM"

"Silahları artık tarihin çöplüğüne gömelim, silahlara veda edelim" diyen Sakık, "Ama silahları gömerken de bu halkların demokratik haklarını, dilini, kültürünü, kimliğini sadece Kürtlerin değil yasalar ve anayasa düzeyinde güvence altına alalım. Sayın Başbakan yine diyor ki 'silahları bırakıp, gelsin siyaset yapsınlar' başımız, gözümüz üzerine, zaten biz de istiyoruz. Artık silahtan kendilerini arındırsınlar, gelsinler Türkiye'nin geleceği için PKK bütün kadrolarıyla gelsin, siyasete dahil olsun. Sayın Öcalan gelsin kendisini halka sunsun, Başbakan olsun, Cumhurbaşkanı olsun. Halk isterse biz böyle bir Türkiye istiyoruz. Silahtan, silahın gölgesinden kendisini çıkarmış, demokratik zeminde kendisini özgürce ifade eden, halkların demokratik platformunda buluşan bütün yurtseverleri, devrimcileri biz böyle bir platformda buluşturarak, önümüzdeki dönem siyaseti de böyle şekillendireceğiz. Bunu söylerken, Sayın Başbakan 'silahları bıraksınlar, çekip gitsinler' diyor. Sayın Başbakan nereye gidecekler, onlar bu topraklarda doğdular, bu topraklar için bedenlerini ölüme yatırdılar, gelip bu toprakların üzerinde siyaset yapsınlar ve sonra hepimiz nasıl olsa bu topraklara gömüleceğiz, toprakla eşitleşeceğiz, sen de toprak olacaksın, ben de toprak olacağım, Sayın Öcalan da toprak olacak. Ama bu topraklarda bütünleşerek, hepimiz eşitleşerek, böyle bir Türkiye istiyoruz, böyle bir barış istiyoruz" diye konuştu.

Gençlere seslenen Sakık, barış sürecinin ruhuna uygun hareket etmelerini ve 21 Mart'ta Diyarbakır'da buluşmalarını istedi. Kolej Meydanı'ndaki kutlamalar devam ediyor. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Sırrı Sakık Roboski Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title