TÜM KATEGORİLER
Görmez, İran'ın Ankara Büyükelçisi Bakdeli ile Görüştü
Görmez, İran'ın Ankara Büyükelçisi Bakdeli ile görüştü-Diyanet İşleri Başkanı Görmez: -"Bırakın iki mümin arasında toplumlar arasında, mezhep mensupları arasında kin, öfke ve nefret oluşturmak, Müslümanlara yakışan bir durum değildir.
Görmez, İran'ın Ankara Büyükelçisi Bakdeli ile görüştü-Diyanet İşleri Başkanı Görmez: -"Bırakın iki mümin arasında toplumlar arasında, mezhep mensupları arasında kin, öfke ve nefret oluşturmak, Müslümanlara yakışan bir durum değildir. Şii ve Sünni ihtilafı elimizden İslam gibi büyük bir nimeti alacak yanlış bir kavgadır"- "Herkes şu hakikati hatırlamak durumundadır ki İslam ümmeti Sünnisi, Şiisi, Ehl-i Beyti, Ehl-i Sünneti, Alevisi ve Bektaşisi ile bir ümmettir. Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Beyt de Hazreti Peygamber'e aittir"-Bakdeli: "Gerçek şu ki bugün karşılaştığımız sorunlar aslında Şii Sünni kavgası değildir. Onu Şii Sünni kavgası olarak gösteriyorlar. Bu şeklide Müslümanlar arasındaki çatlağı daha genişletip büyütmeye çalışıyorlar" Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, toplumlar arasında, mezhep mensupları arasında kin, öfke ve nefret oluşturmanın, Müslümanlara yakışan bir durum olmadığını vurgulayarak, "Şii ve Sünni ihtilafı elimizden İslam gibi büyük bir nimeti alacak yanlış bir kavgadır" dedi. İran'ın Ankara Büyükelçisi Ali Rıza Bakdeli ve beraberindekiler, Görmez'i Diyanet İşleri Başkanlığında ziyaret etti. Büyükelçi Bakdeli kabulünden dolayı Görmez'e teşekkürlerini sundu. Nevruz'un İran'da yılbaşı olduğunu belirten Bakdeli, yeni yılın İran ve Türkiye halkları için verimli olmasını temenni etti. Görmez de ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, yeni yılın İslam toplumlarına ve tüm insanlığa barış, huzur ve kardeşlik getirmesini diledi. İslam coğrafyasının son yıllarda büyük bir ateş altında olduğuna işaret eden Görmez, "Bu ateş bütün çocuklarımızı, kadınlarımızı, yaşlılarımızı, hatta tarihimizi, medeniyetimizi yakıyor, yok ediyor. En önemlisi de bu ateş, gelecek kuşaklarımızın, çocuklarımızın yüce dinimize karşı düşüncelerini ve anlayışlarını değiştiriyor. Kalbinde iman olan her insanın, her müminin, her toplumun, her milletin bu ateşi söndürmek için bir çaba ve gayret içerisinde olması gerekiyor" diye konuştu.Görmez, herkesin kendi cürmü miktarınca İslam dünyasına düşen ateşi söndürmek için çabalaması gerektiğini vurgulayarak, ateşi söndürme konusunda bölgenin en önemli iki ülkesi olan Türkiye'ye, İran'a, dini kurumlara ve din adamlarına büyük görevler düştüğüne dikkati çekti. - "Bu çatışma durumu kabul edilemez""Yıllardır süren yangının içerisinde en kötü durum, insanların kendi mezhebi mensubiyetlerini İslam'a mensubiyetlerinin önüne çıkarmaya kalkışmalarıdır" diyen Görmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsanların kendi öfkelerini, ideolojilerini mezhep rengine büründürerek bir mücadele içerisine girmesi, İslam'ın geleceği açısından en tehlikeli durumlardan birini teşkil ediyor. Herkes şu hakikati hatırlamak durumundadır ki İslam ümmeti, Sünnisi, Şi'si, Ehl-i Beyti, Ehl-i Sünneti, Alevisi ve Bektaşisi ile bir ümmettir. Ehl-i Sünnet ve Ehl-i Beyt de Hazreti Peygamber'e aittir. Buradan ihtilaflar çıkarmak, kavgalar, savaşlar oluşturmak İslam dünyasına yakışan bir şey değildir." Görmez, dünyanın belirli bölgelerinde insanların kalplerine İslam korkusu, nefreti ve düşmanlığı yerleştirilirken, MüslümanIarın içinde bulunduğu bu çatışma durumunun kabul edilemeyeceğini söyleyerek, hem Diyanet İşleri Başkanlığı olarak hem de Sünni ve Şii alimlerden oluşan Dünya İslam Alimleri Barış, İtidal ve Sağduyu İnisiyatifi olarak bu ateşi söndürmek için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurguladı. Bütün alimlerin, düşünürlerin ve siyaset adamlarının yaşanan bu acı olaylar üzerine düşünmesi gerektiğini kaydeden Görmez, "Bırakın iki mümin arasında, toplumlar arasında, mezhep mensupları arasında kin, öfke ve nefret oluşturmak, Müslümanlara yakışan bir durum değildir. Şii ve Sünni ihtilafı elimizden İslam gibi büyük bir nimeti alacak yanlış bir kavgadır" dedi.-"Düşmanlarımızın çabası İslam'ı ihtilaflarla parçalamaktır"Büyükelçi Bakdeli, Görmez'in konuşmasını kendi ülkesindeki alimlerin konuşmasına benzeterek, konuşmanın kaynağının, Kur'an-ı Kerim'in ve Hazreti Peygamber'in buyruklarıyla Ehl-i Beyt'in söylemleri olduğunu belirtti. İslami topluluklarda ateşi yakanların Şiiler ve Sünnilerle alakalarının olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti: "Düşmanlarımızın çabası İslam'ı ihtilaflarla parçalamak ve kendi amaçlarına ulaşmaktır. Değerli İslam dinine inanlar, Filistin topraklarının işgalini kabul etmeyeceklerdir. Bunlar aslında İsrail ile mücadele edeceklerine İslam ve Müslüman arasında fitne çıkarmaya çalışıyorlar. Bence bugün İran ve Türkiye'deki alimlerin rolü her zamankinden daha önemli, daha ön planda olmaları lazım. Ancak yabancı siyasi odaklara baktığımız zaman bu kardeşleri birbirinden ayırmak için çaba gösteriyorlar." -"Bugün yaşadığımız süreç, çok büyük bir resmin parçası"Konuşmaların ardından Görmez ve Bakdeli gazetecilerin soruları yanıtladı. Bir gazetecinin, Yemen'deki duruma ilişkin düşüncelerini sorması üzerine Görmez, konuşmasının daha kapsayıcı olduğunu ve bütün bölgeleri ilgilendirdiğini dile getirerek, "İlkesel olarak söylediğim sözler, hem Irak'ta, Suriye'de, Libya'da ve dünyanın her yanında meydana gelen bizi üzen ve Müslümanların geleceğini karartan hadiseleri ilgilendiriyor. Bütün dinlerin tarihinde mezhepçilik, dinleri ortadan kaldıran, dine en büyük zararı veren, en büyük fitne olmuştur" ifadelerini kullandı. Bakdeli ise Görmez'in değerlendirmelerine katıldığını belirterek, "Gerçek şu ki bugün karşılaştığımız sorunlar aslında Şii Sünni kavgası değildir. Onu Şii Sünni kavgası olarak gösteriyorlar. Bu şeklide Müslüman arasındaki çatlağı daha genişletip büyütmeye çalışıyorlar. Bugün bölgemizde şahit olduğumuz süreç, aslında çok büyük bir resmin parçasıdır. Orada Müslüman halkların uyanışı görülecektir ve onun karşısında da kendi güçlerini kaybetmemek için çalışanları göreceksiniz ve mevcut durumu korumak için çalışanları onun karşısında göreceksiniz" diye konuştu. ..
