Haberler

'Google'da Çok Temizim'

İpek Tuzcuoğlu, Oyunculuğa Başladığı Yıllarda Gelen Kapak Tekliflerini Geri Çevirdiğine Mutlu Olduğunu Söyledi.

İPEK TUZCUOĞLU, OYUNCULUĞA BAŞLADIĞI YILLARDA GELEN KAPAK TEKLİFLERİNİ GERİ ÇEVİRDİĞİNE MUTLU OLDUĞUNU SÖYLEDİ.

Ünlü oyuncu, 'Halkın önüne o tarz pozlarla çıkmaktan hoşlanmıyorum. Bugüne kadar çekilmiş tek görüntüm, geçen yılki bikinili görüntümdür. Google'a girin, İpek Tuzcuoğlu yazın, direkt o bikinili fotoğraflar çıkıyor. Başka da bir şey yok' dedi.

'Kadının Gücü' adlı bir program yapmaya başlayan İpek Tuzcuoğlu, RTÜK'ün bazı kadın programlarını ayıklaması gerektiğini söyledi. Ünlü oyuncu, 'Kadın programı dediğin kadınları, insanları sıkıntıya itmemeli, onları bilgilendirmeli. Kavga, gürültü, acı olmamalı' dedi.

Hep böyle sakin ve dingin misiniz?

- Bu benim durulmuş halim. Daha doğrusu paraşüt takmış halim. Önemli olan hayatı tada tada, dokuna dokuna yaşamak. Şu kısacık hayatta, sadece kendimle ilgilenmesini öğrendim. Başkalarının ne yaptığı umurumda bile değil. Kendi çiçeklerimle mutluyum, başkasının çiçeğini çalmak istemiyorum. Bu duygulardan arındırdım kendimi.

Nasıl?

- Kişisel gelişimle... Bu konuda hocalık yapmak, kendimi insanlara adamak istiyorum. Hayat koçluğunu istemek, başlı başına bir misyondur. Ben de misyoner olduğumu düşünüyorum. Şimdi bir programım var, insanları bilgilendirip, yönlendiriyorum. Bir başka hayalim de bir yaşam merkezi açmak... Hayallerime ulaşabilmem için çalışmam gerekiyor. Şu an çalışma dönemindeyim. Hayal edeceksiniz, çalışacaksınız, inanacaksınız ve başaracaksınız. Formül budur.

Başarılı olunca dertler de bitmiyor değil mi?

- Doğru... Ben geçen yıl bikiniyle yakalandım, 'bikinili şov' diye başlık attılar. Bu reva mı şimdi? Niye insanlara beni böyle tanıtıyorsun? Çok şey söylüyorlar, yazıyorlar. Tamam, şöhretli olmanın bedeli bu. Ama kimse senin kariyerini farklı çizemez. Sonuçta ben yılmadım, yılmayacağım da. Şimdi daha başarılı olacağım, daha çok üstüme gelecekler, biliyorum. Ödeyeceğim bedellerin listesini şimdiden yaptım, hazır.

Ne bedeller ödeyeceksiniz, neler yazdınız o listeye?

- Şimdi söyleyemem. Seneye yapacağımız ropörtajda o listeyi veririm. Müsaade et, biraz daha zirveye çıkayım.

Zirveye çıkmak demek, güçlü olmak mı demek?

- Ben zirveyi tek başıma algılamam. Kadınlarla beraber oluşturacağım fenomenden bahsediyorum. Tek başıma marka olmak istemiyorum ki ben! İnsanlar, içindeki fenomeni yaratacak ve oluşturacak güce sahiptir. Ben sadece programımla onlara aracı olacağım, o kadar. Bu program sayesinde kadınlar kendi içlerindeki fenomenleri ortaya çıkaracaklar.

Bir süredir 'Kadınların Gücü' adında bir program hazırlıyorsunuz. Tek bir amacınız var: Kadınları güçlendirmek... Erkek karşısında sizin de güçsüz kaldığınız anlar oldu mu?

- Oldu tabii. Evliliğimde... Eşimin hatası yüzünden eve haciz memurları gelmişti. Bu, kadının yaşamaması gereken bir durum. Büyük bir acı. Aldatılma acısı da çok büyük bir acı.

Aldatıldınız mı?

- Bilmiyorum. Yakalamadım, görmedim, takip de etmedim. Takip sürecine girildiyse, o ilişki bitmiştir.

Dayak yediniz mi?

- Hayır. Ben babamdan bile bir tokat yemedim. Bu ülkede kız çocukları baba korkusuyla büyütülüyor. Niye bir çocuk babasından korksun ki? O çocuk babasını karşısına alıp konuşabilmeli... İşte ben bu programla kadınların, kızların birer özgür birey olmalarını, kendilerini doğru ifade edebilmelerini istiyorum. Biraz zor bir şey istiyorum ama imkansız değil. Ben Türkiye'de iyi eğitimin, iyi eğitmenlerle televizyonlardan verileceğine inananlardanım. O yüzden RTÜK'ün daha çok çalışması gerektiğine inanıyorum.

Hangi anlamda çok çalışmalı?

- Kadın programlarını ayıklamalı. Nasıl magazin programlarına yaptılar, aynı şeyi kadın programlarına da yapabilirler. Biz zaten sorunlar, acılar içinde yoğrulan bir ulusuz. Kadın programlarında da hep acı ve dram... Oysa

bizim bilgiye, biraz daha sağlam durmaya ihtiyacımız var. Kadın programları biraz sosyal içerik taşımalı. Her isteyene yardım edelim, etmeyelim demiyorum. Ama su verirken suyun kaynağını da keşfetmelerini sağlayalım. Üretmeden oturan, hep isteyen bir toplum olduk.

Siz bir süre önce, 'O.... Çocukları' filminde bir hayat kadınını canlandırdınız. O kadınlar için neler söylemek istersiniz?

- Bence dünyadaki en ağır faturayı, en ağır bedeli onlar ödüyor. Gönül ister ki onlar da özgür olsun, böyle evler kalmasın.

Sizce geneleve ihtiyaç var mı?

- Bu tüm dünyada yıllardır tartışılıyor. Bana göre geneleve ihtiyaç yok. 'Erkek, seksüel anlamda duygularını tatmin etmek zorunda. Bu çok hayvansı bir şey, bir ihtiyaç... Bunu sağda solda yapmaz. Yaparsa tecavüzler, ırza geçmeler çoğalır. Genelevler olmalı' diyen bir grup var. Bir başka grup da 'Genelevler kapansın, insanlar cinsel birlikteliklerini evlilik kurumu içerisinde yaşasın' diyor. Bense şunu diyorum: Bilinç gücü, otokontrol... Bu da bilinç eğitimiyle olabilecek bir şey. Mesela Budistler ve bazı rahipler, bilincini eğiterek bu seksüel dürtülerinin önüne geçebiliyorlar. Ben erkeklerin kadınları aldatmasında da böyle düşünüyorum. Ben bir şey yapmıyorsam erkek de yapmamalı.

Çalışmıyorsun, nasıl kazanıyorsun sorusundan artık nefret ediyorum

- Oyunculuğa başlayalı 14 yıl oldu. Ben 23'üncü ya da 24'üncü dizimde istediğim noktaya gelebildim. O zamana kadar hep mücadele ettim. Bu mücadele sırasında çok gözyaşı akıttım. Ama ben gözyaşlarının aktığı nehirde yıkanmasını bildim, boğulmadım. Bir de ben gözyaşını daha çok özel hayatımdaki vedalarda dökmüşümdür. Duygusal bir kadınım. İş hayatımda daha sağlam durabiliyorum, çünkü oradan risk alma yüzdem daha fazla. Nereden, ne gelebileceğini biliyorum. Özel hayatında risk almak istemem, bunu hiçbir kadın istemez. Herkes hayallerinin doğrultusunda aşk yaşamak, sevdaya dair güzel cümleler duymak ister. Olmadığı zaman da gözyaşı döker. O çok doğal bir şey... Şöhret anlamında da gözyaşı dökmüşlüğüm var. Mesela sürekli sorulan, 'Çalışmıyorsun, nasıl para kazanıyorsun?' sorusu kırmıştır, kızdırmıştır, öfkenlendirmiştir beni. Bu soru, üstü kapalı çok ayıp bir soru.

Google'da çok temizim

Mesleğe ilk başladığım yıl, yani 1994'te çok meşhur magazin dergileri vardı. Özellikle Asmalı Konak döneminde hepsinden kapak teklifleri aldım. Hem de defalarca... Hiçbirinin kapak teklifini kabul etmedim. O dönem yaptığım tek doğru hareket budur. Ben halkın önüne o tarz pozlarla çıkmaktan hoşlanmıyorum. Basit ve avam geliyor. Bugüne kadar çekilmiş tek görüntüm, geçen yıl çekilen bikinili görüntülerimdir, o kadar. Halka açık bir yerde denize giriyorum. Bu da normaldir.

Bugün Google'a girin, İpek Tuzcuoğlu yazın, direkt o bikinili fotoğraflar çıkıyor. Bir de bacaklarımın fotoğrafları. Başka da bir şey yok. Google'da temizim yani. Eğer daha yolun başındayken kapaklık fotoğraflar verseydim, ne başlıklarla o fotoğraflar karşıma çıkardı, düşünün artık. Ben bikinili pozlarımın çekilmesine bir şey demiyorum. Ama sonrasında atılan başlıklar beni çok üzdü. Sanki ben herkesi aramışım, gelin çekin demişim gibi oldu. Bu haberler bana gerçekten çok iş kaybettirdi. Assolist değilim ki ekstram artsın! Bizim meslekte yapımcılar, yönetmenler oyuncunun yüzünün eskimesini, marka olmasını istemezler.

Sema Denker-Kelebek

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title