Evlerde Doğumlar Olmasın Artık

Urfalıların yatak kapasitesini gerekçe göstererek sürekli eleştirdikleri Şanlıurfa Çocuk Hastanesi Başhekimi Ahmet Güzelçiçek fiziki mekan yetersizliğini kabul ediyor ama Urfa'daki en nitelikli sağlık hizmetinin de kendi hastanelerinde olduğunu vurguluyor. Eyyübiye'de açılacak olan hastaneye çocuk yoğun bakım bölümlerinin taşınacağını ve bunun bir rahatlama getireceğini belirten Başhekim Güzelçiçek'le göreve başladığı gün ile bugün arasındaki değişimi konuştuk.

Ahmet Güzelçiçek kimdir? Biraz tanıyabilir miyiz sizi?

Çocuk Sağlıkları ve Hastalıkları Uzmanıyım. 2010 yılında bu hastanede Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı olarak göreve başladım. 2011 yılının Mart ayından itibaren ise Şanlıurfa Çocuk Hastalıkları Hastanesinde başhekim olarak görev yapıyorum.

Başladığınız günle bugünü kıyasladığınızda ne gibi değişikler oldu?

2011 yılında bu hastaneye başladığımda hastanemizin yatak sayısından başlayayım öncelikle. Yatak sayımız 229'du. O dönemde Sağlık Bakanlığının da sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde bize desteğiyle şu anki yatak sayımız 355. Yatak sayımızı 229'dan 355'e çıkarmış olduk. Yoğun bakımlarımız çok küçüktü. Pediatrik yoğun bakımlarımız 6 yataktı, yeni doğan yoğun küvetlerimiz 28'di ve Sağlık Bakanlığının standartlarına sahip değildi. Son dönem teknolojik standartlara sahip değildi. Şuan yoğun bakımlarımız Sağlık Bakanlığının istediği en üst standartlara sahip. Pediatrik yoğun bakımlarımız 24, yeni doğan yatak sayımız yani küvet sayımız 28'den 50'ye çıkarılmış oldu. Biz bu hastane içerisinde ilde çocuk alerji ünitesi, çocuk fonksiyon solunum testi yapan tek birim olarak açıldık. Buraya bir doçent doktor hanım gelmişti, biz onun önderliğinden onun talebi ve doğrultusunda bu hastaneye çocuklarda pediatrik solunum testi yapan tek birim olarak açıldık. Ancak şuanda bu birim aktif olarak hizmet vermiyor, o branşta hekimimiz yok. O birim ilk kez burada açıldı, onu da 2012'nin sonlarına doğru açmıştık. Yataklarla ilgili bizim fiziki alanımız yetersiz olduğundan yataklarla ilgili bir çalışma yapmıyoruz. Önümüzdeki günlerde Eyyübiye'de de bir devlet hastanesi açılıyor, orada da ayrıca 285 çocuk yatağı yoğun bakımlar hariç, 285 çocuk yoğun bakımları ile 450'ye yakın çocuk yatağı olacak. Dolaysıyla bizim de alanımızın yetersizliğinden dolayı binanın eski oluşundan dolayı yani fiziki yapısından dolayı şuan binayla ilgili herhangi gibi bir fiziki çalışma yapmıyoruz.

Son yapılan atamayla kaç doktor ve yardımcı sağlık çalışanı atandı hastanenize?

Yardımcı sağlık personeli olarak gerçekten çok büyük sıkıntımız vardı. Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği de bunu göz önüne alarak il içerisinde en büyük pastayı bize ayırdı. Biz yaklaşık 70 tane sağlık personeli yardımcısı aldık. 10 tane pratisyen hekim 2 tane de çocuk yan dal uzmanının bize ataması yapıldı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanında biz eksiğimiz yok. Şuan 25 tane Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı hizmet veriyor. Yan dalların hemen hemen tamamında hekim var. Bizim de, ilimizin de bir yan dalla ilgili sıkıntısı var. O da Çocuk Gastroenterolojisi. Son mecburi hizmette ataması yapıldı, ondan önce de mecburi hizmette de bakanlık atama yaptı. Önceki kişi sağlık mazereti bildirimi yapıp bizde başlamadı. Yaklaşık 75 gün heyet raporu almış bize başlaması olmadı. Son ataması yapılan kişi de hiç bizimle irtibata geçmedi, bizimle başlamadı. Gelip gelmeyeceğini bilmiyoruz. Bu konuda biz de hastalarımız da mağdur. Çünkü Çocuk Gastroenterolojisi ile gelen hastaları, biz en yakın doktor Gaziantep'te var, oraya sevk etmek zorunda kalıyoruz.

Nadir bulunan bir dal herhalde?

Türkiye'de nadir bulunan bir dal. Aslında bize 3 defa uzman geldi. Bu senenin 1 Şubat'ından itibaren gastroenteroloji hekimi Urfa'da yok. İnşallah yine gelmesini umuyoruz biz. Bakanlığımızdan da mecburi hizmet ataması için başvurduk. Gelmesini bekliyoruz, nadir olan bir de bilmiyorum sosyal koşullardan dolayı gelmek istemiyor hekimler biraz buraya, gelmekten çekiniyor. Bakanlık atama yapıyor, gelip hekimler başlamıyor. Toplamda 3 hekim, 3 atama olarak yapıldı ama hekimler gelip başlamadı.

Eskiden hep çocuk hastanesiyle ilgili olumsuz şeyler duyardık. Bununla ilgili bir algı değişikliği olduğunu düşünüyor musunuz?

Ben Urfalıyım, mecburi hizmetle geldim buraya. 2010 yılından beri buradayım. Urfa'da şunu gördüm bir kere bir yer kötü olarak anıldı mı, o zihinlerde hep kötü olarak kalıyor. Biz keşke bilinç olarak Urfa halkı olarak bu bilincimizi değiştirebilsek. Kötü olan iyi olabilir, iyi olan kötü olabilir Urfa'da iyi olan sonradan kötü olsa da iyi olarak kalıyor, kötü olan sonradan kötü olarak kalıyor, maalesef zihinlerde. Yan dal konusunda üniversite de dahil, tüm özel hastaneler, isimlerini zikretmeyeyim yan dal hizmeti gerektiren bütün hastaları bize sevk ediyorlar. Bizim en büyük handikabımız, fiziksel alanımız yetersiz. O halkın arasında bir algı oluşturmuş. Odalarımız küçük. Bakanlık normalde odalarda iki yatak olmasını istiyor, biz hastalar mağdur olmasın diye üçüncü yatakları attık. Hatta biraz daha büyük olan yataklarımıza dördüncü yataklarımızı da attık. Maksadımız yatak sayısını arttırmak. Biz de daha güzel koşularda hizmet vermeyi dileriz. Ama hem sağlık hizmeti alanında hem de çocuk sağlıkları yan dalları alanında Urfa'nın ne kaliteli sağlık hizmetini veriyoruz. Dediğim gibi fiziksel mekanın yetersizliğinden dolayı hep üzerimizde olumsuz bir algı anlayışı var. Örneğin yanıma birkaç vatandaş geldi. 'Çocuk hastanesine ilk kez geliyorum, falan özel hastaneden beni sevk ettiler. Gördüm ki, Urfa'nın en kaliteli sağlık hizmeti burada veriliyor" diyor. Yan için söylüyorum. Yan dal Urfa'nın başka hiçbir yerinde yok. Örneğin çocuk nörolojisi, bizde var, bir de üniversitede var. Çocuk gastroenterolojisi bir tek biz de vardı. Çocuk nevrolojisi Urfa'da bir tek bizde var. Bununla ilgili bir hastalık oluştuğu zaman özel hastaneler de dahil bize sevk ediyorlar. Yeni doğan yoğun bakımda biz de iki hekim var. Doğum evinde bir kişi. Urfa'da toplam üç kişi var.

Günlük ortalama kaç hastaya bakılıyor?

Şu anda bizim baktığımız hasta sayısı pazartesi günleri biraz fazla oluyor. Pazartesi 2 bin, Salı bin 900. Günlük ortalama bin 800 hasta bakıyoruz. Cumartesi, Pazar poliklinikler kapalı olduğu için 650 ile 800 arasında değişen bir hasta bakıyoruz hafta sonları.

Yatakların doluluk oranı ne durumda?

Şu anda bizim hasta yatak sayımız (dün itibariyle) 254. Yaklaşık 100 yatak boş. Teorik olarak böyle ama gerçekte böyle değil. Bazen bir hastayı bir odada izole etmek zorunda kalıyoruz. Bir yatakta hasta kalıyor, diğer iki yatağı kullanamıyoruz bazen. Bulaşıcı bir hastalığı varsa, hasta tek başına yatıyor bir odada.

Fiziksel mekan sıkıntısıyla ilgili olarak Eyyübiye'de açılacak olan hastane yükünüzü biraz azaltacak mı?

Büyük oranda azalacak. Bizim yaklaşık 12 bin metrekare kapalı alanımız var. Yuvarlak rakam olarak söylüyorum. Eyyübiye'deki hastane 120 bin metrekare kapalı alana sahip. Bizim 10 katımız. Eğitim Araştırmanın kapalı alanı 45 bin ile 50 bin metrekare arasında bir rakam. Devasa, büyük bir hastane yapılıyor. Etrafı açık, odalar çok büyük. 20 tane süit oda var. Odaların tamamı tuvalet ve banyo içeriyor. İki kişilik odalar, üç kişilik odalar hiç yok. Bakanlığın standartları da bunlar. O hastanede 285 normal yatak, yaklaşık 150 civarında da yoğun bakım, çocuklar için söylüyorum, 450'ye yakın yatak olacak. Bu hem burayı hem de Urfa'yı çok ciddi anlamda rahatlatacaktır.

Buranın akıbeti ne olacak. Sizin öngörünüz nedir?

Bunu bizim bakanlığımız, genel sekreterliğimiz, Urfa'nın siyasi kanadı bizden daha iyi bilir; ancak biz yoğun bakımların tamamını oraya taşımayı planlıyoruz. Çünkü orada çok daha nitelikli, çok daha güzel, izolasyonları çok daha nitelikli olan, yoğun bakım salonları çok güzel olan yoğun bakımları var. Biz, hem yeni doğum yoğun bakımlarını hem de pediatrik yoğun bakımlarını oraya taşıyacağız. Burada bakanlığımız nasıl karar verir bilmiyorum. Burası küçülecek. Net olarak bildiğim şey bu. Orada daha kaliteli ve nitelikli sağlık hizmeti verilecek. Burada ne kadar nitelikli sağlık hizmeti verirseniz verin, binanın yetersizliğinden dolayı halkın negatif bir bakışı var. Eğer bir miktar bu algı değişirse bu bizi çok mutlu eder. Gerçekten Urfa'nın en nitelikli sağlık hizmeti bu hastanede veriliyor. Çocuk alanında söylüyorum.

Suriyeli çocukların gelmesi hasta sayınızı etkiledi mi?

Bizim öncelikle Urfa'nın çocuk nüfusu 800 binin üzerinde. TÜİK verilerine göre söylüyorum. Nüfusumuzun yüzde 49'u çocuk. Doğurganlık oranımız çok yüksek. Türkiye'nin en yüksek doğurganlık oranı sahip illerinden biriyiz. Suriyelilerde de bizdeki gibi çocuk sayısı fazla. Onlarda da doğurganlık oranı çok yüksek. Resmi rakamlara göre 400 binin üzerinde bir nüfus var ve bunların da büyük bir kısmı çocuk. Bize poliklinik olarak çok büyük bir yükleri olmadı. Günlük gelen Suriyeli çocukların sayısı günlük hasta sayımızın yüzde 10'u kadar. Yaklaşık 150 ile 200 civarında muayeneye gelen Suriyeli çocuk var. Ancak özellikli birimlerde örneğin talasemi hastalarının sayısı çok fazla. Kan takıyoruz, kan taktığımız Suriyeli sayısı fazla. Yoğun bakımlarda şu anda değil de yoğun bakım sayımız zaten belli bir sayıda, geçen yıllarda Suriyeliler yoğun bir şekilde doldurdu. Bizim nitelikli alanlarda yoğunluk oluşturdu ama poliklinik alanlarda Suriyeliler çok ciddi anlamda bize bir yok olmadı.

Çocuk hastalarının bazılarını artık günümüzde duymuyoruz. Örneğin kızamık, suçiçeği gibi…

Bu bakanlığımızın ülke genelinde almış olduğu tedbirlerle kızamıkla ilgili vaka bizde en son 1998'de görüldü. 98'den sonra Türkiye'de hiç kızamık vakası olmadı. İki yıl önce Suriyelilerin gelmesiyle kızamık vakalarını görmeye başladık. Çiçek hastalığı dünyada ve ülkemizde hiç kalmadı. 1977 yılından sonra erekte oldu, yeryüzünde hiç kalmadı. Tetanoz vakasını hemen hemen hiç görmüyoruz. Bu Türkiye'deki aşılamanın da çok iyi gittiğinin bir göstergesidir. Aracılığınızla şunu da söyleyeyim. Evde doğum oranı azalmalı artık. Evdeki doğumlarda göbek kordonu kesilirken kesen nesne makas veya jilet, her neyse onların tetanoz yapma riski var. Hastanelerde çok daha steril koşullarda yapıldığı için bunu tercih etmek lazım. Sağlık Bakanlığı gebeliğin son üç ayında iki doz tetanoz aşısı yapıyor ve bebek daha anne karnındayken tetanoza karşı korunuyor. Şu anda neredeyse biz çocuk hekimleri tetanoz vakasını hiç görmedik, görmüyoruz. Asistanlığımda da görmedim, en son öğrenciliğimde görmüştüm. Uzun süredir görülmüyor. Birçok hastalık bakanlığın uygulamalarıyla, özellikle aşı uygulamalarıyla ciddi bir şekilde azalmış oldu.

Hocam mevsimler değişiyor, soğuk havalara bağlı olarak bazı hastalıklar nüksetmeye başladı. Bu hastalıkların önüne geçmek için anne babalara tavsiyenizle bitirirsek…

Havaların değişimiyle ve Urfa'da çok uzun süren bir yaz mevsiminden, sıcak havadan sonra birden bire hava serinledi. Ve bu okulların açılma dönemine de denk geldi. Biz okulların açılmasını şu açıdan önemsiyoruz. Çocuklar bir araya geliyor. Bir araya geldikleri zaman birisinin hastalığı diğerlerine bulaşabiliyor. Ve dolayısıyla hastalık çok kolay olarak çocukların arasında yayılabiliyor. Biz, özellikle ebeveynlerin çocukların hijyenlerine dikkat etmelerini, el temizliklerine dikkat etmelerini, hapşırırken ve öksürürken kağıt mendil kullanmalarını istiyoruz. Çünkü çocuğun sınıf içerisindeki bir hapşırığı sınıfın yarısını belki tamamını hasta edebilecek potansiyele sahip. Çünkü havaların soğumasıyla birlikte çocukların üst solunum yolu enfeksiyonlarında ciddi bir artış görülür. Bademcik, farenjit, orta kulak iltihabı, sinüzit, gribal enfeksiyonlar, soğuk algınlığı çok sık görülür. Nadiren de olsa bronşit, zatürre dediğimiz üst solum yolu gibi hastalıklarda havaların değişmesiyle artış olur. Toplum arasındaki bu bulaşıcı hastalığa yakalanan çocukların iyileşene kadar evde tedavi olmalarını istiyoruz. Hasta olmamak adına özellikle C vitamini zengin meyve tüketmelerini özellikle öneriyoruz.

Türkiye Yerel Sağlık Güncel Haberler