Haberler

Bakan Çağlayan: Büyüme Rakamları Dört Dörtlük

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarını "dört dörtlük" olarak değerlendirdiğini belirterek, Türkiye ekonomisinin son çeyrekte de yüzde 4'lük bir büyüme elde etmesi halinde, 2013 yılında yüzde 4'lük bir büyümeyle kapatılacağını vurguladı.

Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, büyüme rakamlarını "dört dörtlük" olarak değerlendirdiğini belirterek, Türkiye ekonomisinin son çeyrekte de yüzde 4'lük bir büyüme elde etmesi halinde, 2013 yılında yüzde 4'lük bir büyümeyle kapatılacağını vurguladı. Çağlayan, "Şahsi beklentim 2013 yılında yüzde 4 veya 4'e yakın bir rakamla kapatacağız" dedi.

Bakan Çağlayan, NTV'ye verdiği röportajda üçüncü çeyrek büyüme rakamları ile siyasete yönelik açıklamalarda bulundu.

Bakan Çağlayan, "Üçüncü çeyrek büyüme performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? Açıklanan rakam piyasa tahminlerinin biraz üstünde geldi. Bu rakam sizin beklentileriniz doğrultusunda mı?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Üçüncü çeyrek büyüme rakamlarını dört dörtlük değerlendiriyorum. Dolayısıyla bizim beklediğimiz sınırlar içerisinde 4'ün üzerinde bir büyüme rakamını zaten öngörüyorduk. Bunun sebebi gerek ihracattaki devam eden seyir, gerek sanayi üretim endeksi. Gerek kapasite kullanım oranı gibi öncü göstergeler. Bunların her biri büyüme rakamının önemli bir rakama geleceğini gösteriyordu. Aslında 4.4 lük büyüme ilk 9 ayda yüzde 4'lük bir büyüme. Bunlar şuanda bizim orta vadede program endeksinin de üstünde. Daha doğrusu revize etmiş olduğumuz önceki rakama yaklaşık bir rakam. 9 ay itibarıyla baktığımız zaman. Ama asıl beni sevindiren tarafı yüzde 4,2'lik büyümenin özel sektör makine ve tesisat yatırımında olması. Bu da gösteriyor ki daha fazla yatırım, üretim, ihracat ve istihdam sağlanacak olması büyümeyle ilgili önümüzdeki dönemde de bana güçlü sinyaller veriyor. Özel sektör neden yatırım yapar? Yatırımını ya büyütecektir, kapasitesini artıracaktır. Ya da iyi pazarlarla daha fazla üretim ve ihracat yapacaktır. Dün açıklanan sanayi üretim endeksi ile kapasite kullanım oranına baktığımızda bunların hepsi büyümedeki oranın yüzde 4'ler seviyesinde olacağını gösteriyor. Basit bir hesap yaparsak, biz son çeyrekte de yüzde 4'lük bir büyüme elde edersek, Türkiye 2013 yılında yüzde 4'lük bir büyümeyle kapatacak. Yüzde 4'ün altında bir büyüme gelirse de bu da 4'e yakın bir rakam olacak. Benim şahsi beklentim 2013 yılında yüzde 4 veya 4'e yakın bir rakamla kapatacağız."

-"TÜRKİYE'NİN İHRACATTA BÜYÜMESİ SON DERECE ÖNEMLİ"-

Bakan Çağlayan, "Büyümeyi etkileyen diğer göstergelerde durum nasıl? Bu yüzde 4 rakamını riske atacak bir gelişme olur mu?" sorusu üzerine şu ifadeleri kullandı:

"Sanmıyorum. Sanayi üretim endeksi, sanayide kapasite kullanım oranları bunlar son derece önemli ve bunlar büyümeyi etkileyen faktörlerin başında geliyor. İç piyasa, dış ticarette büyümeyi etkileyen faktörler. Kasım ayında biz tarihimizin en yüksek ihracatını gerçekleştirdik. 13 milyar 8 milyon dolar. O rakamlara dahil olmayan gümrük idaresi tarafından tutulan rakamlar da bu ay sonunda açıklandığı zaman tahmin ediyorum ki 14 milyar dolara yakın bir rakam çıkacak. Bunların her birine baktığımızda son çeyrekte büyüme rakamlarının yüzde 4'ler civarında olacağı tahminlerimi güçlendiriyor. Türkiye'nin büyüme kalitesi son derece önemli. Büyüme kalitesinin gerek özel sektör yatırımlarıyla, ihracatla Ama temel olarak ihracatta büyümesi son derece önemli. Biz bunu da 2012 yılında Türkiye yüzde 2,2'lik büyümeyi ihracatın yüzde 4,1'lik desteğiyle sağladı. Bu sene ihracat istediğimiz katkıyı veremedi. İhracatımızın artıyor olmasına rağmen dünya ticaretindeki gerileme, ister istemez bizim rakamlarımız da da bir takım gerilemeye de neden oldu. Bu anlamda ümit ediyorum ki ihracat rakamlarımızda da Orta Vadeli Program hedefine yakın bir rakamla kapatıp geri kalmayacağız inşallah."

-"BENİM GENETİĞİMDE, DNA'MDA, DAMARLARIMDA SANAYİ DOLAŞIYOR"-

Aralık ayının şuanda nasıl göründüğüne ilişkin bir soru üzerine Bakan Çağlayan, "1-9 Aralık itibariyle 7 iş gününde gerçekleşmiş ihracatımız 3.6 milyar dolara yakın. Geçen yıla göre yüzde 23'lük bir artış var. Bu son derece önemli. Bu çerçevede baktığınız zaman Aralık ayında yine Kasım ayındaki gibi bir rakam seviyesinde olacağını ortaya koyuyor. Asıl benim verebileceğim temel mesaj, Türkiye büyürken cari açığı büyüterek büyümemeli. Biz cari açığı temelden etkileyecek, azaltacak önemli kararlar aldık.Şu anda gelmiş olduğumuz noktada stratejik yatırımlarla ilgili bizim tarafımızdan verilen teşvik belgesi 12 buçuk milyar TL'yi geçmiştir. Bilhassa kimya sektöründe bir önceki yıla göre yüzde 900'lük bir artış var. Bizim en büyük açığımız da petro-kimya sektörü dediğimiz enerji sektöründe. Diğer taraftan kömür santrallerine ilk defa vermiş olduğumuz enerjiye dönük 5.bölge destekleri bunların her biri bizim cari açığımızı azaltacak faktörler olacak. Burada ortaya çıkan bir husus, Türkiye sanayileşerek büyümek zorunda. Ben tam eski sanayiciyim, benim genetiğimde, benim DNA'mda, damarlarımda sanayi dolaşıyor. Bu anlamda maalesef sanayinin gayri safi milli hasıla içindeki payının azaldığını görmekten üzülüyorum. Bu konuda Türkiye'nin çok büyük sanayi şirketleriyle, dev holdingleriyle bir araya geldiğimde biraz sitem ediyorum. Sanayiden kazanılmış olan paraları Türkiye'nin hizmetler sektörüne doğru gitmesini çok doğru bulmuyorum. Elbetteki firmalar karlarını yapacaklar, şirketlerini büyütecekler ancak Türkiye'nin geleceğinin sanayide olduğunu test etmemiz lazım" diye konuştu.

-"MERKEZ BANKASI POLİTİKALARINI SON DERECE BAŞARILI BULUYORUM"-

"2013 yılını tamamlamak üzereyiz Merkez Bankası'nın ortaya koyduğu 1,92'lik kur tahminini tutup tutmayacağı açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? 2013 için Merkez Bankası'nın başarılı olduğunu söyleyebilir miyiz?" sorusunu ise Bakan Çağlayan şöyle yanıtladı:

"Merkez Bankası Başkanımızın 1,92'lik tahmini hariç geri kalan tüm politikalarının son derece başarılı olduğunu düşünüyorum. Bu konuda görüşlerimi biliyorsunuz ki her yerde çok net söyleyen biriyim. Ben bunu kendime bir görev olarak kabul etmiştim. Ben makine mühendisiyim. Ekonomiyi üniversitelerde öğrenmedim. Ekonomiyi 8. sınıftan itibaren öğrenmeye başladım. Sanayicilik yaparak öğrendim. 2001 yılına gidelim temel problem anayasa kitapçığı değildi. O yıl eğer serbest kur 674 bin TL üzerinde ısrar edilmeseydi, yabancılar Türkiye'den çıkmak isteyenlere ucuz döviz satmak yerine "çık kardeşim ama piyasaya çıkarak fiyatı da kabullen' diyebilseydik. Türkiye o krizi yaşamayacaktı. Ama iyi ki o krizi yaşadık. Her musibetten bir nasihat çıkarmak gerekir. Bugün gelmiş olduğumuz ortamda Merkez Bankası'nın temel görevleri, yapması gereken çalışmaları zaman zaman görüş ayrılığımız olsa da iyi buluyorum. Ancak burada kabul ediyorum ki Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, keşke 1,92 gibi bir şey söylemeseydi. Zannediyorum kendisi de çok pişman olmuştur. Neden derseniz? Merkez Bankası başkanları konuştuğu zaman yer gök titrer, konuşmaya başlamadan evvel piyasalar tamamen oraya odaklanır. Biz serbest dalgalı kur rejimini benimsemiş, geçmişte yapılan hatayı görmüş olduğumuz durumda Merkez Bankası'nın görevi kuru belirlemek değil, serbest bırakmaktır. Buna karşı çıkışımı çok net ifade edeyim. Göründü ki Türkiye'den çıkmak isteyenler var. Çeşitli alanlara yatırım yapmış olanlar başka mekana geçecekler, geçerken de nasıl gelmişlerse geldikleri gibi en rahat şekilde gidebilirler. Ancak ben onlara Türkiye'den çıkmak isteyenlere giderken yaptıkları karın yanına caba olarak kura baskı yaparak onlara daha ucuz döviz almasını sağlamamalıyım. Merkez Bankası Başkanı bunu yaptı diyemem ama 6 milyar dolarlık müdahale ve sadece iki kuruş geriye götürebilme bunu göstermişti. Merkez Bankası tabi kendisine verilen yasal çerçevede çok önemli fonksiyonlara sahiptir özellikle kur konusunda."

-"FAİZLERDE BELİRLEYİCİ UNSUR, 2014'TE AMERİKAN MERKEZ BANKASI'NIN TUTUMU İLE İLGİLİ OLACAK"-

Bakan Çağlayan, "Para politikası kurulu yılın son toplantısını 17 Aralık'ta yapacak. Sizce faize dokunulması gerekiyor mu böyle bir ortamda? şeklindeki bir soruya, faizler konusunda en büyük belirleyici unsurun 2014 yılında Amerikan Merkez Bankası'nın tutumu olacağını vurguladı. Amerikan Merkez Bankası'nın piyasa para arzının genişlemesini terk edeceğini zaten aylar öncesinde söylemiş olduğunu hatırlatan Bakan Çağlayan, şunları kaydetti:

"900 milyar dolarlık tedavülde olan bir rakamı 3.6 trilyon dolar gibi dört katına çıkartmışlardı. Bu rakamın ömür boyu böyle yaşayacağını düşünen hiçbir ekonomi olamaz. Bunun mutlaka geri geleceği herkes tarafından bilinen bir konuydu. Ancak burada sanki sürprizmiş gibi yorumlar var. İster istemez Türkiye'nin paraya ihtiyacı olacağı bir noktada faizler üzerinde bir askı oluşturabilir. Burada bütün temel husus, para politikası kurulunun faizleri en ufak şekilde yukarı doğru arttırması için hiçbir sebep yok. Aşağı doğru indirilirse ben her zaman faizin düşürülmesinden yana olmuşumdur."

-"FED UYGULAMALARININ TÜRKİYE'Yİ OLUMSUZ ETKİLEYECEĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM"-

"FED'in kararının en fazla negatif etkisinin Türkiye'ye olacağı yönünde yorumlar var. Siz buna katılıyor musunuz, FED kararı gelişmekte olan ülkeleri ya da Türkiye'yi nasıl etkiler?" sorusu üzerine Çağlayan şöyle devam etti:

"Şu ana kadar yapılan uygulamaların etkisine baktığımızda en fazla etkilenen Brezilya oldu, Endonezya oldu, Hindistan oldu. Türkiye sağlam bilhassa elde etmiş olduğumuz mali disiplinle, siyasi istikrarla bu konuda son derece sağlam bir şekilde durdu. Elbette etkisi olacaktır. Biz cari açığı, ticari açığı olan bir ülkeyiz. Bizim her zaman için dövize ihtiyacımız var. Sonuç itibarıyla özel sektörün borcu, özel sektörün borcu olmakla beraber Türkiye'nin şu anda dış borçlanma konusunda bırakın negatifi yaklaşık 30 milyar dolarla artıya geçtiği bir ortamda özel sektöründe yarın ihtiyaç duyacağı dövizi de devlet olarak Merkez Bankası da sağlamak durumunda. Tabi ister istemez FED'in uygulayacağı kararların Türkiye'yi de bir şekilde etkilemesi olabilir. Ama şu anda ben FED'in uygulamalarının Türkiye üzerinde bir olumsuz etkisinin olacağı kanaatinde değilim. Bunu 2014'ün içeriğinde mi yaparlar. İkinci çeyrekte 6 ay içerisinde mi yaparlar göreceğiz. Biz ekonomi bakanı olarak Amerikan Merkez Bankası'nın alacağı bu kararı sürpriz kabul etmeyip, bunun zaten olacağını buna göre alınması gereken tüm tedbirleri de almıştık."

-"SOKAK BAŞINDA, TEZGAHTA SİMİT SATAR GİBİ KREDİ KARTI PAZARLAMASI YAPILMAMALI"-

Bakan Çağlayan, "İç tüketimi kısabilecek bir adım hazırlığı var, kredi kartı ile alışverişte taksit sınırlaması. Siz bu adımı nasıl buluyorsunuz, etkisi nasıl olur büyümeyi nasıl etkiler? sorusunu şöyle değerlendirdi:

"Tabi devlet olarak çok fazla piyasanın akışına müdahaleci olunmaması gerektiği kanaatindeyim. Ben özel sektörden gelen biriyim. Bizim hükümetimizin de en büyük özelliği bilhassa özel sektörle iyi bir diyalogu olması. Ben bunun özel sektör tarafından benimsediği kanaatinde değilim. Ama burada bankacılık sistemi biraz kendisine çeki düzen vermesi gereken bir dönemden geçiyor. Sokak başında, tezgahta simit satar gibi kredi kartı pazarlaması yapılmamalıdır. Tabi bunu söylerken de bizim vatandaşımızın da ayağını yorganına göre uzatması borcunu borçla öder vaziyetten çıkması gerekiyor. Dünyanın hiçbir yerinde zannetmiyorum ki kredi katkı ile borçlanıp o borcunu başka kredi kartı borcu ile ödeyen ülke olmasın. Burada vatandaşımız kredi kartı ile yapmış olduğu harcamalarda elinde olmayan bir kaynağı aslında harcıyor. Ancak buna sınırlama getirilmesi bana göre doğru değil. Bunun tüketim üzerinde istenilen şekilde etki bırakmayacağı kanaatindeyim. Bu sefer başka arayışlara geçilecek. Bir kere kredi kartı ile alımlar kayıt altında tutulabiliyor. Öbür türlü yine senet defterleri, açık çekler olacak. Bunun sınırlı bir etkisi ve diğer taraftan bu etkinin de başka yollara sevk edeceği olan görüşümü ifade ediyorum. Bir kayıtdışılık olabilir. Bizim tabi cari açığımız açısından iç piyasa önemlidir. İç piyasada tüketim olmazsa ne yapacak benim sanayicim, esnaf ne yapacak, komi ne yapacak? Türkiye gibi 76 milyon genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiye'ye böyle bir şeyle gem vurulması mümkün değil. Türkiye'ye gelen son 10 yılda 132 milyar dolara yakın uluslararası doğrudan yatırımlarının Türkiye'nin iç piyasa dinamiklerini de doğrudan baz alarak geldiğini de unutmayalım. Tüketim üretimin kamçısıdır. Bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Bugün Türkiye dünyada üretime malların en kalitelisini üretir hale gelmiştir. Beyaz eşya da, otomobilde, mobilya, tüm dünyada Türk ürünleri kapış kapış gidiyor."

-"SİYASETİ KENDİME MESLEK EDİNMEYECEĞİM"-

Bakan Çağlayan, kendisine yöneltilen siyaseti bırakması yönündeki haberlerle ilgili netleşmiş bir kararının olup olmadığıyla ilgili bir soru üzerine, "Ankara basını beni yıllardır tanır. Ben düşündüğünü çok net, çok açık söyleyen biriyim. Yanlış anlaşılmasından endişe ettiğim şeyleri söylemeyen biriyim. Her şeyin gelip geçici olduğunu, her şeyin sona ermesi gerektiğini sizden başkası yokmuş gibi düşünülmemesi gerektiğini kendime felsefe edinmiş olan biriyim. Ankara Sanayi Odası Başkanlığı yapmış olduğum dönemde ben siyasete girmeyi çok fazla arzu etmemiştim. Ama Başbakanımızın daveti ve sektörler ilgili konularda empati yapan değil işin mutfağında çalışmış olan biriyim. Ancak Sanayi Odası Başkanlığı'n da eğer siyasete girmeseydim zaten kendime bir felsefe edinmiştim. Bu odalar birliği kanunu da yaparken en hararetli savunduğum şeylerden biride başkanlık dönemlerinin 3 dönemle sınırlandırılmış olmasıydı. Keşke o değişmeseydi. Sayın Recep Tayyip Erdoğan seçilmesinden tekrar iktidara gelmesinden hiçbir şüphesi olmayan bir ortamda sayın başbakanımız 3 dönem ve her türlü talebe, baskıya rağmen son derece dik duran bir lider olarak göründü. Bana gelince her şey gelip geçici. Ben de siyasetle ilgili düşüncemi bırakılması gereken noktada bırakılması gerektiğini çok net düşünen biriyim. Siyaseti kendime meslek edinmeyeceğim. Benim iki mesleğim var sanayiciyim ve makine mühendisiyim. Diğer taraftan da iki oğlum var torunlarım gelecek biraz daha onlara zaman ayırma konusunda yani üçüncü dönemde öyle bir düşüncem olmayacağı konusunda çeşitli görüşmelerden ortaya çıkan bir sonuçtur. Bunların zaten vakti geldiğinde her şey olacağına varır."

-"MESELE MERSİN'E HİZMET KAZANDIRMAKSA İNŞALLAH BİZ KAZANDIRACAĞIZ"-

"Bu haberlerde de yer alan size Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adaylık teklifi olduğu sizin de kabul etmediğiniz ve böyle bir karara yöneldiğiniz şeklinde. Böyle bir süreç yaşandı mı?" sorusu üzerine Çağlayan sözlerini şöyle tamamladı:

"Başbakanın bana vermiş olduğu görevleri layıkıyla yerine getirmeye çalıştım. Başbakanımızın performansına hiçbir zaman erişemedim. Bu ortamda sayın Başbakan beni Mersin'e gönderdi ama Mersin'le benim hiçbir alakam yoktu. Görevdir ben emir olarak telakki ederim ve bu noktada Mersin'e gittiğimizde sayın Başbakan'ımızın desteği ile birlikte 3. parti iken 1. parti olduk. Adaylık konusunda Başbakan'ımızın, parti teşkilatımızın Mersin'deki teşkilatlarımızın benim Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmam konusunda bir düşünceleri vardı. Bu çok güzel bir şey. Buna layık olmak çok güzel bir şey. Bu benim için bir onurdur. Ama sağlık sorunlarım nedeniyle böyle bir görevi 5 sene yapabilmemin beni zorlayacağını söyledim. Siyaset öncesinde çok büyük bir kalp krizi geçirmiştim ondan sonra 3 stent daha takıldı. Ama gelmiş olduğumuz noktada şu anda 4 tane stentim var. Hem genetikten hem DNA'dan gelen hem diğer taraftan koşturmadan performanstan da oluyor. Ama şu anda hiçbir rahatsızlığı söz konusu değil. Belediye başkanlığı 5 sene yapılması gereken bir görevdir. Sayın Başbakan'ımıza bana talimatları ne olursa görev kabul edeceğimi ifade ettim ama "sağlık konusunda beni mazur görürseniz çok sevinirim' dedim. Sayın Başbakan'ın insani tarafını, gönül tarafını çok iyi bilenlerden biri. Sağ olsun anlayışla karşıladı. Biz Mersin Büyükşehir'i de ilçelerini de büyük oranda inşallah alacağız seçimlerde. Mersinliler beni çok sevdi. Bende onları çok seviyorum. AK Partili olsun diğer partiler olsun mesele hizmet kazandırmaksa inşallah biz kazandıracağız."

Kaynak: ANKA / Ekonomi

Merkez Bankası Çağlayan Türkiye Mersin Ekonomi Haberler

Bakmadan Geçme

Mourinho Fenerbahçe'ye gelecek mi? Galatasaray en son ne zaman şampiyon oldu, kaç kere şampiyon oldu? Galatasaray kaç şampiyonluğu var? Ligin bitmesine kaç hafta kaldı 2024? Survivor 3. eleme adayı kim oldu? 7Mayıs Survivor potada kimler var? Fenerbahçe başkanlık seçimi ne zaman 2024? 7 Mayıs Konya'da elektrik kesintisi yaşanacak ilçeler! (GÜNCEL) MEDAŞ Konya elektrik kesintisi ne zaman bitecek? 7 Mayıs Gaziantep elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Gaziantep'te elektrikler ne zaman gelecek? Gaziantep'te elektrik kesintisi! 7 Mayıs İstanbul elektrik kesintisi! ELEKTRİKLER NE ZAMAN GELECEK? İstanbul'da elektrik kesintisi! Rasim Ozan Beyaz Futbol'da neden yok, Beyaz TV'den ayrıldı mı? 7 Mayıs 2024 Antalya elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Antalya'da elektrikler ne zaman gelecek? 7 Mayıs Manisa elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Manisa'da elektrik ne zaman gelecek? Manisa'da elektrik kesintisi! 7 Mayıs İzmir GEDİZ elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! İzmir'de elektrik ne zaman gelecek? İzmir'de elektrik kesintisi! 7 Mayıs Ankara elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER! Ankara'da elektrikler ne zaman gelecek? Ankara'da elektrik kesintisi! 7 Mayıs Adana elektrik kesintisi! GÜNCEL KESİNTİLER Adana'da elektrikler ne zaman gelecek? Adana'da planlı elektrik kesintileri! 7 Mayıs 2024 Resmi Gazete ATAMA KARARLARI! Bugünün kararları neler? 7 Mayıs Resmi Gazete yayımlandı! 32266 sayılı Resmi Gazete atamalar listesi!
500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title