Haberler

Eğitim -İş: Devrimci Eğitim Şurası Zaman Geçirilmeden Toplanmalı

Eğitim -İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, Yeni Eğitim -Öğretim Yılında Bakan'ın Değiştiğini Ancak Sorunların ve Zihniyetin Değişmediğini, Sorunların Çözülmesi İçin Devrimci Nitelikte Bir Eğitim Şurasının Toplanması Gerektiğini İfade Etti.

Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, yeni eğitim-öğretim yılında Bakan'ın değiştiğini ancak sorunların ve zihniyetin değişmediğini ifade ederek "Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversitelerimiz, eğitim sendikalarımız ve diğer ilgili tarafların da katılacağı, sorunların enine-boyuna tartışılıp sağlıklı kararların alınacağı devrimci nitelikte bir eğitim şurası zaman geçirilmeden toplanmalıdır" dedi.

Adıbelli, yaptığı yazılı açıklamada yeni öğretim yılına artarak süren sorunlarla girildiğini belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı'na 2009 yılı için ayrılan bütçenin genel bütçe içindeki payının yüzde 10.82 olduğunu, bu rakamın da yüzde 66'sının personel giderlerine ayrıldığını kaydeden Adıbelli, bu oranın eğitimin temel gereksinimlerini karşılamaktan çok uzak olduğunu vurguladı.

Adıbelli, öğrenci sayısının artmasıyla birlikte okul, derslik, öğretmen açığının büyüdüğünü, 150 bin öğretmene gereksinim bulunduğunu, buna karşılık 240 bin öğretmen adayının ise atanmayı beklediğini ifade ederek şöyle dedi:

"Eğitim fakültelerinden mezun olan gençlerimizden binlercesi artık öğretmen olarak atanabilmekten umudunu kesme noktasına gelmiş, açlık grevleri yaparak hak arayışına çıkmıştır. Binlerce öğretmen adayı, kadrolu öğretmenlik için atama beklerken, "sözleşmeli öğretmenlik' uygulaması ile karşı karşıya bırakılmakta, hatta ücret karşılığı derse girmeye razı olmaktadır. Bakanlık bu uygulamalarıyla adeta köleci bir zihniyeti hayata geçirmiştir. 2009 yılında sözleşmeli, usta öğretici ve ücretli öğretmen sayısı 100 bini aşmıştır. Ücretli öğretmen, vekil öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrosuz usta öğretici gibi görevlendirme çeşitliliği AKP döneminde yaygın hale getirilmiştir. Bu şekilde görevlendirilen öğretmenlerin iş güvencelerinin olmaması ve yöneticiler-veliler-kadrolu öğretmenler arasında bir türlü kabul görememeleri psikolojilerini bozmuştur. Böylece eğitimin kalitesi yok edilmiştir."

Sınavlara endekslenen eğitim sisteminın, eğitimi dershane, özel ders, özel okul alanına kaydırdığına dikkat çeken Adıbelli, sınavlar, dershaneler, özel dersler, özel okullar, test kitapları, yardımcı ders kitapları, dergiler ile büyük bir ekonomik pasta yaratılmış durumda olduğunu ifade etti.

Adıbelli, eğitim harcamalarının önemli bir kısmının temizlik parası, yakıt parası, fotokopi parası ve benzeri adlar altında velilerden alındığını, eğitimin yükünün okul-aile birliklerine, dolayısıyla velilere yıkıldığını kaydederek "Eğitime bütçe ayrılmaması sonucu, eğitim kurumları birer "ticarethane', okul müdürleri "tüccar', öğretmenler "tahsildar', öğrenci ve velisi, "müşteri' durumuna düşürülmüştür" dedi.

-"EĞİTİMDE GERİCİ KADROLAŞMAYA, PİYASA EGEMENLİĞİNE SON VERİLMELİ"-

Adıbelli, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Okullarda çok az sayıda hizmetli olmasına karşın, bu az sayıda hizmetliye çok sayıda birim temizlettirilmekte, kalorifer yaktırılmakta, hafta sonu okulda nöbet tutturulmakta, okul ve diğer kurumlar arasında getir-götür işleri yaptırılmaktadır. AKP iktidarının amacı her yerde olduğu gibi okullardaki temizlik hizmetlerini de özelleştirmek için altyapı oluşturmaktır.

Ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması, sosyal hukuk devletinin gereğidir ve olumlu adımdır. Ancak ücretsiz dağıtılan kitaplar yeni sınav sistemi ile örtüşmemektedir. Ücretsiz dağıtılan ders kitapları içerik olarak uygun hazırlanmadığı için verimli kullanılamamakta, öğrenciler bunun yerine sınava hazırlık amacıyla hazırlanmış olan yardımcı ders kitapları ve test kitapçıklarını tercih etmeye zorlanmaktadırlar. Yardımcı ders ve test kitapları için her öğrencinin ve okulun koşullarına göre 50 ile 150 YTL arasında değişen paraların ödendiği tespit edilmiştir. Ders kitapları ve yardımcı ders kitapları ile çantalarında büyük bir yük oluşan çocuklar, bu çantaları taşımakta güçlük çekmektedirler. Bazı okullarda, ücretsiz dağıtılan ders kitaplarının sınav sistemine katkısı olmadığı düşüncesi ile evde bıraktırıldığı ve okula götürülmediği de görülmüştür.

Tüm rakamlar göstermektedir ki, eğitim sistemi artık çökmüştür. Bütçeden milli eğitime yeterince kaynak ayrılmaması, gereksinime yetmeyen okullar ve sınıflar, yetersiz öğretmen istihdamı, yönetimde gerici ve liyakatsiz kadrolaşma, yap-boz haline gelmiş bilimsellikten uzak müfredatlar ve "sınıf geçme yönetmelikleri', bölgelerarası dengesiz dağılım ve adaletsizlikler, mesleki eğitime ve istihdama yönelik planlama ve politikaların olmaması, son YÖK'ün tek katsayı kararı ile mesleki eğitimden uzaklaşmanın yolunun açılması, Anayasa'nın 42'inci maddesinin uygulanmaması, parasız eğitim ve fırsat eşitliğinin olmaması gibi pek çok nedene dayalı olarak, eğitim sistemimiz artık iflas etmiştir. Eğitimimiz, AKP zihniyeti tarafından tarikat ve cemaatlerin insafına terk edilerek adeta medreseleştirilmektedir.

Eğitim-İş olarak diyoruz ki; Eğitim sistemimizde acilen ve gerçek bir reforma gereksinim vardır. Eğitim sisteminin gerçek işlevine kavuşabilmesi için her düzeyde yapılmaya ve yaygınlaştırılmaya çalışılan sınav sistemine ve eğitim sistemi üzerindeki piyasa egemenliğine, gerici kadrolaşmaya son verilmelidir. Herkes için parasız ve nitelikli eğitimin koşulları yaratılmalıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, Üniversitelerimiz, eğitim sendikalarımız ve diğer ilgili tarafların da katılacağı, sorunların enine-boyuna tartışılıp sağlıklı kararların alınacağı devrimci nitelikte bir eğitim şurası zaman geçirilmeden toplanmalıdır." (ANKA)

(HH/BÜN)

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title