TÜM KATEGORİLER
Diyarbakır - Stk Başkanları Başbakan Davutoğlu ile Yaptıkları Görüşmeyi Değerlendirdi
Stk Başkanları Başbakan Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeyi değerlendirdi Ankara'da Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen bölgedeki STK başkanları arasında bulunan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, sorunların çözümü ile ilgili hükümetin kamu güvenliğini kırmızı çizgi olarak gördüğünü belirterek, "Aynı zamanda bu sürecin bu şekilde sürdürülebilir olmadığını, hepimizin aynı gemide olduğumuzu ve bir şekilde bu geminin su alması durumunda bütün ülkenin zararına olacağını ve biran önce tekrardan 8 ay önceki diyalog sürecine dönülmesi noktasında talebimiz oldu" dedi.
Stk Başkanları Başbakan Davutoğlu ile yaptıkları görüşmeyi değerlendirdi
Ankara'da Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşen bölgedeki STK başkanları arasında bulunan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, sorunların çözümü ile ilgili hükümetin kamu güvenliğini kırmızı çizgi olarak gördüğünü belirterek, "Aynı zamanda bu sürecin bu şekilde sürdürülebilir olmadığını, hepimizin aynı gemide olduğumuzu ve bir şekilde bu geminin su alması durumunda bütün ülkenin zararına olacağını ve biran önce tekrardan 8 ay önceki diyalog sürecine dönülmesi noktasında talebimiz oldu" dedi. DOGÜNSİFED Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu ise, özellikle Diyarbakır Sur içinde süren operasyonu ve sonuçlarını 6.5 saat süren toplantıda anlattıklarını ifade ederek, "Ben bu çatışmaların kısa sürede biteceği konusunda iyimserlik içerisinde değilim. Kısa sürede bir çözüm projeksiyonun da toplumun önüne konulacağı konusunda da çok iyimser değilim" diye konuştu.
"SÜRECİN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMADIĞINI İFADE ETTİK"
Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ankara'da görüşen Doğu ve Güneydoğu'daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri arasında yer alan Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Sayar, görüşmelerini değerlendirdi. Diyarbakır TSO Başkanı Sayar, Başbakan açısından bölge oda, borsa ve diğer sivil toplum kuruşları temsilcileri bir araya gelmek ve onları dinlemenin önemli olduğunu ifade ederek, "Biz özellikle çözüm sürecinin bir nevi askıya alındığı, buzdolabına alındığı ve yoğun şehir içi çatışmaların yaşandığı Diyarbakır'dan katılmamız tabi ki Diyarbakır ile ilgili yaşanmış olduğumu hem insani, hem sosyal sıkıntıları, ekonomik sıkıntıları ifade ettik. Aynı zamanda bu sürecin bu şekilde sürdürülebilir olmadığını, hepimizin aynı gemide olduğumuzu ve bir şekilde bu geminin su alması durumunda bütün ülkenin zararına olacağını ve biran önce tekrardan 8 ay önceki diyalog sürecine dönülmesi noktasında talebimiz oldu" dedi. Diyarbakır TSO Başkanı Ahmet Sayar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"ÖNÜMÜZDE BİR SÜREÇ OLURSA MUHATAPLIK KONUSUNDA GENİŞLEME SÖZ KONUSU OLABİLİR"
"Önümüzdeki süreçte, olası bir sürecin başlaması durumunda öyle görünüyor ki özellikle muhataplık konusunda, muhatapların genişletileceği izlenimi var. Biz bunun genişletilmesini olumlu olduğunu ama mutlaka bunun içerisinde HDP'nin olması gerektiğini ifade ettik. Samimi bir ortamda toplantı gerçekleşti. 95 kişiye yakın temsilci vardı. Herkes kendi penceresinden, kendi ilinin durumunu da göz önünde bulundurarak düşüncelerini belirttiler. Sayın Başbakan çözüm sürecine dönülmesi noktasında yine daha önce kamuoyu ile paylaştığı, kamu güvenliği boyutunu yine ifade ettiler. Bunu bizim bir nevi kırmızı çizgimiz olduğunu, bir şekilde hendek ve barikatların olduğu yerde bunun hiç bir şekilde pazarlık konusu yapmayacaklarını ifade ettiler. Çok yeni bir durum izlenim edindiğimizi söyleyemeyiz. Ama öyle görünüyor ki bir şekilde hükümetin bir arayış içerisinde olduğunu da bizler de, bizden sonraki görüştüğü sivil toplum kuruluşu temsilcileri de bir arayış içerisinde olduğunu da söyleyebiliriz. Kamu düzeni ile birlikte pazarlık konusu olmayacağını ifade ediyorlar. Bu kamu düzeni şu an yaşamış olduğumuz şehir içindeki hendekler, barikatlar, aslında onunla karşılıklı böyle çatışarak değil diyalog yöntemleri kullanılarak çözülmesi gerektiği kanaatindeyiz bunu da ifade ettik. Ama sayın Başbakan bunu bir nevi pazarlık konusu olamayacağını söylediler. Eğer bir tarafta bu şekilde bu süreçleri, daha önce Oslo süreci, çözüm süreci gibi benzeri süreçleri bir şekilde AK Parti iktidarları döneminde başlattığını, ben önümüzdeki süreçte tekrardan bir farklı bir isim adı altında olabilir, bir sürecin mutfak çalışması olarak değerlendirebilirim."
"SUR'DA 2 BİN ESNAF KAPALI, 10 BİN KİŞİ İŞSİZ"
Başbakan ile görüşmede yer alan Doğu ve Güneydoğu Sanayici ve İşadamları dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED) Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu ise, 6.5 saat süren toplantıda kendisinin özellikle Suriçi'nde yaşanan operasyon, sokağa çıkma yasağının yarattığı etkileri ve bu ağır tablonun resmini vermeye çalıştığını söyledi. Bugün 2 bine yakın esnafın kapalı olduğunu, 10 binin üzerinde insanın işsiz olduğunu ve bu ağır tablonun hafifletilmesi noktasında hükümetin mutlaka tedbirler alması gerektiğini söylediğini ifade eden Bedirhanoğlu, "Ayrıca, Suriçi'nde kimse kalmadı. Herkes göç etti. Bu şehirde bir iç göç yaşanıyor. Böylesi bir sosyal travmayla karşı karşıyayız. Bu insanların hem barınma hem gıda ihtiyaçlarını temin noktasında devletin çok acil bir eylem planı olması lazım. Bir de tüm bunlara rağmen, hükümetin alacağı tedbirleri en azından kalıcı hale getirmek için mutlaka bu çatışmaların durdurulması lazım. Bu yöndeki çabaların hükümetin desteklemesi lazım" dedi. Operasyon ve çatışmalar sürdüğünü ama hükümetin masasında da yeni bir çözüme dair bir projeksiyonun olması gerektiğini ifade ettiğini söyleyen DOGÜNSİFED Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, şöyle dedi:
"HDP'NİN TÜM KÜRTLERİ TEMSİL ETMEDİĞİ TARTIŞMALARI FAYDASIZDIR"
"Çünkü, AK Parti hükümeti aslında, zaten geçmişte tarihi bir karar vermişti. Sorunu konuşarak çözeceğiz çatışarak değil ve bununla ilgili Oslo süreci, İmralı süreci dediğimiz süreçler oldu. En son çözüm süreci akamete uğrasa bile bu nihayetinde sonsuza kadar bu çatışmalar sürecek değil ve sürdürülebilir bir durum da değil. Zaten yaşadıklarımıza baktığımızda olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Cizre ve Silopi'den insanlar göçüyor, şehirler virane oluyor. Sur'da ha keza yine öyle. İnsanların karamsar endişe ve kaygılı olduğu başka bir dönemi ben hatırlamıyorum. 90'lı yıllar bile bu kadar karamsarlık yaratmamıştı toplumda. Bunları ifade etmeye çalıştık. ve mutlaka bir çözüm projeksiyonun da masada olması gerektiğini ifade ettik. Hükümetin böyle bir çözüm projeksiyonu en azından hali hazırda olduğunu çok düşünmüyorum. Ama buna dönük çalışmalar içerisinde oldukları belli. Farklı sivil toplum kuruluşlarını dinlemek, onlardan bilgi almak, ne yapabiliriz ile ilgili operasyonlar biter veya bitmez, en azından kendilerine bir yol haritası veya siyasi bir çözüme yol almak istiyorlar. Özellikle HDP meselesini de konuştuk. HDP tüm Kürtleri temsil etmiyor gibi tartışması aslında faydasız bir tartışma olacağını söyledim. Evet tüm Türkiye'yi temsil etmediğini söyledim ama sonuçta Kürtler'in önemli bir kısmının desteğini almış bir partidir. 7 Haziran'da 6 milyon, 1 Kasım'da 5 milyon oy almış bir partidir. Dolayısıyla yeni bir süreçte HDP'nin dışarıda tutulacağı, sağlıklı bir süreç olmayacağını, beğeniriz veya beğenmeyiz, görüşlerine katılırız veya katılmayız ama sonuçta Kürt toplumunun önemli bir kesiminin desteğini almış siyasi bir harekettir. Tabi ki muhataplık meselesinde bunları, çeşitlendirmek çoğaltmak mümkün, hatta sağlıklı olur dedik. Ama bunun dışındaki bir çözümün, çözüm olamayacağının altını çizdik. Başbakan bu ekonomik taleplerle ilgili Cuma günü Mardin'de sosyal ve ekonomik politikalarımızla ilgili geniş bir açıklama yapacağını ifade etti. Gelecek her türlü talebi yerine getirme konusunda azami bir gayret içerisinde olacaklarını söylediler."
"ÇATIŞMALARIN KISA SÜREDE BİTECEĞİNE YÖNELİK İYİMSERLİK İÇİNDE DEĞİLİM"
DOGÜNSİFED Başkanı Bedirhanoğlu, çözüm sürecine dönme konusunda görüşmede net bir ifade görmediğini ancak yeni bir çalışma konusunda bir mutfak çalışması yapıldığını söyleyebileceğini ifade ederek, "Ben bu çatışmaların kısa sürede biteceği konusunda iyimserlik içerisinde değilim. Kısa sürede bir çözüm projeksiyonun da toplumun önüne konulacağı konusunda da çok iyimser değilim. Ama, bu yönde bir çalışma olduğunu hissettim. Bunların işaretlerini biraz gördük. Ama bu kısa sürede değil, bizim tabi temennimiz ne olursa olsun, çatışmaların sonlandırılması noktasında her türlü çabalara hükümetin destek vermesi gerekiyor. Çünkü bu hem uluslararası alanda ciddi temkinler var, hem de ülke kamuoyunda önemli talepler var. Hükümetin de buna kulak vermesini istedik" diye konuştu.
