Diyarbakır Demirtaş Demokrasinin Sokakta Olduğu Darbe Girişimiyle Bir Kez Daha Teyit Edildi-2

Demirtaş; Demokrasinin sokakta olduğu darbe girişimiyle bir kez daha teyit edildi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İstanbul ve Ankara'da TSK içinde bir grubun yapmak istediği darbe girişimiyle ilgili Diyarbakır'da açıklama yaptı. Sokağın meşruiyetinin dün gece bir kez daha tarih karşısında teyit edildiğini belirten Demirtaş, "Demokrati sokaktadır. Bugüne kadar sokağa yaptığımız çağrıları, vatana ihanet, halkın demokrasiye sahip çıkması için yaptığımız sokak çağrılarını kaos olarak niteleyenler dün gece kurtuluşu sokakta bulmuşlardır" dedi. Türkiye'de demokrasi cephesinin ortak hareket ederek kendi eleceğini yaratması gerektiğini de bilertireke, "kendi geleceğimizi kendimiz kurmaz inşaa etmez ve kendimiz birlikte yaratmazsak, IŞİD zihniyeti bu darbeci girişimi fırsat bilerek bu ülkede kendi egemenliğini adım adım kurmak isteyecektir" dedi.

Diyarbakır HDP İl Binasında Milletvekilleri ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Selahattin Demirtaş, bugün parlamentoda Meclis başkanının çağrısıyla yapılacak olan toplantıya uçuşlardaki aksamalar ve Ankara'ya ulaşım zorluğu nedeniyle gidemediklerini, ancak Grup Başkan Vekili İdris Baluken'in katılacağını söyledi.

PARLAMENTOYA SALDIRI VAHŞETTİR

Ordu içindeki bir kliğin dün gece başlattığı ve halen tam olarak kontrol altına alınamayşan darbe girişimine karşı hartilerinin net bir karşı duruşu olduğunu dile getiren Demirtaş şunları söyledi: "Dün gece ordu içinde bir kliğin başlattığı ve halen tam olarak yüzde yüz kontrol altına alınamadığı anlaşılan darbe girişimine partimizin net bir karşı duruşu ilkesel olarak net bir karşı duruşu olmuştur. Darbenin girişiminin başladığı ilk saatten itibaren partimizin sığındığı tek şey demokratik ilkeler ve halkın demokrasiye bağlılığı olmuştur. Ben partimiz adına bu bir kez daha bu darbeci anlayışı kınadığımızı belirtmek istiyorum. Hiç bir askeri ve siyasi darbenin haklı gerekçesi, meşru dayanağı olamaz. Dün akşam başlayan bu darbe de demokratik siyasetin ortak duruşu, ortak ilkesel kararlılığı sayesinde asıl başarıya ulaşmamıştır. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Türkiye'de demokrasi ilerleyişine, arayışına hiç bir darbe anlayışı en küçük bir katkı sunmamıştır, bundan sonrada sunmasını beklemek ancak saflık olur. Yine darbe girişiminin halkın ortak iradesinin temsiliyetinin gerçekleştiği parlamentoyu da en ağır şekilde hedeflemiş olması ve bombardımana tabii tutmuş olmaları bu darbe kliğinin temel hedeflerinden birinin ne olduğunu iyi gösteren vahşet örneğidir. Bizler darbecilere, darbe zihniyetine girişimlerine karşı siyasi tarihimiz boyunca her zaman kararlı ve ilkesel yalpalamayan bir duruşumuz olmuştur. Dün duruşumuz buydu, bundan sonrada olursa duruşumuz farklı olmayacaktır. Bu darbe girişimi ne halkın nezdinde, ne demokratik siyaset, siyasi partiler nezdinde hiç bir karşılık bulmamıştır. Bu da son derece önemlidir. Bunun darbe girişiminde bulunan klik tarafından ne kadar büyük bir hata içerisine girdiklerinin de göstergesi olması açısından çok önemli olduğunu düşünüyordum. Elbetteki demokratik siyasi çizgiler veya muhalefelet partileri, parlamento içi ve dışındaki siyasi güçler bugüne kadar büyük suçlamalarla, hakaretlerle, ötekileştirme, kutupllaştırma siyasetiyle karşı karşıya kalmalarına rağmen böylesi bir darbe girişimi karşısında demokrasinin yanında, demokrasi arayışının yanında olacak kadar ilkeli ve ahlaki bir tutum sergileyerek aslında ilk dakikadan itibaren darbe girişimini boşa çıkarmıştır. Bunlar demokratik bir mücadele yürüten siyasi çizgimizin ve parntimizin ilkeli ve ahlaklı tutumudur. Amasız ve ancaksız hiç bir gerekçeye sığınmadan her türlü darbe girişimine karşı olduğumuzu, kınadığımızı ve asla taraftarı olmayacağımızı bir kez daha belirtmek istiyorum"

7 HAZİRAN'DA YAPILAN DA DARBEYDİ

Türkiye'de 7 Haziran'dan sonra yapılan şeyinde sivil bir darbe olduğuna dikkati çeken Demirtaş, " 7 Haziran sonrası ülkemizde aslında güçlü bir demokrasi imkanı, demokratikleşmeye doğru da güçlü bir fırsat ortaya çıkmıştı. ama aradan geçen bir yıla rağmen çok daha net görüldü ve ıspatlandıki 7 Haziran'dan sonra yapılan şey de sivil darbeydi. ve bu sivil darbe henüz ortadan kalkmış değil. Görünen o ki, 7 Haziran'dan sonra parlamentoyu hiçe sayan darbe kliğine karşı yine bir başka darbe kiliği iktidar mücadelesi için harekete geçti. Burada bizlere düşen temel ve esas sorumluluk bu darbe ortamına zemin sunun bütün hastalıklı, zaafilyetli alanlarımızı tekrar gözden geçirmlek darbecilerin bir daha darbeyi aklına getiremeyeceği, ihtimal dahilinde bile tutamayacağı güçlü bir demokrasi inşaa etmektir. Hepimize düşen ortak sorumluluk bu olmalıdır. Mevcut durumda Türkiye'nrin önüne artık çok önemli bir fırsatla birlikte iki ayrı yol ve seçenek net şekilde ortaya çıkmıştır. 7 Haziran'da ortaya çıkan fırsatı Türkiye iyi değerlendirememiştir. İç barışa ve demokrasiye doğru yol alınması gerekirken, kutuplaşxtırma, kamplaştırma, otoriterleşme seçeneği tercih edilmiş milliyetçi bir söylemle, ırkçı ve faşizan bir yaklaşımla bir savaş bloğu etrafında Türkiye toplumu, 'barışçılar' ve savaşçılar diye maalesef iki ayrı kutba ayrılmıştır. Türkiye'de iç savaşı destekleyenler ve sanki bundan medet umanlar birde bundan önemli ölçüde rahatsız olanlar diye iki ayrı görüntü oluşmuştur. Şimdi bu darbe girişimi bir kez daha Türkiye'nin bu 7 Haziran'da kaçan fırsatı değerlendirme şamsını önüne koymuştur. Bu iki yoldan hangisinin tercih edileceği şu dakikalardan sonra netleşecektir. Bu saatten ve dakikadan sonra Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın vereceği mesajlar son derece kritiktir. umut ediyoruz ki, darbe girişimi tümüyle kontrol altına alınacak ve bu darbe girişimi sadece girişim olarak kalacaktır. Ama, Türkiye darbe ihtimallerinden, darbe tehditinden ilelebet kurtulmuş diyebilmek için yapılması gereken, atılması gereken adımlar vardır

TEK YOL DEMOKRATİKLEŞME

Birinci yol ve bizimde destekleyeceğimiz ve tercih edeceğimiz birinci yol demokratikmleşme konusunda artık son derece cesur ve samimi bir rotaya girilmesidir. Kürt sorunundan kaynaklı iç çatışmaların ve savaşın derhal son bulacağı cesur bir söyleme, cesur bir adıma, girişime ihtiyaç vardır. Kutuplaşma ve kamplaştırma siyasetine son verecek kucaklayıcı, birleştirici bir politikaya, söyleme acilen ihtiyaç vardır. Yine bu birinci yolda ilerlerken dayatmacı, tekçi, baskıcı, otorıterleşmeyi ve tek adam sistemini esas alan tek yanlı Anayasa yapma çabalarına bugünden itibaren son verilmeli ve ortak akılla birlikte kendi ortak anayasımızı, çoğulcu, sivil, özgürlükçü, demokratik bir çerçevede yapılabileceğinin mesajı verilmelidir. Yine demokrasi bloğunun ne kadar önemli olduğu bir kez daha yaşanan bu darbe vesilesiyle ortaya çıkmıştır. Türkiye halklarının ilerici bir demokrasi cephesine çok çok acilen ihtiyacı vardır. Mevcut durum, darbenin, darbe girişiminin engellenmesiyle kendiğilinden demokrasiye evrilmeyecektir. Mevcut durum zaten demokrasi değildir. Darbeciler demokrasi getirmek için değil, mevcut anti demokratik sisteme kendileri egemen olmak. bu hukuk dışı devlet yapılanmasının başına geçmek için iktidar savaşına girişmişlerdir. Dolasıyıla darbe girişimi ortadan kalktı, başarılı olamadı diye ülkemize otomatikmen ileri demokrasi gelmiyor. Çok daha fazla demokrasi mücadelesine birlikte bu ülkenin geleceğini inşaa edecek ortak duyguyu büyütmeye ihtiyacımız var."

DARBEYE KARŞI TUTUM AKP'YE DESTEK OLARAK OKUNMAMALI

Demokratik siyasetin ve toplumun önemli bir kesiminin darbeye karşı tutumunun AKP'nin otoriter, tekçi ve darbeci tutumuna koşulsuz destek olarak okunup, algılanıp yeni dönemin buna göre planlanması halinde büyük bir hata yapılacağını kaydeden Demirtaş " Böylesine yanlış bir değerlendirmeyle yeni dönem planlanırsa işte o zaman en büyük hatalardan biri daha yapılmış olur. Birinci yol olarak ifade ettiğimiz demokratikleşme yolu tercih edilmek yerine ikinci yol yani 7 Haziran'dan sonra girilen yolda ısrar edilirse bu Türkiye açısından yeni kaoslar, kritik süreçler, yeni tehditler ve tehlikeler anlamına gelecektir. AKP'nin ve Sarayın nasıl haraket edeceğini tabii ki geçmiş dönemlerdeki politikalarına bakarak belki ağırlıklı olarak tahmin edebiliriz. Ama yine de bizlerin demokratik muhalefet güçleri olarak sormululuğu vardır. Bu nedenle çağırımızı yineliyoruz. Bu darbe girişimi bir musibet bin nasihatten iyidir şeklinde yeni bir yol açılmasına vesile olabilmelidir. Artık paranoyak tutumlardan, ülkedeki herkesi vatan haini, düşman ilan etme paranolarından kurtulmak gerekir. Bugüne kadar her ağızlarını açtıklarında bizleri paralelin uşağ, işbirlikçisi, darbecilerle işbirliği yapan vatan hainleri olarak yaftalamaya çalışan bu kirli zihniyet ve dil terk edilmelidir. Kimin vatan haini olduğu, kimin bu ülkede halktan yana olduğu dün gece itibariyle zaten ortaya çıkmış, netleşmiştir. Artık vatan düşmanları, hainleri, vatanı çok sevenler, sevmeyenler, ırkçılık, milliyetçilik, sovenist dalgasıyla bu ülkeye zarar vermekten vaz geçmelidirler. Bizler, kendi ülkemizde, kendi topraklarımızda birlikte özgür, adil eşit bir yaşamı kurmak istiyoruz. Bu darbe girişimi Türkiye'nin demokrasi olmadığını halen yönetim içinde hukuk ve kanun dışı yollarla kendine egemenlik şansı arayanların varlığıyla otaya çıktı. Demokrasilerde bu tür darbe girişimleri, bunu ihtimal dahilin de düşünecek tek bir kişi bile bulamazsınız. Bunun darbe girişiminin kendini örgütleyip ortaya çıkması henüz demkorasi olmadığımızı net bir şekilde ortaya çıkarmıştır. Her koşulda Saray ve AKP iktidarı ister birinci seceneği yani asıl makul, akılcı yol olan demokratikleşme, iç barış, diyalog ve birlikte kollektif akılla yeni bir Anayasa yapma sürecini seçerse, ister bu yoldan ilerlesin ister şu ana kadar yaptığı gibi Kürt şehirlerinin başta yakılıp yıkılması olmkak üzere, seçilmişlerin, belediye başkanlarının tutuklanması, yerlerine kayyum atanması, dokunulmazlıkların kaldırılması suretiyle başta HDP milletvekilleri olmak üzere muhalefete darbe girişiminin sürdürülmesi yolu seçilsin yani ister birinci ister ikinci yol seçilsin asıl sorumluluk halktadır. Halkın gücü arkasında değilse, bu ülkede hiç kimsenin, hiç bir şey yapması mümkün değildir. Darbe girişimi bunu bir kez daha teyit etmiştir

KURTULUŞU SOKAKTA BULDULAR

Yine sokağın meşruiyeti dün gece bir kez aha tarih karşısında teyit edilmiştir Demokrati sokaktadır Bugüne kadar sokağa yaptığımız çağrıları, vatana ihanet, halkın demokrasiye sahip çıkması için yaptığımız sokak çağrılarını kaos olarak niteleyenler dün gece kurtuluşu sokakta bulmuşlardır. Demek ki doğru adres sokaktır, Saraylar değil, doğru adres sokaklardır. Halka güvenmek, halkın ferasetine inanmak gerekiyor. Bizler her koşulda halkımıza güvendik, bundan sonra da güveneceğiz. Ne olursa olsun demokratik direniş meşru bir haktır. Zulme karşı, hukuksbuzluklara karşı, darbelere karşı, halkın iradesini yok sayan, seçilmişleri yok sayan, halkın seçtiklerini hiçe sayan anlayışlara karşı sokakta direnmek meşrudur. Bu bir kez daha dün gece teyit edilmiştir. "

IŞİD, DARBE GİRİŞİMİ FIRSATA ÇEVİREBİLİR

Türkiye halklarının her türlü ihtilame karşılık hazırlıklı olması gerektiğini belirten Demirtaş, " Bu nedenle halkımız her türlü ihtimale hazırlıklı olmalıdır. Türkiye toplumu, ilericiler ve aydınlık geleceğimizi inananlar, batıdan doğuya, Kürtten, Türke, Aleviden Sünniye, biz kendi geleceğimizi kendimiz kurmaz inşaa etmez ve kendimiz birlikte yaratmazsak, IŞİD zihniyeti bu darbeci girişimi fırsat bilerek bu ülkede kendi egemenliğini adım adım kurmak isteyecektir. Dolayısıyla, hiç bir şey bitmiş değil, tehdit ve tehlike ortadan kalkmış değildir. Dabe savruşturulmuş başarısız olmuş ve girişim sonuç alamamışsa dediğimiz gibi bizler bugün ve yarın otomatikmen demokratik bir Türkiyeye uyanmayacağız. Mücadele tüm alanlarda en etkili şekilde devalm edecektir. Parlamento içinde ve dşında koşullar ne olursa olsun halkın beklentilerini savunmaya devam edeceğiz. Mevcut darbe zihniyeti ve bu darbecilere karşı darbe yapmak isteylen darbe zihniyeti her halükarda halkın iradesi ve demokrasi karşısında yenilmeye mahkumdurlar. Biz, Türkiye'de demokrasi dışı hiç bir yol ve yöntemi desteklemediğimizi, bugüne kadar içinde olmadığımızı gösterdik ve ıspatladık. Bugünden sonra demokrasi cephesi ve demokrasiye inanların birlikte hareket etmesi Türkiye'yi kurtaracak yegane yoldur. Türkiye'nin önüne açılan yeni fırsatları değerlendirmek için demokrasi güçlerinin harekete geçmeye birlikte hareket etmeye bir kez daha davet ediyorum. Çok sayıda insan yaşamını yitirdi, Allahtan rahmet diliyorum, Yaralananlara acil şifalar diliyorum. Parlamento şu anda bypass edilmiş olabilir, bir Saray darbesiyle parlamento işlemiyor olabilir, milletvekilleri şu anda işlevsiz bırakılmış olabilir ama bu parlamentonun iradesinin hiçe sayılabileceği anlamına gelmiyor. Parlamento hiç çalışamıyorolsa bile bizim arkasında durduğumuz şey halkın iradesidtir. Parlamento binası demek halkın ortak iradesi demektir. Biz halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz"

ÖCALAN OLACAKLARI ÖNCEDEN OKUMUŞTU

Abdullah Öcalan'ın durumuyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Demirtaş, " Bildiğimiz kadarıyla herhangi bir sıkıntı yok orada. Ama tecrit ortamında 17 yıldır Sayın Öcalan orada tutuluyor. ve ne ilginçtir ki Türkiye'de olup bitecekleri herkesten önce okuyabilen tecrit koşullarına rağmen bölgeki hatta Ortadoğu'daki tek siyasi liderdir diyebilirim. ve yıllardır bu uyarıyı yapıyor. Çözüm süreci biterse darbe mekaniğini devreye sokacaklar Türkiye'de darbe yapmaya çalışacaklar çözüm süreci darbenin önünde bir engeldir diye İmralı görüşme notlarında herkes okuyabilir. Yıllardır bu uyarıyı yapıyor. Kendisi bir kain değildir. Fal bakarak bunları söylemiyor. Ortadoğu uzmanıdır aynı zamanda. ve Suriye'de neler olabileceğini ilk tahmin ve en doğru tahmin edendi. Türkiye'de olası gelişmeleri ilk ve en doğru tahmin edendi. Öyle bir insanın Türkiye'de barışa katkı sunabilecek insanın bu koşullarda tecrit altında tutulması ve siyaset dışı bırakılması sadece bizlerin değil bütün Türkiye'nin alehinedir, zararınadır diye düşünüyorum. Kendisinde de en kısa zamanda haber almaya çalışacağız"

Selahattin Demirtaş Diyarbakır İstanbul Türkiye Politika Güncel Haberler