Des: Planlanan Yeni Sistemde Sınavlar Ne Kadar Şeffaf Olacak?
DES, Milli Eğitim Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı, lise ve üniversitelerin kendi sınavını yapmasını öngören yeni sistemin öğrenciler için daha çok sınav ve daha uzun, stresli bir sınav maratonu anlamına geleceğini belirterek, "Çocuklarımız bir"...
DES, Milli Eğitim Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı, lise ve üniversitelerin kendi sınavını yapmasını öngören yeni sistemin öğrenciler için daha çok sınav ve daha uzun, stresli bir sınav maratonu anlamına geleceğini belirterek, "Çocuklarımız bir okulun sınavından çıkıp diğer okulun sınavına koşacak. Yılların ÖSYM'sinin sınavlarının bile tartışıldığı, şaibeli bulunduğu bir süreçte yeterli personel, altyapı ve teknik donanıma sahip olmayan yüzlerce üniversite ve binlerce lise bu sınavı nasıl yapacak. Soruları kim ve nasıl hazırlayacak? Sınav süreç ve sonuçları ne kadar objektif ve şeffaf olacak? Tüm bu hususlar kamuoyu tarafından merak edilmektedir" dedi.
Demokratik Eğitimciler Sendikası (DES) Genel Başkanı Gürkan Avcı, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın üzerinde çalıştığı yeni sistem ile birlikte lise ve üniversiteler kendi sınavını kendilerinin yapacağını, milyonlarca öğrencinin kaderini belirleyen Sbs, LGS ve YGS'den oluşan lise ve üniversitelere giriş sınavlarının göreceli olarak kalkacağını belirtti. Öğrencilerin, özel yetenekleri, ailelerinin isteği ve öğretmenlerin kanaatleri doğrultusunda değerlendirilerek yönlendirileceğini ifade eden Avcı, yaptığı yazılı açıklamada, "Milli Eğitim Bakanı Sayın Nabi Avcı'nın, kamuoyunun yoğun eleştiri ve baskılarına muhatap olan sınavcı, ezberci ve dershaneci eğitim sisteminde çözümler bulmaya ve reformlar yapmaya dönük bu çabalarını önemsiyor ve destekliyoruz. Fakat öğrencisi, öğretmeni ve velisiyle birlikte milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren böylesine önemli bir konunun reforme edilme sürecine tüm eğitim bileşenleri, sendikalar ve ilgili kurum ve kuruluşlar da dahil edilmelidir" dedi.
Liselere geçişi düzenleyen Seviye Belirleme Sınavı'nın ( Sbs ), bu yıl son kez yapılacağının önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer tarafından da açıklandığını kaydeden DES Genel Başkanı Gürkan Avcı, "Yeni sistemle alakalı olarak birçok uygulama belirsizliğini koruyor. Bu da öğrencilerimiz için endişeye yol açıyor. SBS kalkıyor fakat bunun yerine, başta fen liseleri olmak üzere gözde okullara girmek isteyen öğrenciler için günlerce sürecek, ayrı ayrı onlarca sınavdan oluşan bir maraton başlıyor. Bu öğrencilerimiz için SBS'den daha çok yıpratıcı bir uygulama olur" değerlendirmesinde bulundu.
Her lise ve üniversitenin kendi sınavını yapmasının öğrenciler için daha çok sınav ve daha uzun, stresli bir sınav maratonu anlamına geleceğini de söyleyen Gürkan Avcı, "Çocuklarımız bir okulun sınavından çıkıp diğer okulun sınavına koşacak. Yılların ÖSYM'sinin sınavlarının bile tartışıldığı, şaibeli bulunduğu bir süreçte yeterli personel, altyapı ve teknik donanıma sahip olmayan yüzlerce üniversite ve binlerce lise bu sınavı nasıl yapacak. Soruları kim ve nasıl hazırlayacak? Sınav süreç ve sonuçları ne kadar objektif ve şeffaf olacak? Tüm bu hususlar kamuoyu tarafından merak edilmektedir" dedi.
Liselere geçişte öğrencinin okul başarısı, öğretmen kanaati, ailenin isteği ve çocuğun özel yeteneklerinin belirleyiciliğini öngören kriterlerin, bölgeler ve okullar arasındaki eğitimde fırsat ve kalite eşitliğini sağlamadan sağlıklı bir sonuç vermesinin pek mümkün olmadığını söyleyen Gürkan Avcı, şunları kaydetti:
Ülkemizde bölgeler ve okullar arasında ciddi kalite farkı bulunduğu için liselere girişte okul başarı puanlarının dikkate alınacak olması adaletsizlik oluşturur. Öğretmen kanaati konusunda velilerin öğretmen üzerinde baskısı söz konusu olacaktır. Aileler doğal olarak çocuklarını en nitelikli liselere vermek isteyecek ve bir yığılma yaşanacaktır. Öte yandan mevcut eğitim sistemimizin öğrencilerin özel yeteneklerini belirleme noktasında ne kadar yetkin ve sağlıklı yönlendirmelerde bulunacağı hususunda da şüphe ve kaos oluşacaktır. Yani özetle yeni sistemin öğrenci, öğretmen ve velilerimizi çok yoracağını ve yıpratacağını düşünüyorum. Bu nedenle yeni sisteminin eşitlikçi kriterler yerine adaletçi kriterler doğrultusunda ve tüm eğitim bileşenlerinin ortak aklıyla ve konsensüsle ele alınarak, bir kez daha değerlendirilmesinde büyük faydalar görüyorum." - Ankara