Çiçek: "Savcılıktan gelen iki ayrı talep var" -
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, kimsenin hukuksuzluğunu, iddia edilen suçunu örtbas etmek gibi bir görevinin bulunmadığını belirterek, "Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim. Kimsenin hukuksuzluğunu örtbas etmek için hukuku kullanmak gibi ne niyetim ne çabam olur" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, kimsenin hukuksuzluğunu, iddia edilen suçunu örtbas etmek gibi bir görevinin bulunmadığını belirterek, "Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim. Kimsenin hukuksuzluğunu örtbas etmek için hukuku kullanmak gibi ne niyetim ne çabam olur" dedi.
Çiçek, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, bir cumhuriyet savcısının yaptığı soruşturmayla ilgili olarak "Bu devirde artık gizlilik mi olur, sosyal medya çıktı, bilgiye erişim kanalları çoğaldı, gizliliğin anlamı yok. Bundan sonra soruşturmayı herkesi gözü önünde yapacağım" diyemeyeceğini, 157. maddenin buna engel olduğunu söyledi. Çiçek, eğer bu isteniyorsa 157. maddenin değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Bu dosyalar bakımından, bugün karşılaştıkları en temel sıkıntıların başında 157. madde geldiğini ifade eden Çiçek, hazırlık soruşturması devam ederken, İstanbul'da bu soruşturmanın gizli, Ankara'da aleni hale geleceğini söyledi.
Gizliliğin iki nedeni olduğuna işaret eden Çiçek, delillerin karartılmasını ve kişilerin yerli, yersiz suçlanmasını, lekelenmesini önlemek olduğunu vurguladı. Çiçek, hazırlık soruşturmalarının bazen 2-3 yıl sürdüğünü vurgulayarak, şöyle devam etti:
"3 yıl süren hazırlık soruşturması daha başlangıçta aleni hale geliyor ve bu insanların itibarı, mesleki kazanımları, aile efrad ve çevresinin çektiği ızdırapları bir hesaba kattığınızda soruşturma daha başlangıçta aleni hale getireceksiniz, lekeleyeceksiniz ama 6 ay sonra, 1 yıl, 2 yıl sonra 'kusura bakma, yeterli delil yok, takipsizlik kararı verdik' diyeceksiniz. O zaman hukuk cinayete, işkenceye dönüşür. Onun için gizlilik esastır.
Bu dosyalarda, İstanbul'da soruşturmanın gizliliği devam ediyor, Ankara'da ise herkes okuyacaksa o zaman bu aleniyet kesp edecek demektir. O zaman, bunu, bununla nasıl telif edeceğiz. Onun için bu konuyu, usul hukuku ve anayasa hukuku hocalarına sordum, tereddüt ettiğim noktada bir şey olur mu diye."
-"Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim"
Çiçek, görüş aldığı bazı ceza muhakemesi hukuku profesörlerinin, "Soruşturma gizlidir, gizlilik kalkıncaya kadar milletvekillerinin okuma imkanı yoktur" şeklindeki görüşlerini aktardı. Çiçek, bu konuda kurumsal görüş de istediklerini ifade etti. Çiçek, bunların kendi düşüncesi, keyfi düşüncesi değil, tereddüt meydana geldiğinde başvurdukları usul hukuku hocalarının görüşü olduğunu söyledi.
Meclis Başkanı olarak, burada hukuka uymak, hukuku uygulamak mecburiyetinde olduğunu belirten Çiçek, "Kimsenin hukuksuzluğunu, kimsenin haksızlığını, kimsenin iddia edilen bir suçu varsa, bunu örtbas etmek gibi bir görevim yok. Hayatım boyunca bunu yapmamaya gayret ettim, yaptığımız işin sonuna gelmişiz, kimsenin hukuksuzluğunu örtbas etmek için hukuku kullanmak gibi ne niyetim ne çabam ne gayretim olur. Ama hukuku elbirliğiyle ortaya koyup, sonra kuralı koyanlar uymazsa o zaman başımız derde girdiğinde, hukuk nerede, hakim, yargı, hukukun üstünlüğü nerede gibi sızlanmaları da şu günlerde sıkça yaşıyoruz" diye konuştu.
-"Bugüne kadarki uygulamalara uygun"
Çiçek, soruşturmanın gizliliğini dikkate alarak, böyle bir yola başvurmak durumunda kaldıklarını vurguladı.
Geçmiş uygulamalara da baktıklarını anlatan Çiçek, dün sundukları yazının, gizli olduğu için "tetkik" kelimesi hariç, bugüne kadarki uygulamalara uygunluk arz ettiğini bildirdi. Çiçek, bu konuda, TBMM Başkanlığı'na ulaşan yazılarla ilgili de örnekler verdi.
Çiçek, fezlekelerin, resmi yazıların bilgiye sunulup sunulmamasının Meclis soruşturmasının şartı olmadığını, buna gerek bulunmadığını kaydetti. Çiçek, bunun kendi fikri olmadığını, parlamento hukukunu bilen pek çok kişinin açıklamalarında da bunun görüleceğini anlattı.
-"Gelin çağrı yapalım"
TBMM Başkanı Çiçek, dün 5 soruşturma önergesi verildiğini anımsatarak, "Dosyaları da okumadınız, o zaman bu önergeyi neye göre verdiniz?" diye sordu. Çiçek, şöyle devam etti:
"Madem ki önerge vermek için dosyaların içeriğinin bilenmesi gerekiyordu... Elbette bilinecek, bu gizlilik geçici. Ya İstanbul Başsavcılığı davayı açacak, üçüncü şahıslar bakımından zaten aleni hale gelecek. Şimdi 5 tane soruşturma önergesi verildiğine göre umut ederiz, içtüzüğe uygun olarak bu komisyon kurulur, komisyon üyeleri de bunları zaten inceleyecek, gizlilik onlar bakımından kalkacak. 5 tane soruşturma önergesi var, dosyayı bilmiyorduk nasıl yazdık? Bu süreçte yaşadığımız başka bir husus daha var. Meclis tutanaklarında, dün akşamki bazı televizyon kanallarındaki tartışmalarda var, 'bu dosyanın içeriğinde şu var' Hani gizliydi? Madem biliyorsunuz. Her şeyi biliyoruz, her şey elimizde diyoruz. Sizler bana soru sorarken, 'o dosyada var, filanca şöyle şöyle dedi' diyor. Demek ki herkesin elinde dolaşıyor. Önerge verilebilmesi bakımından yeteri kadar bilginin bu süreçte var olduğu kabul ediliyor. Onun için bu hukuku iyi bilen, belki siyasi görüş olarak benden çok farklı olan arkadaşlarımız, hukukçular dedi ki, Meclis soruşturma önergesi verilmesine engel yok. Belki bu tartışmayı böyle yapmak yerine, bu önergeler çok önceden verilseydi de bu alanda mesafe katetseydik. Bunlar yapılmadı.
Yaptığımız iş ve işlemler, bugüne kadarki uygulamalar, Meclis İçtüzüğü, Meclis'in arşivindeki bu türlü çalışmalarda nelere dikkat edilmesiyle ilgili yazılar ve ceza muhakemesi alanında bilgi sahibi akademisyenlerden aldığımız bilgilerin sonucunda, 'bunu bilgiye sunuyoruz' dedik. Bundan sonrası Meclis soruşturması verilip verilmemesi. Çok şükür onlar da dün verildiğine göre zaten işin bu kısmı bitti. Kendi mecrasında bunlar sürdürülecek. Zaten bu işin bu mecrada sürdürülecek olması siyasi tartışmalara engel değil. Bütün bu açıklamalara rağmen yine de bu tartışmalar bir şekilde sürecektir. Ben sadece kamuoyu ve sizlerin bu işlemi yaparken, hukuk, ceza muhakemesi hukuku, hukuk doktirini ne diyor, parlamento hukukunun geçmişteki uygulamaları nelerdir, bunları ifade etmeye çalıştım. Bundan sonra kim, nasıl değerlendirecekse değerlendirsin. Bu gizlilik, Meclis Başkanı'nın tasarrufuyla ortadan kaldırılacak gizlilik değildir, kanundan doğan gizliliktir.
Gelin o zaman bir çağrı yapalım. Bu ve benzeri sıkıntıların bundan sonra da yaşanacağı öngörüsü olanlar varsa o zaman 157. maddeye şöyle hüküm koyalım: Soruşturma gizlidir ancak Yüce Divanlık konular ya da TBMM'ye gönderilen yazılarla ilgili gizlilik söz konusu değildir dersiniz. O zaman bunların hepsini rahatlıkla siz de başkaları da inceler. Ya da size bilgi verilir, siz de istediğiniz gibi yazarsınız. Kuralı burada koy, onun dışında Türkiye'de moda haline geldi uzun zamandan beri. Hukuk kuralları burada dururken, demeçlerle sorun çözmeye çalıştık, hukuku gözardı ederek, birçok sorunu da çözemedik."
(Sürecek)