TÜM KATEGORİLER
Bilirkişi, Kamyon Altında Kalarak Ölen Çocuğu Kusurlu Buldu
Sultançiftliği’nde 2006 yılında kamyon altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki çocuk, mahkemenin atadığı bilirkişi tarafından kusurlu bulundu.
Sultançiftliği'nde 2006 yılında kamyon altında kalarak hayatını kaybeden 10 yaşındaki çocuk, mahkemenin atadığı bilirkişi tarafından kusurlu bulundu. Duruşma savcısı, "Ölen 10 yaşındaki çocuğa kusur atfedilmesi hukuken mümkün değildir" dedi. Olayla ilgili kamyon şoförüne 36 bin 500 lira para cezası verildi.
İstanbul Sultançiftliği'nde 2006 yılında bir ara sokakta ileri geri manevra yaparken fark etmediği 10 yaşındaki Volkan Beyhan'ın ölümüne, yine aynı yaştaki Deniz Tiktaş'ın ise yaralanmasına sebep olmakla suçlanan kamyon şoförü Bekir Aluçlu (42), Gaziosmanpaşa Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanıp 1,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Aluçlu'ya verilen bu cezayı Yargıtay "en alt sınırdan verildiği" gerekçesiyle bozdu. Bunun üzerine İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi'ne düşen dava, mahkemenin görevsizlik kararı vermesiyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada ölen çocuğun babası İbrahim Halil Beyhan, tutuksuz sanık Bekir Aluçlu, şikayetçi Deniz Tiktaş ve taraf avukatları hazır bulundu.
Duruşmada ifade veren şikayetçi Deniz Tiktaş, olay tarihinde ölen arkadaşı Volkan Beyhan'la birlikte 5 kişiyle mahallede oyun oynadıklarını belirtti. Sanığın kullandığı kamyonun asfalt kaplama üzerinde motoru stop vaziyette park halinde durduğunu gördüğünü kaydeden Tiktaş, olay gününü şöyle anlattı: "Biz kamyonun 5 metre kadar arkasında asfalt kaplama üzerinde duruyorduk. Biz ölen arkadaşım Volkan'la CD bakıyorduk. Nasıl çalışıp da geldiğini anlayamadık. Bir anda kamyon üzerimize geldi. Beni bir arkadaşım çekti ancak Volkan tekerin altında kaldı. Kamyon geri geri gelerek Volkan'ın ayaklarını ezdi. Arkadaşlarım hemen sürücüye bağırdılar ancak söylediklerine göre kamyonun sürücü kabininden bir gürültü çıkıyormuş. Duymadı mı nasıl olduysa tekrar kamyon öne gidip geri gelerek Volkan'ı ezmek suretiyle orada ölümüne sebebiyet verdi. Şikayetçiyim."
"SANIK SUÇLULAR ZİNCİRİNİN SON HALKASIDIR"
Baba İbrahim Halil Beyhan ise ifadesinde sanığın suçlular zincirinin son halkası olduğunu öne sürdü. Beyhan, "Sanık oğlumun üzerinden geçmiş sonrada kafasını ezerek ölümüne sebebiyet vermiştir. Ancak 66. Mekanize Tugay Komutanlığı görevlileri, İSKİ görevlileri ve inşaat işlerini yapan yüklenici firma da suçludur. Bunlarında tespit edilip cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi
"ÖLENE KUSUR ATFEDİLMESİ HUKUKEN MÜMKÜN DEĞİLDİR"
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Abdullah Mirza Coşkun, mütalaasında "Dosya kapsamına yansıyan bilirkişi raporunda her ne kadar ölen Volkan Beyhan'ın kendini koruyacak tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu olduğu belirtilmiş ise de bilirkişi raporların teknik hususların aydınlatılması için başvurulan yöntem olduğunu belirtti. Bunun yanında olay tarihinde dokuz buçuk yaşında olan ve herhangi bir fiil ve ceza ehliyeti dahi bulunmayan ölene kusur atfedilmesi hukuken mümkün değildir. Sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi talep olunur" dedi.
Mahkeme, sanığa taksirle adam öldürme suçundan 5 yıl hapis cezası verdi. Mahkeme heyeti hapis cezasını 36 bin 500 TL para cezasına çevirirken, sanığın sürücü belgesine de 1 yıl süreyle el koydu.
Duruşmanın ardından İstanbul Adalet Sarayı önünde açıklama yapan baba İbrahim Halil Beyhan, sanığa verilen para cezasına tepki gösterdi. "Bence bu insanlığa dahi sığmayacak bir karar" diyen Beyhan, Hepimiz şoförüz. O zaman cebinde 360 bin lirası olan biri girsin İstiklal caddesine 10 kişiye çarpsın. Parayı versin kurtulsun. Var mı böyle bir adalet? İşte üstünlerin hukukuyla adalet olursa böyle olur" diye konuştu.
Bütün itiraz yollarına başvuracağını kaydeden Beyhan, "Katillerin hepsi evinde yatarken, biz 8 sene boyunca gecemizi gündüzümüzü bilmedik, hasta olduk, psikolojik tedavi gördük, çalışamadık ancak vardığımız netice herkesin gördüğü gibi işte burada. İtiraz edeceğiz. Ben ilgili 4 bakana ayrı ayrı soru önergesi vereceğim. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gittik. İlk işim Avrupa Birliği Parlamentosu'na Türkiye'deki insan hakları ihlalini bildirmek olacak" ifadelerini kullandı. - İSTANBUL
