Haberler

Başbakan Yardımcısı Arınç

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "BDP'li milletvekilleri, normal diyeceğim de başka türlü anlaşılabilir, bildiğimiz milletvekillerinden değil."

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "BDP'li milletvekilleri, normal diyeceğim de başka türlü anlaşılabilir, bildiğimiz milletvekillerinden değil. Bunlar zaten bilerek suç işliyorlar, bilerek dokunulmazlıklarının kaldırılmasına, bilerek partilerini kapattırmaya gayret ediyorlar. Bundan öncekiler de böyleydi. Kapansın, kapansın, ateş devamlı yansın" dedi.

TRT Haber'de yayınlanan İnce Çizgi programında soruları yanıtlayan Arınç, bir soru üzerine, terör olaylarında son günlerde bir artış olduğunu, bunun hem halkı hem de kendilerini üzdüğünü belirtti.

Arınç, halkın terörün bitmesini istediğini, hükümetin de bu konuda sorumluluklarını yerine getirmeye çalıştığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Son saldırının (İstanbul'daki) faili PKK terör örgütüne bağlı değil. DHKP-C denilen, artık sayılı eylemler yapan, ancak bitmemiş ama belli hedefleri zaman zaman vurmaya çalışan bir örgüt. Onun dışında başka terör örgütleri de var. Dünyanın başka yerlerinde de terör örgütleri var. 11 Eylül sonrası Bush ve Neocon'lar tek hedefe yöneldiler. 'Bunun nedeni El-Kaide'dir dediler. Liderini öldürdüler ancak El-Kaide'nin eylemleri devam ediyor. Başını da alsanız, küçük marjinal örgüt haline de gelse bazı örgütler eylemlerini devam ettirebiliyorlar. Şunu söylemek istiyorum, dünyanın her yerinde terör örgütleri vardır. Bir kısmı ideolojiktir. Öyle inanır, amacına ulaşmak için insanları acımasızca öldürür, korku ve dehşet salar. Bir kısmının ise sebepleri farklıdır. Mesela insanlar kimliklerini rahat ifade edemiyorlarsa isyan duyarlar. İkincisi, işkence görmüşlerdir. 12 Eylül ve sonrasında Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlar eğer PKK'nın ortaya çıkışına bir vesile olmuşsa, böyle söylerler, bunu da sebeplerden birisi olarak kabul edebiliriz, ekonomik geri kalmışlık, geleceğe güvensizlik duygusu veya dışarından yönlendirme de teröre sebep olabilir. On tane sebebi toplarsanız, ortaya bir sonuç çıkar. O sonuçta kanlı eylemleriyle ortaya çıkan bir örgüttür. Bizdeki sebep de bunların da belki üç-beşi, belki de tamamı.

Zaten terör örgütünün bizdeki tarifi bölücülüktür. Bunu bitireceğiz. Terörle mücadele, terör eylemlerini minimize etmektir, marjinalize etmektir, silahlı eylemleri fevkalade azaltmaktır. Yoksa üç-beş kişi de kalsalar, bölünüp farklı fraksiyonlara da gitseler bu iş devam eder. Ama bugünkü şekliyle, etki gücüyle değil. Dünyanın hiçbir yerinde de sonlanmış değiller. Bir tek örneği var Tamil gerillalarına uygulanan taktik. Bildikleri hepsini öldürmüşlerdir. Ama yarın Tamil yerine Pamil diye bir grubun çıkmayacağını kimse söyleyemez. Bu işin doğasında var.

Dolayısıyla bizim Türkiye'de yapmak istediğimiz mücadelenin iki ana boyutu var. Irkçılık fitnesi Türkiye'ye girdikten sonra ve bölücülük kitlelere cazip gelmeye başladıktan sonra bizim iki noktada mücadele etmemiz lazım. Bir, teröristle mücadele konusunda bilebildiğimiz, dünyada etkin olan bütün sistemleri bir anda kullanarak, bugün yapabildiğimiz kadarıyla, güçlü bir istihbarat, yetişmiş asker, anında müdahale, önleyici tedbirler, ne kadar başarılı olduğumuzu ayrıca tartışabiliriz ama bunu yapmaya çalışıyoruz."

-"Terörle mücadelede ek tedbirler geliyor"-

Bakan Arınç, "Terörü sona erdirecek yeni proje var mı-" sorusuna karşılık, terörle mücadelede ek tedbirler alınacağını bildirdi.

"İnsansız hava araçlarından tutunuz, işbirliği anlaşması yaptığımız, Türkiye-ABD-Irak arasındaki işbirliği çalışmaları, istihbarat çalışmalarında daha iyi gelişmeler olacak" diyen Arınç, öte yandan hükümet olarak terörle mücadelede, kitlelere yönelik olarak son 10 yıldır kültürel haklar, dil, temsil, seçme ve seçilme hakları konusunda düzenlemeler gerçekleştirdiklerini ve süreç içinde bu alanlarda yeni gelişmeler olabileceğini söyledi.

Arınç, "Biz halkımızın duygusuna, düşüncesine, inancına, kültürüne saygı duyacağız. Onun haklı olan taleplerini karşılamak zorundayız. TRT, 24 saat Kürtçe, Arapça yayın yapıyor, milyonlar tarafından izleniyor. 2009'dan önce TRT'nin Kürtçe yayın yapacağını düşünebilir miydiniz- 28 yerel radyoya 24 saat yayın yapma izni verdik. Çünkü biz onlarla birlikte Cumhuriyeti kurduk, onlarla birlikte Türkiye'yiz. Ama anadil derseniz, o hem fiilen, hem hukuken mümkün değil. Ama bu, tartışılabilir siyasi cenahta. 'Anadilde eğitim olmazsa herkesi öldürürüm' diyen anlayışa kimse eyvallah etmez." diye konuştu.

Arınç, PKK'nın, son dönemde saldırılarını AK Parti'ye yönlendirmesinin nedeninin de AK Parti'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki oy oranlarının yüzde 50'nin üzerinde olması ve oy oranlarını artırması olduğunu kaydetti.

-BDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması-

Bülent Arınç, BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili, Meclis'te 550 dosya bulunduğunu belirterek, bunların 450'sinin BDP'li milletvekillerine ait olduğuna işaret etti.

Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Her birinin en az 15 dosyası var. Çünkü her gün sokakta bunlar, her gün kavga ediyorlar, her gün otobüsün üzerinden Terörle Mücadele Kanunu'na göre suç işliyorlar, kimisi polis tokatlıyor, kimisi bayrak dedikleri o şeyi alıp bir yerlere götürüyor, bir propaganda, bir eylem beraberliği, işin içine bazen silah, yardım ve yataklık da girebiliyor. İddialar bu şekilde. Bugüne kadar dokunulmazlıklarını kaldırmak için bir girişimde bulunulmamış. CHP'li de, AK Partili de, BDP'li milletvekilleri de var.

Dosyaların yüzde 80'i onlara ait. Şu ana kadar bu son olaydan, daha kötü sayılabilecek fiilleri işleyenler de var. Niçin onlar hakkında dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme gelmedi diye dürüst şekilde sorgulama yapmak istiyorum. Demek ki bunun sonuçları siyasidir. Dolayısıyla siyasi sonuçlarını öngörerek dokunulmazlıkların kaldırılması yönüne gidilmemiş, bence de doğru olmuş. Ama şimdi bu olay hepimizi infiale sevk etti. Ben kendimi tutamadım, kürsüden ağır sözler söyledim, eminim ki 75 milyon insan da bunu lanetledi. Eylemden gelmiş eyleme giden, daha dün karakol basmış, daha dün kızlarımızı araba içinde kurşunlamış, daha dün Bingöl'de, Batman'da karnında yavru taşıyan bir kadını alçakça öldürmüş bu insanlarla kucaklaşabiliyorlar, bu insanlarla şapur şupur öpüşebiliyorlar. Bu suç ve suçluyu övme fiilinin ötesinde, adeta atılan bombalardan daha kötü sonuç doğuracak bir görüntü. Bunlarla ilgili infial içindeyiz. Ne diyoruz, 'Bunların dosyaları Meclis'e gelirse parlamento görevini yapacak.' Öncelikle iki süreç var. Öncelikle yargının fezleke tanzim ederek Meclis'ten talepte bulunması lazım. Eylem hangi suçu teşkil ediyor, yani yolda buluşmaları, konuşmaları propagandaya mı girer, aynı suçu işlemiş olma mıdır, daha başka bir şey midir- Onun tasnifini yargı yapacak. Savcı, eylemleri suç teşkil ediyorsa, fezleke diyoruz, aslında iddianame, var zaten 450 tane. Bunlar geldikten sonra anayasadaki karma komisyon toplanabilir, dokunulmazlıkların kaldırılmasına karar verebilir. İtiraz üzerine de dosyaları genel kurula gelir. Genel kuruldaki görüşmeler sonunda da dokunulmazlıklar kalkarsa kalkar, kalkmazsa kalkmaz. Şimdi böyle bir sürecin birincisinde bile değiliz. Savcılar tarafından Adalet Bakanlığı aracılığıyla bir fezleke gönderildiğini bilmiyorum. Siz de bilmediğinize göre henüz gönderilmemiş. Dolayısıyla şimdiden kaldıracağız diye ortaya çıkmak doğru değil. Zaten Başbakanımız da 'Parlamento gereğini yapar' diyor.

Peki kalkmalı mı- BDP'li milletvekilleri, normal diyeceğim de başka türlü anlaşılabilir, bildiğimiz milletvekillerinden değil, bunlar zaten bilerek suç işliyorlar, bilerek dokunulmazlıklarının kaldırılmasına, bilerek partilerini kapattırmaya gayret ediyorlar. Bundan öncekiler de böyleydi. Kapansın, kapansın, ateş devamlı yansın. Burada da aynı taktik var. Neden- Kitleleri tahrik etmenin, istikamet vermenin, 'Görüyor musun, bize hayat hakkı tanımıyorlar, partimizi kapatıyorlar, milletvekillerin dokunulmazlıklarını kaldırıp cezaevine atıyorlar, bunlar DEP'e de aynısını yapmışlardı, kafalarını bastırmışlar, arabanın içine sokmuşlardı' diyerek, kitleleri tahrik etmek isteyecekler. Dolayısıyla bu oyuna gelmemiz ne kadar doğru- Ben geleceği düşünüyorum. Çünkü bunlar siyaset yapmıyor, örgütle birlikte hareket ediyorsa, önümüz seçim, halk bunlar hakkında yine karar verecektir. Dolayısıyla örgütün de bu siyasi hareketin de zayıflamasının tek yolu sürekli yanlış yapmasıdır. Bunlar sürekli yanlış yapmaya devam ediyorlar, hem de büyüterek devam ediyorlar. Aklı başında olduğunu zannettiğimiz insanlar bile bunu büyüterek devam ediyorlar. 'Bizi kapatın, dokunulmazlığımızı kaldırın' diyorlar."

Arınç, bu amacı güdenlerin siyaset yapmasının engellenmemesi gerektiğini, siyaset mekanizmasının sürekli açık olması ve seçimlerin güvenlik içinde yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.

(Son)

Muhabir: Ferhat Demircan

Yayıncı: Erdem Gültekin - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel

Bülent Arınç Ak Parti Türkiye Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title