Haberler

Başbakan Erdoğan: Bu Yazıyı Yazanların Patronları, Acaba Bunları Kendi Gazetelerinde Nasıl...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da, TİKA tarafından tamamlanan ortak projelerin açılışında Köşe Yazarı Yılmaz Özdil'in Soma'daki faciayla ilgili değerlendirmelerini de eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da, TİKA tarafından tamamlanan ortak projelerin açılışında Köşe Yazarı Yılmaz Özdil'in Soma'daki faciayla ilgili değerlendirmelerini de eleştirdi. Başbakan Erdoğan, "İnsanlıktan nasibini almamış zerre kadar vicdanı olmayan ahlak değerleriyle yakından alakalı olmayan bazı tiplerde bizim mitinglerimize geldi diye, onlara bunlar müstahaktır diyecek kadar seviye kaybından mahrum olanlardır. Bakıyorsunuz, bir diğeri de kalkıyor, maalesef çok çok ahlaksızca bir ifadeyi kullanıyor. Şimdi ben soruyorum; bu yazıyı yazanların patronları, acaba bunları kendi gazetelerinde nasıl barındırıyor?" dedi.

Başbakan Erdoğan, ATO Congresium'da, TİKA tarafından tamamlanan ortak projeler "Ayrı Coğrafyalarda Aynı İmza" açılış töreninde konuştu. 19 Mayıs 1919 günü anlamlı bir günde 5 önemli projeyi 5 ülkeye kazandırdıklarını belirten Erdoğan, "Sadece Gazi Mustafa Kemal'in babasının evini yeniden ihya etmek değil bu 5 projenin 5'i de 19 Mayıs'ın ruhuna denk düşen projelerdir. Başta TİKA olmak üzere birçok Kuruluşumuzda gerçekleştirdiğimiz projeler doğrudan doğruya 19 Mayıs'ın ruhuyla örtüşür" ifadelerini kullandı.

-"İHTİYACI OLANA AYRIM YAPMAKSIZIN EL UZATMAK BİZİM MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZDÜR"-

1919'dan bugüne kadar devam eden sürecin ulusal sınırların içine hapis olunacak bir süreç olmadığını vurgulayan Erdoğan, "Bize çoğu zaman şunu anlattılar. Türkiye saldırıya maruz kaldı. Türkiye'nin toprakları işgal edildi. Tüm dünya Türkiye'nin aleyhine tavır takındı. Türkiye yalnız bırakıldı. Türkiye o zor süreçte asla yalnız değildi. Her zaman ifade ediyorum. 19 Mayıs 1919'un kapılarını aralayan Çanakkale zaferimizde Anadolu ve Trakya'nın evlatları kadar Makedonya'nın Bosna Hersek'in Filistin'in Suriye'nin Irak'ın evlatları da dedelerimizle birlikte şehit oldular. Ecdadımız bırakın sadece sel felaketlerini veya depremleri, bir yerde zulüm varsa oraya da uzandılar. Biz tarihimiz boyunca hele hele güçlü olduğumuz dönemlerde zayıflara, mazlumlara el uzattık. İhtiyacı olana ayrım yapmaksızın el uzatmak bizim milli kültürümüzdür" diye konuştu.

-"YILLIK YAPTIĞIMIZ YARDIM 2.5 MİLYAR DOLARI AŞTI"-

Türkiye'nin iktidara gelmeden önceki sürecinin çok farklı olduğunu dile getiren Erdoğan konuşmasında, şunları da aktardı:

"İktidara geldiğimizde Türkiye alan el konumundaydı. Büyüyen ekonomiyle birlikte artık veren el konumuna yükseldik. Yıllık yaptığımız yardım 2.5 milyar doları aştı. Kızılay, Yunus Emre Enstitüsü, Yurtdışı Türkler Başkanlığı gibi kurumlarımız dünyanın her yerine ulaşırken, TİKA ile her alanda dost ve kardeşlerimizin yanında olduk. Kazakistan'dan Makedonya'ya Pakistan'dan Gambiya'ya kadar birçok ülkede 148 okul inşa ettik. 32 ülkenin üniversiteleri ile işbirliği yaptık. 12 Türk Dili ve Edebiyatı bölümü ve 18'de merkez açtık. 5 kıtada 49 sağlık merkezi inşa ettik. Moğolistan'dan Etiyopya'ya kadar atayadigarı eserlere sahip çıktık. Su kuyuları açtık, tarımı destekledik, mesleki eğitim verdik."

-""SOMALİ'Yİ BIRAK SOMA'YA BAK' ŞEKLİNDE İNSAF VE DIŞI İFADELER DİLE GETİRİLDİ"-

Erdoğan, zaman zaman bizim yaptıkları uluslararası yardımların da eleştiri konusunu haline geldiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti:

"Bunu üzülerek ifade ediyorum, "Somali'yi bırak Soma'ya bak' şeklinde insaf ve dışı ifadeler dile getirildi. Acımız daah çok sıcakken yaralarımız tazeyken bu eleştiriler üzerinde durmayacağım. Ama şunu ifade etmek durumundayım; biz Allah'ın izniyle, Soma'ya da ulaştık ve oradaki yaraları sardık, saracağız. Ama Somali'ye de ulaşacak güçte bir devletiz artık. Biz 2002 ve öncesi Türkiye değiliz artık. Bingöl depremi oldu. En hızlı şekilde tüm imkanlarımızla ulaştık. Bir yılda yeni Bingöl inşa ettik. Eser orada. Arzu edenler orada gider gezer görür. Öyle lafla değil. İlgili bakanlarım, şahsım hepimiz orada yerimizi aldık saat içerisinde orada yerimizi aldık. Yapılanları orada sürdürdük. Kütahya Simav'da deprem oldu. 1 yılda Simav'ı yeniden inşa ettik. Şimdi Simav'ı tanıyamazsınız. Arkadan büyük bir felaket. Van depremi. Orada da yeni bir Van inşa ettik. Katrilyon harcadık bu depremde. Bizden öncekiler gibi deprem felaketinin altında kalan bir iktidar olmadık biz. Bizden öncekiler depremden sonra iktidarı bırakıp kaçtılar. Ama biz tam aksine orada daha modern bir şehir nasıl inşa ederiz onun gayreti içinde olduk. Şimdide Soma'da biz 371 kardeşimizin tüm ailelerini mağdur etmeyecek şekilde her türlü tedbiri aldık. İstismara fırsat vermeyecek şekilde bu konuda AFAD şuanda devreye girdi. AFAD hesap açtı. Kimse oyuna gelmesin. Herhangi bir yarım yapacak varsa o yardımı olacaklar AFAD'da ki bu özel hesaba yatırsın. Gerekeni onlar yapmıştır. AFAD'ı biz bunun için kurduk. Şu anda Bosna - Hersek'te, Sırbistan varız."

-"SEN BİR PATRON OLARAK, SEN DE AYNI ZİHNİYETİN MENSUBUSUN"-

Erdoğan, konuşmasında Köşe Yazarı Yılmaz Özdil'in Soma'daki faciayla ilgili değerlendirmelerini de eleştirdi. "Şimdi ben soruyorum; bu yazıyı yazanların patronları, acaba bunları kendi gazetelerinde nasıl barındırıyor?" diye soran Erdoğan şöyle devam etti:

"İnsanlıktan nasibini almamış zerre kadar vicdanı olmayan ahlak değerleriyle yakından alakalı olmayan bazı tiplerde bizim mitinglerimize geldi diye, onlara bunlar müstahaktır diyecek kadar seviye kaybından mahrum olanlardır. Bakıyorsunuz, bir diğeri de kalkıyor, maalesef çok çok ahlaksızca bir ifadeyi kullanıyor. Diyorum ki, sen bir patron olarak, sen de aynı zihniyetin mensubusun. Bunları hala kapıya koyamıyorsan, sen de aynı zihniyetin mensubusun; çünkü bunlar benim o şehit vatandaşlarıma "Bu ölüme müstahaktır' deme hakkına sahip değildir, bunu diyemezsin. Bunlar ne gazidir, ne şehittir, nokta nokta Niyazi'dir diyenleri yanında barındıranlar, bunu söyleme hakkına sahip değildir. Onu barındıranlar da aynı şeyi düşünüyor demektir. Zaman zaman bir yerlere gelip de bazı eylemlerde bulunanlar, önce bu ifadeyi kullananlara karşı tavırlarını koysunlar da samimiyetlerini görelim. Hem içeride hem dışarıda, ulaşabildiğimiz her yere vicdanın, insanlığın, insani değerlerin gerektirdiği tavrı göstermeyi sürdüreceğiz. Az önce herhalde bir dil sürçmesiyle 371 ifadesini kullanmışım, 301. acının rengi, ırkı, dili, dini yoktur. En yakınımızdan en uzağa kadar, ulaşabildiğimiz her yere Baştan beri neler söylediler ya. Dediler ki, bu patron AK Partilidir. İlk defa o gün orada gördüm. Bugüne kadar kendisiyle hiç görüşmüş değilim, tanımam, bilmem. Bu holdingin sahibi kimdir, bilmem, tanımam. Bu müfteriler, bu ülkede benim milletimden bu iftiralarla bir şeyler sağlayacaklarını zannediyorlar. Sağlayamazsınız. Benim milletim müfterileri çok iyi tanır. Utanmadan, sıkılmadan "Yandaşlarına orayı peşkeş çekti' diyecek kadar alçaldılar. Bunlar ne derse desin; biz ellerini Allah'a açıp tüm şehitlerimize Fatihalar gönderenlere, Kur'an kurslarındaki yavrularımıza, onlara "Allah razı olsun' diyorum; çünkü onlar bu milletin vicdanından çıkan sese rehberlik ettiler. Onlar diğerlerinin düştüğü seviyeye düşmediler, onlar tam aksini yaptılar. Bir şehit neyi beklerse, onu yaptılar. Onun için ben özellikle o yavrularımıza çok teşekkür ediyorum."

Kaynak: ANKA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Yılmaz Özdil Makedonya Türkiye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

title