Davutoğlu'ndan Parti Liderlerine 'Suruç' Çağrısı

Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki patlamanın ardından Ankara'ya gelen Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çankaya köşkünde sürpriz bir toplantı düzenledi.

Türkiye'yi yasa boğan saldırıda ilk bulguların IŞİD'i işaret ettiğine vurgu yapan Davutoğlu, "Bu saldırının hedefi Türkiye'dir, Türk demokrasisidir diyorsak, şimdi dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım. Gün bugündür" dedi.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları;

"Son derece acı iki terör saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza ve askerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine taziyelerimi iletiyorum. Saldırıda 30 vatandaşımızı kaybettik. 104 yaralımız var.

"YARALILARDAN 31'İ TEDAVİ EDİLDİ"

Yaralılardan 31'i tabur edildi. 10'u ameliyat halinde. 9'u yoğun bakımda. Olay duyulur duyulmaz Başbakanlık'ta bir kriz masası oluşturuldu. 3 bakanımız olay yerine intikal ettiler. İncelemeler yapıyorlar. Her türlü soruşturma açıldı.

"BÜYÜK İHTİMALLE CANLI BOMBA OLAYI GERÇEKLEŞTİ"

Büyük ihtimalle canlı bomba olayı gerçekleşti. Bu saldırı Türkiye'nin refahı ve demokrasisine karşı işlenmiştir. Kim, nerede yapmış olursa olsun amacı ne olursa olsun terörün tümüne karşı ortak tavır almanın zamanıdır. Bu saldırı karşısında herkes sorumlu bir tavır almalı.

PARTİ LİDERLERİNE ÇAĞRI

Buradan bütün partilere çağrıda bulunuyorum. Dört partiye de. Hatırlarsanız bundan birkaç gün önce, ilk tur görüşmelerinden sonra yaptığım çağrıda, teröre karşı ortak bir deklarasyona çağrı atalım diye çağrıda bulunmuştu. Ama yüreğimizden gelen ses bunu söylüyordu. Aslında yıllardır bu böyle. Şimdi bu noktada, eğer dört partinin genel başkanları olarak, Türkiye 7 Haziran'dan sonra bir çok gerilim bekleyenlerin aksine tam bir siyasi olgunlukla yürüttüğümüz temaslardaki misafirperverlik için tekrar teşekkür ediyorum. Bu saldırının hedefi Türkiye'dir, Türk demokrasisidir diyorsak, şimdi dört genel başkanın da bir araya gelerek ortak deklarasyona imza atmamız lazım. Ben bunu yapmaya hazırım. Gün bugündür.

MEDYAYA ÇAĞRI

Basın özgürlüğü esastır. Haber alma özgürlüğü kutsaldır. Ama tam da böyle kritik günlerde, rahmetli başsavcımızın şehit edildiği günde yaptığım çağrıyı yapmak istiyorum. Bütün özgürlükler önemlidir, ama en büyüğü hayat özgürlüğüdür. Bu yaşama özgürlüğüne karşı tavır sergilendiği zaman medyamızın hep beraber bu tavra karşı ortak bir duyarlılık şekilde davranması, panik havasına katkıda bulunulmaması medyanın da sorumluluğudur. Bütün medya kuruluşlarımıza çağrıda bulunuyorum, gün bugündür. Hepimizin insan canını hayatı koruma yönünde buna kast edenlere karşı ortak tavır alma yönünde, medyamıza inancım tamdır.

"İLK BULGULAR DEAŞ'I İŞARET EDİYOR"

İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ'ı işaret eder nitelikte. Millet olarak sağduyuyu muhafaza ediniz. Ülkemizin geleceği konusunda son derece duyarlı siyasi kadrolar var. Her türlü tedbir alınacaktır. Sorumlular bulunacaktır. İstismarlara mahal vermeyiniz.

"DEAŞ, TÜRKİYE'Yİ DE TEHDİT EDEN BİR ÖRGÜTTÜR"

Gerek ak parti, gerek hükümetimizi DEAŞ'ı desteklemekle suçlayanlara, sanal kampanya yürütenlere sesleniyorum. 10 Ekim 2013 daha DEAŞ yeni yeni oluşma sürecindeyken, Türkiye DEAŞ'ı terör örgütü ilan etmiştir. Burada da bu soruşturma devam edecek. İlk bulgular canlı bomba ve DEAŞ'ı işaret eder nihayette ama soruşturma tamamlanmadan hüküm vermek zordur. Ama DEAŞ'a dönük olarak şu ana kadar, destek gibi son derece anlamsız ve son derece tehlikeli bir yalanı iftirayı atarak halkımızı kışkırtmak isteyenlere şunu söylüyorum. DEAŞ sadece Suriye'ye değil, Türkiye'ye de tehdit oluşturan bir örgüttür.

"GEREKLİ TEDBİRLER ALINDI"

Türkiye gerekli tedbirleri almıştır, almaya da devam edecektir. Halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler, provakatif haberlerle yeni çatışmalara sürüklemek isteyenler, aslında bu terör örgütüyle iş birliği yapan çevrelerdedir. Bu terör örgütü de kaos çıkarmak istiyor. Etnik çatışmayı körüklemek istiyor. Şimdi hepimizin, sorumlu olan herkesin göstermesi gereken tavır birlik beraberlik tavrıdır. AK Parti hükümetleri, hiçbir zaman terör örgütüne destek olmadığı gibi müsamahakâr da davranmamıştır. Hele hele yüce dinimizin bu kritik dönemde ismini lekeleyen örgütlerle mücadelemiz olmuştur, olacaktır.

"HALKIMIZI SOKAĞA ÇIKMAYA DAVET EDENLER..."

Halkımızı sokağa çıkmaya davet edenler, halkımızı provokatif haberlerle yeni çatışmalara sürüklemek isteyenler, bu terör örgütüyle işbirliği yapan çevrelerdir."

SORU-CEVAP

-Saldırganın kimliği tespit edilemedi.

- Olayda bir güvenlik ihmali söz konusu ise gereği yapılır.

- Olaydan hemen sonra saldırganlardan çok hükümeti ve AK Parti'yi suçlamak sorumsuzluktur. Partimize ve hükümetimize yapılan ithamlar gerçek dışıdır. DEAŞ herkesten daha çok, Türkiye'ye dönük bir tehdit odağı oluşturmaktadır.

- Başta DAEŞ olmak üzere bu saldırıların müsebbibi, ihtimalleri içinde kim varsa hepsine dönük de gerekli tedbirleri almaya hazırız. Açıklamanın ikinci boyutu daha da vahimdir. Türkiye'de özel güvenlik diye bir husus yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün sınırları içinde her bir santimetrekaresinde güvenliği, meşru güvenlik birimleri sağlar ve meşru güvenlik birimlerinden kim kendisinden menkul bir tedbir almaya kalkarsa veya kendisinden menkul bir tutum sergilemeye kalkarsa güvenlik birimlerimiz gerekli tedbirleri almaya kalkar.

- HDP yetkilileri Suruç'ta gösterdiği tavrı Adıyaman'da da göstermelidir. Bir daha 6-7 Ekim olayları gibi olayların yaşanmasına izin vermeyiz. Türkiye ne Suriye ne Ukrayna ne de başka bir ülkedir.

-Sınırda alınan tedbirler artırılarak sürdürülecek. Kamu düzenini ve demokrasimizi koruyacağız. Gün birbirimize itham etme günü değil, omuz omuza verme günüdür.

KURTULMUŞ: ÖLÜ SAYISI 31'E YÜKSELDİ

Davutoğlu'nun bu konuşması sonrası, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş akşam saatlerinde saldırıda hayatını kaybedenlerin sayısının 31'e yükseldiği açıkladı.