Haberler

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"(AYM'nin TİB'in yetkisini iptal kararı) TİB'in böyle bir müdahale yetkisi almasına karşı çıkışa ben iki sebeple karşı eleştiri getiririm. Birincisi ya uygulamadaki gecikme başka bir insanın özgürlük alanını yok ederse hatta güvenliğini tehdit ederse bunun sorumlusu kim olacak?

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Başbakanlık Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) torba yasayla elde ettiği 4 saat içinde internet sitesini kapatma yetkisini iptal etmesine ilişkin, "TİB'in böyle bir müdahale yetkisi almasına karşı çıkışa ben iki sebeple karşı eleştiri getiririm. Birincisi ya uygulamadaki gecikme başka bir insanın özgürlük alanını yok ederse hatta güvenliğini tehdit ederse bunun sorumlusu kim olacak?" dedi.

Davutoğlu, A Haber-ATV ortak canlı yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Bugün gelinen noktada ABD ve koalisyondaki İngiltere gibi ülkelerin IŞİD'e yaklaşımının değişip değişmediğinin sorulması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

"Bir sene öncesinde gündemlerine bile almamaya çalışıyorlardı. Koalisyon fikri kimyasal silah kullanıldıktan sonra ortaya çıktı, sonra ondan da rücu ettiler. Çünkü orada öldürülenler malum sıradan Suriyelilerdi ama son zamanda özellikle son birkaç aydır IŞİD'in ortaya çıkması, Musul'u ele geçirmesinden sonra döndüler. Burada kritik eşik şuydu; kolay gelinmiyor bu yola. Uzun bir süre IŞİD'e karşı operasyonun Irak'ta olmasını arzu ettiler. Hatta bazı ülkeler, Rusya da İngiltere de 'sadece Irak'taki operasyona katılırız' dediler. Biz ise ısrarla şu tezi savunduk; 'Bir mücadele yürüyecekse istikrar Irak ve Suriye'de birlikte olmalı, yoksa Irak'ta yaptığınız baskı bütün o unsurların Suriye'ye girmesine yol açar. Suriye de doğrudan bizi sınırımıza gelir. Dolayısıyla kaynak hep beraber ele alınmadan çözümler krizi çözmüyor tam tersine daha derinleştiriyor. Bunu anlattık ve sonra bu noktaya gelindi."

Suriye rejiminin işbirliği yapılması gerektiğini savunan ülkelerin de ortaya çıktığına işaret eden Davutoğlu, buna karşı Türkiye'nin, Suriye rejimiyle yapılacak her türlü işbirliğinin IŞİD'i güçlendireceğini belirttiğini anımsattı.

Davutoğlu, Suriye rejimiyle yapılacak her operasyonun bölgedeki 25 milyon Sünni'nin kendilerine karşı bir saldırı olarak algılanacağını bildirdi.

Bunun, Sünnilerin daha da radikalleşmesi anlamına geleceğini kaydeden Davutoğlu, "Bütün IŞİD militanı misliyle artar ve birçok Arap ülkesinde de bunun Sünnilere karşı toplu bir hareket olduğu fikri ortaya çıkar, koalisyon da meşruiyetini kaybeder" ifadesini kullandı.

-"Bu söz tamamıyla efsanedir"-

Davutoğlu, "Suriye'de olaylar başlandığında Esed'in iki hafta içinde gideceğini söylediği" iddiasının hatırlatılması üzerine ise "Hiç demedim. Bu söz tamamıyla efsanedir" dedi.

Bu sözü 2012 yılının Ekim ayında söylediğini, o dönemde, Esed'in atadığı başbakanın Suriye'den kaçtığını, muhalefetin cumhurbaşkanlığı sarayına kadar yaklaştığını, Halep ve Musul'un da düşme noktasına geldiğini anımsatan Davutoğlu, bu konjonktürde eğer uluslararası destek olsaydı durumun değişeceğini söyledi.

-"Bunun sorumlusu kim olacak?"-

Davutoğlu, Anayasa Mahkemesi'nin bugünkü 4 iptal ve 2 yürütmeyi durdurma kararına ilişkin ise gerekçeli kararın bütününü okumadan bir hüküm vermek istemediğini ancak yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili olarak ilk intibasını açık yüreklilikle paylaşmak istediğini bildirdi.

TİB'in torba yasayla elde ettiği yetkinin iptali hakkında ise Davutoğlu, şunları dile getirdi:

"Hepimizin çok açık yüreklilikle tartışması lazım. Hepimiz fikir özgürlüğünü savunuruz, bunun hiç tartışılır bir tarafı yok. 4 yıl köşe yazmış biri olarak benim için gazeteci özgürdür ki 28 Şubat şartlarında yazdığımız bazı yazılar için rektörün aranıp, 'yazmayı bıraksın' dendiği durumlar da oldu. Bunları hep savunuruz, iletişim özgürlüğü de önemli. Ama her özgürlüğün bir ahlaki çerçevesi, etik boyutu var. O prensiplere uyulmadığı zaman birileri için özgürlük denilen alan başkalarının güvenliğini de özgürlüğünü de tehdit edebiliyor. Burada TİB'in böyle bir müdahale yetkisi almasına karşı çıkışa ben iki sebeple karşı eleştiri getiririm. Birincisi ya uygulamadaki gecikme başka bir insanın özgürlük alanını yok ederse hatta güvenliğini tehdit ederse bunun sorumlusu kim olacak?"

-"Herkesin kendisini benim yerime koymasını rica ediyorum"-

"AYM'nin böyle bir durumda benim ve ailemin hakkını nasıl koruyacağını merak ediyorum" diyen Davutoğlu, geçen yıl Gezi Parkı olayları sırasında yaşadığı bir olayı paylaştı.

Davutoğlu, Kuzey Afrika'dayken, eşi ameliyatta, bir kızı yurtdışında, diğeri İstanbul dışında, diğer iki küçük kızının ise evde yalnız olduğu sırada atılan bir tweette, "Şu anda Davutoğlu'nun evine saldırmak üzereyiz, herkesi oraya çağırıyoruz" diyerek evinin adresinin verildiğini anlattı.

Büyük endişeye kapıldıklarını belirten Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dışişleri bakanı olarak, devlet yetkilisi olarak değil, hiç bu vasıflarla söylemiyorum, herkesin kendisini benim yerime koymasını rica ediyorum. Bir vandallar grubu eve doğru harekete geçmek için Twitter'ı kullanıyor. Peki burada TİB'in böyle bir tweeti görüp bunu durdurması mı insan haklarına daha saygılıdır yoksa 'ben bir mahkemeye gideyim, mahkeme de karar alsın sonra bir bakayım' demesi mi özgürlüklere saygıdır? Eğer durdurulmamış olsa böyle bir saldırı gerçekleşse ve bir zarar ortaya çıksa bunun hesabını kim verecek? Özgürlükler konusunda kahramanlık yapmak çok kolaydır ama AYM'nin her vatandaşın hukukunu gözetecek çözümler de üretmesi lazım."

- Ankara

Kaynak: AA / Politika

Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı Anayasa Mahkemesi Ahmet Davutoğlu Suriye Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title