TÜM KATEGORİLER
Baro: Tekinalp'in Cinayeti 1990'lı Yıllardaki Gibi
Şanlıurfa Baro Başkanı Delebe, öldürülen baro üyesi Fikret Tekinalp'in babası Salih Tekinalp'ın öldürülmesinin 90'lı yılları hatırlattığını söyledi.
Geçtiğimiz 18 ekimde Şanlıurfa Barosuna kayıtlı Avukat Fikret Tekinalp'in babası Salih Tekinalp ve ağabeyi Sinan Tekinalp Suruç'ta araçla seyir halindeyken silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen olayın failleri henüz yakalanamadı.
Şanlıurfa Barosu da bu olayla ilgili basın açıklaması yaparak faillerin bir an evvel yakalanmasını talep etti. Şanlıurfa Adalet Sarayı önünde baro üyeleriyle basın açıklaması yapan Şanlıurfa Baro Başkanı Avukat Hikmet Delebe, yaşanan olayın 1990'lı yıllarda işlenen cinayetlere benzediğini belirtti.
Delebe, "Kamuoyunun da yakından bildiği üzere; 19 Ekim 2014 tarihinde, meslektaşımız ve baromuz üyesi Av. Fikret Tekinalp'ın babası Salih Tekinalp ile ağabeyi Sinan Tekinalp ilimiz Suruç ilçesi 11 Nisan (Aligor) Mahallesinde güpegündüz katledilmişlerdir. Hunharca ve profesyonelce işlenen bu menfur cinayetler, kamuoyunun vicdanını derinden yaralamıştır.Yine pek çok kişinin bildiği gibi bundan birkaç ay önce meslektaşımızın babası Salih Tekinalp suikasta uğramış ancak bu suikasttan sağ olarak kurtulmuştur. Şayet bahsi geçen bu suikast titiz ve ciddi bir çalışma ile aydınlatılabilseydi yani failler tespit edilip yakalanabilseydi, belki de meslektaşımızın babası ve ağabeyi şu an hayatta olurlardı" dedi.
OLAYDAKİ SORU İŞARETLERİ
Olayın yaşandığı dönemde Kobani olaylarından dolayı sıkı güvenlik önlemlerinin alındığını kaydeden Debele, suikastın giriş ve çıkış kontrolünün sağlandığı bir yerde meydana gelmesine dikkat çekti.
Delebe, "İki kişinin hayatını kaybettiği bu olayın; 1990'lı yıllarda yaşanan cinayetler gibi, derin ve karanlık boyutunun bulunduğuna kuşku yoktur. Kobani olaylarından dolayı güvenlik tedbirlerinin had safhada olduğu, mahalleye ve ilçeye giriş ve çıkışların kontrollü olarak sağlandığı çok işlek bir noktada ve gündüz vakti işlenen bu cinayetlerin etkili bir soruşturma ile aydınlanacağına olan inancımız tamdır.Yaşama hakkı, gerek yerel ve gerekse evrensel hukuk normlarında öncelikli olarak korunan ve güvence altına alınan en temel insan hakkıdır. Her devlet de kendi yurttaşının yaşama hakkını güvence altına almak ve korumakla yükümlüdür. Şanlıurfa Barosu olarak biz bu cinayetlerin aydınlatılmamasını çok ciddi bir insan hakkı ihlali olarak görmekteyiz" diye konuştu.
'OLAYIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
"Meslektaşımızın ve ailesinin acısını yürekten hissediyor ve paylaşıyoruz" diyen Delebe, şunları kaydetti: "Faillerin bir an önce yakalanıp adalete teslim edilmesini istiyoruz. Cinayetlerin aydınlatılması meslektaşımız ve ailesinin acısını bir nebze olsun hafifletecek ve derinden yaralanan kamuoyunun vicdanını kısmen de olsa rahatlatacaktır.Hiç şüphe yok ki; bir hukuk kurumu ve aynı zamanda insan hakları savunucusu olan baromuz, cinayetlerin aydınlatılması için elinden gelen bütün gayreti gösterecektir. Olayın yakın takipçisi olacak, faillerin bulunup yakalanması ve adaletin tecellisi için gerekli bütün icraatları kararlılıkla yürütecektir." Adalet Sarayı önünde yapılan basın açıklamasının ardından baro başkanı ve üyeleri sessizce dağıldı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)
