Barışın Hüküm Sürdüğü Bir Dünya Mümkün
HDP Merkez Yürütme Kurulu, savaşın, şiddetin, ırkçılığın, ayrımcılığın, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin dünyasına karşı, barışın hüküm sürdüğü, farklı halkların ve inançların eşit ve demokratik bir ortamda yaşadıkları bir dünyanın mümkün olduğunu vurguladı.
HDP Merkez Yürütme Kurulu, savaşın, şiddetin, ırkçılığın, ayrımcılığın, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin dünyasına karşı, barışın hüküm sürdüğü, farklı halkların ve inançların eşit ve demokratik bir ortamda yaşadıkları bir dünyanın mümkün olduğunu vurguladı.
HDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Mesajda, şiddet ve savaş ortamı içinde 1 Eylül Dünya Barış Günü'ne girildiğini, Irak, Suriye ve Filistin'de yaşayan insanların uzun süredir yoğun saldırılarla karşı karşıya olunduğu belirtildi.
Savaşın, şiddetin, ırkçılığın, ayrımcılığın, eşitsizliklerin ve adaletsizliklerin dünyasına karşı, barışın hüküm sürdüğü, farklı halkların ve inançların eşit ve demokratik bir ortamda yaşadıkları bir dünyanın mümkün olduğunu vurgulanan mesajda, "Çocukların ve gençlerin ölmediği, kadınların şiddetin her türüne maruz kalarak mağdur olmadığı, katliamların yaşanmadığı, kimsenin yerinden yurdundan göç etmek zorunda bırakılmadığı, ırkçı politikalara geçit verilmediği bir dünya, bölge ve ülke için mücadelemizi sürdürüyoruz" denildi.
-"ŞENGAL'DEKİ KATLİAMA SEYİRCİ KALMAMALI"-
bARIŞ gününde, Ortadoğu'nun talan edilmesine, farklı kültürlerin yok edilmesine göz yummamak, sessiz kalmamak amacına vurgu yapan HDP şu çağrıları yaptı:
"-Uluslararası kamuoyu Şengal'deki katliama seyirci kalmamalı, heyetler göndererek insanların yaşadığı ağır sonuçların ve yaralarının sarılmasına derhal yardımcı olmalıdır.
-Rojava'da farklı halkların ve inançların bir arada, demokratik ve eşit bir şekilde yaşamasını sağlayan bölgesel yönetimler tanınmalı ve desteklenmelidir. Bu demokratik model sadece Suriye için değil, farklılıklar mozaiği olan bütün Ortadoğu için bir örnek olarak değerlendirilmelidir.
-Şengal'den Gazze'ye, Ninova'dan Rojava'ya kadar katliamlar ve saldırılar karşısında demokrasi ve barış güçleri el ele vermeli ve insanlık dramının yaşanmasına son vermek için ortak mücadele etmelidir.
-AKP Hükümeti, IŞİD katillerine açık ve örtülü yardım, lojistik ve manevi destek vermemeli; Rojava'ya sınır ambargosu uygulamamalı, sınırların her türlü insani yardım için kullanılmasını sağlamalıdır.
Siyasi iktidar, sığınmacıların koşullarının iyileştirilmesi çabalarını artırmalı, Suriyeli sığınmacılarla Türkiye halklarının karşı karşıya gelmelerini engellemek için her türlü insani ortamı sağlamalıdır. AKP Hükümeti, İsrail'in Gazze'de Filistinlilere uyguladığı katliam karşısında, bu saldırgan devlet ile olan bütün askeri anlaşmaları iptal etmelidir.
-Türkiye'de iç barışın sağlanması en az dış barış kadar önemlidir. Kürt halkının barış talebi karşısında hükümet daha fazla ayak sürümemeli, vakit kaybedilmemelidir. Siyasi iktidar, Türkiye'deki çözüm ve barış sürecinde somut sonuçlara ulaşılabilmesi için her türlü yasal ve fiili düzenlemenin yapılması, Kürt halkının demokratik, haklı ve meşru taleplerinin karşılanması için hızla adım atmalıdır."
HDP, Türkiye'de ve bölgede barışı kurmanın ve demokratik çözümü sağlamanın takipçisi olacaklarını, farklı halklar ve inançlar arasında barış, eşitlik ve demokrasiyi elde etme mücadelesini 1 Eylül'de de pekiştirerek sürdüreceklerini belirtti.