Haberler

Barış İçin Yürüdüler

Güncelleme:

Urfa Emek ve Demokrasi Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yürüyüş düzenledi.

Şanlıurfa'da aralarında birçok sivil toplum kuruluşunun bulunduğu Urfa Emek ve Demokrasi Platformu 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yürüyüş düzenledi. Düzenlenen yürüyüş sonunda yapılan basın açıklamasında çatışmaların bir an önce durması çağrısı yapıldı.

'Urfa Barış İstiyor' pankartı ile yürüyen grup slogan atmayacaklarını açıkladı. Yürüyüşe Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Dilek Öcalan'da katıldı.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı yürüyüşte sadece alkış çalarak yürüyen grup Ahmet Bahçıvan İş Merkezi önünde basın açıklaması yaptı.

Grup adına basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa Temsilciliği Eş Başkanı Atilla Yazar yaptı. 1 Eylül Dünya Barış Günü'nde Türkiye ve Ortadoğu'da barış mücadelesinin devam ettiğini söyleyen Yazar, "Birinci Paylaşım Savaşından sonra İkinci Dünya Savaşına kadar bütün dünyada çatışmazlık yaşanırken 1939 yılında Hitler, Almanya'sının Polonya'ya saldırmasıyla birlikte 6 yıllık süreçte 52 milyon insan yaşamını yitirmiştir. Daha sonra Batı diye tabir edilen kendi içerisinde barışını tesisi etmişken Ortadoğu ülkeleri Birinci Paylaşımdan bugüne çatışmasız tek bir gün görmemiştir. Özellikle Saddam'ın Kuveyt'i işgaliyle bitlikte ABD'nin bölgeye hakimiyet kurmaya başlaması Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan yani İslam coğrafyasını kan gölüne çevirmiştir" ifadelerini kulllandı.

'90'LARDAKİ SAVAŞ YÜRÜTÜLÜYOR'

Çözüm Sürecine ve Dolmabahçe Mutabakatına değinen Yazar şunları kaydetti: "Ülkemizde ise Abdullah Öcalan ve devlet yetkililerinin anlaşmasıyla başlayan çatışmasızlık sureci 2013 Newrozu'ndaki çağrıyla birlikte barışa evirilmiştir. Bölge ve Türkiye halklarında büyük bir sevinçle, karşılanan bu süreç Dolmabahçe'deki protokolle müzakereye dönüşme umudu taşımaktaydı. Bu süreç içerisinde bölgemizde insan hak ihlalleri azalmış sosyal hayat normale dönmeye başlamıştı. Cumhurbaşkanının 'Dolmabahçe protokolünü tanımıyorum, barış masası diye bir masa yok.' demesiyle birlikte tekrar çatışma sürecinin başlayacağı kaygısı yer almaya başladı. 7 Haziran seçimlerinden sonra beklenilen sonucun elde edilememesi ve özellikle bayram namazından çıkan Cumhurbaşkanının savaş dilini kullanması, Telabyad'ın İŞİD güçlerinden PYD güçlerine geçmesi 20 Temmuzda Kobani inşasına katkı sunmak isteyen sosyalist gençlik federasyonuna bağlı gençlere karşı yapılan bombalı saldırıda 33 gencin hayatım yitirmesi, Ceylanpınar'da iki polisin yaşamını yitirmesi medya savunma alanlarının bombalanmasıyla savaş başlamış oldu.Hükümetin iç güvenlik yasasına dayanarak başlatmış olduğu operasyonlarda 21 Temmuz-31 ağustos tarihleri arasında 97 güvenlik görevlisi, 47 gerilla 54 sivilin yaşamını yitirmesiyle ve savaş halen devam ediyor. Can kayıplarının daha da artmasında endişe duymaktayız. O tarihten beri 136 İŞİD üyesi, 22 paralel yapı üyesi 2 bin 386 kişiyse KCK üyesi olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınanlardan 33 kişi İŞİD 4 kışı paralel örgüt ve 301 kişi de KCK'lı olduktan iddiasıyla tutuklanmıştır. Bir yandan sokağa çıkma yasakları bir yandan belirlenen güvenlik bölgeleri bir yandan da çocukların, sağlık görevlilerinin, kadınların güpegündüz katledilmesini içeren bugünkü uygulamalar 1980'deki ihtilal ve 90'lardaki bütün savaş konseptlerinin toplamı olarak yürütüldüğü Varto'da, Silvan'da Lice'de, Yüksekova'da ve bölgenin bütün illerinde görmekteyiz.

'SAVAŞI ANALAR DURDURUR'

Biz insan hakları savunucuları olarak yaşadığımız ülkede, insan hakları evrensel bildirgesinin tüm ilkelerinin hakim olmasını istiyoruz. En kötü barışın, en haklı savaştan daha değerli olduğuna inanıyoruz. Savaşlar yıkını, olum demektir. Bu yıkım ve ölümlerin durması için Avrupa yerel yönetim şartlarının uygulanması, Kürt kültürünün önündeki engellerinin kaldırılması elzemdir. Oğlu şehit düşünce en çok üzülen kadındır. Fiziksel gücünü geliştirerek savaşa karşı durup insanlığı koruyan kadındır. Tarihte de bilinir ki kadının yer aldığı müzakere masasında sorunlar daha kolay çözülür. Şunu biliyoruz ki Rusya ve Çeçenistan arasındaki savaşı durduran analardır. Asker, polis ve gerilla annelerine sesleniyoruz gelin hep birlikte el ele verip bu savaşı durdurun. Taraflara çağrımızdır, ellerinizi tetikten çekip Dolmabahçe'deki protokole derhal dönün, daha fazla yıkım daha fazla kan dökülmeden barışı sağlayın. Yarın değil bugün, birazdan değil hemen şimdi sloganıyla barış istiyoruz."

Grup basın açıklamasının ardından beş dakikalık oturma eylemi yaptı. Oturma eylemi sırasında İHD Temsilcisi Atilla Yazar, kendilerinin barış çağrısı yaptıkları sırada çatılarda ve yüksek noktalarda keskin nişancılarının olmasını kınadı. Grup oturma eyleminin ardından dağıldı.
(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci / Güncel

Dünya Barış Günü Türkiye Yerel Güncel Haberler

title