Arap-Türk Ekonomi Diyaloğu Toplantısı
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, "Düzenlemelerin nasıl şekilleneceğini öngöremiyoruz.
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, "Düzenlemelerin nasıl şekilleneceğini öngöremiyoruz. Şu ana kadar anladığımız, risklerin yönetiminde çok dikkatli olunması ve daha yüksek sermaye gerekliliğinin istendiğidir. Beklentimiz büyüme ve finansal sektörde düzenleme arasındaki dengenin sağlıklı olarak kurulmasıdır" dedi.
Arap Bankalar Birliği ve Türkiye Bankalar Birliği işbirliğinde düzenlenen 5. Arap - Türk Ekonomi Diyaloğu Toplantısı'nda konuşan Aydın, küresel ekonomide toparlanmanın gecikmesiyle büyümenin hızlandırılması ve uluslararası ticaret hacminin artırılması için gerekli istikrar ve güven tesis eden bir ortamın oluşamadığını söyledi.
Bu durumun sermaye birikiminin düşük, finansal kaynakların sınırlı, işsizliğin yüksek olduğu gelişmekte olan ülkelerin büyümelerini ve kalkınmalarını olumsuz etkilemeye devam ettiğine dikkati çeken Aydın, "Büyümelerini ihracata dayalı sürdürmekte zorlanan ülkelerde yatırımlar ve refah artışı yavaşlamakta, destekleyici bir ortam olmadığı için de ekonomik ve siyasi reformlar gecikmektedir" dedi.
Büyümeyi sınırlandıran diğer önemli faktörün uluslararası finansal sistemde düzenleme ve denetimler konusunda süregelen çalışmalar olduğunu dile getiren Aydın, şöyle konuştu:
"Düzenlemelerin nasıl şekilleneceğini öngöremiyoruz. Şu ana kadar anladığımız, risklerin yönetiminde çok dikkatli olunması ve daha yüksek sermaye gerekliliğinin istendiğidir. Beklentimiz büyüme ve finansal sektörde düzenleme arasındaki dengenin sağlıklı olarak kurulmasıdır. Dikkat edilmesi gereken ana husus finansal sektörün makul riskleri almasını sınırlandıran her yaklaşımın büyümeyi daha da geciktireceğidir.
Belirsizlik ve risk dönemlerinde finansal kurumlardan daha fazla sermaye koymalarını beklemek aslında yeni risk almayın, yeni kredi vermeyin demektir. Oysa, finansal sektörde düzenleme ve denetim alanındaki değişiklerin faydalı olması için büyümeyi kısa sürede desteklemesi, bu sayede girişimcilerin geleceğe ilişkin beklentilerinin iyileşmesi, sermayelerini güçlendirecek kadar kar etmeleri gerekir. Gelişmiş ülkeler servet birikimleri sayesinde, düzenleme ve denetimde uzlaşıyı buluncaya kadar bir süre büyümeden de idare edebilirler."
Sermaye birikimi yeterli olmayan ülkelerin bu politikayı sürdürme şanslarının olmadığını vurgulayan Aydın, "Gelişmiş ülkelerin kendi sorunlarını çözecek doğru adımları bir an önce atmak yerine, dış ticarette, sermaye hareketlerinde, kur ve faiz politikalarında, her alanda daha korumacı yaklaşımlar içine girmeleri krizin faturasının gelişmekte olan ülkeler tarafından ödenen kısmını da büyütmektedir. Son çeyrek yüzyılda yüksek potansiyelleri ile küresel büyümenin lokomotifi olan ülkelerde ivme kaydeden büyüme hızı nedeniyle dünya ekonomisinde kısır bir döngü riski de büyümektedir" değerlendirmesini yaptı.
Aydın, bu döngünün kırılması için yeniden büyüme odaklı politikalar üzerinde çalışılması gerektiğine dikkati çekti.
"Arap Bankalar Birliği ülkeleri ile dış ticaretin toplam içindeki payı son on yılda 5 puan artmıştır"
Türkiye'nin 2015 yılında başkanlık ettiği G20 toplantılarının ana gündem maddesinin büyümenin canlandırılması için etkin politika uygulamaları olduğunu anımsatan Aydın, Türkiye'nin küresel kriz döneminde büyümesini finansal istikrar ile dengeleyen bir performansa sahip olduğunu söyledi.
Bunda, siyasi ve ekonomik alanda sağlanan istikrarın yanında sağlıklı işleyen bankacılık sektörünün de olumlu katkısı olduğunu vurgulayan Aydın, "Buna bağlı olarak yurtdışı yerleşiklerin bankacılık sektörüne olan yatırımları artmıştır" dedi.
Aydın, Arap Bankalar Birliği üyesi ülkelerde yerleşik bankaların da bankacılık sektörüne olan ilgilerinin artmaya devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de, bu ülkelerde yerleşik yatırımcıların nitelikli payına sahip olduğu 8 banka vardır ve toplam aktiflerinin sektördeki payı yüzde 7'dir. Türkiye'de yerleşik bankalar Arap Bankalar Birliği üyesi ülkelerde 14 şube, 1 temsilcilik ve 1 mali iştirak ve bağlı ortaklık ile faaliyet göstermektedir. Arap Bankalar Birliğine üye ülkeler ile 2014 yılında 34 milyar dolar ihracat, 11 milyar dolar ithalat gerçekleştirilmiştir. Bu ülkelerin toplam dış ticaret hacmimiz içindeki payı yüzde 11 olmuştur. Arap Bankalar Birliği ülkeleri ile dış ticaretin toplam içindeki payı son on yılda 5 puan artmıştır.
Bankacılık sektöründe ve ekonomide artan ilişkiler Türkiye'nin ve bölgenin büyüme ve ticari ilişkiler açısından potansiyelinin de bir yansıması olduğunu düşünüyorum. Son yıllarda ivme kazanan ve ilerisi için ümit veren karşılıklı yatırımların ve ticaretin çok daha yüksek hacimlere ulaşmasını arzu ediyoruz."