Haberler

Akademik Büyüteç ile 15 Temmuz" Sempozyumu

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz, son 50 yılını askeri darbeler, siyasi krizler ve ekonomik mücadelelerle boğuşarak geçiren milletin yaşadığı derin travmalar sonucunda, 15 Temmuz'un toplumsal refleksi, yeni bir uyanışı da beraberinde getirdiğini belirterek, "15 Temmuz artık Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak hafızalara yer etmiştir.

Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Başkanı Sare Aydın Yılmaz, son 50 yılını askeri darbeler, siyasi krizler ve ekonomik mücadelelerle boğuşarak geçiren milletin yaşadığı derin travmalar sonucunda, 15 Temmuz'un toplumsal refleksi, yeni bir uyanışı da beraberinde getirdiğini belirterek, "15 Temmuz artık Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak hafızalara yer etmiştir." dedi.

Yılmaz, KADEM tarafından şehit Prof. Dr. İlhan Varank anısına Sağlık Bilimleri Üniversitesi Konferans Salonu'nda düzenlenen "Akademik Büyüteç ile 15 Temmuz" sempozyumda konuştu.

Etkinliğin, 15 Temmuz'da püskürtülen darbe girişimine akademik bir büyüteç tutmak ve girişiminin dününü, bugününü konuşmak üzere, vatanı uğruna şehit düşen Prof. Dr. İlhan Varank'a atfen düzenlendiğini ifade eden Yılmaz, Türkiye'de mevcut siyasal hayatın, darbelerle sınanan ciddi bir geçmişi içerisinde barındırdığını anlattı. Yılmaz, darbelerle sınanan bu yılların da toplumsal bilinçte yaralar açtığını aktardı.

Türkiye'nin, gerek siyasal gerekse ekonomik ve kültürel gelişimine büyük bir ket vurulan, toplumsal düzenin yerine kaosun hakim olduğu dönemlerini herkesin hatırladığını dile getiren Yılmaz, tecrübe edilen, demokratik sivil yönetime müdahale eden 1960 ve 1980 darbelerinin, 12 Mart muhtırasının, 28 Şubat postmodern darbesinin ve nihayetinde 27 Nisan e-muhtırasının milletin iradesinin üzerinde bir güç gösterisi olarak hafızalara kazandığını kaydetti.

Bu darbelerin Türkiye tarihine yön vermeye çalışan makus talihsizliğin de izdüşümleri olduğunu, en son yaşanan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişiminin de bu izdüşümler arasında yer aldığını vurgulayan Yılmaz, "15 Temmuz gecesi Türkiye için yeni bir milattır ve ülkenin çok ciddi bir sürece girdiğinin de işarettir.

Türkiye'de yaşanan bu darbe girişimi, devletin bütünlüğünü ve gücünü gerek ulusal gerekse uluslararası arenada zayıflatmaya çalışan, pazarlık gücünü ve politika üretme gücünü elinden almaya yönelik püskürtülen bir teşebbüstür." diye konuştu.

KADEM Başkanı Yılmaz, darbecilerin fark edemedikleri tek şeyin milletin sokağa çıkarak, darbeye "dur" demesi olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"Son 50 yılını askeri darbeler, siyasi krizler ve ekonomik mücadelelerle boğuşarak geçiren bu milletin yaşadığı derin travmalar sonucunda, 15 Temmuz toplumsal refleksi, yeni bir uyanışı da beraberinde getirmiştir. 15 Temmuz artık Türkiye'nin demokrasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olarak hafızalara yer etmiştir. Toplumun bütünleştiği, birleştiği, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk defa tek vücut olarak kendi gücünün üstünde herhangi bir güce olanak vermediği bir gecedir. Cumhurbaşkanımızın da 'Ben sokağa geliyorum, siz de gelin' çağrısıyla 15 Temmuz'da tarihi sadece yazarak değil, duruşumuzla, ortaya koyduğumuz irademizle istediğimiz şekilde yön verdik. İnsanımız bu darbe girişiminde tercihlerini demokrasiden, özgürlükten yana kullanmıştır."

"Cuntacılara karşı vatandaşlık görevimizi en güzel şekilde yerine getirdik"

Sare Aydın Yılmaz, binlerce yıllık geçmişi olan kadim bir devlet olan Türkiye'nin 15 Temmuz'da da zorlu bir sınava tabi tutulduğunu ve sınavı verdiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu sınavda bize öncülük eden Prof. Dr. İlhan Varank gibi hocalarımız, ağabeylerimiz, sevdiğimiz insanlar da vardı. Elbette çok önemli dersler çıkardık, çünkü çok büyük acılar yaşadık. İlk defa makus talihimizde halkın kendi içerisinden çıkan cuntacı bir örgütlenme tarafından silahlarla, kurşunlarla karşılaşmıştık. Ülkenin birliğini, bütünlüğünü ve demokrasiyi hedef alan bu örgüte karşı sivil halk olarak, bombalara karşı, cuntacılara karşı vatandaşlık görevimizi en güzel şekilde yerine getirdik. Korkunun ve ecelin herhangi bir dakikasının dahi hissedilmediği bir geceydi. Bir terör örgütünün, devletin mühimmatını kullanarak, ölümlere sebebiyet verecek şekilde sivil halkın üzerine bomba yağdırması, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görülmemişti. Milletin iradesini hiçe sayarak parlamentonun bombalanması yine ilklerden biriydi. Medya kurum ve kuruluşlarının ele geçirilmesi, tehditle bildirilerin okutulması, tüm halkı psikolojik olarak demoralize etmesi insan haklarına ve temek hak ve özgürlüklere tamamıyla aykırıydı."

Yılmaz, yurt içi ve dışında gittikleri tüm etkinliklerde 15 Temmuz'un sivil iradeye yapılmış bir darbe olduğunu anlattıklarını dile getirerek, söz konusu girişimle, baskı ve zor kullanımıyla demokratik yollarla seçilmiş bir hükümetin devrilmeye çalışıldığını söyledi.

Buna rağmen Türk halkının kolektif bilincinin sivil yönetimden yana olduğunu, açıkça o gece sokaklara çıkarak gösterdiğini aktaran Yılmaz, şunları aktardı:

"Çok önemli bir gece yaşadık. O gece gerçekten Türkiye'nin geleceğini etkileyecek, darbelerle geçen makus talihini yerle bir edecek geceydi. Bu geceyi sürekli hatırlamak, o geceye gelen süreci anlatmak ve sonrasını konuşmak hepimizin derdi olmalı. Hepimiz şunun farkındayız ki, 15 Temmuz Türkiye'nin askeri, siyasi ve diplomatik kuşatmalar karşısındaki milli direncinin sınandığı gündür. Bu travmatik süreçten siyaseten daha da güçlenerek çıkan Türkiye, ilgili aktörlerin veya üst aklın icra etmekte olduğu çatışmacı küresel oyunun figüranı olmayacağını açıkça ifade etti. Aynı zamanda, 15 Temmuz milletin istiklalinin ve istikbalinin yine millet tarafından kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle, seküleriyle dindarıyla, aydınıyla hep birlikte teminat altına alındığımız bir gündür."

Yılmaz, kadınların, o gece terörist darbecilere karşı tarihi bir duruş sergilediğini belirterek, o gün sokağa çıkan tüm kadınlara teşekkür etti.

"Halk, demek ki ileriyi iyi görüyor"

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl de sempozyumun birinci oturumundaki konuşmasında, 15 Temmuz'un bir milat olduğunu dile getirerek, "Şehit olanlar, eşlerini yalnız, çocuklarını yetim ama bize özgür bir ülke bıraktılar. Bundan dolayı onları ne kadar yüceltsek, ne kadar ansak gene eksik kalacaktır. Onlara en güzel mükafatı ancak Allah verebilir." ifadelerini kullandı.

Halkın her şeyi çok güzel gördüğünü anlatan Erdöl, "Menderes'i astınız, Özal'ı zehirlediniz, Erdoğan'ı yedirmeyiz" pankartlarının 15 Temmuz'dan çok daha önce görüldüğünü söyledi. Erdöl, "Halk, demek ki, ileriyi iyi görüyor. Bu kadar güzel ileriyi gören, bu kadar kadirşinas bir milletin ferdi olmaktan dolayı da gerçekten mutluyum. Allah bu milletin ferasetini eksik bırakmasın." diye konuştu.

Erdöl, sivil hekimlere güvensizlikle ilgili çok fazla yorum yapıldığına değinerek, "Haydarpaşa Hastanesi'nden Kartal Lütfi Kırdar'a, Mehmet Ekif Ersoy'dan Okmeydanı'na, Haseki'ye, Ankara'daki bütün hastanelerde şehitlerimizin ve yaralılarımızın imdadına koşan, şehit sayısını azaltmak için yaralılarımızı bir an önce tedavi etmek için gayret sarf eden tüm meslektaşlarımı da buradan hayırla yad etmek istiyorum." dedi.

Bu arada, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cevdet Erdöl ve Sare Aydın Yılmaz, Anadolu Ajansı'nın fotoğraflarından oluşan ve KADEM'in iş birliğiyle hazırlanan "15 Temmuz Darbe Girişimi Sergisi"ni gezdi.

Sempozyum, yapılacak oturumların ardından bugün sona erecek.

Kaynak: AA / Güncel

Cevdet Erdöl Aydın Yılmaz 28 Şubat Politika Güncel Haberler

title