51. Münih Güvenlik Konferansı

İsrail İstihbarat ve Stratejik İşler Bakanı Yuval Steinitz, Ortadoğu barış sürecine ilişkin, "Ortadoğu'da barışı sağlamak zor çünkü Ortadoğu'da maalesef Araplar var. Arap ülkeleri gerçek barışı ve gerçek güvenliği kendileri sağlayamıyorlar" dedi.

Steinitz, 51. Münih Güvenlik Konferansı'nda Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El-Malki ve Katar Dışişleri Bakanı Halid Bin Muhammed Al Atiyye ile katıldığı "Bu Ortadoğu'nun sonu mu?" konulu panelde, Ortadoğu'daki barış sürecine ve İsrail ile Filistin arasındaki "iki devletli çözüm" konularına değindi.

Gazze'den 9 yıl önce çıktıklarını ama bu zaman zarfında çok kötü tecrübeler edindiklerini belirten Steinitz, "Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas bize söz verdi. İsrail, Gazze'den çekilir ve Gazze'de hiçbir yerleşkesi kalmazsa Gazze'den İsrail'e roket saldırısı düzenlenmeyecekti. Bu taahhüde güvendik, Gazze'den çıktık ama Gazze'den İsrail'e çoğu İran yapımı olmak üzere 16 bin roket atıldı" diye konuştu.

Filistin ve İsrail arasında "iki devletli çözüm" ve gerçek barış için asıl sorunun Filistin Yönetimi'nin kendi davranışları olduğunu savunan Steinitz, "Ortadoğu'da barışı sağlamak zor çünkü Ortadoğu'da maalesef Araplar var. Arap ülkeleri gerçek barışı ve gerçek güvenliği kendileri sağlayamıyorlar" dedi.

Steinitz, Ortadoğu'da istikrarın sağlanmasının gerçekten zor olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

"Demokrasi yalnızca özgür seçimler demek değildir ayrıca ifade özgürlüğüdür, kadın ve homoseksüel haklarına saygıdır. Homoseksüeller ve kadınlar da Ortadoğu'da seslerini erkekler gibi daha yüksek çıkarabilmeli. İsrail'de yüksek teknoloji var. Bu sayede birçok mal üretiliyor ve gençlere istihdam sağlanıyor. Bunun sebebi ne? Bunun için gerekli şartlardan biri sadece özgür seçimler değil. Demokrasi sayesinde, gerçek ifade özgürlüğü var, azınlık haklarına, kadın ve homoseksüellere gerçek saygı var. Bu maalesef Ortadoğu'nun birçok kesiminde yok."

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El-Malki de "İsrail, Kudüs dahil 1967'den beri işgal altında olan bölgeleri geri verir ve 1967'deki sınırlara göre Filistin devletini kabul ederse o zaman emin olabilirsiniz gelecek yılki Münih Güvenlik Konferansı'nda, İsrail ve Filistin arasında barış anlaşmasını kutlayabiliriz" dedi.

İsrail ve Filistin arasındaki çatışma için çözüm bulunmasının bu günlerde çok önemli olduğuna işaret eden Malki, İsrail-Filistin konusunun nasıl ele alındığına dikkat ederek bir an önce çözüm bulunması gerektiğini vurguladı.

İsrail ile 23 yıldır müzakere ettiklerini hatırlatan Malki, o dönemde ne IŞİD, ne de İran'ın nükleer programının var olduğunu söyledi. "İsrail ile 23 yıldır barışı neden sağlayamadık" diye soran Malki, buna IŞİD ve İran'ın nükleer programının gerekçe olarak gösterilemeyeceğini ifade etti.

IŞİD ile mücadelede net bir stratejinin bulunmadığını belirten Malki, "Bu sorunu nasıl ele alacağımızı, önleyeceğimizi, kontrol edeceğimizi veya ortadan yok edeceğimiz bilemiyorum. Strateji olarak öne sürülen hava saldırıları aslında bir strateji değil" dedi.

Batı Şeria'daki IŞİD bayraklarıyla ilgili açıklamada bulunan Malki, "Buna bakarsak Avrupa ve dünyanın birçok yerinde de IŞİD bayrakları dalgalanıyor. Filistin'de bu bayrakların bulunması, Filistinlilerin IŞİD'i desteklediği anlamına gelmiyor" diye konuştu.

Malki, IŞİD ile mücadele için yardım teklifinde bulunarak "Biz IŞİD, El-Nusra cephesi, El-Kaide'ye karşı savaşmaya ve bilgi paylaşımında bulunmaya hazırız. Bu bizim hangi cepheye ait olduğumuzu gösteriyor" ifadesini kullandı.

Katar Dışişleri Bakanı Halid bin Muhammed Al Atiyye, Ortadoğu'da halklarla hareket edilmesi gerektiğini belirterek "Ortadoğu geçmişteki Ortadoğu değil. Arap Baharı Ortadoğu'yu temelden değiştirdi. Geçmişte küresel güçler ve aktörler diktatörleri destekliyordu. Bugün diktatörler yok" dedi.

Ortadoğu'da en fazla gençlerin yaşadığını ifade eden Atiyye, bu gençlere görüşlerin zorla kabul ettirilemeyeceğini kaydetti.

Atiyye, bölgede demokrasiden önce istikrar prensibine öncelik verildiğini ancak şimdi bu ikisinin de kayba uğradığını belirtti.

Ortadoğu'nun ana sorununun İsrail ile Filistin arasındaki süreç olduğuna işaret eden Atiyye, bu sorunun bölgedeki kargaşayı artırdığını kaydetti.

Gazze'de 6 yaşındaki küçük bir kızın üç savaş geçirdiğini anlatan Atiyye, "İsrail Gazze'ye karşı üç savaş yaptı. Hamas'ı mağlup ettiler mi? Bu önemli bir soru. İsrail, Hamas ile neden konuşmuyor?  Hamas'ı mağlup edemediler. Bunu üç kez denediler. Her seferinde yıkılanları yeniden inşa etmek zorunda kaldık. Sadece binaların değil, Gazze'deki çocukların maneviyatını da" diye konuştu.

Panelde Hamas ile ilgili konu açıldığında Atiyye, şunları söyledi:

"Bizim için Hamas terör örgütü değil. Burada iki değerlendirme şekli var. Biri Hamas toplumsal ve siyasi bir rol oynuyor ve diğeri direniş. İşgalden vazgeçerseniz Hamas da sizinle mücadele etmemelidir. Hamas bir kurtuluş hareketidir."

Katar'ın IŞİD'i ve diğer terör örgütlerini desteklemediğini vurgulayan Atiyye, "Biz, bu organizasyonlara karşı mücadelede ittifakın bir parçasıyız" dedi.

1967 sınırları ve iki devletli çözüm kapsamında barış içinde yaşanması gerektiğini belirten Atiyye, "Bu Arapların 2003'te geliştirdiği bir inisiyatif ve İsrail buna cevap vermedi. Gerçekler bunlar. İşgal olmazsa direniş olmaz" ifadesini kullandı.

Ortadoğu için Tunus'u örnek gösteren Atiyye, "Libya'da da siyasi çözüme ulaşılması için çalışıyoruz. Siyasi çözüm bulunamazsa aşırı gruplar gelirler. Herkesin diyaloğa katılması lazım. Tunus bunun için iyi bir örnek. Herkesin Tunus'u desteklemesi lazım. Gelecekte Ortadoğu'nun nasıl görüneceği konusunda iyi bir örnek olacaktır" diye konuştu. - Bayern

Filistin İsrail Hamas Münih Politika Güncel Haberler