Haberler

2015 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

CHP İstanbul Milletvekili Serter: "Mesele Osmanlıca değil, sorun Arap alfabesini okullara sokmaktır.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, "Mesele Osmanlıca değil, sorun Arap alfabesini okullara sokmaktır. Sorun harf devrimine karşı bir darbe yapmaktır. Sorun budur" dedi.

CHP milletvekilleri, TBMM Genel Kurulu'nda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) ile üniversitelerin bütçelerinin görüşülmesi sırasında söz aldılar.

CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, konuşması sırasında kürsünün önüne başlıkları Türkçe yazılmış "Arapça Görsel Eğitim Malzemeleri Kelimeler", "Görsel Eğitim malzemesi dilbilgisi" olan diğer bölümleri ise Arapça yazılı eğitim materyallerine ilişkin fotoğrafları da içeren pankartlar koydu.

Osmanlı'nın zorunlu olması tartışmalarına değinen Serter, "Mesele Osmanlıca değil, sorun Arap alfabesini okullara sokmaktır. Sorun harf devrimine karşı bir darbe yapmaktır. Sorun budur" dedi.

"Böyle olduğu içindir ki Sayın Başbakan Nevşehir de böyle karşılandı" diyerek Başbakan Ahmet Davutoğlu'na karşılamada vatandaşlar tarafından hazırlanan Arap harfleriyle yazılmış bir pankartı gösteren Serter, "Bu Osmanlıca mı Sayın Bakan? Bu yazı arap alfabesiyle yazılmış ama Türkçe bir yazı" ifadelerini kullandı.

-"Geçmişe özlem duymanın karşılığı TDK'da gericilik olarak yazmaktadır"

Kürsünün önündeki pankartların Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Arapça ders için okullara göndermek üzere hazırladığı materyaller olduğunu ileri süren Serter, şöyle devam etti:

"İşte buna 'ne kadar güzel' diyenler gençliğin zihnini, geleceğe değil de geçmişe yönlendirmeye çalışan zihniyettir. Geçmişe özlem duymanın Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ndeki karşılığı tekdir; geçmişe özlem duymanın karşılığı Türk Dil Kurumu'nda gericilik olarak yazmaktadır. Gericiliğin tanımı tam da budur. Osmanlıca bu ülkede hiçbir zaman anadil olmamıştır, halkın kullandığı dil olmamıştır. Her zaman sarayda kullanılan, Arapça, Farsça kelimelerle dolu, halktan tamamen kopuk ve adı da Osmanlıca değil, Osmanlı Türkçesi olan bir dildir."

İktidarın anaokullarında cinsiyete göre ayrım yapılmasını düşünen bir kafa yapısına sahip olduğunu öne süren Serter, "Üç yaşındaki kız çocuğuna cinsel odaklı bakışa ne denir biliyor musunuz? Kürsü müsait değil, söyleyemiyorum. Varın onu da siz kendiniz anlayın" ifadesini kullandı.

-"Üniversite sayısındaki artış, işsizliğin eğitim kalitesini yükseltiyor"

CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar da konuşmasında çok sayıda üniversite açılmasına rağmen eğitim kalitesinin düştüğünü, diplomalı işsizlerin sayısının her geçen gün arttığını söyledi.

Her ile üniversite anlayışının, doğru bir yol izlenmediği için tabela üniversitelerine yol açtığını kaydeden Baydar, iktidarın istihdam ve iş gücü planlamasının olmadığını belirtti. Baydar, "Üniversite sayısındaki artış, işsizliğin eğitim kalitesini yükseltiyor" dedi.

-"O yalanı sana iade ediyorum"

CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç ise konuşmasında "Bu hükümet ve bu hükümetin o günkü Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'nin bir yalanla başlattığı ve Müslüman olan Irak'a girip de tam 1,5 milyon Müslüman'ı soykırıma uğrattığı zaman televizyonlardan ve Türkiye basınında, 'Amerikan askerlerine başarılar diliyorum demiştir' ifadesini kullandı.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Mehmet Metiner yerinden "Yalan söylüyorsun" demesi üzerine Özkoç da "O yalanı sana iade ediyorum. Ben senin gibi yalancı ve kişiliksiz bir adam değilim" karşılığını verdi.

-"Cumhurbaşkanımızla ilgili kullandıkları ifadeleri kınıyorum"

Özkoç konuşmasında, "Bu Büyük Ortadoğu Projesi'nin eşbaşkanı kaldı mı? Hayır kalmadı. Neden biliyor musunuz? 'Büyük Ortadoğu Projesi'nin Eşbaşkanıyım', 'Arap Baharı' diyen Sayın Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin görmediği kadar Müslümanların soykırımının kanına iki elini bulaştırdı" ifadelerini kullanması tartışmaya yol açtı.

Daha sonra söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Özkoç'un Cumhurbaşkanı için "eli kanlı" ve "dış güçlerle işbirliği yapmıştır" dediğini belirterek, bunların çok çirkin ve kabul edilemez olduğunu, Divan'ın İçtüzük gereği işlem yapmasını istedi.

Bu sırada Özkoç, sözlerinin arkasında olduğunu söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ise söz alarak, söz atmanın Meclis'te bir gelenek olduğunu, ancak AK Parti milletvekillerinin konuşmalarıyla yaptığının tacize girdiğini kaydetti. Özkoç'un Cumhurbaşkanı'na yönelik sözlerinin onun Başbakanlık görevini yürüttüğü dönemle ilgili olduğunu aktaran Altay, bu nedenle AK Parti Grup Başkanvekili'nin işlem talebinin geçerliliği olmadığını savundu.

Ünal ise bu durumda da özür dilemesi gerektiğini ifade etti.

-"Cumhurbaşkanımız ile ilgili kullandıkları ifadeleri kınıyorum"

Daha sonra Kürsüye gelerek yanıt veren Ünal, şu değerlendirmelerde bulundu:

"12 yıldan beri bu milletin önünde sandıkla gelen ve her seferinde açık bir şekilde kendi vizyonunu, perspektifini milletiyle paylaşmış, hesabını sadece milletine vermiş, milletinden başka hiçbir gücün önünde eğilmemiş, yerli ve Türkiye sevdalısı bir lider olduğunu milletin tescil ettiği Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili millet kararını vermişken, hiçbir zaman millet tarafından onaylanmamış, teveccüh görmemiş birilerinin cumhurbaşkanımız ve geçmişteki başbakanımız, kurucu genel başkanımızla ilgili kullandıkları ifadeleri aynen iade ediyorum ve esefle kınıyorum.

Eğer Sayın Cumhurbaşkanımız o sizin iddia ettiğiniz güçlerle işbirliği yapsaydı bugün siz bizimle böyle konuşamazdınız. Bu iddia ve ithamlarda bulunamazdınız.

Bu kürsüden bir kez daha ifade ediyorum ki Tayyip Erdoğan milletin adamıdır?"

Engin Altay da CHP'nin cumhurbaşkanlığı makamına her zaman saygılı olduğunu, bundan sonra da olacağını belirterek, "Keşke Sayın seçilmiş cumhurbaşkanı, diğer partilerin genel başkanları ile kendine yakışmayan üslup ve tarzda siyasi polemik yapmasa, biz de bırakın şu dönemini, başbakanlığı dönemini de sorgulamasak" dedi.

-Kürsüden ayakkabı kutusu içindeki dolarları saçtı

CHP Bursa Milletvekili Aykan Erdemir kürsüye elinde ayakkabı kutusu ve yıpranmış bir kara lastikle çıktı.

Bugünün 17 Aralık, yeni Türkiye'nin miladı olduğunu ifade eden Erdemir, ayakkabı kutusunun içinden çıkardığı dolarları kürsüden saçarak, "Diyelim ki Yeni Türkiye'de ayakkabı kutusu yasak, Avro, Dolar balyaları yasak, makara yasak, kara lastik yasak, acaba yeni Türkiye'de rakamları ve sayıları susturmadığımız sürece 17 Aralık'ın üstünü örtebilir miyiz? rakamlar ve sayılar konuştuğu sürece 17 Aralık'ı susturabilir miyiz?" şeklinde konuştu.

Tek tek kağıtlar üzerine yazdığı bazı rakamları gösteren ve bunlarla bağlantılı olayları aktaran Erdemir, sıfır rakamını gösterirken, "Gezi çocuklarının, çarşı çocuklarının yediği haram, sıfır. Hamdolsun gaz yedik, cop yedik, su yedik ama bazıları gibi haram yemedik", 14 rakamını gösterirken ise "ekmek almaya giderken gaz kapsülüyle başından vurulan Berkin'in yaşı 14"  ifadelerini kullandı.

Konuşmasının en sonunda 16 rakamını gösteren Aydemir, "Bugün 17 Aralık, bugünün sayısı ise 16. Nedir 16? 16 yalnızca güzel Bursa'mızın plakası değil, bu ülkede anayasa gereği cumhurbaşkanının da başbakanı da yargılayacak olan Yüce Divanı'nın üye sayısı. Bugün günlerden 17 Aralık 2014, bugün günlerden 16. Yüce Divanın 16'sı. Şafak 16" dedi.

-"Anayasa'nın altıncı maddesini çiğnediniz"

CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan ise konuşmasında şunları kaydetti:

"Bugün 17 Aralık, bundan kurtulmak mümkün değil. 17 Aralık gibi Türkiye'de hükümet edenlerin yolsuzluklarının zirve yaptığı veya iktidar kavgalarının bir yan ürünü olarak Türkiye'de nihayet yolsuzluk buz dağının görünen yüzünün toplumun bilgisine taşındığı tarihi bir günün yıl dönümünde bütçeyi tartışmak herhalde tarihsel bir ironi olsa gerek."

Anayasa'nın altıncı maddesinin egemenlik maddesi olduğunu ve son paragrafında, "Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz" denildiğini aktaran Oyan, şöyle devam etti:

"Siz 'ne istediniz de vermedik?' derken, bakanlıklar verirken, milletvekillikleri verirken, emniyeti teslim ederken, yargıyı teslim ederken, HSYK'yı teslim ederken, Türk Silahlı Kuvvetlerine birlikte kumpas kurarken Anayasa'nın altıncı maddesini çiğnediniz. Buraya gelip şimdi başkalarına darbeci falan sakın demeyin. Anayasa'nın altıncı maddesi egemenliği tanımlıyor, siz bir anayasal suç işlemiş durumdasınız, bu yakanızdan asla düşmez. Buna göre, bir paralele veya başka bir yapıya 'İstediğiniz her şeyi verdik' dediğiniz andan itibaren suçlusunuz, anayasadan kaynağını almayan bir yetkiyi devrettiğiniz için. Bunun artık polemiği falan olmaz, bunları bırakın bir tarafa."

-"İSKİ'yi siz unuttunuz da millet unutmadı"

AK Parti Yalova Milletvekili Temel Coşkun da iktidarlarının ülkeyi yeniden yapılandırılarak, hak ettiği refah ve gelişmişlik düzeyine yükselttiğini söyledi.

Muhalefet partilerinin milletvekillerinin 17 Aralık tarihini çok zikrettiğini belirten Coşkun, "Geçmişte bu milletin unutmadığı, benim onlara hatırlatmak istediğim bir tarih daha var. Sene 1989 İSKİ skandalı. Hatırlar mısınız? Siz unuttunuz da o tramvayı atlatamadınız. Millet unutmadı" diye konuştu.

-"Olmayaydı iyiydi, oldu"

Coşkun'un bu sözleri CHP milletvekillerinin tepkisine yol açtı.

CHP Grup Başkanvekili Altay sataşmadan dolayı kürsüye gelerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"İSKİ de bir hırsızlıktır, yolsuzluktur, namussuzluk. İSKİ'deki paranın rakamı bugün 17 ve 25 Aralık'ta geçen paranın, tümünü saymıyorum, ayakkabı kutusundakinin onda biridir. Azı da çoğu da birdir. Kabul ediyorum. Hırsızlık hırsızlıktır. İster İSKİ'de olsun, ister bu hükümetin üyelerinde olsun. Bunu söyleyeceksiniz. İSKİ'de hırsızlık oldu. olmayaydı iyiydi, oldu. CHP'nin belediye Başkanı Nurettin Sözen, İSKİ skandalının sorumlusu Ergun Göknel'i kulağından tuttu, adliyenin önüne yatırdı. Sizin Bakanlarınız gibi Zarraf'ın önüne yatmadı." - TBMM

Kaynak: AA / Politika

Metin Lütfi Baydar Engin Özkoç Ak Parti Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title