Haberler

2015 Yılı Bütçesi Genel Kurul'da

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: "Irak'ın toprak bütünlüğüne desteğimiz var. Hem Milli Savunma Bakanı'nın hem de İçişleri Bakanı'nın daveti üzerine yeni kurulacak güvenlik güçlerinin eğitimini ve donatımını onlarla iş birliği yaparak sağlayacağız" "Kutsal mekanlara da pervasız saldırılarını görüyoruz.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, " Irak'ın toprak bütünlüğüne desteğimiz var. Hem Milli Savunma Bakanı'nın hem de İçişleri Bakanı'nın daveti üzerine yeni kurulacak güvenlik güçlerinin eğitimini ve donatımını da onlarla iş birliği yaparak sağlayacağız" dedi.

Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurul'da, Dışişleri Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2015 yılı bütçelerinin görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yakın coğrafyasına bakıldığında daha önceden başlayan gelişmelerin artarak devam ettiğinin hatta derinleştiğinin görüleceğini belirtti.

Kuzey Afrika ve Orta Doğu'da ise çatışmaların, rejimlerin baskıcı yöntemlerinin, katliamların, diğer taraftan terör örgütlerinin aynı yaklaşımlarının ve uygulamalarının devam ettiğinin görüleceğini ifade eden Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Kuzey coğrafyamıza baktığımızda ise Ukrayna ile Rusya arasındaki krizin - Kırım boyutuyla bizi de yakından ilgilendiren- geliştiğini görüyoruz ve geçtiğimiz bir yıla damgasını vurduğunu da yakından izledik. Esasen, bu hem güneyimizdeki hem de kuzeyimizdeki olaylara baktığımız zaman, soğuk savaşın bittiği yıllardan ve 2010 yılının sonunda başlayan Arap Baharı'ndan bu yana bölgemizdeki taşların yerine oturmadığını görüyoruz. 911 kilometrelik sınırımız olan Suriye'ye baktığımız zaman son bir yılda insanlık trajedisinin derinleştiğini üzülerek görmekteyiz. Geçtiğimiz yıldan bu yana Suriye'de hayatını kaybedenlerin sayısı 110 binden 200 binin üzerine çıkmıştır. Aynı şekilde komşu ülkelere sığınan Suriyeli sayısı 2 milyondan 3,2 milyona çıkmış ve ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli göçmen sayısı da 600 binden 1 milyon 600 bine çıkmıştır. Suriye içinde de yerlerinden edinmiş yaklaşık 8 milyon 250 bin insanın olduğunu da söylersek bu trajedinin hangi boyutta olduğunu görebiliriz.

Diğer taraftan, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleri arazide insanları hunharca öldürmektedir, hem Irak'ın hem de Suriye'nin sınır bütünlüğünü bozmaktadır ve bu terör örgütleriyle de mücadele etmek için koalisyon ülkeleriyle ve müttefiklerimizle görüşmelerimiz devam ediyor. Bugün DEAŞ, Irak'ın toprak bütünlüğünün yüzde 35'ini işgal etmektedir ve Suriye'nin de yine aynı oranda topraklarının işgal edildiğini söyleyebiliriz. Irak'ta da DEAŞ zulmünden kaçan insanlar var, Yezidiler ve Türkmen kardeşlerimiz, Kürt kardeşlerimiz var. Bunlara da hem içeride hem de Kuzey Irak'ta kurduğumuz kamplarla her türlü imkanımızı seferber ettiğimizi özellikle söylemek isteriz."

" Irak'ta yeni kurulan hükümeti destekliyoruz"

Çavuşoğlu, Irak'ta yeni kurulan hükümeti desteklediklerini vurgulayarak, "Maliki rejiminin nelere yol açabileceğini başlangıçta söylemiştik ama nelere yol açıldığını yaşayarak gördük ve yeni kurulan kapsayıcı hükümetle yeni bir sayfa açıldı, hem ülke içinde hem de Türkiye ile Irak arasında yeni bir sayfa açıldı" dedi.

Irak Dışişleri Bakanı İbrahim el-Caferi'nin Türkiye'de misafir edilmesinin ardından Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Irak ziyaretini gerçekleştirdiğini belirten Çavuşoğlu, 25 Aralık'ta Irak Başbakanı Haydar el-İbadi'nin gelmesiyle Türkiye ile Irak arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının ikincisinin gerçekleştirileceğini söyledi.

"Irak'ın toprak bütünlüğüne desteğimiz var. Hem Milli Savunma Bakanı'nın hem de İçişleri Bakanı'nın daveti üzerine yeni kurulacak güvenlik güçlerinin eğitimini ve donatımını da onlarla iş birliği yaparak sağlayacağız" diyen Çavuşoğlu, bu süreçte özellikle Erbil ile Bağdat arasında gerek petrol, gerekse gelirlerin paylaşımı konusundaki kapsamlı anlaşmayı da son derece olumlu bulduklarını ve desteklediklerini kaydetti.

Mısır'da darbenin ardından tablonun iç açıcı olmadığını ve orada bir insanlık dramı görüldüğünü ifade eden Çavuşoğlu, uluslararası sivil toplum örgütlerinin raporlarına bakıldığında 3 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 17 binden fazla kişinin yaralandığını, 19 bin kişinin tutuklandığını, 900'ü aşkın kişinin de idam cezasına mahkum edildiğini söyledi. Çavuşoğlu, "Mısır'da da ilkeli tutumumuzu devam ettireceğimizi ve Mısır halkının meşru haklarının savunucusu olacağımızı da söylemek isterim" şeklinde konuştu.

Libya'nın durumunun da pek iç açıcı olmadığını belirten Çavuşoğlu, hala kırılganlık ve çatışmalar olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:

"(Meşruiyet mi, kapsayıcılık mı?) tartışmaları var ama bizim tutumumuz son derece nettir. Sayın Emrullah İşler de Libya'ya, Beyda'ya, Tobruk'a, Misrata'ya ve Trablus'a gitti, hükümetimizin ve Cumhurbaşkanımızın özel temsilcisi olarak bütün taraflarla görüştü. Verdiğimiz mesaj net; bir an evvel ateşkes, kapsayıcı bir diyaloğa başlanması lazım, ulusal birlik hükümetinin kurulması lazım, BM'nin kararları ve çabalarını destekliyoruz ve dışarıdan müdahale olmasın, özellikle askeri müdahale olmasın; bizim tutumumuz son derece net."

"Tunus'u da aynı şekilde destekleyeceğiz"

Orta Doğu'da son bir yıl içinde İsrail'in katliamlara devam ettiğinin, pervasız tutumlarını sürdürdüğünün görüleceğini ifade eden Çavuşoğlu, "Kutsal mekanlara da pervasız saldırılarını görüyoruz. Dolayısıyla, İsrail'in tüm bu tutumlarını şiddetle kınıyoruz ve kabul etmiyoruz" dedi.

Çavuşoğlu, Tunus'un ise yeni anayasasıyla, geçici hükümetin yaklaşımıyla çok başarılı parlamento ve cumhurbaşkanlığının birinci ayağı seçimlerini gerçekleştirdiğini belirterek, "Bizim söylemimiz şudur, demokrasi olsun, kim seçilirse seçilsin, Türkiye onun yanında olacaktır, her türlü desteği vermeye devam edecektir. Dolayısıyla Tunus'u da aynı şekilde destekleyeceğiz" diye konuştu.

"Kıbrıs Türk halkının hakkını da savunmak durumundayız"

Kıbrıs'ta 11 Şubat'ta başlayan müzakerelerin maalesef Rum kesiminin masadan çekilmesiyle şu anda sekteye uğradığını, gerekçenin de Rum kesiminin Doğu Akdeniz'deki petrol aramaları ya da tek taraflı sondaj çalışmaları karşısında Barbaros Hayrettin Paşa'nın gönderilmesi olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bunu gerekçe göstererek masadan ayrıldı. Biz müzakerelerin devam etmesini istiyoruz ama bugün Kıbrıs etrafındaki petrol ve gaz rezervleri üzerinde Kıbrıs Türk halkının hakkı olduğunu herkes savunuyor, biz de savunuyoruz, hatta Rum tarafı da bunu inkar etmiyor ama bu süreçte tek taraflı sondaj çalışması yapmak demek Kıbrıs Türk halkının hakkını almak demektir. Dolayısıyla, Kıbrıs Türk halkının hakkını da savunmak durumundayız. Şimdi, bunu garanti altına alacak bazı çalışmaları Yunanistan'la özellikle yapıyoruz. Atina'da Sayın Başbakanımız bu konudaki tutumumuzu açıkladı. Aynı şekilde, Venizelos'la yaptığımız görüşmelerde Türk halkının hakkını garantiye almak şartıyla gereken adımları atacağımızı ve müzakerelerin devam edeceğini söyledik ve bu konudaki çalışmalarımızın netice vermesini umut ediyoruz."

"Kırım Tatarları'nın uğradığı baskıyı gündeme getiriyoruz"

Ukrayna-Rusya krizinin sadece bölgesel olmadığının altını çizen Çavuşoğlu, "Soğuk Savaş döneminin etkilerini, o günlerde yaşadığımız krizleri görmeye başladık. Ama bizi en çok ilgilendiren konu Kırım Tatarları'nın oradaki durumu. Kırım'ın ilhakını, illegal ilhakını tanımadığımızı belirttik ve de tanımayacağız" dedi.

Kırım Tatarları'nın uğradığı baskı ve oradaki zulmü açık bir şekilde gündeme getirdiklerini, bunu uluslararası platformda takip ettiklerini vurgulayan Çavuşoğlu, Rus muhataplara çok açık bir şekilde söylediklerini, en son Putin'in yaptığı ziyaret sırasında da Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bizzat Putin'e bunları anlattıklarını söyledi.

Çavuşoğlu, kendisinin de mevkidaşı Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'a da açık bir şekilde anlattığını ve Kırım Tatarları'nın uğradığı zulümlerin listesini verdiklerini belirterek, "Hem de Rusçasını verdik ve cezalandırdıkları Kırım Tatar Türkleri'nin de isimlerini tek tek verdik, 2 tane ayrı liste verdik. Tabii ki Putin'in basına da yansıyan sözleri oldu ama bunun takipçisi olmak da bizlerin görevi? Dışişleri Bakanlığımızın, ülkemizin ve hepimizin görevidir ve takip etmeye devam edeceğiz" ifadesinde bulundu.

Türkiye'nin uluslararası platformdaki gönüllülüğü ve etkinliğinin giderek arttığını kaydeden Çavuşoğlu, öncülük edilen uluslararası girişimlerde, üstlenilen dönem başkanlıkları ve ev sahipliği yapılan uluslararası etkinliklerde bunu net bir şekilde görebildiklerini söyledi.

İspanya'yla birlikte yürütülen "Medeniyetlerarası İttifak"ın 141 ülkenin desteğiyle bugün BM çatısı altında en etkin bir mekanizma haline geldiğini anlatan Çavuşoğlu, Finlandiya ile yürütülen "Barış İçin Arabuluculuk İnisiyatifi" ve Amerika Birleşik Devletleri ile yürütülen "Terörizmle Mücadele Küresel Forumu"nun BM'nin en önemli mekanizmaları şeklinde devam ettiğini bildirdi.

Başta BM olmak üzere ikili düzeyde ve uluslararası platformda kalkınmaya ve insani yardımlara çok önem verdiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Daha 10-15 sene önce yardım alan, yardım isteyen bir Türkiye vardı ama bugün özellikle resmi kalkınma yardımlarımıza baktığımız zaman 3,5 milyar dolar civarında olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde 1,6 milyar dolar düzeyinde insani yardım yapan Türkiye bu konuda da öncüdür ve yaptığı insani yardım miktarıyla dünyada 3. sıradadır. Ama gayrisafi milli hasılayla karşılaştırıldığı zaman da dünyada birinci düzeydedir. Geçtiğimiz yıl, 2013 yılında Afganistan'dan Yemen'e, Haiti'den Filipinler'e kadar 120 ülkeye insani yardımlarımızı ulaştırmışız; devlet eliyle, TİKA ile, AFAD ile, Kızılayımız ile  bu yardımları dünyanın her yerine ulaştırıyoruz."

"Bölgesel sahiplenmeye önem veriyoruz"

Çavuşoğlu, bölgesel sahiplenmeye çok önem verdiklerini ve bu anlamda iş birliği oluşturmak için çabaların devam ettiğini, gerek bölgesel gerekse üçlü iş birliği mekanizmalarını da en iyi şekilde işlettiklerini söyledi.

Afganistan'a ilişkin İstanbul süreci, Türkiye-Afganistan-Pakistan, Türkiye-Bosna Hersek-Sırbistan, Türkiye-Bosna Hersek-Hırvatistan, Türkiye-İran-Azerbaycan, Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan, Türkiye-Azerbaycan-Türkmenistan üçlü süreçlerini yürüttüklerini anlatan Çavuşoğlu, daha birkaç gün önce Kars'ta Türkiye-Azerbaycan-Gürcistan üçlü toplantısını gerçekleştirdiklerini aktardı.

Özgün bir iş birliği modeli olarak 17 ülkeyle bugüne kadar yüksek düzeyli iş birliği konseyi toplantıları yaptıklarını belirten Çavuşoğlu, 18. ülke olarak da Gürcistan ile de bu mekanizmayı en kısa zamanda fiiliyata koyacaklarını söyledi.

Çavuşoğlu, bu ülkelerle 35 toplantı yaptıklarını, 393 anlaşma ve belgeyi de imzaladıklarını bildirdi.

Türkiye'nin 1 Temmuz itibarıyla Küresel Göç ve Kalkınma Forumu'nun, 1 Aralık 2014 yılı itibarıyle de G-20'nin dönem başkanlıklarını devraldığını anımsatan Çavuşoğlu, gelecek yıl G-20 zirvesinin Antalya'da düzenleneceğini söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, 2015 yılının aynı zamanda Çanakkale Savaşları'nın 100. yılı olduğunu belirterek, "Çanakkale Savaşları'nı anlamlı, iyi anacak şekilde düzenliyoruz ve 1. Dünya Savaşı'na katılmış ya da etkilenmiş ülkeleri davet ediyoruz. Böylelikle 2015 yılı 24 Nisan tarihinde Çanakkale'de dünyaya barış ve hoşgörü mesajlarını da vermiş olacağız. 2015 yılı Ocak ayında düzenleyeceğimiz 7. Büyükelçiler Konferansı'nın bir bölümünü de Çanakkale'de gerçekleştireceğiz" diye konuştu.

Dış politikada aktif çalışmaların devam edeceğini ifade eden Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2016'da İslam İşbirliği Teşkilatının Dönem Başkanlığı'nı alacağını ve 13. İslam Zirve Toplantısı'nın Türkiye'de gerçekleştirileceğini kaydetti.

Çavuşoğlu, Türkiye'nin dünyada ilk defa düzenlenecek Dünya İnsani Zirvesi'ne, 22. Dünya Enerji Kongresi'ne, 2017'de ise Dünya Petrol Kongresi'ne ev sahipliği yapacağını bildirdi.

Türkiye'nin bu proaktif politika sayesinde birçok uluslararası örgütün merkezi olmaya başladığını belirten Çavuşoğlu, BM'nin İstanbul'u özellikle bu bölgede merkezlerden bir tanesi olarak seçmesinin anlamlı olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, BM Kalkınma Programı, BM Kadın Örgütü ve BM Nüfus Fonu'nun İstanbul'da ofislerini açtığını, bunu diğer örgütler ve teşkilatların da devam ettireceğini ifade etti.

"Dünyada 7'nci sıradayız"

Bakan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı'nın çok yoğun bir şekilde dış politikaya önem verdiğini ve bugüne kadar NATO Zirvesi olmak üzere, 12 ziyaret gerçekleştirdiğini bildirdi.

Başbakan'ın yoğun temposuna, iç politikadaki aktifliğine rağmen bugüne kadar başta G-20 Zirvesi olmak üzere, 7 yurt dışı ziyareti gerçekleştirdiğini anımsatan Çavuşoğlu, Dışişleri Bakanı olarak kendilerinin de çok aktif diplomasi yürüttüklerini ve bugüne kadar da 28 ziyaret gerçekleştirdiklerini söyledi.

Yurt dışındaki misyon sayısını artırdıklarını ve artırmaya devam edeceklerini bildiren Çavuşoğlu, Türkiye'nin yurt dışındaki büyükelçilik sayısının 228 olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, şunları söyledi:

"Büyükelçilik, daimi temsilcilik ve başkonsolosluklar olmak üzere dünyada 7'nci sıradayız. Söylediğim gibi, bu dış politikayı bakanlığımızın merkez ve yurt dışındaki teşkilatlarında çalışan 6 bin 482 personeliyle yürütmeye çalışıyoruz. Onay vereceğiniz bütçe Bakanlığımız için önemli. Bu bütçenin önemli bir kısmını yurt dışında özellikle yeni temsilciliklerimiz için aldığımız binalara ya da arsalara ya da yapacağımız yeni temsilcilik binalarına harcıyoruz ve bunun için de önemli projeler de var. Bunlardan bir tanesi New York'ta yapacağımız yeni Türk evi, aynı şekilde Somali'de yapacağımız büyükelçiliğimiz ve buna benzer Strazburg'da yapacağımız çok yönlü bir temsilciliğimiz olacaktır." - TBMM

Kaynak: AA / Politika

Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye Kırım Irak Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title