Haberler

2015 Bütçesi TBMM Genel Kurulu'nda

Başbakan Davutoğlu: (1) "Bütün muhalefet liderlerine ve partilerine çağrıda bulunuyorum.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, muhalefet liderleri ve partilere çağrıda bulunarak, "Hepimiz mahallelerimizden çıkalım, kimse kendi mahallesinin sığınağında rahat bir dünyada yaşamasın" çağrısında bulundu, HDP'ye de "Artık Türkiyeli olun. Türkiyeli partisi olmak meziyettir" dedi.

Davutoğlu, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın TBMM Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinde Hükümet adına söz aldı.

Başbakan Davutoğlu, görüşmeler sırasında önerileri ve uyarılarıyla 2015 bütçesinin oluşumuna katkıda bulunan Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerine, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e, uzmanlar ve bütün milletvekillerine teşekkür etti.

Bugünün Dünya İnsan Hakları Günü olduğuna işaret ederek, dünyada insan haklarından mahrum olan bütün mazlumlara dayanışmalarını dile getiren Davutoğlu, insan onurunu korumak ve eşrefi mahlukatın hak ettiği insanlık onurunu savunmak üzere dünyanın her tarafında verdikleri mücadeleyi, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da devam ettireceklerini belirtti.

Tarihin çok hızlı aktığı bir süreçten geçtiklerini vurgulayan Davutoğlu, bu akışı doğru yorumlamaları, her yıl bütçe görüşmelerini tarih akışı içindeki yerine doğru oturtmaları gerektiğini kaydetti.

-"Aydınlık bir tablo çizmek istiyorum"

Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında, "Strateji, ufuk, vizyon yok" dediğini dile getirerek, "Onun için stratejimiz, ufkumuz, vizyonumuz nedir, bunu anlatmaya çalışacağım. Keşke kendisi bize strateji ve vizyon çizebilseydi. Polemik, tartışma içine girmeden önce Meclisimizi, yüce milletimizin huzurunda soğukkanlı şekilde, yüzyıl muhasebesi yapmaya davet ediyorum. Sayın Bahçeli, yüzyıl muhasebesi yaptı ama çok karamsar tablo çizdi. Vizyondan çok, çözülme ve imparatorluğun çözülme süreçlerine atıfta bulunarak, karanlık tabloyla bizi baş başa bıraktı. Ben ise size aydınlık bir tablo çizmek istiyorum. İmparatorluğumuzun çözülmesiyle değil, Cumhuriyetimizin kurulmasıyla başlayan aydınlık bir tablo çizeceğim" diye konuştu.

-"İlk kez bizim  çalıştaylarla gündeme geldi"

Başbakan Davutoğlu, yüz yıl önce dünya insanlık tarihinin iki küresel olayıyla karşı karşıya kaldıklarını anımsattı. Davutoğlu, birincisinin siyasi, askeri alanda olduğunu dile getirerek, o zamana kadar savaşların sınırlı alanlarda kalıp, belirli ülkeleri ilgilendirdiğini anlattı. Davutoğlu, 20. yüzyılda, ilk kez Birinci Dünya Savaşı ile savaşın etkisinde kalmamış bir ülkenin, milletin olmadığı bir sürecin yaşandığını vurgulayarak, ilk kez küresel anlamda büyük bir krizin 1929'da yaşandığını anımsattı.

Davutoğlu, 19. yüzyıldan 20. yüzyıla geçerken, büyük devlet geleneğine, birbiriyle kenetlenmiş bir millete sahip olduklarını vurgulayarak, üç kıtada milletin her ferdinin, Trablusgarp'tan Balkanlar'a, Balkanlar'dan Yemen'e, Galiçya'ya, Sarıkamış'a kadar kadim bir medeniyeti savunmak için omuz omuza verdiğini anlattı. Davutoğlu, sağındakine solundakine, "hangi millettensin, hangi mezheptensin, hangi etkin grup, bölgedensin" denilmeden, omuz omuza verildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çünkü kadim bir medeniyeti savunmak bilinciyle hareket ediyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti nevzuhur bir devlet değildir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet çizgisi içinde, daha da öncesine giden, çok köklü bir medeniyetin son halkasıdır. Bu medeniyet değerlerini savunmak, her bir siyasetçi için bir onur vesilesidir. Ne oldu da biz bu kadim medeniyetin son devletini kaybettik.

Üç vurguda bulunacağım. Bir, maalesef bu aidiyet bilincini kıran yanlış uygulamalarla, millet fertleri arasında ihtilaflar ortaya çıktı. İki, Halaskaran Zabitan gibi, devletin kurumsal işleyişinde kendi içinde vesayet odaklarını oluşturan iç yapılar doğdu. Üç, Düyun-u Umumiye ile ekonomi başkalarının idaresine verildi. Dördüncü olarak, komşu halklar ve dünya üst siyaseti üzerindeki etkisi gittikçe zayıflatıldı. Şimdi bir muhasebe yapalım, yüzyıl sonrasına yani 2001'e gidelim. 19. yüzyıldan 20. yüzyıla giderken bu dört gerekçeyle sarsılan devletimizin 2001'de AK Parti iktidarı öncesindeki durumuna bakalım. Aidiyet bilinci zayıflamıştı, devlet, millet aidiyet bağı neredeyse çökmüştü, başörtülü kızlar kapıda bekliyor, tahkir ediliyor, aşağılanıyorlardı. Bir istiklal harbini Kahramanmaraş'ta başlatılan o gerekçe, tahkir ediliyordu. Kürt vatandaşlarımız dillerini konuşmak için hapishaneye gittiklerinde, anneleriyle konuşurken anadilini kullanamıyordu. Alevi vatandaşlarımızın haklarından bahsetmek bile mümkün değildi, ilk kez bizim çalıştaylarla gündeme geldi."

-"Grubunuza sahip çıkın"

Davutoğlu, son sözlerine CHP sıralarından tepki gelmesi üzerine Kılıçdaroğlu'na, "Sizin ikazınız üzerine ben grubuma bir mesaj gönderdim, bütün grup sonuna kadar dinledi, lütfen grubunuza sahip çıkın. Söyleyecek çok sözümüz var, şimdiden hiddetlenirseniz olmaz, biz dinledik" diye seslendi.

TBMM Başkanı Cemil Çiçek de saygıyla milletvekillerinin birbirini dinlemesini istedi.

-"Her gördüğümde dua ederdim"

Davutoğlu, milletin 28 Şubat uygulamalarıyla tarumar edildiğini, vesayetin açık şekilde ortada olduğunu, başbakanların belli görevlerinden bahsederken sembolik dil kullanmak zorunda kaldığını, 2001 krizinden sonra Düyun-u Umumiye benzeri IMF memurunun gelip, karşısında bakanların ceket iliklediğini, iş dünyasının başbakanın değil, IMF memurunun ne dediğine baktığını söyledi.

Bunun ızdırabını çok iyi bildiğini dile getiren Davutoğlu, İstanbul Lisesi'nin, eski Düyun-u Umumiye binası olduğunu, burada Düyun-u Umumiye kasasını her gördüğünde, "Allah bir daha bu millete, devlete, bu zilleti yaşatmasın diye lise çağlarında dua ederdim" dedi.

-"Milli iradenin ekonomide hakimiyetinin kalktığı dönem"

2001'de gecede yüzde 5 bin, 6 binlere varan faizlerin olduğu, reçetelerin dışarıdan beklendiği, bakanların ithal olarak geldiği, milli iradenin ekonomi üzerindeki hakimiyetinin tümüyle kalktığı bir dönem yaşandığını belirten Davutoğlu, bunun uluslararası, ulusal boyutlarının da olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, yüz yıl önce olduğu gibi  21. yüzyıla, 11 Eylül ile birlikte Irak, Afganistan müdahaleleri ve 2008 krizi gibi iki büyük küresel ölçekli krizle girdiklerini anımsattı. Davutoğlu, bu dönemlerde AK Parti iktidarının, siyasi basiret ve liderlik göstererek, 1990'lı yıllarda genişleyen dünya ekonomisi karşısında daralan Türkiye ekonomisi yerine, küresel krize rağmen büyüyen Türk ekonomisi aldığını söyledi.

-"Başka güç ikame edemeyecek"

Dört ilkeyi öne çıkardıklarını ve bunu gerçekleştireceklerini vurgulayan Davutoğlu, millet, devlet birliğini, beraberliğini, aidiyet bilincini güçlendirdiklerini, güçlendireceklerini kaydetti. Davutoğlu, "İkinci olarak, siyaset üzerindeki bütün vesayet odaklarını, ister darbe geleneğinden gelen, isterse postmodern ya da başka adlarla, paralel yapılarla gelen bütün vesayet odaklarını kaldırdık, kaldırmaya kararlıyız. Bir daha gücünü milletten alan ve TBMM'de temsil edilen milli iradenin yerine kimse, başka bir güç ikame edemeyecek. AK Parti farkı bu" dedi.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak değil G-20 Dönem Başkanı olarak konuştuğunu dile getiren Davutoğlu, ekonomilerini, dünya ekonomisiyle yarışır hale getireceklerini bildirdi.

Kılıçdaroğlu'nun, "Eskiden de G-20 arasındaydık" dediğini ifade eden Davutoğlu,  iktidara geldiklerinde Türkiye'nin 26. sırada bulunduğunu kaydetti.

-"Çözüm süreci, çözülme süreci değil"

Milli aidiyeti nasıl güçlendirecekleri sorusunu yönelten Davutoğlu, bu ağır sorumluluğu aldığında, bir taraftan Başbakanlık görevini ifa etmek için Ankara'da ülke sorunlarıyla uğraşırken, diğer yandan AK Parti Genel Başkanı olarak parti kongrelerine giderken bir şeyi ihmal etmediğini anlattı.

Özellikle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çok iyi idrak ettiğini düşündüğünü ve takdir edeceğini umut ettiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Görevi aldığımdan sonra, bu toprakları vatan yapan bütün ecdadın ve manevi önderlerin huzuruna gittim. Önce Hacı Bayram-ı Veli Ankara; sonra Şeyh Edebali Söğüt şenliklerinde birlikteydik, Ebu Eyyüb El-Ensari İstanbul, Hazreti Mevlana Konya, Hacı Bektaş-ı Veli Nevşehir, Seyyid Burhaneddin Veli Kayseri, Ahi Evran Kırşehir, Baba Mansur Tunceli, Harakani Hazretleri Kars, Feqiye Teyran Van, hepsine. Bunu niye yaptım biliyor musunuz, şunu göstermek için; bu topraklarda yüz sene önceki devletimizi savunmak üzere Çanakkale Savaşı'nda yan yana duran, Yemen'de birlikte ölen, şehit olan, Bakü'yü birlikte kurtaran o ecdadın torunları arasına Kürt, Türk, Alevi, Sünni gibi bir ayrımı sokmadık, sokulmasına da izin vermeyeceğiz. Bizim için Çözüm Süreci çözülme süreci değil, aksine, milletin bütün fertlerinin kaynaşma sürecidir ve bizim için Feqiye Teyran'ın güzel Kürtçesiyle Yunus Emre'nin güzel Türkçesi arasında bir fark yoktur. Onun için bir taraftan bize bu vatanı emanet eden o manevi öncüleri ziyaret ettim. "

-"Yeni bir tarihi yolculuk"

Sembolik olarak bir şeyi daha yaptığını, İstiklal Harbi'nin önemli mekanları Samsun, Erzurum, Amasya, Balıkesir'e gittiğini anlatan Davutoğlu; "Erzurum'da, Erzurum Kongresi'ne katılan Dersimli Abbas Necati'nin dünyası neyse, Balıkesir'de Kuvay-i Milliyeyi başlatan Vehbi Efendi'nin dünyası aynıdır. Doğu ile batı, kuzey ile güneyin ayrılmasına izin vermedik, hiçbir zaman da izin vermeyeceğiz. Onun için mücadelemiz, yeniden Kuvay-i Milliye mücadelesidir. Mücadelemiz, bütün bir milleti tekrar aşk, sevdayla yeni bir tarihi yolculuğa çıkarma mücadelesidir" görüşünü dile getirdi.

-"Kimseye elimizi öptürmeyiz"

Bütün muhalefet liderlerine ve partilerine çağrıda bulunan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Hepimiz mahallelerimizden çıkalım, kimse kendi mahallesinin sığınağında rahat bir dünyada yaşamasın. Çıksın mahallesinden, kasabasından, köyünden başka mahallelere girsin. Sünni vatandaşlarıma sesleniyorum, Alevi kardeşlerinizle kucaklaşın. Hak Muhammed Ali diyenler ile Hz. Muhammed'in yolunda olduğunu her fırsatta zikredenler arasına kimse giremez. Kürt, Türk, Zaza, Arnavut, Boşnak kardeşlerimize sesleniyorum; İstiklal Harbi'nde nasıl biraradaysak, nasıl Balıkesir'de Kuvay-i Milliye aşkı yanarken, Van'da 120 genç, Sarıkamış'a 14, 15 yaşlarında cephane taşırken şehit olmuşsa, Van ile Balıkesir'i, Kars ile Kırklarelini'ni kimse ayıramaz. Ama bu yetmez, Bahçeli'ye katılıyorum, hamasi nutuklarla olmaz, alana ineceğiz. Ben indim, inmeye devam edeceğim.

Kongrelerimize ve seçim için talimat verdim, bu süreç içinde gitmediğimiz ilimiz, al bayrağı ve AK Parti bayrağını dalgalandırmadığımız yurdun hiçbir köşesi kalmayacak. Çünkü AK Parti 81 ilin 71'inde birinci parti, 78'inde milletvekili çıkarmışız. AK Parti demek, milletin ta kendisi demek. Onun için biz çözüm demişsek hamaset yapmayız, etnik ve mezhebi arka planına bakmadan, herkesin Anadolu ve Trakya'da terinin kokusunu yanağımızda hissederiz. Gerekirse yaşına hürmeten herkesin elini öperiz ama kimseye elimizi öptürmeyiz. CHP 33 ilden, MHP 47 ilden hiç milletvekili çıkaramamış. Şimdi alın haritayı, bu bize lazım, bir iktidar partisi olarak bundan memnun olmam lazım ama memnun değilim. Bize her yerde konuşan muhalefet lazım ki muhalefette de bir birlik, beraberlik olabilsin. Milletin buna ihtiyacı var."

-"Kimsenin gücü yetmeyecek"

CHP'nin 16 il, MHP'nin 23 ilde yüzde 10 barajının altında kaldığını, CHP'nin, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 5, Doğu Anadolu'da yüzde 7'nin, MHP'nin ise Güneydoğu Anadolu'da yüzde 5'in altında olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Nasıl temsil bu?" diye sordu.

Başbakan Davutoğlu, "O zaman çözüm sürecinden bizim anladığımız şudur; bu toprakların her rengi, her dili, her dağı, her şehri, her karesi bizim için kutsaldır ve orada yaşayanların, kültürü, dili, kendi ananesi neyse, onlar da aynı şekilde kutsaldır. Süphan Dağı'nı Uludağ'dan, Ilgaz'ı Nemrut Dağı'ndan ayırmak nasıl mümkün değilse, farklı lehçeler, diller konuşuyor diye bu milleti birbirinden ayırmak mümkün değildir, olmayacaktır. HDP'ye aynı çağrıda bulunuyorum, artık Türkiyeli olun. Türkiyeli partisi olmak meziyettir. Her yerde konuşalım, bir mahalle, bir bölgede değil. Öncelikle çağrım bu. Aidiyet bilincini güçlendiriyoruz, güçlendireceğiz. AK Parti kadrosu buradayken, AK Parti tabelaları yurdun her yerindeyken bu milleti bölmeye de bu millet arasına fitne sokmaya da kimsenin gücü yetmeyecektir" dedi.

- TBMM

Kaynak: Anadolu Ajansı- AkHaber.com / Güncel

Kemal Kılıçdaroğlu Ahmet Davutoğlu Devlet Bahçeli Ak Parti Politika Güncel Haberler

title