Haberler

1bahçeli.Müslüman Ülkelerinin Yeniden Dirilişi İçin Bu Bayram Günlerinin Fırsat Olmasını...

Bahçeli, "Kamuoyunca 'Ergenekon Davası' olarak bilinen hukuki süreç, 12 Haziran 2007 tarihinden bu tarafa ülke gündemini birinci dereceden etkilemiş ve üst seviyede meşgul etmiştir."

Bahçeli, "Kamuoyunca 'Ergenekon Davası' olarak bilinen hukuki süreç, 12 Haziran 2007 tarihinden bu tarafa ülke gündemini birinci dereceden etkilemiş ve üst seviyede meşgul etmiştir. Yerli ya da yersiz, haklı ya da haksız sanık olarak gösterilen kişilere yöneltilen suçlamalar Türkiye'nin adeta üzerini örtmüş, toplumsal güvene ve adaletin inandırıcılığına ağır hasar vermiştir. Yargılamalar uzadıkça tartışmalar alevlenmiş, yanlı ve tarafgir değerlendirmeler arttıkça kutuplaşmalar zincirlerinden boşanmıştır. Darbe iddialarıyla ilgili kuşkular kuvvetli delillerle desteklenememiş, sağlam ve güvenilir tanıklarla güçlendirilememiştir. Bilindiği üzere, gizli tanık eziyeti Ergenekon Davası'ndaki kararların, tekemmül ettirilen hükümlerin oluşmasında hatırı sayılır bir fonksiyon icra etmiştir. Nitekim 'Parmaksız Zeki' kod isimli teröristin görüşleri bile önemli ve kayda değer bulunmuş, Türk Silahlı Kuvvetleri bu şekilde zan ve töhmet altında bırakılmıştır. Buna göre PKK militanları, Ergenekon Davası muhteviyatında sunulan fırsat ve imkanları boş çevirmemişler, dağda yapamadıklarını duruşma salonlarında, karanlık odalarda iftiralarıyla yerine getirmişlerdir" dedi.

"ADALETE BAĞLILIK, DERİN VE TEDAVİSİ GÜÇ BİR YARA ALMIŞTIR"

"Türk milleti bu rezil tezgahı inanıyorum ki bağışlamayacak ve kimsenin de yanına bırakmayacaktır" diyen Bahçeli şunları söyledi;

"Anlaşılan Nemrut Mustafa Paşa Divanı deyim yerindeyse on yıllar sonra tekrar harekete geçmiştir. En alt rütbeden en üste kadar her seviyedeki Türk askeri, darbeci ve darbe teşebbüsüyle itham edilmiştir. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler, sanatçılar, siyasetçiler, işadamları, emekliler darbeci yaftasına maruz kalmışlardır. Masumlarla suçlular birbirine karıştırılmış; darbe kafesine, darbeci safına sağlıklı ve objektif bir tasnif yapılmadan muhalif özellikleriyle bilinen birçok kişi konulmuştur. Bu nedenle doğru bir şekilde başlayan, gerçek manada darbenin ve darbecilerin üstüne gitmesi gereken yargı süreçleri, ilerleyen yıllarda bağlayıcılığını ve inandırıcılığını hem ahlaken hem de hukuken yitirmiştir. Görüldüğü kadarıyla ülkemizin sırtındaki kambur daha da büyümüş ve Silivri'yle birlikte daha da sivrilmiştir. Tabiidir ki, adalete bağlılık, toplumsal işbirliği ve sosyal ahenk derin ve tedavisi güç bir yara almıştır."

"YANDAŞLAR CEZALARA SEVİNMİŞ VE NEREDEYSE BAYRAM ETMİŞLERDİR"

Bahçeli, " Tarafsızlığı kalmamış, objektifliği tarumar olmuş bir hukuk anlayışına saygı duymak ve kararlarını vicdanlarda onaylamak hiç şüphesiz akla ve mantığa aykırıdır. Ergenekon Davası'nda, dayanaksız şüphelerden ve mesnetsiz delilerden hareket edilerek varılan sonuçlardan, aşırı ve ölçüsüz cezalardan malum bir azınlık dışında kimse memnun kalmamış ve olağan görmemiştir. Halbuki yandaşlar verilen uçuk ve kaçık cezalara sevinmiş ve neredeyse bayram etmişlerdir. AKP hükümetinin ise bir tek havalara uçmadığı, şenlik düzenlemediği kalmıştır. Hükümet sözcüsü Başbakan Yardımcısı alay eder gibi, 'herkese geçmiş olsun' diyerek yargının kararına saygı duyulması gerektiğinden bahsetmiştir" diye konuştu.

"HESABI GÖRÜLEN TÜRK MİLLETİDİR"

Bahçeli, "Başbakan'ın en yakınında bulunan bir danışmanı da, bu davanın Türk demokrasisinin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etmenin yanında, bir hesaplaşma olduğunu da belirtmiştir. Evet, doğrudur, Ergenekon Davası Cumhuriyet tarihinin en büyük hukuki hesaplaşmasının adıdır. Çünkü; Hesabı görülen Türkiye'dir. Hesabı görülen Türk milletidir. Hesabı kesilen Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Hesaplaşılan, hesaba çekilen ve hesap sorulan vesayet, statüko, darbe kılıfıyla Türkiye'nin temel ve milli kurumlarıdır. AKP hükümeti küresel ve bölgesel projeler gereğince Türk Silahlı Kuvvetleri'ne operasyon yapmış, hukuku baltalamış ve Türkiye'nin kanına girmiştir. Şimdi Başbakan veya görevlendireceği birileri çıkıp şu soruların cevaplarını bize vermelidir" dedi.

"KİMSENİN KİMSEYE HOŞGÖRÜSÜ KALMAMIŞTIR"

Bahçeli, "Türkiye kötüye değil, çok kötüye doğru hızla gitmektedir. Bizi millet halinde bir arada tutan ve aynı zamanda devletin alametifarikası olan hukuk ve adalet linç edilmektedir. Ülkemiz askeri darbe dönemlerinden sonra, sivil nitelikli bir darbeyle karşı karşıyadır. Kimsenin kimseye güveni, kimsenin kimseye hoşgörüsü kalmamıştır" diye konuştu.

"SINIRLARIMIZ TIPKI DELİK DEŞİK OLMUŞ DUVAR GİBİDİR"

"Sınırlarımız tıpkı arı kovanı gibidir" diyen Bahçeli, şunları söyledi: " Sınırlarımız tıpkı delik deşik olmuş duvar gibidir. Hayat ve varlık haklarımız yerlerdedir, kuvvet ve kudretimiz serbest düşüş halindedir. Özellikle sınırlarımızdaki il, ilçe ve köylerimizde yaşayan vatandaşlarımız can ve mal korkusunu aşırı şekilde yaşamaktadır. Başbakan Erdoğan ise bu kadar mesele varken, bu kadar tehlike ortadayken tencere-tava avcılığına soyunmuş, demokratik tepkilerini gösteren öğrencilerin peşine düşmüştür."

"BAŞBAKAN ERDOĞAN BOŞUNA KONUŞMAMALI"

Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti artık kaçakçılara bile diş geçiremeyen, hakkından gelemeyen ve haddini bildiremeyen zavallı bir duruma düşmüştür. Başbakan Erdoğan boşuna konuşmamalı, beyhude yere nefes tüketmemeli, büyük laf etmemelidir. Kendisinin ancak gücü tencere çalan hanımefendilere, gösteri yapan gençlerimize, stadyumlarda bağıran taraftarlarımıza yetecek, zalimliği, kabalığı, nefret ve küfür saçan dili muhalif olarak gördüğü kişilere yönelik olacaktır. Zira Başbakan korkak, ürkek ve eziktir" diye konuştu.

"AKP HÜKÜMETİ TERÖR ÖRGÜTLERİYLE KADER VE EYLEM BİRLİKTELİĞİ YAPMIŞTIR"

Bahçeli, "PKK iyice şirretleşmiştir. Tehditlerinin çıtasını inanılmaz boyutlara taşımıştır. Ne yazık ki, Başbakan ve hükümetinin gündemi başkadır, aklı başka yerlerdedir. Mursi'yi düşündüğü kadar Türkiye'nin derdinde değildir. Türkiye bölgesinde yalnızlaşan, bir başına kalan, herkesle düşman kamplara bölünen bir ülke haline dönüşmüştür. Hatta Başbakan Erdoğan'a bakarsanız Dünya Türkiye'ye hasım ve karşıdır. Şu görüntü kirliliğine bakınız ki, AKP hükümeti terör örgütleriyle kader ve eylem birlikteliği yapmıştır. El Nusra'ya destek veren, PYD'ye kucak açıp süreç ihanetine dahil eden, PKK'ya el bebek gül bebek muamelesi yapan belidir ve o da AKP'den başkası değildir. Hükümet öyle bir noktaya sarsıla sarsıla gelmiştir ki, PYD'ye özerk yönetim konusunda destek vermeyi bile vaat etmiştir.

Basına yansıyan haberlerden anlaşılan budur. Yani, Türkiye'yi yönetmekle görevli Başbakan ve hükümeti ülkemizi sabote eden, bağımsız Kürdistan'ın kurulmasına basamak olan bir tutumun içine savrulmuş ve sürüklenmiştir. Bu ayın sonunda Irak'ın Kuzeyi'nde yapılacak Kürt Ulusal Konferansı'nın, ilk etapta Filistin benzeri bir yapılanmayı konuşacağı ve bunun arayışında olacağı kamuoyuna yansımıştır" dedi.

"MÜSLÜMAN ÜLKELERİNİN YENİDEN DİRİLİŞİ İÇİN BU BAYRAM GÜNLERİNİN FIRSAT OLMASINI UMUYORUM"

Bahçeli, "Doğudan batıya, kuzeyden güneye, aziz milletimin tüm fertlerine gönül huzuruyla geçirecekleri, sevdikleriyle ve sevenleriyle olacakları bir bayram diliyor, hepsine sevgi ve saygılarımı sunuyor, bayramlarını kutluyorum. Doğan her günü; bombayla, ölümle, vahşet haberleriyle, saldırılarla karşılayan İslam coğrafyasının barış, huzur ve kardeşlik içinde bir bayram geçirmesini niyaz ediyorum.

Müslüman ülkelerinin yeniden dirilişi ve toparlanması için bu bayram günlerinin fırsat olmasını umuyorum. Yeryüzünün neresinde olursa olsun, Türk ve İslam değerleriyle varlık ve birlik mücadelesi veren kardeşlerime en iyi dileklerimi sunuyor, bayramlarını tebrik ediyorum.

Sizlerin de bayramını kutluyor, sağlık, başarı ve mutluluklar diliyorum" diye konuştu.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title