Kütüphane Görevlisine Kızan Selahattin Öztürk, 20 Bin Kitapla Babaevinde Kütüphane Oluşturdu
Lisedeyken kendisine kitap vermeyen kütüphane görevlisine kızarak üniversitede kütüphanecilik bölümünü okuyan Selahattin Öztürk, 38 yılda biriktirdiği yaklaşık 20 bin kitap ve dergiyle Yozgat'taki babaevini kütüphaneye dönüştürdü.
Lisedeyken kendisine kitap vermeyen kütüphane görevlisine kızarak üniversitede kütüphanecilik bölümünü okuyan Selahattin Öztürk, 38 yılda biriktirdiği yaklaşık 20 bin kitap ve dergiyle Yozgat'taki babaevini kütüphaneye dönüştürdü.
Lise eğitimi sırasında ödev yapmak için Yozgat İl Halk Kütüphanesine giden Öztürk, görevlinin raftaki kitabı kendisine vermemesi üzerine kütüphaneci olmaya karar verdi.
Üniversite sınavına giren ve 1982'de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik bölümünü kazanan Öztürk, öğrenciyken 1985'ten itibaren Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi'nde çalışmaya başladı.
Görevi süresince kütüphaneye gelen herkese yardımcı olmaya çalışan Öztürk, bir taraftan da kitap toplamaya başladı.
Kütüphaneden 2011'de emekli olan ve bir süre özel sektörde çalıştıktan sonra 2017'de Zeytinburnu Belediyesinde kütüphane koordinatörlüğü görevini üstlenen Öztürk, birçok belediyenin kütüphane kurmasına yardımcı oldu.
İstanbul'dan geçen yıl eylül ayında yaklaşık 10 bin kitap ve 10 bin civarında dergiyle memleketi Yozgat'a dönen Öztürk, Fatih Mahallesi'nde babasından kalan 5 odalı müstakil evi kütüphane haline getirdi.
Kütüphaneciye kızdı, kütüphaneci oldu
Yozgat'a taşındıktan sonra ilk işinin kitaplar için raf yaptırmak olduğunu belirten 60 yaşındaki emekli kütüphaneci Öztürk, AA muhabirine, kitapları yerleştirmenin yaklaşık 5 ay sürdüğünü söyledi.
Yozgat Lisesinde okurken edebiyat dersi ödevi için İl Halk Kütüphanesi'ne gittiğini anlatan Öztürk, şöyle konuştu:
"Orada çalışan ablamızın arkasında duran kitabı vermemesiyle kütüphanecilik serüvenim başladı. Ödev için istediğim bu kitabı, arkasında durmasına rağmen önce 'yok' dedi. Orada olduğunu söyleyince 'cilde göndereceğim, veremem.' dedi. 'Abla bankoda yazayım, masaya götürmeyeyim.' dememe rağmen kitabı vermedi. Vermeyince içimden 'Kütüphanecilik bölümü okuyacağım.' dedim, sonra kendisine de ifade ettim. 'Okuyacağım, müdür olarak buraya geleceğim.' diye. Bana güldü, okkalı bir gülüş attı ama o gün başlayan serüvenim 38 yıllık kütüphanecilik hayatımın başlangıcı oldu."
Öztürk, görevi boyunca satın aldığı kitaplar, belediyelerin kütüphanelere gönderdiği yayınlar ve çeşitli kurumların hediyeleri sonucu binlerce kitap ve dergilik koleksiyona sahip olduğunu belirtti.
Kütüphane herkese açık
İstanbul'da yaşadığı evde raf olmadığı için kitapları üst üste tavana kadar yığılmış vaziyette muhafaza ettiğini dile getiren Öztürk, "Bunların tek tek ayrıştırılması, kolilerin üzerine hangi grup olduğunun yazılarak buraya getirilmesi süreci vardı. Kitapları Yozgat'a getirdim. 4-5 aylık süreçte de tek tek açıp bu odada şu andaki yerleşimi sağlayacak şekilde düzenledim. Rafları özel yaptırdım." dedi.
Öztürk, "Kitaplar, ev ve bahçede oluşturacağım okuma alanıyla, burayı ziyaret edecek hemşehrilerimin kullanımına açık olacak. Ödünç vereceğim. Dergileri ödünç vermeyeceğim çünkü bir daha bulamayacağım yayınlar ama roman, öykü, şiir, çocuk kitaplarından istifade etmek isteyenler için kapım açık. Çay eşliğinde sohbetler yapabiliriz, dostluklar kurabiliriz." ifadelerini kullandı.
Çok sayıda kitabın yazarları tarafından imzalı olduğunu ifade eden Öztürk, bazı eserlerin ilk baskılarının da kütüphanesinde yer aldığını kaydetti.