Bakan Kurtulmuş: "En Önemli Hususlardan Biri Milli Kültürel Bağımsızlık" - İstanbul
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, en önemli hususlardan birisinin milli kültürel bağımsızlık olduğunu belirterek, "Bizim son iki asırlık tarihimiz ama özellikle modernleşme karşısında geçirilen serüvenlerden sonra elde etmiş olduğumuz tecrübe bize şunu öğretiyor;
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, en önemli hususlardan birisinin milli kültürel bağımsızlık olduğunu belirterek, "Bizim son iki asırlık tarihimiz ama özellikle modernleşme karşısında geçirilen serüvenlerden sonra elde etmiş olduğumuz tecrübe bize şunu öğretiyor; bizim gibi iddialı büyük ülkelerin, gerçekten kendi milli kültürel bağımsızlıklarını kazanamadıkları sürece ekonomi, siyaset ve teknoloji alanında da bağımsız olmaları mümkün değildir." dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen iftar programına İstanbul Valisi Vasip Şahin'in yanı sıra oyuncular, müzisyenler, STK temsilcileri, gazeteciler, akademisyenler, yazarlar, yayıncılar ve çok sayıda davetli katıldı.
Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sahip olduğu kültürel değerlerin zenginliği ve çeşitliliğine vurgu yaparak, Türkiye'nin bir vatandaşı olmaktan dolayı onur ve gurur duyduğunu söyledi.
Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir zenginliğin, çeşitliliğin ve derinliğin olmadığını aktaran Kurtulmuş, "Anadolu topraklarından, bu ülkeden geçmiş olan onlarca büyük medeniyetin, bir kısmı da küçük şehir medeniyetlerinin, İslam öncesi döneme ait ve özellikle İslam medeniyetlerinin büyük izlerine ait son derece muhteşem eserlere sahip olan bir ülkeyiz. Medeniyetlerden geriye kalanların sadece eserler ve binalar değil, bununla birlikte müzikten yemeğine, giyim kuşamından şarkılarına, türkülerine, destanlarına kadar çok farklı birikimlerin de bu ülkeye bir şekilde miras olarak kaldığını biliyoruz ve bu zenginlik, çeşitlililik ve derinlik karşısında gerçekten hayranlıkla, gıptayla ait olduğumuz bu ülkeye karşı bağlılığımızı arttırıyoruz." diye konuştu.
"Senfoniyi, halk türkülerini ve antik kentleri bir araya getiren başka bir ülke yok"
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Her birimizin özellikle üzerinde durması gereken en önemli hususlardan birisinin de milli kültürel bağımsızlık olduğunu bir kez daha yakinen görüyoruz. Bizim son iki asırlık tarihimiz ama özellikle modernleşme karşısında geçirilen serüvenlerden sonra elde etmiş olduğumuz tecrübe bize şunu öğretiyor; bizim gibi iddialı büyük ülkelerin, gerçekten kendi milli kültürel bağımsızlıklarını kazanamadıkları sürece ekonomi, siyaset ve teknoloji alanında da bağımsız olmaları mümkün değildir. Bunun örneklerini görüyoruz."
Troya'dan Osmanlı'ya kadar 24 büyük medeniyetin varlığına dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Mustafa Erdoğan burada. Onun ekibini (Anadolu Ateşi) Çin'e götürdük. Troya destanını muhteşem bir sahne sanatıyla Çinlilere ikram ettik. Orada o insanların Troya destanından esinlenilerek sahneye koyulan oyun karşısında Türkiye'nin gücünü bir kez daha gördüklerini hissetmekten büyük bir memnuniyet duyduk."
Kurtulmuş, geçen yıl başlatılan ve farklı yerlerde sahnelenen "Senfonik Türküler" konserine değinerek, dünyanın hiçbir yerinde senfoni, halk türküleri ve antik kentleri bir araya getiren başka bir ülke olmadığını kaydetti.
"Kaçırılan eserlerin karaborsada satılması terör örgütlerini desteklemekten farksız"
Anadolu'dan kaçırılan eserleri farklı ülkelerdeki müzelerde görmekten dolayı ızdırap duyduğunu belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:
"En son Puşkin müzesine gittiğimizde, Troya'dan kaçırılmış olan, kadınlar için yapılmış bir alınlık gördük. Olağanüstü bir şey. Bizim cep telefonlarıyla fotoğraf çekmemizden de rahatsızlık duydular ama insanın içi sızlıyor. Allah'a çok şükür bu sene 5 büyük eseri yurt dışından getirdik. Şu anda 54 eserimiz bekleme listesinde. Bunların hepsini de Türkiye'ye getirmek için büyük bir gayret sarf ediyoruz. Bu büyük hazinelerin her birisi ait olduğu yerde değerlidir. Bu hazineleri Türkiye'ye yeniden kazandırmak için ciddi bir şekilde gayret sarf ediyoruz."
Numan Kurtulmuş, dünyanın her yerinden kaçırılan eserlerin karaborsada satıldığının altını çizerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunun aslında terör örgütlerini desteklemekten hiçbir farkı olmadığını ifade etmek isterim. Şimdi, DEAŞ'ın Suriye'deki antik kentleri bombaladığına dair birçok haber okuduk, o defterler kapandı, o gazeteler de kaldı. Orada bombalandığı iddia edilen ya da bombalanan antik kentlerin önemli bir kısmının birkaç sene sonra Avrupa'daki müzelerde sergileneceğinden adım kadar eminim. Bu alanda bütün uluslararası camianın ortak bir kararlılıkla mücadele etmesi lazım. Eğer siz kaçırılan eserlere alıcı olacak bir takım pazarlar oluşturur, buna göz yumarsanız, bunun anlı şanlı müzayede salonlarında satılmasına göz yumarsanız, DEAŞ ya da başka bir terör örgütünün, Irak ya da Suriye'den herhangi bir sanat eserini kaçırması kaçınılmaz olur."
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan "Makber"i seslendirdi
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın tarihi eserler konusundaki hassasiyetine vurgu yapan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Birkaç ay evvel, Irak'tan özellikle Kerkük ve Musul'daki olaylar devam ederken, kaçırılıp Türkiye sınırından sokulmaya çalışılan 68 parça tarihi eseri, hiç öyle mahkemeye, bilirkişiye gitmeden, bunların Irak'a ait olduğunu bildiğimiz için gerisin geriye Irak hükümetine teslim ettik. Çünkü biz insanlık değerlerine, insanların medeniyet birikimine saygı gösteren bir millet olarak, geçmiş bütün medeniyetlerin birikimi olan bu tarihi eserlere de saygı göstermek ve onları ait oldukları yerlerinde bir şekilde sergilenmesini sağlamak durumundayız."
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, medeniyetin tahayyül ve tasavvur olarak iki ayaktan oluştuğuna işaret ederek, güzel eserler meydana getirecek gençlerin yetiştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu'nun müzik dinletisi yaptığı etkinlikte, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan da güftesi Abdülhak Hamid Tarhan'a, bestesi Hafız Burhan'a ait "Makber"i seslendirdi.