Türk siyasetinin önemli aktörlerinden olan Akşener'in geçmişten bugüne uzanan yolculuğu
Siyasi tarihimizden bir yıldız daha kaydı. Meral Akşener, 15 Mayıs 2016 tarihinde uğruna kendini polis barikatına dayadığı siyasi mücadeleden ve 25 Ekim 2017 tarihinde kurduğu İYİ Parti'de 31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde aldığı yenilgiden sonra 27 Nisan'da düzenlenecek olan kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
Türkiye siyasetinde tüm doğruları ve yanlışlarıyla bir kadın figür olarak göze çarpan ve tartışmaların odağındaki isim haline gelen Meral Akşener, 1994 yılında atıldığı siyasetten 2024 yılına kadar gelmeyi başardı. Aradan geçen dolu dolu bir 30 yılın ardından hafızalara kazınacak pek çok olay kaldı. İşte Akşener'in dolu dizgin geçen siyasi hayatından bazı önemli kesitler.
Meral Akşener 15 Mayıs 2016tarihinde uğrunda kendini polis barikatına dayadığı, siyasi mücadeleden ve 25 Ekim 2017 tarihinde kurduğu İyi Parti'de31 Mart 2024 Yerel Seçimlerinde aldığı yenilgiden sonra genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.
Beğenin ya da beğenmeyin ama o Türkiye'de1994 yerel seçimlerinde Doğru Yol Partisi'nden İzmit Büyükşehir Belediyesi başkanı adayı olarak girdiği siyasi hayatına çok önemli bir aktördü. Akşener, siyasi tarihimizin mihenk taşlarından olan bir çok liderle çalıştı ve parti kurucusu olmanın yanı sıra bakanlık milletvekilliği yaptı.
Hadi biraz geçmişe gidelim...
Akşener Temmuz 1956 tarihinde Kocaeli'de doğdu. 1974 yılında Bursa Kız Öğretmen Lisesi'nden "İlkokul öğretmeni" olarak mezun olmuş, 1979 ile 1982 yılları arasında öğretmen olarak görev yapmış. Aslında kabına sığmayan bu deli dolu mücadele azmi olmasa belki de Öğretmen olarak sakin, sade ve kim bilir belki de daha mutlu bir şekilde hayatına devam edebilirdi.
Bu sırada bir yandan da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde tarih okur ve 1979 yılında mezun oldu. Aradan geçen 3 yılın ardından ise 1982'de Yıldız Teknik Üniversitesi Kocaeli Mühendislik Fakültesinde araştırma görevlisi oldu Ardından Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yakın çağ tarihi dalında yüksek lisans, ve yine aynı üniversitenin Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Türk tarihi dalında da doktorasını tamamladıktan sonra "Tarih Doktoru" unvanı aldı.
Artık o bir tarihçidir ancak siyasete hep ilgilidir. Aslına siyaset aile geleneğidir çünkü Isparta milletvekilliği yapmış Hasan Tahsin Argun'un yeğenidir. 1994 yerel seçimlerinde siyasete Doğru Yol Partisi İzmit Büyükşehir Belediyesi başkanı adayı olarak ilk adımını atsa da seçilemez.
1 yıl sonraki 1995 Türkiye genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi milletvekili olarak meclise girer ve siyasi hayatında uzun bir yolculuğa adım atar. Bu kadar azimli, kararlı bir siyasetçi elbette sadece bir milletvekili olarak kalamazdı. Bu nedenle Akşener, Milli Savunma Komisyonu ile İçişleri Komisyonu üyelikleri yaptı.
Nitekim 1996 ile 1997 yılları arasında Necmettin Erbakan tarafından kurulan koalisyon hükümetinde İçişleri Bakanı gibi en önemli bakanlıklardan birinin başına gelir. Ancak bu koalisyon çok sürmez, ve 30 Haziran 1997 yılında dağılır. Bu hükümet döneminde bazı söylemleri çok konuşuldu, siyasi rakipleri tarafından her fırsatta aleyhinde kullanıldı.
PARTİ DEĞİŞTİRME SÜRECİ
Meral Akşener'in bugün eleştirilen parti ya da taraf değiştirme süreci 4 Temmuz 2001 tarihinde DYP'den istifa ederek başlar. 3 Kasım 2001 tarihinde MHP'ye geçer ve daha orta sağ , bir çizgiden, ülkücü milliyetçi çizgiye evrilir. Elbette burada da sade bir üye ya da bu partinin sadece bir vekili olmayacaktı.
19 Kasım 2006 tarihli MHP 8. Olağan Büyük Kurultayında MYK üyeliğine seçilerek parti içindeki ilk yönetim görevini aldı. Ama parti başkanlığı asıl hedefi oldu. MHP de değişim gerektiği söylemlerini dile getirir, parti başkanlığına aday olur Parti yönetimi ile görüş çatışmasına girer ve Kasım 2015 Genel Seçimleri'nde partisi onu milletvekili adayı göstermez. Partideki değişim talepleri ve adeta muhalif bir kanat oluşturma çabası MHP'de ciddi bir tartışmaya yol açtı. Bu tartışmaların basında çokça yer almasından sonra MHP Disiplin Kurulu, Meral Akşener'i parti üyeliğinden "kesin çıkarma" cezası vererek, partiden ihraç etti.
O dönemde parti içi demokrasinin sesi gibi adeta kamuoyu onu takdirle takip ediyor, ve bir kesimin ciddi şekilde övgü dolu sözlerine mazhar olarak yıldızı parlayan bir siyasetçi konumuna geliyordu . Hafızalarda kendisini, MHP'nin kongre gerçekleştireceği salonu önünde polis barikatına tutunduğu görüntüleri ile yer almıştı.
İYİ PARTİ SÜRECİ
Nitekim MHP içinde verdiği mücadele sonuç vermeyince ve kamuoyundan aldığı desteğin rüzgarı ile2017 yılında İyi Parti'yi kurdu. 2018 Türkiye Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde partisinin cumhurbaşkanı adayı oldu ve yüzde 7,29 oy alarak seçimde 4'ncü sırada yer aldı.
Yeni kurulmuş bir partiye göre bu oy oranı oldukça iyi bir sonuç olarak hanesine yazıldı. Bundan sonra İyi Parti, Türk siyasetinde iktidara gelmese bile önemli bir rol oynayacaktı. Meral Akşener, bu rüzgar ile ,Cumhur İttifakına karşı Millet İttifakının içerisinde yer aldı. Böylelikle muhalefetin umudu haline geldi. Hatta bu ittifakın adayı kim olursa olsun Cumhurbaşkanı seçileceği yönünde umutlar arttı.
Ancak umulan olmadı. Millet İttifakı aylarca toplantı yaptı ve her toplantının sonucunda seçmen, Cumhurbaşkanı adayının ilan edilmesini bekledi. Fakat görüşmeler somut olmayan neredeyse temenni niteliğindeki açıklamalarla bitti. Gelinen son aşamada dönemin CHP Genel Başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının kesinleşmesi Akşener'i kızdırdı. Akşener, hiçbir şekilde bu durumu kabullenmedi ve nitekim 6'lı masanın 6 Mart Pazartesi günü yapılacak toplantısı öncesi düzenlenen İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) toplantısının ardından açıklama yaptı ve yumruğunu masaya vura vura Kılıçdaroğlu'nun adaylığını yanlış bulduğunu, bunu asla kabul etmeyeceğini açıkladı.
SEÇİM FATURASI AKŞENER'E KESİLDİ
2 gün süren krizin ardından kim ne şekilde ikna etti bilinmez ama Akşener masaya tekrar döndü. Seçime gidildi ve bu seçim, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşı 2'nci turda 2,29 milyon oy farkla kaybedildi. Bunun elbet bir muhasebesi olacaktı ve fatura Meral Akşener'e kesildi.
VE FİNAL
14 Mayıs 2023 tarihindeki Milletvekili Genel Seçimleri'nden 31 Mart 2024 tarihine kadar geçen zaman diliminde Akşener'in masayı devirdiği seçimin kaybedilmesindeki rolü tartışıldı ve eleştirildi. Oysa Akşener ısrarla "Masadan kalkmadım, gönderildim" diye ifade etse bile kimseye dinletemedi. 31 Mart Yerel Seçimleri'nde gözler bir kez daha Millet ittifakına ve dolayısı ile Meral Akşener'e çevrildi. İYİ Parti bir ittifakta mı yer alacak yoksa müstakil adaylarını mı çıkaracaktı?
Akşener, Cumhurbaşkanı olarak önerdiği Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu'nun belediye başkan adayı olduğu Ankara ve İstanbul'da da kendi adayları ile seçime gireceklerini açıkladı. Başta kimse inanmadı. Çünkü Akşener'in Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda 2 isimden birinin aday olması için verdiği mücadelesi hafızlarda henüz tazeydi.
YENİLGİNİN ARDINDAN 'İSTİFA' SESLERİ
Ancak, o kararlıydı. Seçimlerde Buğra Kavuncu'yu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterdi. Buğra Kavuncu, yüzde 0,63 oy oranıyla 6'ncı olarak hezimete uğradı. Yorgun savaşçı Akşener, bir kez daha eleştirilerin tam olarak odağına yerleşti. Parti içerisinden istifa sesleri dahi yükseldi.
Meral Akşener bu çağrılara kulak tıkamak yerine İYİ Parti'nin olağanüstü kurultay kararı aldığını ilan ederek 27 Nisan'da genel başkanlık seçimine gideceğini duyurdu. 'Aday değilim' diye de belirtti.
İYİ Parti'nin daha 1 yıl önceki siyasi iklimdeki gibi etkin bir rol oynayıp oynayamayacağı bilinmez. Ancak bilinen tek bir gerçek var. Meral Akşener her ne kadar siyasette umduğunu bulamasa da bir tarih yazdı. İsmi kolay kolay unutulmayacak bir aktör olmayı başardı.
Meral Akşener, hayatı boyunca öfkelendiği, kızdığı ve düşündüğü her şeyi gizli kapılar arkasında değil, 6'lı Masa'dan ayrıldığını ilan ettiğinde olduğu gibi kim ne der demeden haykıra haykıra anlatan, bir mücadele örneği oldu. Bu günlerde çok çok eleştiriliyor, ancak biliyoruz ki partisinin oy oranı daha yüksek olsa ve umut edildiği gibi büyük bir başarı yakalasa kahraman olarak konuşulacaktı.