Engelli Bireylerin Hayatını Kolaylaştırmak İçin Daha Fazla Duyarlılık Bekleniyor
Engelli bireyler, hayatlarının kolaylaştırılması ve toplumla bütünleşmelerinin sağlanması için kamu ve özel sektörden hizmetlere erişimlerinin kolaylaştırılmasını bekliyor. Görme engelli birisi olarak dışarı çıktığında birçok zorlukla karşılaştığına dikkat çeken Ayşe Begüm Başbozkurt Gür, yaşadıkları sorunları anlattı. Engelli bireylerin toplu taşıma, parklar ve belediyelerin hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı sorunlar da vurgulandı.
Türkiye'de ve dünyada engelli bireyler, hayatlarının kolaylaştırılması, toplumla bütünleşmelerinin sağlanması ve geleceğe umutla bakabilmek için kamu ve özel sektörden hizmetlere erişimlerinin kolaylaştırılmasını bekliyor.
Temel hak ve özgürlüklerinin yanında diğer vatandaşlara sunulan imkanlardan eşit şartlarda yararlanmak isteyen engelli bireyler, bu konuda gerekli duyarlılığın sağlanmasını istiyor.
Doğuştan görme engelli olan ve görme engelli eşi Recep Gür ile "Seslerin İzinde" isimli Youtube kanalında çektikleri videolarla farkındalık oluşturmaya çalışan Ayşe Begüm Başbozkurt Gür, 10-16 Mayıs'ta kutlanan "Engelliler Haftası" dolayısıyla, AA muhabirine yaşadıkları sorunları anlattı.
Görme engelli birisi olarak dışarı çıktığında birçok zorlukla karşılaştığına dikkati çeken Gür, "Öncelikle kaldırımların düz olmaması, kaldırıma park eden araçlar, kaldırımlardaki ağaç, direk, çukur gibi birçok engelin olması hayatımızı zorlaştırıyor." diye konuştu.
Bunun yanında, kaldırımlarda kılavuz çizgi ya da hissedilebilir yüzey diye tarif edilen sarı çizginin olmamasının da zorluk çıkardığını dile getiren Gür, bastonla takip ederek düz gidebildikleri sarı çizgilerin üzerinde de hiçbir engelin olmaması gerektiğini belirtti.
Yürürken yola sarkan ağaç dallarıyla metro hatlarındaki eğimli duvarlara çarptığını anlatan Gür, yolun karşısına geçerken ise trafik ışıklarındaki sesli anons sisteminin hayatlarını kolaylaştırdığını kaydetti.
Toplu taşımadaki sorunlar
Görme engelli bir kişi olarak sahipsiz köpeklerle ilgili de sorunlar yaşadıklarını belirten Gür, "Ankara'da önceden gidip rahatlıkla yürüyüş yaptığım birçok parkta yürüyüş yapmaya gidemiyorum. Çünkü yürüyüş yolunun tam üstünde köpekler yatıyor. Orada yürürken bazen bastonla çarptığımda havlıyorlar, bazen de hiçbir şey yapmama gerek olmadan bastonu tehlike olarak algılayıp üstümüze koşan köpekler oluyor." ifadesini kullandı.
Metrodan çıkarken yanlışlıkla yolun ortasında yatan sahipsiz köpeğe bastonuyla çarptığını dile getiren Gür, şöyle dedi:
"Köpek hırlayarak bana doğru geldi ve insanlar araya girdi. İlk defa böyle bir köpek saldırısına bu kadar yaklaştığımı hissettim. Artık dışarıda korkarak yürüyorum. Özellikle son birkaç yıldır böyle olmaya başladı. Şimdi evime giderken, o metrodan her gün çıkarken artık korkarak gidiyorum. Bu durum hem engelliler, hem yaşlılar, hem çocuklar, hem de herkes için tehlike oluşturacak bir noktaya geldi."
Toplu ulaşımda otobüs kullanırken yaşadığı sorunlardan bahseden Gür, durakta beklerken hangi otobüsün geldiğinden haberdar olamadığını, otobüse bindiğinde de sesli anons sisteminin olmaması veya sesli anons sistemi olan otobüslerin ise sistemi kapatması, arızalı olması ya da sesinin az çıkması gibi durumlar nedeniyle sorunlar yaşadığına işaret etti.
Metroda tekerlekli sandalye kullanıcıları için her istasyonda asansörün olması gerektiğine değinen Gür, şunları kaydetti:
"Görme engellilerle ilgili bir tehlike de metrolarda. Metro geldiği zaman kapının nereden açıldığını sesinden takip ediyorsunuz ama bazen iki vagon arasında da boşluk oluyor. Mesela, metro durduktan sonra ben bastonla takip ediyorum, baston boşluğa geldiğinde, 'tamam kapı açılmış buradan binebilirim' diyorum ama bastonun boşluğa geldiği nokta iki vagon arası da olabiliyor. Bu şekilde düşen görme engelli arkadaşlarımız oldu. Dolayısıyla oraya cam ya da şeffaf bir platform konarak sadece kapının açılacağı yerlerde boşluk olsa çok daha güvenli olur. Bu durum hem görme engelliler hem çocuklar hem de başka gruplar açısından daha güvenli olabilir."
Gür, vapur yolculuklarında yardım almadan tek başına vapura binmediğini söyledi. İnsanların engelliler konusunda neler yapabileceğini anlatan Gür, "Her meslek dalında insanın yapabileceği bir şeyler var. Örneğin; siz bir öğretmensiniz. Sınıfınızda görme engelli bir öğrenci var. Onu sınıfa nasıl dahil edebilirsiniz, diğer öğrencilerle kaynaşmasını nasıl sağlayabilirsiniz, bunun peşinden koşabilirsiniz." dedi.
Belediyelerin engelliler için hizmetlerine de değinen Gür, "Sundukları hizmetlerde engelli birinin o hizmete erişmesi için çalışmalar yapmaları gerekiyor. Bu fiziksel çevre düzenlemeleri olabilir, başka sunulan bir hizmet olabilir. Belediyenin internet sitesi bile olabilir. Engelli kişilerin erişebilmesi lazım." diye konuştu.
İnsanların gözlerini kapatarak görme engellileri, kulaklarını tıkayarak işitme engellileri, tekerlekli sandalyeye oturarak ortopedik engellileri anlayamayacaklarını belirten Gür, sözlerini şöyle tamamladı:
"Çünkü siz onu anlık deneyimlersiniz. Engelli biri doğuştan veya sonradan o duruma alışmaya, kendisine göre farklı yol ve yöntemler geliştirerek aynı eylemleri yapmaya alışır. Görme engelli birini anlamak istiyorsanız gözlerinizi açın. İşitme engelli birini anlamak için kulaklarınızı açın. Ortopedik engelli birisini anlamak için ayağa kalkın. Engelli kişiler ne sorun yaşıyor buna bakın."???????