Çorum'da düzenlenen Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Kongresi başladı
Çorum'da Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi (TERAM) işbirliğinde düzenlenen '2. Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Kongresi' başladı. Kongrede, Türkiye'nin terörle mücadeledeki başarıları ve PKK'nın yurt dışındaki faaliyetleri ele alındı.
Çorum'da Hitit Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ile Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Araştırma Merkezi (TERAM) işbirliğinde düzenlenen "2. Terörizm ve Radikalleşme ile Mücadele Kongresi" başladı.
Çorum Valisi Zülkif Dağlı, Hitit Üniversitesi Çorum Meslek Yüksekokulu Ethem Erkoç Konferans Salonu'nda düzenlenen kongrenin açılış töreninde, Türkiye'de terörizmin 1980'li yıllardan itibaren gündemde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin terörle mücadelede önemli bir yere geldiğini belirten Dağlı, şöyle konuştu:
"O dönemde fiili hayatın içinden gelen arkadaşlarınız olarak, nereden nereye geldiğimizi karşılaştırma imkanı buluyoruz. O dönemde ilden ilçeye gitmek veya lojmandan hükümet konağına gidebilmek bir sorun ve zor iken, şu anda biz güvenliğimizin nerede başladığını, nerede başlaması gerektiğini ve nerelerden itibaren korumamız gerektiğini konuşuyoruz. Tabii bu anlamda ne kadar ileri adım attığımızı da görmüş oluyoruz. Kaldık ki bundan sonra ve bundan dolayı sonuçlar almaya başladığımızı da hep birlikte müşahede ediyoruz."
Kongrede açılış konuşmalarının ardından " Türkiye'nin PKK terörizmi ile mücadelesi 1984-2024" konulu açılış oturumuna geçildi.
Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Güvenlik Genel Müdürü Büyükelçi Fatma Ceren Yazgan, "Güvenlik diplomasisi ve terörizmle mücadelede uluslararası işbirliğinin turnusol kağıdı: PKK" başlıklı sunum yaptı.
Teröristlerin Türkiye'de yapamadıklarını ve asla yapamayacaklarını yurt dışında yaptıklarını belirten Yazgan, "Bazen biraz da mizah olsun diye söylüyorum. 'Brüksel Demokratik Özerk Cumhuriyeti diye bir yer var galiba' diyorum bazen. Bunların bütün propaganda organları, medyası orada." dedi.
Türkiye'yi hedef alan terör örgütlerinin hiçbirinin karar verici kadrolarının, finans, propaganda ya da örgütsel merkezlerinin Türkiye'nin içinde olmadığına işaret eden Yazgan, "Hepsi yurt dışında. Mesela DEAŞ, Türkiye'yi hedef alıyor, yurt dışında. Türkiye kendi içinde terörle mücadelede, sahada çok başarılı bir ülke." ifadelerini kullandı.
Yazgan, Türkiye'nin terörle mücadelede sahada elde ettiği başarıyla yurt dışında PKK'nın varlığını neden sonlandırmadığı konusunun tartışıldığını belirterek şöyle devam etti:
"Avrupa Birliği'nin terör tanımı, kabul edilmiş bir çerçevesi var. Bu çerçevede terörizmin finansmanı konusunda kararlar alıyorlar, mahkeme kararları mevcut. PKK'ya karşı da mevcut, hiçbir şey yapmıyor değiller, yapıyorlar ama PKK onların önceliği olmuyor. Çünkü örgüt akıllı, orada eylemi yapmıyor. Kamu düzenini bozan, oradaki polisi, istihbaratı, halkı rahatsız edecek eylem yapmıyor. Ne zaman yapıyor, o zaman onlara karşı bir tedbir başlıyor bastırma, kontrol altına alma. Onlar mesajı alıyor, yerlerine oturuyor, bir süre rahat duruyor sonra yine durmuyor. Tıynet bozuk. Bu bir örgütsel davranış biçimi."
Belçika'da son yaşanan olaylara herkesin tepki gösterdiğini ifade eden Yazgan, "Belçika Başbakanı, herkes tepkisini belirtti ve 'PKK bir terör örgütüdür' dedi. Baktıklarında şunu gördüler; Bir, bu işi tetikleyen Suriyeli PKK. İki, oradaki yapıyı kontrol eden PKK teröristi Almanya'dan adam örgütleyip otobüslerle getirdi. Kimi hedef aldı, oradaki Türk kökenli Belçika vatandaşlarını hedef aldı. Dolayısıyla iç huzur konusunda çok ciddi bir tehdit olarak var ve bunu kullanıyor." değerlendirmesini yaptı.
PKK'nın Avrupa'da 350 dernek ve STK ile Türkiye aleyhinde propaganda yapıp, siyasi baskı oluşturmaya çalıştığını aktaran Yazgan, "Eğer dünyada terör tehdidi artarsa, o ülkelerin siyasi kadroları, bu tehdit karşısında seçmenlerinden gelen talep üzerine hassaslaşırlarsa, o hassasiyet güvenlik bürokrasisine, kurumlarına, sokağa yansırsa, PKK'ya karşı da bu önlemler işliyor." dedi.
Yazgan, bazı ülkelerin Hamas'ı terör örgütü olarak kabul ettiğini ve sokakta çok ciddi önlemler almaya başladığını, tehdidin arttığı dönemlerde PKK'nın da bundan etkilendiğini aktardı.
Terörün yurt dışındaki insanları bölmeyi hedeflediğinin altını çizen Yazgan, şunları kaydetti:
"Kürt-Türk, Alevi-Sünni, daha sonra Trabzonlu, Mersinli, Mardinli diye bölmek ve yönetmek istiyor. Terör buna hizmet eden araçlardan bir tanesi. Bu zor bir deneyimdir, yurt dışında kendi vatandaşınızın size düşman hale gelmesi, terörün istediği şey. Onun için Türkiye Cumhuriyeti'nin terörle mücadelede en büyük başarısı PKK'nın istediğinin tersine, Kürt ve Türk terimlerinin arasına terörü sokmamıştır. Bence bu bir başarıdır. Bunun üzerine özellikle durulması gerekir."
Oturumda, TOBB ETÜ'den Doç. Dr. Nihat Ali Özcan "PKK ile mücadelenin dönüşümü ve politik kaos", Prof. Dr. Haldun Yalçınkaya "Geçmişten Geleceğe Terörle Mücadelede Kavramsallaştırma ve PKK Örneği" ve TERAM'dan Prof. Dr. Serhat Erkmen "Türk Akademisinde PKK Terör Örgütüne Yönelik Akademik Çalışmaların Durumu" başlıklı sunumlar yaptı.
Kongre, yarın yapılacak oturumlarla sürecek.