Bakan Göktaş: Aileyi, geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli haline getiriyoruz

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Erzincan'da yaptığı konuşmada, nüfusun yaşlanma eğiliminin uzun vadeli demografik riskleri büyüttüğünü ifade ederek, "Günümüzde ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11'e gerilemiş durumda.

AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Erzincan'da yaptığı konuşmada, nüfusun yaşlanma eğiliminin uzun vadeli demografik riskleri büyüttüğünü ifade ederek, "Günümüzde ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11'e gerilemiş durumda. Hanelerin yüzde 57'sinde çocuk yok. TÜİK projeksiyonlarına göre önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak" açıklamasını yaptı. Bakan Göktaş, "7'den 70'e tüm aile bireylerini kapsayan politikalarla aileyi, sağlıklı, güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli haline getiriyoruz" diye konuştu.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Türk Devletleri Teşkilatı Heyeti'nin himayelerinde düzenlenen 'Kadim Değerlerden Modern Yaklaşımlara Türk Dünyasında Kadın ve Aile Sempozyumu', Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi'nin ev sahipliğinde başladı. Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre ve Kültür Merkezi'ndeki sempozyumun açılışına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türk Devletleri Teşkilatı Aksakallılar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, protokol üyeleri, akedemisyenler ve çok sayıda davetli katıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sempozyumun açılışında yaptığı konuşmada, toplumun her döneminde hayatın içinde yer alıp belirleyici roller üstlenen kadınların yerinin daima çok müstesna olduğunu söyledi. Kadınların her alanda güçlü olmasının da tarihin yüklediği ortak bir sorumluluk, geleceğe dair en büyük güvence olduğunu ifade eden Bakan Göktaş, "Bu anlayış, Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu güçlü vizyonla daha da somut bir zemine kavuştu. Bu vizyon doğrultusunda eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye kadar her alanda kadınları güçlendiren kapsamlı politikalar hayat buldu. Kadınlar ekonomide, siyasette, sosyal hayatta daha görünür ve daha etkin oldu. Attığımız kararlı adımlarla kadın-erkek fırsat eşitliğini daha da büyüttük. Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlı liderliğiyle bugün Türkiye, kadını kalkınmanın merkezine alan bir devlet aklıyla yoluna devam ediyor. Bizler de Bakanlık olarak, bu vizyonu somut politikalara dönüştürmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımız bu kararlılığın sahadaki en güçlü yansımasıdır. Bu kapsamda eğitimden istihdama, girişimcilikten karar alma mekanizmalarına kadar pek çok alanda proje hayata geçirdik. 8 Mart'ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile oluşturduğumuz Koordinasyon kurullarıyla bu süreci yerelde daha kapsayıcı biçimde yürütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, kadının güçlendiği her adım, aileyi de sağlamlaştırıyor. Aile güçlendikçe toplumun huzuru, birliği ve yarınlara olan güveni artıyor. Modern dünyanın hızlı dönüşümü, kadın ve aile politikalarının, bir medeniyet meselesi, bir güvenlik meselesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu anlamda, dijitalleşmeden demografik değişimlere, küreselleşmeden sosyal dönüşüme kadar pek çok başlık, kadını ve aileyi merkeze alan bütüncül politikaları zorunlu kılıyor" diye konuştu.

'YALNIZLIK VE BİREYSELLEŞME AİLE BAĞLARINI ZAYIFLATIYOR'

Bakan Göktaş, aileyi ve dinamik nüfus yapısını etkileyen pek çok kırılganlıkla karşı karşıya olduklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Modern dünyanın dayattığı hız ve tüketim kültürü, bugün en çok aileyi hedef alıyor. Artan yalnızlık ve bireyselleşme aile bağlarını zayıflatıyor. Anne-baba rolleri belirsizleşiyor. Dijital çağın kontrolsüz akışı, özellikle çocuklarımız için yeni bağımlılık türlerini ve ciddi güvenlik risklerini beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, küresel ölçekte yayılan cinsiyetsizleştirme baskıları, çocukların kimlik gelişimini hedef alan ayrı bir tehdit alanı oluşturuyor. Doğurganlık oranlarındaki düşüş, nüfusun yaşlanma eğilimi, uzun vadeli demografik riskleri büyütüyor. Günümüzde ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11'e gerilemiş durumda. Hanelerin yüzde 57'sinde çocuk yok. TÜİK projeksiyonlarına göre, önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Şayet bu şekilde devam edersek, tam da bu nedenle, 2025 Aile Yılı kapsamında, tüm bireyleriyle aileyi ve demografik yapıyı güçlendirecek bütüncül sosyal politikalarımıza hız kazandırdık. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, bu çabamızın stratejik çerçevesini oluşturdu. 'Eylem Planı'nda yer alan hedefler doğrultusunda, kurumsal yapımızı güçlendirdik. Cumhurbaşkanı yardımcımızın başkanlığında oluşturduğumuz Nüfus Politikaları Kurulu ile uzun vadeli ve sürdürülebilir demografi stratejileri geliştiriyoruz. Aile Enstitüsü ile aile ve demografi alanlarında bilimsel temelli politika süreçlerini yürütüyoruz."

'AİLE POLİTİKALARIMIZI SINIR ÖTESİNE TAŞIYORUZ'

Aileyi güçlendirmenin yolunın toplumun tüm kesimlerini aynı hedef etrafında buluşturan kapsamlı seferberlikten geçtiğini anlatan Bakan Göktaş, 81 ilde 15 binden fazla etkinlik düzenlediklerini, 1926 kurumla iş birliği yaptıklarını söyledi. Finansal destekler, eğitim programları, kültürel faaliyetler, dijital dönüşüm projeleri gibi pek çok alanda aileyi güçlendiren projeler hayata geçirdiklerini ifade eden Bakan Göktaş, evlenecek gençlere ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sundukları desteklerle özel indirim avantajların bu çalışmaların bir kısmını oluşturduğunu bildirdi. Sosyal risk haritaları sayesinde, ihtiyaçları erken dönemde tespit ederek koruyucu ve önleyici hizmetleri sahada daha hızlı ve etkin biçimde sunduklarını ifade eden Bakan Göktaş, "7'den 70'e tüm aile bireylerini kapsayan bu politikalarla aileyi, sağlıklı, güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli haline getiriyoruz. Ayrıca yürüttüğümüz aile diplomasisi ile aile politikalarımızı sınır ötesine taşıyoruz. Bu kapsamda Türk Devletler Teşkilatı çatısı altında, ilk kez 'Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlar Toplantısı'na ev sahipliği yaparak bu alanda bölgesel bir mekanizma oluşturduk. Bu yıl haziranda, Bakü'de, ikincisini gerçekleştirdiğimiz toplantı, Türk dünyasının, aile ve kadın politikalarında aynı değerler etrafında buluştuğunu, güçlü bir birlik ruhu taşıdığını açıkça ortaya koydu. Aile odaklı iş birliğimizin yanı sıra Türk dünyası kadınlarının ortak bir platformda buluşmalarına imkan verecek bir oluşum için de çalışmalara başladık. Kadınların her alanda güçlenmesine katkı sağlayacak bu yeni yapı ile bilgi ve tecrübelerimizi paylaşacak, ortak değerlerimiz doğrultusunda güç birliği yapacak ve kardeş coğrafyalarla bağlarımızı daha da sağlamlaştıracağız. Türkiye olarak biz, aynı tarihi ve kültürü paylaştığımız, aynı kökten beslendiğimiz Türk devletlerini büyük bir 'Aile Meclisi' olarak görüyoruz. Tüm bu adımlarla, 'aile dostu bir ekosistemi', Türk dünyasının geleceğine yön veren stratejik bir ortak payda haline getirebiliriz. Bu doğrultuda 'Aile ve Nüfus 10 Yılı'nı, sadece Türkiye'nin değil, kadim bağlarla birbirine bağlı tüm kardeş ülkelerin geleceğine yön verecek ortak bir yol haritasına dönüştürebiliriz" diye konuştu.

SAĞLIK BAKANI MEMİŞOĞLU: EN DEĞERLİ MESLEK ÖĞRETMENLİKTİR

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 'Kadim Değerlerden Modern Yaklaşımlara Türk Dünyasında Kadın ve Aile Sempozyumu'nda, konuşmasına, '24 Kasım Öğretmenler Günü'nü kutlayarak başladı. 'Öğretmenler Günü'nün kendisi için çok anlam ifade ettiğini söyleyen Bakan Memişoğlu, "Çünkü toplumu geliştiren ve geleceği oluşturan öğretmenlerin hakkı ödenmez. Bir öğretmenin eseri olarak burada konuşuyorum. 32 yıl ilkokul öğretmenliği yapmış, kendisini çocuklara, eğitime adamış bir annenin evladı olarak konuşuyorum. Öğretmenlik, aynı kadın gibi, başkalarını geliştirmek, onlar için adanmışlık demektir. Kutsal bir meslektir, aynı hekimlik gibi. Bu iki meslek başkaları için yaşar. Birisi başkasını iyileştirmek için, birisi başkasını geliştirmek için yaşar. Kendisi veya çevresi için değil, başkası için insanlık için yaşayan bütün öğretmenlerden rahmetli olanlara Allah rahmet eylesin, yaşayanlara minnetlerimi arz ediyorum. Öğretmen, aynı kadın gibi, toplumun değerlerini, toplumun geleceğini oluşturan en önemli meslek grubudur. Bugün baktığımız zaman özellikle toplumu geliştiren, gelişmiş olan toplumun en önemli mesleğidir. Bu meslek, geleceği inşa ediyor. Çocuklarımızın şekillenmesini, hayata alışmasını ve hayatı öğrenmesini sağlıyor. Onun için en değerli meslek öğretmenlik, eğitmenliktir" diye konuştu.

'ANNE VE KADIN, TÜRK TOPLUMUNUN EN DEĞERLİ ÖGESİNİ OLUŞTURUR'

Bakan Memişoğlu, toplumda kadının yerine dair şunları söyledi:

"Türk toplumu olarak geçmişten itibaren baktığınız zaman kadınına en önemli makamları mevkileri ve değeri veren bir medeniyetin varisleriyiz. Bu medeniyet, hep iyilik yapmış, hep barış sağlamış, hep gelişimi ön planda tutmuş. Biz hem sağlıkçılar, hem eğitimciler esasında Türk toplumunun en önemli unsurları olmuşuz. Bir örnek vereceğim. Kayseri'de 1202 yılında yapılmış Gevher Nesibe şifahanesine baktığınız zaman Kılıçaslan kızına sağlıkla ilgili tıp fakültesiyle nasıl değer verdiğini görürsünüz. Gevher Nesibenin şifahanesini ve tıp fakültesini incelediğiniz ve öğrendiğiniz zaman bu medeniyetin Türk toplumunun hem kadınına, hem sağlığına bundan bin yıla yakın süre önce, nasıl değer verdiğini görürsünüz. Bugün bize insanlığı öğretmeye çalışan bazı medeniyetlerin o tarihlerde insanları cadı ve sihirbaz diye yaktığı zamanlarda psikiyatri hastalarını müzikle tedavi etmeye odaklanmış bir üniversite görürsünüz. 1200 yılındaki bu medeniyette. Bu medeniyette kendi kız kardeşine ve kızına bir tıp fakültesi kurup ismini verecek bir medeniyet görürsünüz. Kadına nasıl değer verdiğini, kadını esasında en önemli kritik kararlarda sürece dahil eden bir medeniyet görürsünüz. Bu medeniyetin örneklerini de her yılda yaşarsınız. Daha Avrupa kadına seçme seçilme hakkı vermezken bu medeniyet, Cumhuriyet, Mustafa Kemal Atatürk, kadına seçme seçilme hakkı vermiştir. Bugün anne ve kadın, Türk toplumunun en değerli ögesini ve toplumu oluşturur."

HER HASTANEYE KREŞ VE ANAOKULU

Bakan Memişoğlu, 1,5 milyonluk sağlık ordusunun yüzde 57'sinin kadınlardan oluştuğunu da ifade ederek, "Yani kurumlar içinde en çok kadın çalıştıran bir kurumuz. Hem Milli Eğitim hem de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile çalışanlarımıza özellikle de kadınlarımıza 'nasıl iyi bir çalışma ortamı oluştururuz' diye çalışıyoruz. Hastanelerimize kreş ve anaokulu konusunda planlamalar yapıyoruz. Biz her hastaneye anaokulu, kreş yapma çalışması içindeyiz. Çünkü anne, çocuğunu yanında, yakınında istiyor. Özellikle büyükşehirlerde planlama kapsamında çalışmaları yapıyoruz" dedi.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmed Kavukcu, sunumu sırasında üzerinde çeşitli mesajların yanı sıra yüzlerce kişinin el izi bulunan pankartı kürsüde açıp, kadına yönelik şiddet konusuna dikkat çekti.

Haber-Kamera: Muzaffer KOŞAN / ERZİNCAN,

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
title