DHA YURT BÜLTENİ - 6

Eskişehir'de kaza: 3 ölü, 6 yaralıEskişehir'in Çifteler ilçesinde hafif ticari araç ile otomobil çarpıştı. Kazada 3 kişi öldü, 6 kişi de yaralandı.Kaza, dün öğle saatlerinde Erbap Mahallesi Sakaryabaşı Meydanı yakınlarında meydana geldi. Vedat Gönder yönetimindeki 41 TV 809 plakalı hafif ticari araç, Remzi Demirel yönetimindeki 26 ND 267 plakalı otomobille çarpıştı. İhbar üzerine kaza yerine çok sayıda ambulans sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde, Figen Demirel (50) ve Ceyda Demirel (18) ile Cevahir Ünal'ın (79) yaşamını yitirdiği belirlendi. Yaralanan Remzi Demirel, Selver Demiral, Vedat Gönder, Reyhan Gönder, Şükrü Kantar, Kader Kantar ise ambulanslarla Eskişehir Şehir Hastanesi'ne kaldırılarak tedaviye alındı.Görüntü dökümü: -------------olay yerinde çekilen cep telefonu görüntüsü, -olay yeri fotoğraflarıESKİŞEHİR,====================Restorasyondaki hata fırtınayla ortaya çıktı Antalya'nın Kumluca ilçesinde, hatalı restorasyonun ardından 2016 yılında üzeri plastik malzemeyle kapatılan Rhodiapolis Antik Kenti'ndeki Likyalı ünlü hayırsever Opramoas adına yapılan anıt, fırtınayla birlikte ortaya çıktı. Şubat ayında etkili olan fırtına, 3 yıldır anıtı gizleyen plastik kaplamayı yıktı.Kumluca ilçesine hakim bir tepede 1892'de keşfedilen Rhodiapolis Antik Kenti'nde arkeolojik kazılarda Likya, Roma ve Bizans dönemlerine ait pek çok tarihi değer gün yüzüne çıkarıldı. Bu değerler arasında M.S. 2'nci yüzyılda bu kentte yaşadığı belirtilen Likyalı ünlü hayırsever Opramoas adına yapılan anıt da bulunuyor. Anıtta, Likya'nın pek çok kentine iyiliği dokunan hayırsever Opramoas'ın yaptığı yardımların anlatıldığı bir de yazıt var.PLASTİK KUTUYLA GİZLENDİ2015 yılında Antalya Rölöve ve Anıtlar Bölge Müdürlüğü'nün 1 milyon 445 bin TL bedelli ihalesini alan özel firmanın anıtta gerçekleştirdiği hatalı restorasyon, büyük tepki topladı. O dönem restorasyonu durdurulan anıt, iç kısmı çelik konstrüksiyon, dışı ise üzerinde fotoğrafının bulunduğu plastik kaplamayla tamamıyla kapatıldı.PLASTİK KAPLAMAYI FIRTINA YIKTIYaklaşık 3 yıldır bu şekilde duran Opramoas Anıtı, şubat ayında fırtınanın, etrafındaki kutu görünümlü plastik ve çelik bariyerleri yıkmasıyla yeniden gün yüzüne çıktı. Parçalanan, anıtı gizleyen plastik ve çelik konstrüksiyon, görevliler tarafından tamamen kaldırıldı. Plastik ve çelik konstrüksiyondan oluşan kaplamanın kurulması ve kaldırılması için de yaklaşık 300 bin TL harcandı.HATALI RESTORASYON RAPORLA ORTAYA ÇIKTIAntik kentte 2004 yılından itibaren araştırmalar yapan ve kazı çalışmalarıyla da birçok tarihi değeri gün yüzüne çıkartan Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bülent İplikçioğlu, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın talebi doğrultusunda 2016 yılında Opramoas Anıtı restorasyonundaki hatalar zincirini ortaya koyan bir rapor hazırladı. Rapor üzerine restorasyon işlemi durduruldu.YÜZDE 70'İ ORİJİNAL MALZEME DEĞİLYazıtlarıyla ünlü Opramoas Anıtı'nda 38 yazıtlı bloğun yanlış yerleştirildiğini, 2 yazıtın kaybolduğunu, 1 yazıtın ise çalışmalar sırasında parçalandığını tespit eden Prof. Dr. İplikçioğlu, anıtın önünde bulunan orijinal sütunlar yerine yeni sütunlar yapıldığını ve tarihi anıtın restore edilebilmesi için uluslararası kriter olan en az yüzde 80'lik orijinal malzemeye sahip olmadığını, bu oranın yaklaşık yüzde 30 civarında olduğunu belirledi.'AYIBI GİZLEMEK İÇİN YAPILAN BİR ŞEYDİ'Hazırladığı bu rapor üzerine yerine başka bir isim arandığı gerekçesiyle istifa eden Prof. Dr. İplikçioğlu, "Opramoas Anıtı restore edilmiş haliyle durduğu sürece adı 'Türk arkeolojisinin utanç anıtı' olarak değiştirilmeye adaydır" sözleriyle de tepkisini dile getirdi. Prof. Dr. İplikçioğlu, hatalı restorasyon nedeniyle çelik konstrüksiyon ve plastik kaplamayla oluşturulan bir kutu içinde korunurken, fırtınanın yıkması sonucu tarihi ayıbın tekrar ortaya çıktığını belirterek, "Ayıbı gizlemek için yapılan bir şeydi" dedi.ORİJİNAL TAŞLAR HEMEN YANINDAKumluca ilçesinin 3 kilometre kuzeybatısında çamlarla örtülü bir tepede kurulu antik kentte, tiyatronun hemen önünde bulunan Opramoas Anıtı duvarlarına ait orijinal taşlarının birçoğu hemen yanında duruyor. Bazı orijinal taşlar ise antik kent sahası içinde yer alıyor. Kumluca'da yaklaşık 2 bin yıl önce tarım ticaretiyle zengin olan ve bu zenginliğini kendi toplumunun refahı için kullanan ve Likya'nın birçok kentinde yaptığı yardımlarla tanınan Opramoas, 2015 yılında Prof. Dr. Nevzat Çevik'in girişimiyle Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği'ne onursal üye yapılmıştı.Görüntü Dökümü-------------------Alanın drone ile görüntüleri-Yapıların yakın plan görnütüleri-Fırtınada yıkılıp yenden yapılan alanın DRONE ve yakın plan görüntüleri-Detaylar245 MB// 2.15 SN HDHaber: Mehmet ÇINAR Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA, ==================Antalya'nın muhteşem su altı dünyası Yılın her mevsimi dalış yapılabilen ve dalış yapanların her an deniz kaplumbağası, aslan balığı, uzun dikenli deniz kestanesi, Akdeniz'in Amazon ormanları olarak nitelendirilen ve adını 'Deniz Tanrısı' Poseidon'dan alan Posidonia Çayırları (deniz çayırları), deniz kaplumbağası ve endemik Akdeniz balıklarıyla karşılaştığı Antalya'nın su altı dünyası, yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Bölgede her gün yaklaşık 1000 kişi dalış yapıyor.Antalya 640 kilometrelik sahili ve yüzlerce plajıyla her yıl milyonlarca yerli ve yabancı turisti ağırlarken, ziyaretçilerine 222 dalış noktasıyla da Akdeniz'in sualtı dünyasının kapılarını açıyor. Bölgede eğitim ve tanıtım dalışları olmak üzere her gün yaklaşık 1000 dalış yapılıyor. Antalya dalış turizmi konusunda Avrupa'nın en popüler noktalarından biri olma yolunda ilerken, Doğu Akdeniz ekosistemi içinde yer alması nedeniyle berrak temiz suyu, doğal resif alanları, biyolojik çeşitliliğinin fazla oluşu ve son yıllarda Kızıldeniz'den gelen deniz canlıları türleriyle dalış turizmine renk katıyor. Antalya, su altı fotoğrafçılarının da yoğun ilgisini çekiyor.YILIN 12 AYI DALIŞAntalya Sualtı Derneği Üyesi Buğra Kayalı (39), 1 yıldır su altı zenginliklerini görüntülediğini belirtirken, Antalya'nın biyoçeşitliliği ve batıklarıyla çok zengin olduğunu söyledi. Çektiği fotoğraflar ve videolarla yaklaşık 222 dalış noktasıyla su altının gizemli dünyasını tanıttığını kaydeden Kayalı, "Bölgede dalış eğitimleri veren firmalar var, dalış yaptıran gruplar var. Sezonda bütün bölgede tanıtım dalışlarıyla birlikte eğitim dalışları da dahil günlük 1000 dalış yapılıyor diyebiliriz" dedi. Antalya'nın su sıcaklığı nedeniyle dört mevsim dalışa uygun olduğunu da vurgulayan Kayalı, "Yılın 12 ayı dalış yapılabiliyor ama sonbahar, ilkbahar ve yaz aylarında dalış aktiviteleri artıyor" diye konuştu. Su altının bilinmeyen bir dünya olması nedeniyle ilgisini çektiğini sözlerine ekleyen Kayalı, "Su altından birçok insan haberdar değil. O dünyayı tanıtmak ve bazı noktalarda bilinçlendirmek adına fotoğraf çekiyorum" dedi. Su altı fotoğraf ve videolarını sosyal medya hesabından paylaştığını söyleyen Kayalı, "2017 yılında kurulan ve halen 100 üyesi bulunan derneğimizin amacı da su altını tanıtmak. Çoğu kişinin haberdar olmadığı bu dünyadan onlara bir şeyler sunabilmeyi amaçlıyoruz" dedi.AKDENİZ'İN AMAZON ORMANLARIAkdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nden öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu ise Antalya bölgesinde dalış yapanların her an deniz kaplumbağası, aslan balığı, uzun dikenli deniz kestanesi, Akdeniz'in Amazon ormanları olarak nitelendirilen ve adını 'Deniz Tanrısı' Poseidon'dan alan Posidonia Çayırları, orfoz, lagos ve endemik olan Akdeniz'in diğer balıklarıyla karşılaştığını belirtti. Antalya bölgesinde su altındaki batıkların da dalış turizmine renk kattığını belirten Prof. Dr. Gökoğlu, Antalya yat limanı açıklarındaki Fransız savaş gemisi, Kemer ilçesi açıklarındaki Paris Batığı, Manavgat ilçesi yakınlarındaki Hadley's Harem adlı uçak batığının hikayeleriyle de dikkat çektiğini söyledi. Görüntü Dökümü-------------Su altı görüntüleriMimar ve su altı fotoğrafçısı Buğra Kayalı dalış hazırlığı yaparken görüntüBuğra Kayalı dalış yaparkenBuğra Kayalı denizden çıkarkenBuğra Kayalı ile deniz kenarında, dalış giysileri içinde röportajHaber: Selma KUNAR, Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA, ==================Kadın girişimci, ahşap atıklarını tasarıma dönüştürdüBursa'nın Orhangazi ilçesinde 2 çocuk annesi Seda Şentürk (39), eşiyle birlikte açtıkları ahşap palet üretim firmasında geriye kalan atıkları değerlendirip ahşap tasarım ürünleri üretiyor. Tasarımlarıyla adını duyuran Şentürk, "Kadınlarımız asla vazgeçmesin. En azından yapmadım dememiş olmak için mutlaka mücadele etmeli" dedi.Orhangazi'de 1997 yılında lisedeyken bir palet fabrikasının muhasebesinde çalışan Seda Şentürk, edindiği tecrübeleri iş hayatına yansıttı. Özel bir orman ürünleri ve ahşap tasarım işletmesini yürüten Seda Şentürk ve eşi Bilgeç Şentürk, 2011 yılında ise kurdukları firma ile önce fırça sapı, ardından da ahşap palet üretimi yapmaya başladı. Seda Şentürk, üretimden geriye kalan atık ahşapları değerlendirmeye karar verdi. Şentürk, bu atıkları ahşam tasarım ürünlerine dönüştürdü. Adını verdiği ahşap tasarım ürünleri ile ismini duyuran Seda Şentürk, kadınların iş hayatındaki başarısına örnek oluşturdu.YURT DIŞINA DA İHRAÇ EDİYORTürkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesindeki Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası'nın da Orhangazi Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı olan Seda Şentürk, ahşap ile lise yıllarında tanıştığını belirtti. Eşi ile birlikte 2011 yılında iş kurduklarını ifade eden Şentürk, "İlk dönemlerde fırça sapı üretimi yaptık, fakat bu işte zarar ettik. Daha sonra 'Ahşap üretiminin hangi dalında iş yapabiliriz?' diyerek, araştırdık. O dönemde ahşap palet üretimine geçtik. Fakat bu işi yürütürken çıkan atık ağaç parçalarını nasıl değerlendirebileceğimizi düşündüm ve böylelikle ahşap tasarım ürünleri üretmeye başladım. Ev eşyalarından süs eşyalarına, mutfak malzemelerinden ağaç saksı üretimine kadar birçok ürün ortaya çıkarmaya başladık" dedi.Türkiye'nin dört bir yanına ürünlerini gönderen Seda Şentürk, ilk yurt dışı satışını da Kenya'ya yaptığını belirtti. Ürettiği ahşap ürünlerde özellikle mutfak malzemelerinde, hiçbir kimyasal madde kullanmadıklarının da altını çizen Şentürk, "Mutfak ürünlerimizi fırınladıktan sonra zeytinyağı ya da ceviz yağı ile işleyip sağlıklı bir hale getiriyoruz" ifadesini kullandı.KADIN GİRİŞİMCİLERE TAVSİYEKadın girişimci olarak 15 yılı aşkın bir süredir iş hayatının içinde olduğunu vurgulayan Seda Şentürk, "Devletimizin daha fazla destek olmasını istiyorum. Prosedürlerin ağır olduğunu düşünüyorum. Bu prosedürler hafifletilmeli. Birçok kırsal alanda projem var, ama prosedürleri geçmek için zorlanıyoruz. Devletimizden bunlara çözüm bulmasını istiyoruz" diye konuştu.Kadın girişimcilere de tavsiyelerde bulunan Seda Şentürk, "Kadınlarımız asla vazgeçmesin. Her işte başarılı olmak zorunda değiller. En azından yapmadım dememiş olmak için mutlaka vazgeçmeden mücadele etmelerini tavsiye ediyorum" şeklinde konuştu.Görüntü Dökümü--------------Seda Şentürk'ün ağaç kesme makinesindeki detayları-Forklift kullanması-Ahşap tasarımların göürntüleri-Ahşap çalışması-Tesislerden detaylarHaber-Kamera: Hasan BOZBEY/ORHANGAZİ,(Bursa),=====================Kayseri'de FETÖ'den 21 kişi adliyedeKayseri'de yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, İç Anadolu Bölgesi'nde örgüt faaliyetlerini sürdürerek, cezaevindeki örgüt üyelerinin ailelerine para yardımı topladıkları, firar edenlere sahte kimlik sağladıkları ve örgüte yeni eleman kazandırmaya çalıştıkları iddiasıyla 6 ilde gözaltına alınan 26 kişiden 21'i, adliyeye sevk edildi. Hafta sonu adliyeye götürülen 5 kişiden 3'ü tutuklandı, 2'si serbest bırakıldı. Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, İç Anadolu Bölgesi'nde FETÖ/PDY üyelerinin yeni yapılanma girişimi ve faaliyetleri içinde oldukları, bu kapsamda örgüte yeni eleman temin etmeye çalıştıkları belirlendi. Kimlikleri belirlenen K.G., İ.U., M.A.Ç., S.Y., H.G. ve R.A'nın, Kayseri'de FETÖ/PDY ile irtibatı olan şahıs, şirket ve esnafla irtibat kurarak bu kişilerden çeşitli yardım, bağış, zekat adı altında para topladıkları, örgüt soruşturmaları kapsamında hala cezaevinde bulunan örgüt üyelerinin ailelerini ziyaret ederek, para yardımı yaptıkları, morallerini yüksek tutmaya çalıştıkları saptandı. Ayrıca soruşturmalarını takip ettikleri örgütle bağlantılı kişiler arasında tahliye olanlara iş imkanı sağladıkları, firar edenlere sahte kimlik temin ettikleri belirlendi. Örgüt üyelerinin ayrıca gizli sohbet toplantılarına devam ettikleri, haklarında FETÖ soruşturmalarından işlem kaydı olup, firar durumda bulunan, cezası kesinleşen ya da örgüt açısından kritik isimleri ülke dışına yasa dışı yollardan çıkarmak üzere Ege ve Marmara bölgelerinde keşif faaliyeti yaptıkları tespit edildi.6 İLDE EŞ ZAMANLI OPERASYONKapsamlı yapılan çalışmalar sonucunda K.G., İ.U., M.A.Ç., S.Y., H.G. ve R.A'nın yanı sıra örgüte yüksek miktarda maddi destek sağladıkları belirlenen H.H.Ü., S.Ç., M.K., A.B., Z.Ş., A.A., M.E., S.U., M.Y.T., İ.C. ve M.Ö. ile bu isimlerle irtibatları olan ve haklarında yakalama kararı bulunan A.C., A.E.B., D.A., S.P., F.Ü., R.S., H.H.E., S.E. ve Z.C. polisin Kayseri merkezli Aksaray, Nevşehir, Kırşehir, Afyon ve Erzurum'da düzenlediği operasyonlarda yakalandı. Şüphelilerin evlerinde yapılan aramalarda örgüte himmet parası olarak toplanan 18 bin 500 lira, 2 bin dolar, 805 Euro, örgütsel yazışmalar için tutulan yardım kayıtları ve dijital materyaller ele geçirildi.21 ŞÜPHELİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİGözaltına alınan 26 şüpheliden 5'i, hafta sonunda adliyeye sevk edildi. 5 kişiden 3'ü, mahkemece tutuklanırken, 2'si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemleri tamamlanan 21 şüpheli de bugün Kayseri Devlet Hastanesi Adli Tabipliğinde sağlık kontrolünden geçirilerek, adliyeye sevk edildi. Görüntü Dökümü: --------Şüphelilerin adliyeye çıkarılışıSağlık kontrolünün ardından polis otobüsüne götürülmesiDiğer görüntülerSüre: 2.26 Boyut: 273 MBHaber - Kamera: Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ =====================Yenişehir'de 15 Temmuz şehitleri anıldıBursa'nın Yenişehir ilçesinde 15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında Milli Birlik Yürüyüşü yapıldı.Yenişehir Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlikler kapsamında mehter takımı eşliğinde Derviş Eroğlu Bulvarı'ndan başlayan yürüyüş, Çınarlı Camii önünde sona erdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın televizyondan yaptığı konuşma meydana kurulan dev ekrandan izlendi.15 Temmuz darbe girişiminin 3'üncü yıldönümünde şehit ve gazilerin unutulmadığını ve unutturulmayacağını belirten Kaymakam Suat Seyitoğlu, "Bugün Türk milletinin zafer bayramı. 3 yıl önce kara bir gece yaşadık. Hem korktuk, hem utandık. Bu milletin içinden böylesi hain odaklar nasıl çıkar? Bu insanlar kimin paralarıyla okudu, nasıl terörist oldular. Devletin uçaklarına binerek, milletin iradesini teslim ettiği TBMM olmak üzere, milletin iradesinin temsil edildiği Cumhurbaşkanlığımızın Külliyesi'ne nasıl saldırılar olabiliyor? Bir de buna şaşırdık. Mustafa Kemal Atatürk, 'Türk milletinin karakteri, bağımsızlıktır, özgürlüktür' diyordu. Hain odaklar bunu unutmuştu. Türk milleti, her türlü fedakarlığa göğüs gerer, canını feda eder" dedi.15 Temmuz'un çok önemli bir tarih olduğunu vurgulayan Belediye Başkanı Davut Aydın şöyle konuştu: "15 Temmuz, demokrasi mücadelesi veren Türk milleti demek, 15 Temmuz, Ömer Halisdemir demek, Şerife Bacı demek, Abdullah Tayyip Olçok demek. 15 Temmuz, şehitler demek, tankı, topu, tüfeği olmayan ama en ağır silahlara karşı vücudunu, canını ortaya koyarak siper olan 249 kişinin şehit, 2 bin 196 kişinin gazi olması demek 15 Temmuz. Rabbim rahmetini esirgemesin. Bu vesileyle vatanımız için canını veren tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize de şükranlarımı sunuyorumöGörüntü Dökümü--------Kutlamalardan detay-Konuşmacılardan detay-Genel, detay görüntüSüre: 4.22 dk Boyut: 488 MB Haber-Kamera: Gürhan ADANA/YENİŞEHİR,(Bursa),====================Ses telleri zarar görmeden izsiz tiroit ameliyatı olduAntalya'da İngilizce Öğretmeni Sinem Düğüncü (41), ses tellerinin zarar göreceği endişesiyle ertelediği tiroit ameliyatını, Lara Anadolu Hastanesi'nde oldu. Düğüncü, ağız içinden yapılan izsiz ameliyatla sağlığına kavuştu.Hastanenin Genel Cerrahi Uzmanı Mehmet İlker Turan, Sinem Düğüncü'ye kapalı yöntemle tiroit ameliyatı gerçekleştirdiklerini söyledi. Mehmet İlker Turan, hastanın 2 hafta önce tiroit bezinde tespit edilen nodüller nedeniyle kendilerine başvurduğunu belirterek, "Dış merkezde takipleri yapılan bir hastamızdı. Tiroit bezindeki nodüllerinin yüksek riskli olduğu tespit edilince biyopsi yapıldı. Patoloji sonucu hastaya ameliyat kararı vermemize yardımcı oldu. Kendisi öğretmen, doğal olarak mesleğini sesiyle icra ediyor. Bu ameliyatlarda ses tellerine giden sinirlerin korunması ve vücutta kalsiyum dengesini sağlayan tiroit bezlerinin korunması hayati önem arz ediyor. Kendisiyle görüşüp ameliyat olması gerektiğini anlattık. Kapalı ameliyat yönteminden bahsettik. Kapalı yöntemle ameliyat olmak istediğini, ameliyat sonrasında boyun bölgesinde iz kalmasını istemediğini ifade etti. Kapalı yöntemle gerçekleştirdiğimiz ameliyatı ağız içinden izsiz gerçekleştirdik. Herhangi bir komplikasyon yaşanmadı. Gayet iyi durumda" diye konuştu.ENDOSKOPİK TİROİT AMELİYATIAmeliyat ekibinin başında bulunan Prof. Dr. Cumhur Arıcı, hastaya endoskopi tiroidektomi ameliyatı gerçekleştirdiklerini belirterek, "Antalya birçok açıdan ilklerin şehri. Endoskopik tiroit cerrahisinde oldukça güzel yol katettik. Ben ve ekibim Türkiye'de endoskopik tiroit ameliyatlarını en fazla yapan ekibiz" dedi.Hastane Başhekimi ve Genel Cerrahi Uzmanı Cengiz Öngen ise "Hastanemiz teknolojide ve ameliyatlarda ilkleri gerçekleştirmeye devam ediyor. Cumhur Arıcı ve İlker Turan hocamla birlikte özel hastane olarak bir ilke daha imza attık. Bundan sonra da bu tür çalışmalarımız devam edecek" diye konuştu.'SES TELLERİ BENİM İÇİN ÖNEMLİ'Namık Kemal Ortaokulu'nda İngilizce Öğretmeni olarak görev yapan Sinem Düğüncü ise ameliyat kararını doktorlarıyla birlikte verdiklerini söyledi. Düğüncü, "Doktorlarım açık mı kapalı mı olacağı konusunda beni bilgilendirdi. Kapalı yöntemle ameliyat olmaya karar verdim. Tabi ses telleri mesleğim anlamında çok önemli. Bu yüzden kapalı ameliyat olmaya karar verdim. İyileşme sürecinin de daha çabuk olacağına inandım. Öyle de oldu. Hastanede ameliyat öncesi ve sonrasında evimde gibiydim. Şu anda kendimi gayet iyi hissediyorum. Ameliyattan 6-7 saat sonra ayaktaydım ve gayet rahattım. Hocalarıma çok teşekkür ediyorum" dedi.Görüntü Dökümü----------Hasta ve eşinin koridorda yürürken görüntüsüRÖP 1: Dr. Mehmet İlker TuranProf. Dr. Cumhur Arıcı hastayı muayene ederken görüntüsüRÖP 2: Prof. Dr. Cumhur ArıcıRÖP 3: Dr. Cengiz ÖngenRÖP 4: Sinem Düğüncü359 MB - 03.14 /// HDHaber: Erol AKKIR-Kamera: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA,==================13 farklı tat, tek kahvede buluşuyorBursa'da tarihi Fidan Han'da 13 farklı aroma ile harmanlanarak servis edilen kahve yoğun ilgi görüyor. İçerisinde salep, çikolata, kakule ve keçiboynuzu özleri gibi birçok tadın yer aldığı kahvenin telvesi de son yuduma kadar bitmiyor.Türk kültürünün vazgeçilmez değerlerinden kahve, Bursa'da Fidan Han'da farklı bir lezzet ile sunuluyor. 13 farklı tat tek bir fincanda birleştirilirken, son yuduma kadar bitmeyen telvesi ise farklı bir deneyim yaşatıyor. İçerisinde salep, çikolata, kakule ve keçiboynuzu özlerinin yer aldığı özel karışım, kahve ile bir araya getiriliyor. Özel fincanda pişirilen kahveyi denemek için Bursa ve şehir dışından birçok insan Fidan Han'a geliyor.KAHVE, PUDRA KIVAMINDA ÇEKİLİYORFidan Han'da kahve işleten Kübra Çörekçi (24), kahvenin çekilmesinden kavrulmasına, karıştırılmasından içindeki özlere dek birçok aşamadan geçtiğini dile getirdi. Çörekçi, "Türk kahvesi haricinde içerisinde 13 karışım bulunuyor. A kalite kahve kullanılıyor. İçerisindeki karışımlar tamamen bitkisel ve Türk damak tadına uygun. Kahvemizi pudra kıvamında çekiyoruz, bakır kazanda tahta kaşık ile karıştırıyoruz. Soğuk suyu tercih ediyoruz. Daha sonra kısık ateşte bir santimetre yüksekliğinde özel fincanlarımızda pişiriyoruzö dedi.FİNCANDA PİŞİYOR, TELVESİ HİÇ BİTMİYORÖzel formülün kendi buluşları olduğuna işaret eden Çörekçi, "İçerisinde salep özü, çikolata özü, kakule özü ve keçiboynuzu özü gibi birçok tat var. Kahve serpme şeklinde dökülüyor. Bir santimetrelik yükseklikte, kısık ateşte, ateşe dayanıklı fincanlarda pişiyor. Daha sonra üzerindeki telve, içene kadar hiç bitmiyor. Normalde kahvelerden yudum aldığınızda aslında suyunu içmiş oluyorsunuz. Bu kahvenin telvesi pudra kıvamında olduğu için ağız tadını hiçbir şekilde bozmuyor, rahatsız etmiyor. Ağza yumuşak bir kahve tadı geliyorö diye konuştu.TADIM İÇİN ŞEHİR DIŞINDAN GELİYORLARBu özel tasarım kahvenin, şehir dışından da birçok ziyaretçisi bulunuyor. Eskişehir'den gelen İlayda Özdil (22), "Ünlü olduğunu duyduk. Fincanda pişmesi ve telvesinin her daim üstte olması bize değişik geldi. Beğendik, oldukça güzel bir lezzet. Normal kahvelerden farklı bir tadı varö dedi. Eda Zeytun ise (22), "Kahvenin içimi, diğer kahvelerden daha farklı. Tadı oldukça hoşö diye konuştu.Görüntü Dökümü;-------------Kahvenin yapımı-Kahve hakkında bilgiler verilmesi-Kahvenin karışımı, hazırlanışı ve servisi-Ziyaretçilerin kahve içmesi, görüşleri-RöportajSüre: 5.21 dakika, Boyut: 704 MBHaber-Kamera: Gürkan DURAL/BURSA,====================Aşkı uğruna doktorluğu bıraktı, Rus mantısı satıyorRusya'da kadın doğum uzmanı olan Sanobar Demir (39), tatil için geldiği Türkiye'de aşık olunca hayatı değişti. Sanobar Demir, 12 yıl önce yerleştiği Antalya'da doktorluk yapmak yerine Rus mantısı imalathanesi açtı.Tatil için geldiği İstanbul'da Yunus Demir'e gönlünü kaptırarak evlenen Sanobar Demir, yerleştiği Antalya'da geleceğini değiştiren kararlar aldı. Rusya'da kadın hastalıkları ve doğum uzmanı doktoru olan Sanobar Demir, turizm kenti Antalya'da doktorluk yapmak yerine ticarete atılmayı tercih etti.Türkiye'de yerleşik hayat süren ve tatile gelen Rusların damak tadına hitap etmeyi planlayan Sanobar Demir, Türk mutfağının baş tacı olan mantının Rus usulü olan Pelmeni işine girmeye karar verdi.Muratpaşa ilçesi Yıldız Mahallesi'nde küçük bir imalathane açan Sanobar Demir, patatesli, vişneli, etli, ıspanaklı ve mantarlı mantı çeşitleri yapmaya başladı. Kısa sürede günlük 150 kiloya kadar mantı yapıp, otellere ve marketlere toptan veren Sanobar Demir, önümüzdeki aylarda işi büyütmeyi hedefliyor.Günlük, 400-500 kilonun üzerine çıkmak istediğini belirten Sanobar Demir, "Ruslar kendi damak tatlarını Türkiye'de de bulmaktan büyük keyif alıyor. Gördüğüm ilgi beni daha çok motive etti. Mantılarımı sadece Ruslar değil, Antalya'da yaşayan ve tatile gelen başka ülkelerin vatandaşları ve Türkler de seviyor" dedi.GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ---------------- Sanobar Demir yufka açarkenMutfakta çalışırkenPersonel mantı hazırlarkenRöp Sanobar Demir,Haber: Süleyman EKİN- Kamera: Emrah GÜL/ANTALYA-DHA)

DHA YURT BÜLTENİ - 6

Güncel Haberler

Eskişehir'de kaza: 3 ölü, 6 yaralıEskişehir'in Çifteler ilçesinde hafif ticari araç ile otomobil çarpıştı.

Eskişehir, Antalya, Güncel, Haberler