Gebelikte Gelişme Geriliği Uyarıları

Gebelikte Gelişme Geriliği Uyarıları
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

Gebelikte gelişme geriliği konusunda uyarılarda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr.değerler arasında seyreder" dedi."

Gebelikte gelişme geriliği konusunda uyarılarda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bozkurt, "Annenin yapısı

bebeğin genetik olarak kodlanan

gelişme potansiyeli

ile her

toplum için belirli üst ve alt

değerler arasında seyreder" dedi.

Malatya Universal Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bozkurt, "İntrauterin (rahim içi) gelişme geriliği anne karnındaki bebeğin o toplum için belirlenmiş gelişme

aralıklarında büyümediğini ifade eder. Günümüzde gerilik kelimesi yerine kısıtlılık

ifadesi

kullanılmaktadır. Anne

karnındaki bir bebeğin gelişimi anne yaşı, bebeğe ait genetik özellikler, annenin yapısı

bebeğin genetik olarak kodlanan

gelişme potansiyeli

ile her

toplum için belirli üst ve alt

değerler arasında seyreder.

Bebeğin gelişiminin alt değerlerinde altında seyretmesi intrauterin

(rahim içi) gelişme kısıtlılığı denilir.

Bu gelişim kısıtlılığı gösteren her bebek anormal ve sağlıksız değildir. Hatta çoğunda bu durum yapısal (yüzde 30) ve plasenta ile ilgilidir (yüzde 60)."dedi.

Bozkurt, bebeğin beslenmesini sağlayan plasenta ve eklerinin bebeğin gelişimini önemli ölçüde etkilediğini ifade ederek, plasentnın damar yetersizliği adı verilen bir grup hastalıklarda bebeğin gelişimini önemli ölçüde geri kalabileceğini söyledi.

Bozkurt, "Beklenildiği gibi bu hastalıkların ağırlık düzeyleri de

gelişim kısıtlılığının

derecesini belirler.

Aslında burada

önemli olan gelişme kısıtlılığı gösteren bebeklerin yüzde 10 ile 20'sinde görülen aneuploidi yani

kromozom bozukluklarının tespiti ve bu bebeklerin ihtiyacı olan gelişmiş yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin sağlanmasıdır.

Bir çok trizomi (down sendromu dahil) olgusunda, triploidi olgusunda

ve çeşitli kromozom

bozukluklarında

intrauterin gelişim kısıtlılığı görülebilir.

Dolasıyla ikili tarama testi sırasında bakılan PAP-A

nın düşük olması

ve

serbest b HCG ' nin,

alpha-fetoprotein,

dimeric

inhibin

A' nın yüksek olması intrauterin gelişim kısıtlılığı açısından da

bir ipucu olabilir" dedi.

"KADIN DOĞUM UZMANLARI VE HASTALAR AÇISINDAN EN ÖNEMLİ

KONU DOĞUM ZAMANLAMASIDIR"

Op. Dr. Murat Bozkurt daha sonra şunları söyledi:

"İntrauterin gelişme kısıtlığı için anneye ait bazı risk faktörleri tanımlanmıştır.

Bunlar annenin önceki gebeliğinde intrauterin

gelişme kısıtlılığı öyküsünün bulunması, yapısal olarak küçük vücut ölçülerine sahip anne, gebelik öncesi düşük kiloya sahip olma,g ebelikte yeterli kilo alınamaması ve günlük

1500 kalorinin altında beslenme, düşük sosyoekonomik durum, anne yaşının 16 dan küçük olması, 35 yaştan

büyük olması annenin bebeğin gelişimini etkileyecek ilaçlar kullanması ( epilepsi- kanser önleyici ilaçları kullanması) anneden hipertansiyon olması,

annede diyabet kollejen doku hastalıkları

,böbrek hastalıkları, talesemi gibi bazı kan hastalıkları bulunması

ve günümüzde sıkça uygulanan

tüp bebek tedavileri bunlardan bazılarıdır. Unutulmamalıdır ki gelişme longitüdinal (devam eden ) bir durumdur. Yani bebeği bir seferlik değerlendirmeyle tanı koymak çoğu kez doğru olmaz. Dolayısıyla bebeğin gelişimi dikkatli bir şekilde izlenerek tanı netleştirilir. İntrauterin gelişme geriliğinde yanlış tanı konulmasına neden olan

en önemli sorun

hastanın son adet tarihini bilmemesinden ve ilk yapılan ultrasonografilerinin kaybedilmesinden kaynaklanan, gebelik haftasının

yanlış hesaplanmasıdır. Son yıllarda 2. Trimester de de

gebelik haftasını belirleyebilecek bazı

ölçümlerin tanımlanması ( transvers serabellar çap, fetal karaciğer hacmi, humerus

kemiği uzunluğu, subcutan doku kalınlığı)

bu sorunu da önemli ölçüde çözmüştür. Ultrasonografi fetal büyümeyi değerlendirerek

bebeğin gelişiminin o hafta için tanımlanan

tabloda nerede olduğunu göstererek tanı koymamızdaki en önemli araçtır.

Aynı zaman da bebeğin anatomisine, sıvısına

ve kan değerlerine (doppler uygulamaları)

bakılarak ileri değerlendirmelerde

bulunulabilir.

İntrauterin gelişme kısıtlılığında ultrasondan başka NST

testi, biyofizik profil

uygulamaları anne karnındaki bebeğin o anlık ve kısa dönemde sonuçları

hakkında bize bilgi vererek doğumun

planlanmasına yardım eder.

Bu konuyla ilgilenen kişiler tarafından daha sağlıklı uygulanan ductus venozus (damar) doppler değerlendirmeleri doğum olayının aciliyeti hakkında daha sağlıklı bilgiler verebilir.

Kadın doğum uzmanları ve hastalar açısından en önemli

konu doğum zamanlamasıdır.

Ciddi gelişim

kısıtlılığı ve kanlanma bozukluklarında;

erken doğurtulan bebeklerde doğumdan sonra çok çeşitli sorunlar çıkabileceği gibi doğumu geciktirilen bebeklerde anne karnında

kaybedilme ihtimali vardır."

"YENİDOĞAN BAKIM ÜNİTELERİNİN YAYGINLAŞMASININ BU OLUMLU GELİŞMEYE KATKISI İNKAR EDİLEMEZ"

Doğum şekli hakkında da bilgi veren Malatya Universal Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Murat Bozkurt, "Doğumun normal vajinal yolla mı yoksa

sezaryen ile mi olacağı konusunda bebeğin ve annenin tıbbi durumu ve ailenin bilgilendirmesi sonrası hekim ile

birlikte verilen karar, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin durumu yol gösterici olacaktır. Neyse ki çoğu gelişme kısıtlılığı dikkatli gözlem ve takiple sorunsuz olarak doğurtulur. Günümüzde modern 2- 3. basamak yenidoğan bakım ünitelerinin yaygınlaşmasının bu olumlu gelişmeye katkısı inkar edilemez. Doğumdan hemen sonra;

bir sonraki gebelikler hakkında bilgi verebileceği için bazı hastalarda plasentanın makroskopik

ve mikroskopik incelenmesi gerekebilir" şeklinde uyarılarda bulundu. - MALATYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel
title