Tika İsveç ile Ortak Yardım Projeleri Geliştirecek
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Başkanı Dr.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA) Başkanı Dr. Serdar Çam, İsveç Kalkınma ve Yardım Bakanı Gunilla
Carlsson'un daveti ile geldiği Stockholm'de, Bakan Carlsson ve İsveç'ın yardım
kuruluşu SİDA'nın yöneticileriyle bir araya geldi.
Ziyareti ile ilgili İsveç'teki Türk basın mensuplarına bilgi veren Çam,
temasları sırasında, İsveç ile Türkiye'nin uluslararası yardımlarının ele
alındığını ve bu konular üzerinde değerlendirme yapıldığını söyledi.
Bakan Carlsson ile Ankara'daki temasları sırasında görüşme yaptıklarını ve
TİKA'yı İsveç'e davet ettiğini kaydeden Çam, bu davet çerçevesinde Stockholm'e
geldiklerini bildirdi.
Çam, "İsveç gelirinin yüzde 1'ini dış yardım konusuna ayırıyor. Bu konuda
çok güzel çalışmalar yapıyorlar. Tabi ki bu alanda yardım konusunda bir
birikimleri de var. Bizler de Türkiye olarak tabi ki bu alanda dikkat çekecek
düzeyde son yıllarda bir başarı grafiği oluşturmaya başladık. Yani etkin sonuçlar
alabilen, net bir şekilde problemlere çözüm üretebilen sonuçlar. Arap Baharı,
Somali, Myanmar, buna benzer çeşitli alanlardaki Türkiye'nin etkinliğini yakından
takip ediyorlar. 'Bizim geçmiş deneyimimiz, sizin hızlı gelişim süreciniz ayrı
ayrı deneyimler, bunları paylaşalım, değerlendirelim' şeklinde görüşmeler oldu
Türkiye'de. Bunun devamı olarak da bizi davet ettiler" dedi.
-Deneyimleri paylaşalım-
İsveç ile somut olarak birkaç projeye başlamak için prensip kararı
aldıklarını da kaydeden Çam, "Onlar ile ilgili uzman arkadaşlarımız çalışacak.
Türkiye'ye döndükten sonra heyetlerin bir araya gelmesi sağlanacak. Planımız bu.
Ondan sonra uygun bir alanda, uygun bir ülkede üçlü bir çalışma yapalım şeklinde
prensip kararı aldık. Cumhurbaşkanımızın ziyareti öncesinde de böyle bir çalışma
yapılaması ayrıca faydalı oldu. Bu teknik işbirliği çalışmalarımızın ikili
ilişkilere ayrıca katkı sağlayacağı kanaatindeyim" diye konuştu.
Geliştirilecek ortak projenin birkaç yerde olabileceğini açıklayan Çam,
"Sonuçta ortak geliştirebileceğimiz bir alan. Afrika olabilir, Balkanlar, Asya
olabilir. Baltık bölgesinde de bazı çalışmaları var. Hem bizim deneyimlerimizi
ortaya koyabileceğimiz, onların da koyabilecekleri, uzmanlarımızın birlikte
çalışabilecekleri bir proje olacak. İsveç'in bu alandaki 50 yıllık deneyim
geçmişine rağmen, İsveçli Bakan tecrübe paylaşımına çok açık. Bizden de bu konuda
istifade edebileceği mesajını verdi" dedi.
-İsveç'teki Türklerin talepleri-
İsveç'te yaşayan Türklere yönelik bir projeleri olup olmayacağının sorulması
üzerine Çam, şu ana kadar bu yönde kendilerine bir talep gelmediğini söyledi.
TİKA Başkanı Çam, "TİKA kalkınma yardımlarını yürüten bir kuruluş. AB üyesi
olması ve belli bir gelir düzeyinde olması nedeniyle kalkınma yardım konseptine
uygun bir çalışma yapmamız söz konusu değil. Ancak teknik işbirliği çerçevesinde,
belki buradaki SİDA'nın da tavsiyesi, talepleri üzerinde durularak bazı talepler
değerlendirilebilinir. Mevzuatımıza uyması halinde bu konuda İsveç'te çalışma
yapmamız mümkün olabilir" bilgisini verdi.
Çam, "Bunun yanında kültürel varlıklarımıza yönelik çalışmalar da
yapıyoruz. Mesela Balkanlar'da çok sayıda tarihimizle alakalı eserlerin restore
edilmesi, korunması benzeri çalışmalar yapıyoruz" diye konuştu.
-Amaç kendi ayakları üzerinde durmaları-
TİKA'nın başlangıç noktasının, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ülkelerinin
dünyaya entegre olmaları ve kendi ayakları üzerinde durmaları konusunda yoğun
çalışmalar başlatılması ile oluştuğunu hatırlatan Çam, "İşte o zamanlar kapasite
üretim programları yapıldı, Türkiye'nin mevcut deneyimlerinin aktarılmasıyla
ilgili bir takım çalışmalar yapıldı. Giderek o ülkeler ile ilgili çalışmalar
genişledikçe, zenginleştikçe, kendi başarılarını ortaya koydukça, bu çalışmalar
başka bölgelere kaymaya başladı. TİKA şu anda benzer çalışmaları Balkanlar'da ve
diğer bölgelerde uyguluyor. Hepsinin kendine göre ağırlıkları var ama sıralayacak
olursak yapılan çalışmalarda bir kere, ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde
durabilecekleri teknik, mesleki eğitimi, formasyon çalışmaları, atölyelerin
kurulması, hayvancılık projeleri, tarım projeleri, seracılık, ağaç, fide
yetiştirme gibi pek çok alanda projelerimiz var. Moldova'da, Bosna Hersek'de,
Karadağ'da, Orta Asya'da pek çok çalışmalarımız var" dedi.
-Nerede kriz varsa orada olmaya çalışıyoruz-
Yardım konusunda her alanda çalışmaların yürütüldüğünü kaydeden Çam,
Birleşmiş Milletler ile de çeşitli alanlarda çalışmalarının kesiştiğini ve onlar
ile de ortak projeleri yürütüklerini, bunun yanında Japon yardım kuruluşlarıyla
ortak yürüttükleri çalışmalar olduğunu, bundan sonra da İsveç'in yardım kuruluşu
SİDA ile ortak projeler geliştireceklerini söyledi.
Yardım konusunda bir deneyim ve kapasite oluştuğunu bildiren Çam, "Nerede
sıkıntı, kriz varsa orada olmaya çalışıyoruz. Sonuçta bir deneyim de oluştu.
Elinde gizli bir ajanda olmadan yardım ulaştırmaya çalışıyoruz" dedi.
Çam, "Yardım konusuyla birlikte o topluluğun size karşı sevgisi artıyor.
Çünkü siz oraya insani nedenler ile gidiyorsunuz. Ondan sonra da ikili
ilişkilerin gelişmesi, siyaset, diplomasi, pek çok alana katkısı oluyor bu tür
çalışmanın" diye konuştu.
-Türk yardımlarının farkı-
Yardımların geri dönüşü beklentisinin doğru olmadığını, yardım yapan ülkenin
bu tür beklenti içinde olmaması gerektiğini de kaydeden Çam, şunları söyledi:
"Ahlaklı olan o tür hesaplar yapmamak. Bizim, Türkiye'nin farkı bu.
İsveç'in böyle yaptığını düşünmüyorum. Ama bazı ülkeler onu yapıyor. Koyduğu bir
dolar için kaç dolar kazanacak, bazı ülkeler bu tür hesaplar yapıyorlar. Ama o
şekilde samimiyetsizlik görüntüsü veriyorlar. Yani 'ben sizin ormanlarınızı
işleteyim, ağaçlarınızı keseyim kağıt yapayım, şunu yapayım, bunu yapayım ama şu
kadar da benim gelirim olsun'. 'Yollarınızı yapayım ama karşılığında da şu alanı
ben işleteyim.' Bu yardım değil ki. Bu bir ticarettir. Bir kapatma ticaretidir"
uyarısında bulundu.
-Türkiye'nin dış yardımı 1.3 milyar dolar-
İsveç ile görüşmelerinin en önemli nedenlerinden birinin yardım ettikleri
alanlarda bir takım siyasi hesaplar ile hareket etmiyor olmaları olduğunu da
söyleyen Çam, İsveçlilerin yaşanan sıkıntıları çözmek için hareket ettiklerini,
çözüm için çalıştıklarını ve bunun da takdire değer olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2011 yılında resmi dış yardıma ayırdığı miktarın 1.3 milyar
dolar olduğunu kaydeden Çam, 2012 yılı ile ilgili çalışmaların henüz
tamamlanmadığını ama bundan çok daha yüksek bir rakam olacağı beklentisi içinde
olduklarını açıkladı.
-Bu başarıya nasıl ulaştık bunu soruyorlar-
Görüşmelerde, İsveçli yetkililerin merakla "Türkiye'nin yardım konusunda
nasıl böyle bir başarı grafiğini yakaladığını" sorduklarını söyleyen Çam,
"Aslında konu şu; Türkiye ne yaptı da böyle bir başarı grafiği elde etti.
İsveç'te samimiyetle bunu sordu. 'Metotlarınızı almak isteriz' şeklinde,
tavsiyelerimizi almak istediler. Ama Türkiye 4-5 yıl içinde çok ciddi şekilde bir
ivme kazandı. Yanı dış yardımları, 50 milyon dolardan, 1.3 milyar dolara çıktı.
Bütün dünya ülkeleri dış yardımları azaltırken, Türkiye artırdı. 2013 yılında da
artacak diyebiliriz, ama bu henüz belli değil" dedi.
Yardım alan ülkelerin Türkiye'ye karşı tutumlarının sorulması üzerine Çam,
söyle konuştu:
"Büyük bir muhabbet, büyük bir sevgi. Somali'yi alacak olursak, yıllardır,
dünya ülkelerinden milyar dolarlık yardımlar gidiyor. Ancak etkin bir yardım
olamıyor. Ne zamanki Türkiye bir adım attı, çok küçük rakamlar ile başlandı. Ama
inanılmaz bir şekilde çok daha kıymetli işler yaptı orada. Aslında Türkiye orada
bir metodoloji ve uyarı ortaya koymuş oldu. Ekonomik boyutu var, paramızın
bereketi var, bir de insanların bize karşı tepkisi var. Bize karşı gerçekten
sevgisi, saygısı var. Yapılan küçük yardımın bile ne kadar kıymetli hale
dönüşebileceğini ortaya koydu. Türkiye'nin bir hesabı kitabı yok. Biz gerçekten
ihtiyacı gidermek için gidiyoruz. İsveçliler merak ediyor. Çalışmalarınız nasıl
bu kadar verimli olabiliyor diye. Somali'de günde ne kadar çok bebek ölümü
varken, şimdi ölmüyor mesela. Açlıktan, susuzluktan ölen Mogadişulular. Hatta
Başbakan oradayken bile ölen bebekler vardı, hatta bir tanesini kurtarmaya
çalıştılar. Böyle acı tablolar vardı."
Muhabir: Stockholm
Yayıncı: Göksel Sözer - STOCKHOLM